ASAYİŞ - 02 Mayıs 2021 Pazar 10:18

(Özel) İstanbul’da silahlı çatışma anları kamerada: Çocuğunu bırakıp böyle kaçtı

A
A
A
(Özel) İstanbul’da silahlı çatışma anları kamerada: Çocuğunu bırakıp böyle kaçtı

Beyoğlu’nda 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı nedeniyle 3 yaşlarındaki çocuğunu dışarıda dolaştıran adamın silahlı saldırıya uğradığı anların güvenlik kamera görüntüleri ortaya çıktı.

Beyoğlu’nda 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı nedeniyle 3 yaşlarındaki çocuğunu dışarıda dolaştıran adamın silahlı saldırıya uğradığı anların güvenlik kamera görüntüleri ortaya çıktı. Saldırıya karşılık veren adam panikle çocuğunu da bırakıp kaçarken, Beyoğlu Asayiş Büro Amirliği ekipleri tarafından kısa sürede yakalanan saldırgan tutuklanarak cezaevine gönderildi.


Olay, geçtiğimiz hafta cuma günü saat 16.00 sıralarında Beyoğlu Hüseyinağa Mahallesi Tarlabaşı Bulvarı üzerinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, 28 yaşındaki Musa Kılıç, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı nedeniyle 3 yaşlarındaki çocuğunu dışarıya çıkartıp dolaştırmak istedi. Baba ve oğul bulvar üzerindeki kaldırımda yürüdüğü esnada kendilerini takip ederek yanlarına yaklaşan bir şahsın silahlı saldırısına uğradı. Kurşunların havada uçuştuğu saldırıda Kılıç’ın karşılık vermesi ile çatışma çıktı. O esnada silahının tutukluk yapması ve Kılıç’ın “Çocuğum var yapma” diye bağırması üzerine saldırgan kaçarak kayıplara karıştı. Yaşananların ardından olay yerine çok sayıda polis ekibi sevk edildi. Çatışmanın hemen sonrası bulvar üzerinde olan Beyoğlu İlçe Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Büro Amirliği ekipleri, elinde silahla kaçan Musa Kılıç’ı etkisiz hale getirerek yakaladı. Gözaltına alınan Kılıç’ın ilk ifadesinde saldırgan şahsı tanımadığını, memlekette husumetli olduğu bir kişinin tuttuğu bir tetikçi olabileceğini söylemesi üzerine Beyoğlu Asayiş Büro Amirliği ekipleri çalışma başlattı.



Beyoğlu polisi saldırganı kısa sürede yakaladı


Çalışmalar kapsamında çevredeki güvenlik kamera görüntülerini incelemeye alan Beyoğlu polisi, saldırgan şahsın olayın öncesinde Audi marka bir lüks otomobille bulvara geldiğini belirledi. Otomobilin plakasından yola çıkan polis ekipleri, içerisindekilerin ise İbrahim A. (18) ve Bayram K. olduğunu tespit etti. Şahısların kimliklerinin belirlenmesinin ardından çalışmalara devam eden Beyoğlu Asayiş Büro Amirliği ekipleri, İbrahim A’yı İmrahor Caddesi üzerinde kıskıvrak yakaladı. Gözaltına alınan İbrahim A.’nın saldırıyı kendisinin gerçekleştirdiğini, olaydan sonra tabancayı Büyük Bayram Sokak üzerine atarak kaçtığını ve Musa Kılıç ile köyden husumetli olduğunu söylediği öğrenildi. Emniyette “hırsızlık” suçundan çok sayıda kaydı olan İbrahim A, ifadesinin alınması ve adli işlemlerinin yapılmasının ardından adliyeye sevk edildi. Mahkemeye çıkartılan şahıs, “kasten adam öldürmeye teşebbüs” suçundan tutuklanarak Metris Cezaevine teslim edildi.


Çatışma anları ise güvenlik kameralarına saniye saniye yansıdı. Görüntülerde baba ve oğul kaldırımda yürüdüğü esnada bir şahıs arkalarından yaklaşıyor. Şahıs tabancasını doğrultarak ateş etmeye başlıyor. Tabancanın tutukluk yaptığını gören baba ise tabancasını çekerek karşılık veriyor. Karşılık vermesinin ardından saldırgan şahıs sokağa girerek kaçıyor. Baba ise panikle çocuğunu kaldırımda bırakıp bulvarın karşı istikametine doğru kaçıyor. Vatandaşlar da panikle kaçışıyor.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.