GENEL - 12 Ocak 2019 Cumartesi 09:02

(Özel) Kanserli kadınlara el işiyle terapi

A
A
A
(Özel) Kanserli kadınlara el işiyle terapi

Maltepe’den Avcılar’a kadar İstanbul’un dört bir yanından gelen kanser hastası kadınlar, Bağcılar’daki el işi kursunda buluştu.

Maltepe’den Avcılar’a kadar İstanbul’un dört bir yanından gelen kanser hastası kadınlar, Bağcılar’daki el işi kursunda buluştu. Hastanede bedenlerinin tedavisi için kemoterapi gören kadınlar kursta yaptıkları birbirinden renkli el işleriyle de merkezde adeta ruhları için terapi görüyor.


Kanser tedavisi gören genç yaşlı birçok kadının farklı aktiviteler gerçekleştirerek moral bulmasını sağlamak amacıyla Bağcılar Belediyesi Kadın Aile ve Aile Kültür Sanat Merkezi’nde el işi kursu açıldı. Bağcılar Belediyesi ve Lösemili Çocuklar Vakfı (LÖSEV) işbirliğinde hayata geçirilen projeyle Maltepe’den Avcılar’a kadar İstanbul’un dört bir yanından gelen kanser tedavisi gören kadınlar Bağcılar’daki merkezde buluştu. Hastalıkları dolayısıyla zamanları hastanede geçen kadınlar burada bez çiçek süslemeciliği, taş boyama, takı, hediyelik eşya gibi birçok etkinliğe katıldı. Kurs sayesinde uzun tedavi sürecinden biraz da olsa uzaklaşan kadınlar yeni ürünler ortaya çıkarmanın da mutluluğunu yaşadı. Hastanede bedenlerinin tedavisi için kemoterapi gören kadınlar merkezde de adeta ruhları için terapi görüyor. Birçok kadın, kursta yeni arkadaşlıklar edindiğini, kendisi gibi hasta kadınların yaşama inancının kendilerini de olumlu etkilediğini belirtti.


“Hastalıklarını biz nebze de olsa unutuyorlar”


Kanserli kadınların hastalıklarını katıldıkları etkinliklerle bir nebzede olsa unuttuklarını ifade eden .Bağcılar Belediyesi Kadın Aile ve Aile Kültür Sanat Merkezi eğitmenlerinden Arzu Aslan, “LÖSEV’den gelen kadınlar “Hayat Bağları” projesi kapsamında burada bazı çalışmalara katılıyorlar. El sanatlarıyla ilgili çeşitli etkinlikler yapıyoruz. Uzaklardan yakınlardan gelenler var. Mutlu bir ortam geçiriyorlar, birbirleriyle kaynaşıyorlar. Hastalıklarını biz nebze de olsa unutuyorlar, Kemoterapi aldıkları halde onu kafalarından atmak adına buluşup el sanatlarına yönelik çalışmalar yapıyorlar. Hadımköy’den Beylikdüzü’nden Maltepe’den gelen hanımlar burada buluşup güzel vakit geçiriyorlar” diye konuştu.


“Vücudum için kemoterapiye gidiyordum burası da kafamı dağıtıyor”


Kurs sayesinde hastalığın psikolojisinden sıyrıldığını ifade ederek ürettiği eşyaların kendisini çok mutlu ettiğini belirten Sadiye Lüle,“Karaciğer kanseriyim, LÖSEV haber verdi bize bu ikinci gelişim, ilk geldiğimde cüzdan yapmıştım. Şimdi de yaka iğnesi yapıyoruz. Burası benim için terapi, vücudum için kemoterapiye gidiyordum burası da kafamı dağıtıyor” ifadelerini kullandı.


“İnsan kafa dağıtıyor”


Kanserin uzun ve yorucu bir tedavi süreci olduğunu bu süreçte geldiği kursun moralini yükselten etkenlerden biri olduğunu belirten Semaye Korkut, “Bir kayıt oluşturduk daha sonrasında moralmen aradılar, destek için aradılar bu olaydan bizi haberdar ettiler. Etkinliklere çağırdılar bizi iki haftadır katılıyorum. Çok güzel, tavsiye ediyorum. İnsan kafa dağıtıyor, zamanımızı değerlendiriyoruz, arkadaşlarımızla sohbet ediyoruz. Baya bir kafa dağıtıyor unutuyorsun, bizim isteğimiz bu kurs daha çok olsun. 5 hafta bize az geliyor” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.