EKONOMİ - 29 Haziran 2020 Pazartesi 09:41

Pandemi sigorta sektöründe dengeleri değiştirdi

A
A
A
Pandemi sigorta sektöründe dengeleri değiştirdi

Koronavirüs salgını, sağlık sigortasının ön plana çıktığı bu dönemde hem kamu hem de özel sektörün özveriyle çalışması ile başarıyla atlatılıyor.

Koronavirüs salgını, sağlık sigortasının ön plana çıktığı bu dönemde hem kamu hem de özel sektörün özveriyle çalışması ile başarıyla atlatılıyor. Salgının etkisiyle evde kalan vatandaşlar, bu dönemde bireysel sağlık sigortasına yönelirken, sektörde yüzde 8’lik bir ivme yakalandı. Uzaktan çalışma sisteminin artık daha fazla firmada görüleceği gözlenirken, gelecek yıl siber güvenlik sigortasına şirketlerin daha çok başvurması bekleniyor.



Koronavirüs salgını hem kamu hem de özel sektörün özveriyle çalışması sona yaklaştığı belirtiliyor. Salgının en yüksek sayılara ulaştığı nisan-mayıs ve haziran aylarında şirketlerin uzaktan çalışma sistemine geçmesi ve halkın kısıtlamalara uymasıyla her gün açıklanan rakamlar gün be gün azaldığı gözleniyor. Evden çalışan veya süreci evde kalarak geçiren vatandaşlar özellikle nisan-mayıs ayında sağlık sigortasında beklenin üzerinde bir ivme yakalanmasında etkili oldu. Bu dönemde yaklaşık yüzde 8’lik artış yaşayan sektör, genel sigorta sektörünü geride bıraktı. Şirketlerin uzaktan çalışma sistemine olumlu bakmasıyla gelecek yıl siber güvenlik sigortasına şirketlerin daha çok başvurması bekleniyor.



Konu ile ilgili videokonferans yöntemiyle açıklamalarda bulunan Allianz Türkiye CEO’su Tolga Gürkan, "Kovid-19 salgını ile bazı branşlar etkilenirken en çok ise oto sigortaları etkilendi diyebiliriz. Buna paralel hasarlarda azaldı. Haziran ayına baktığımızda şu anki trendin Kovid-19 öncesine döndüğüne görebiliyoruz. Salgınla beraber sağlık sigortaları ön plana çıktı. Belli dönemlerde yukarı doğru bir ivme gerçekleşti ama bununla beraber çok kalıcı olmadı. Buradaki sevindirici haber risk algısının artmış olması” dedi.



"Sektör olarak bizde hızla normalleşiyoruz"


Salgın hastalıkların birçok şirket dâhil olmadığını söyleyen Gürkan, "Bunun analizini yaptığımızda yüzde 15’nin kapsama içinde olduğunu gördük. Sektör olarak birlik çatısı altında bir değerlendirme yaptık ve Kovid-19 ile ilgili tüm ödemeleri kapsama altına aldık. İlk 3 ayda yaklaşık yüzde 15 yakın bir reel büyüme görmüştük. Salgın döneme baktığımızda reel büyüme 0’a düşmüş durumda. Haziran ayına baktığımızda ise tekrar aynı seviyeye yaklaştığımızı görüyoruz. Sektör olarak bizde hızla normalleşiyoruz." şeklinde konuştu.



"Siber sigortalarında kurumların daha çok başvuracağını bekliyoruz"


Kovid-19 sürecince sağlık sigortaların öneminin çok arttığına da değinen Gürkan, "Salgın başında talep arttı ancak sonrasında normalleşme dönemi oldu. Sağlık sigortalarında ilk 5 aya baktığımızda yüzde 8’lik bir büyüme gerçekleşti. Bu da sektörün büyümesinin üzerinde bir büyüme olarak gerçekleşti. Zamanla daha da ileriye gideceğini düşünüyorum. Biliyorsunuz ki biz sektör olarak salgını kapsama altına aldık. Daha sonra ise değerlendirme yapıp oluşacak tüm salgın hastalıkları kapsama altına almaya karar verdik. İlerleyen dönemde sağlık, hayat ve işsizlik sigortalarında bir ivme bekliyoruz. Ticari anlamda da sigortaların piyasaya çıkacağını öngörüyoruz. Herkesin evinde çalıştığı dönemlerde siber güvenlik riskler daha ön plana çıkıyor. Dolayısıyla siber sigortalarında kurumların daha çok başvuracağını bekliyoruz." diye konuştu.



"Tüm branşlarda da dijital ivmenin olmasını bekliyoruz"


Dijitalleşmeye uzun zamandır yatırım yaptıklarını vurgulayan Tolga Gürkan, "Hastanelere ve doktorlara ulaşamadığımız bu dönmelerde aslında birçok şirket görüntülü konuşarak en azından kritik durum ve acil durum var mı bunları anlamak için başvurdular. Bizde bu hizmetleri dijital olarak sunduk, sunmaya da devam edeceğiz. Tüm branşlarda da dijital ivmenin olmasını bekliyoruz." diye sözlerini tamamladı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Afyon Uluçay: “Soruna odaklanıp çözüm için çalışacağız” AK Parti Afyonkarahisar Belediye Başkan Adayı Hüseyin Ceylan Uluçay katıldığı gençlik buluşmasında yaptığı konuşmada birlik ve berberlik mesajları verirken, “Kimseyi ötekileştirmeden, dün olduğu gibi siyasi tercihlerini sormadan, soruna odaklanıp çözüm için çalışacağız” dedi. Uluçay, AFAD, AFSÜ’yü ziyaret ederek ve gençlik buluşmasına katıldı. Uluçay’a partililer eşlik etti. Ziyaretleri sırasında bir açıklama yapan Uluçay “Bizim davamız birlik davasıdır. Afyonkarahisar merkez ilçede yaşayan 324 bin, il genelinde de 751 bin vatandaşımızı, bir ve beraber kılma davasıdır. Bu yüzden biz her daim ayrı gayrı olmadan şehrimizin her bir köşesinde, ’Bir olacağız, diri olacağız, iri olacağız’ diye haykırıyoruz. Bizim yolumuz, birlik ve dirlik yoludur. Birliğimizi ve dirliğimizi korumak için milli iradeye sahip çıkan da aziz milletimizdir. Biz şehrimizde bu hassasiyetle gönül gönüle konuşarak kardeşliğimizin daim olduğunu biliyoruz. Biz göreve geldiğimizde insanlarımız yan yana, omuz omuza olacak. Kimseyi ötekileştirmeden, dün olduğu gibi siyasi tercihlerini sormadan, soruna odaklanıp çözüm için çalışacağız. Mutlu şehir Afyonkarahisar’ı birlikte inşa edecek ve güzel yarınlara hep birlikte yürüyeceğiz. Memleketimize en iyi hizmeti getirmek adına çalışacak ve şehrimize yeni yatırımlar kazandıracağız” dedi.
Adana Prof. Dr. Fındıkçıoğlu: “Türkiye’de yılda 30 bin kişiye akciğer kanseri teşhisi konuluyor” Göğüs Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Alper Fındıkçıoğlu, tüm dünyada ölüme en çok yol açan kanser türünün akciğer kanseri olduğunu belirterek, “İnatçı öksürük, kanlı balgam, nefes darlığı, göğüs ağrısı gibi şikayetler ciddiye alınmalıdır. Akciğer kanseri erken safhada teşhis edilirse tedavi edilebilir bir kanser türüdür” uyarısında bulundu. Acıbadem Adana Hastanesi Göğüs Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Alper Fındıkçıoğlu, akciğer kanserinin tüm dünyada en çok ölüme yol açan kanser tipi olduğuna dikkat çekerek, “Kadınlarda en sık meme kanseri erkeklerde ise prostat kanseri görülmesine rağmen kansere bağlı ölümlerde akciğer kanseri birinciliğini sürdürmektedir. Her yıl dünyada yaklaşık 2 milyon 200 bin insan akciğer kanserine yakalanmakta ve 1 milyon 800 bin insan hayatını kaybetmektedir. Ülkemizde ise yılda 30 bin üzerinde insanımıza akciğer kanseri teşhisi konulmaktadır. Teşhis edildiğinde ise hastaların yarısından fazlası ileri evrede olduğundan tedavisi oldukça zordur” dedi. “En büyük sebebi tütün ve tütün mamulleri” Akciğer kanserinin en büyük sebebinin tütün ve tütün mamullerinin tüketilmesi olduğunun altını çizen Prof. Dr. Fındıkçıoğlu, gelişmiş toplumlarda azalan sigara alışkanlığının ülkemiz gibi gelişmekte olan ülkelerde aynı şekilde devam ettiğini; özellikle kadınların sigara içme oranındaki artışın kanser istatistiklerine de yansıdığını söyledi. Fındıkçıoğlu, akciğer kanserinden korunmak için sigara içmemek ve dumanına maruz kalmamak gerektiğini vurgulayarak radyasyon, asbest, radon gazı, ağır metaller ve hava kirliliği gibi faktörlere uzun süre maruz kalmanın da kanser riskini artırdığını sözlerine ekledi. “Akıllı ilaç sigara içmeyenlerde çok etkili” Sigara içmeyenlerde de düşük bir oranda akciğer kanseri görüldüğünü belirten Prof. Dr. Fındıkçıoğlu, “Çünkü genetik ve hormonal faktörler de kanser gelişiminde rol oynamaktadır. Günümüzde, sigara içmeyen hastalarda, halk arasında akıllı ilaç denilen hedefe yönelik tedavilerin oldukça etkin olduğu gösterilmiştir. En son kanser aşısı olarak bilinen immunoterapiler, akciğer kanserinde kullanılmaya başlanmış umut vaat eden sonuçlar alınmıştır. Bunun yanında radyoterapideki gelişmeler de tedavi sürecine katkı yapmaktadır” diye konuştu. “Erken teşhis edilirse tedavi edilebilir” Akciğer kanserinin erken safhada teşhis edilirse tedavi edilebilir bir kanser türü olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Fındıkçıoğlu, bunun için cerrahi tedavilerin önemli bir yer tuttuğunu; cerrahi tedavi ile tümör dokusu tamamen temizlenebilir ise hastalıktan kurtulma şansının yüksek olduğunu ifade etti. Günümüzde hastaların kapalı cerrahi yöntemler ile kısa sürede sağlığına kavuşup, normal hayatlarına dönebildiklerine değinen Prof. Dr. Fındıkçıoğlu, erken evrede tespit edilen bir tümörden akciğerin bir bölümü ve lenf bezlerinin çıkarılması yoluyla kurtulmanın mümkün olduğunu dile getirdi. Erken teşhis için sigara içen veya uzun süre içip bırakan kişilerin düzenli olarak takip edilmesi gerektiğine dikkat çeken Fındıkçıoğlu, “İnatçı öksürük, kanlı balgam, nefes darlığı, göğüs ağrısı gibi şikayetler ciddiye alınmalıdır. Akciğer filmi ve gerekirse akciğer tomografisi ile erken teşhis sağlanabilir. Sigara ve benzeri ürünlerden uzak durmak, sağlıklı beslenmek, ailede kanser öyküsü varsa belli aralıklarla takip edilmek, vücuttaki değişiklikleri ciddiye almak uzun ve sağlıklı bir yaşamın anahtarı olabilir. Erken teşhis hayatınızı kurtaracaktır” dedi.