EKONOMİ - 15 Mayıs 2019 Çarşamba 12:53

TÜSİAD’da ekonomiden çok siyaset konuşuldu

A
A
A
TÜSİAD’da ekonomiden çok siyaset konuşuldu

Türk Sanayici ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) 2019 Yüksek İstişare Konseyi (YİK), Sabancı Center’da gerçekleştirildi.

Türk Sanayici ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) 2019 Yüksek İstişare Konseyi (YİK), Sabancı Center’da gerçekleştirildi. Toplantıda konuşan YİK Başkanı Tuncay Özilhan, “31 Mart seçimleri her şeyden önce ülkemiz için önemli bir demokrasi sınavı oldu. İktidar, muhalefet, YSK olmak üzere devlet kurumları bu seçimlerde büyük bir sınavla karşı karşıya kaldı. Bu sınavda kimin ne not aldığını ileride tarih yazacaktır” dedi.



TÜSİAD 2019 Yüksek İstişare Konseyi’ne TÜSİAD Başkanı Simone Kaslowski, YİK Başkanı Tuncay Özilhan, Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ömer M. Koç, Doğan Holding Yönetim Kurulu üyesi Arzuhan Doğan Yalçındağ ve TÜSİAD üyeleri katıldı. Toplantıda ilk olarak konuşan YİK Başkanı Tuncay Özilhan, “Yıllardır tüm enerjimizi yiyip yutan seçim maratonlarından hepiniz yorgun düştük. Oysaki enerjimizi önünüzdeki 3 ayı değil 3 yılı hatta 30 yılı konuşmaya, derinde yatan sorunları çözmeye ayırmalıyız. Sonuçlanması hiç alışkın olmadığımız kadar uzun süren 31 Mart Seçimleri her şeyden önce ülkemiz için önemli bir demokrasi sınavı oldu. İktidar, muhalefet, YSK olmak üzere devlet kurumları bu seçimlerde büyük bir sınavla karşı karşıya kaldı. Bu sınavda kimin ne not aldığını ileride tarih yazacaktır” diye konuştu.



“Seçim sonrasına itiraz şüphesiz siyasi partilerin en doğal hakkıdır”


Yenilenecek olan İstanbul seçimlerinin birlik ve beraberliği sağlamasını dilediğini söyleyen YİK Başkanı Özilhan, “31 Mart İstanbul Seçimleri çerçevesinde gündeme gelmiş olan iddialar seçimlerin selameti konusunda geçmiş seçimlerde de dile getirilmiş olan şüpheleri yeniden akıllara getirmiştir. Umuyorum ki Haziran ayında yenilenecek seçimler bu şüphelerin yersizliğini herkese kanıtlasın. Seçim sonrasına itiraz şüphesiz siyasi partilerin en doğal hakkıdır. Hepimiz bu hakkı arama özgürlüğüne destek olmalıyız, sahip çıkmalıyız. Ancak seçmen iradesine saygı duyulmasını da isteriz. Hakkaniyetli koşullarda seçim ve seçmen iradesi demokrasilerde tartışmasız en temel niteliğidir. Seçimlere yapılan itirazların niteliği seçim kanunlarının düzgün uygulanması konusunda herkesin kafasında soru işaretleri oluşturmuştur. Seçim kanununda ve uygulamadaki aksaklıların seçimden sonra değil öncesinde giderilmesi idarenin sorumluluğundadır. Dilerim tekrarlanacak olan İstanbul seçimleri demokratik olgunluğumuzu teyit eder. Yeni fay hatlarına ve yeni gerginliklere yol açmaz. Özlemini duyduğumuz birlik ve beraberliği sağlamamıza yol açar” şeklinde konuştu.



“Temenni ediyoruz ki hukuk düzeninin tam olarak sağlandığı güvenli bir seçim geçiririz”


İstanbul’da yenilenecek seçimle birlikte ülkede seçim ortamının 3 ay daha uzayacağını ifade eden TÜSİAD Başkanı Simone Kaslowski, “TÜSİAD, Cumhuriyet’in kuruluş ilkelerini tüzüğünde ve çalışmalarında her zaman kendine rehber edinmiş bir kuruluştur. Malum uzunca bir süredir seçim ortamı atmosferi içinde hareket ediyoruz. 31 Mart itibariyle seçimsiz uzunca bir dönemi tecrübe edecektik. Beklenti böyleydi. Bu yeni döneme hemen makro dengesizliklerin giderilmesine ve bir dizi yapısal reformun hayata geçirilmesiyle başlanacağını ümit ediyorduk. Bu yeni dönem makroekonomik düzenlemelerin ve yapısal reformların hayata geçirilmesi için uygun bir zemin oluşturuyordu. Ancak hepinizin de yakından izlediği gibi yerel seçimler İstanbul’da yenilenecek. Sonuçta seçim ortamı 3 ay daha uzamış olacak. 2017 yılında yüksek büyüdük. 2018 yılında düşük büyüdük. Bu sene pozitif bir büyüme kolay olmayacak. Temenni ediyoruz ki hukuk düzeninin tam olarak sağlandığı güvenli bir seçim geçiririz ve 23 Haziran itibariyle hep birlikte reform gündemine odaklanırız” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Dağlarda çiriş otu bereketi Doğu Anadolu Bölgesinde ve Erzincan’da bu günlerde çarşı pazarda sıkça görülen çiriş otu dağlarda yaban hayvanlarının da ilgisini çekiyor. Bahar ayları ile birlikte Erzincan’ın yüksek kesimlerinde ortaya çıkan çiriş otu vatandaşlar tarafından toplanmaya başlandı. Munzur Dağlarında yerli ve yabancı birçok kişiye rehberlik yapan Murat Aydemir, yaptığı gözlemlerde dağ keçilerinin de çirişi yediğini ifade etti. Dağlarda doğal olarak yetişen çirişten birçok yemek yapıldığını anlatan Aydemir, çirişten yapılan turşunun ayrı bir lezzet olduğunu söyledi. İnsanlar yüzyıllardır yaşamın neredeyse her alanında bitkilerden faydalanıyor. Bazı bitkiler tıbbi faydaları sebebiyle sağlık alanında kullanılırken bazı bitkiler besin bazıları ise boya ya da süs bitkileri olarak kullanılıyor. Çiriş otu da bu bitkilerden bir tanesi. Latincede Asphodelus aestivus L. olarak bilinen ve Zambakgiller familyasına ait olan çiriş otu, çoğu bölgede güllük, dağ pırasası, kirkiş otu, sarı zambak, yabani pırasa ve yeling otu olarak biliniyor. Toplumun büyük bir kısmı bazı hastalıkların tedavisinde tıbbi bitkilere başvuruyor. Bitkisel tedavi yöntemlerinin yan etkilerinin olmadığı ya da daha az olduğu düşünülmesi buna büyük bir etken olarak gösteriliyor. Çiriş otu da bölgede halkın tercih edilen bitkilerin başında yer alır. Çirişten birçok yemek yapılıyor Meryem Badayman, Ekin Dinçel ve Ayla Ünver Alçay tarafından yapılan bir araştırmada çirişin; yabani bir ot olup yenilebilmesinin yanında vitamin, antioksidan, lif ve mineral içerikleri ile vücudu besleyen özelliğe sahip olması sebebiyle yaygın olarak tüketildiği belirtildi. Çiriş otu, Afrika, Arap ülkeleri, Türkiye, Mısır ve Avrupa’nın bazı bölgelerinde görülen bir bitki türü. Türkiye’de Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu, İç Anadolu Ege ve Akdeniz bölgelerinde yetişiyor. Çiriş otu genel olarak zararsız ve faydaları ile ön planda olan bir bitki olarak biliniyor. Bunun yanında çirişin yaprakları henüz tazeyken de yenilebiliyor. Ayrıca çirişten çorba ve birçok yemek de yapılıyor. Haşlandıktan sonra yumurta ile kavrulması ya da peynirle de karıştırılarak yufka ekmek içinde yeniliyor. Ayrıca kaşila diye adlandırılan bir yemeği de yapılıyor. Sevilen yemeklerden biri olan kaşila, çirişin kaynatılıp, içerisine bulgur katılarak, katılaşıncaya kadar pişirilmesiyle yapılıyor. Katılaştıktan sonra içi çukurlaştırılarak yağ dökülüp ve servis edilip yeniliyor.