EKONOMİ - 13 Şubat 2020 Perşembe 10:51

Yabancı sermaye fonu temsilcilerinin Türkiye beklentisi

A
A
A
Yabancı sermaye fonu temsilcilerinin Türkiye beklentisi

Uluslararası özel sermaye fonu temsilcileri, Türk ekonomisinin olumlu yönde ilerlediğini vurguladı.

Uluslararası özel sermaye fonu temsilcileri, Türk ekonomisinin olumlu yönde ilerlediğini vurguladı. 200 milyar doların üzerinde yatırım kapasitesine sahip fon temsilcilerinin yüzde 71’i konferansta yapılan ankette, Türkiye’de yatırımlara ‘devam’ sonucu çıktı.


İstanbul’da geçtiğimiz günlerde düzenlenen ‘Özel Sermaye Fonları Yatırımları’ konferansına katılan uluslararası özel sermaye fonu temsilcileri, Türk ekonomisinin olumlu yönde ilerlediğini vurguladı. 200 milyar doların üzerinde yatırım kapasitesine sahip fon temsilcilerinin yüzde 71’i konferansta yapılan ankette, Türkiye’de yatırımlara ‘devam’ dedi. Yurtdışında şirket satın alma, ihracat, dijital dönüşüm ve teknoloji, şirketlere bu fonlardan yatırım alırken avantaj sağlıyor; çevre, kadın-erkek eşitliği ve yenilenebilir enerji şirketleri öne çıkarıyor.


İstanbul’daki ‘Türkiye ve Çevresindeki Özel Sermaye Yatırım Fonları’ konferansına ev sahipliği yapan Globalturk Capital Kurucu Başkanı ve EMPEA Türkiye Temsilcisi Barış Öney, konferansla ilgili hazırlanan 84 sayfalık raporun ‘Yönetici Özeti’ kısmında konferans izlenimlerini kaleme aldı. Barış Öney, özel sermaye fonları yatırımları açısından Türkiye’nin yaşadığı sıkıntılı dönemin geride kalıyor olduğunu belirterek şöyle dedi:


"Özel Sermaye Fonları açısından yükselen pazarlarda son birkaç yıldır yetersiz performans görülüyorsa da bu eğilim sonsuza dek sürmeyecek. Türkiye dahil yükselen pazarlarda büyük bir büyüme potansiyeli var. Bu kapsamda Türkiye için en zor dönem geçmiş gibi görünüyor. Çoğu analist 2020 yılında yüzde 2-3 büyüme bekliyor, hatta bu rakamların aşılması ihtimali de var. Enflasyon daha sağlıklı seviyelere iniyor; kur oynaklığı azalıyor. Bu da piyasasın direncini artırıyor. Türkiye’de özel sermaye fonlarının 25 yıllık güçlü bir geçmişi mevcut, bu sektörde iyi bir insan kaynağı oluştu. Türkiye’deki şirket kalitesinin benzerlerine göre en iyisi olduğunu söylemek abartı olmaz. Bu iki faktör özel sermaye fonlarının Türkiye’ye olan ilgisinin devam edeceğini bize gösteriyor."


“Yurtdışında satın alan öne çıkıyor”


84 sayfalık rapora göre, özel sermaye fonları temsilcileri daha çok bölgesel büyümeyi hedefleyen şirketlere yatırım yapmayı tercih edeceklerini belirttiler. Bu nedenle de yurt dışında satın almalar yoluyla büyüme hamlesine giren şirketlere olan ilgi artacak. İhracat yapan üretici firmalar, dijital dönüşümü sağlayanlar, teknolojiye önem verenler, öne çıkacak.


Çevreye duyarlı, iklim değişikliğini önleyecek yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği üzerine çalışan şirketlere ve üretimlerinde bunu ön planda tutanlara, sürekli inovasyon yapanlara, kadın-erkek eşitliğine, sosyal ve iyi yönetişim faktörlerine önem verenlere, finans, tarım, enerji, eğitimde teknoloji yatırımları yapanlara daha fazla yatırım gelecek.


Türkiye’deki kurumsal yatırımcıların ve aile ofislerinin de özel sermaye ve girişim sermayesi fonlarına daha fazla kaynak aktarmalarının da önemli olduğu ve bu sayede Türk şirketlerinin kaynak yaratma alternatiflerinin genişleyeceği konuşuldu. Özellikle son yıllarda Türkiye’de başarılı olmuş çok sayıda teknoloji yatırımı olduğu ve bu yatırımların getirilerinden zamanında risk alıp yatırım yapmış yabancı fonların fayda sağladığı, Türkler’in ise yatırım yapmadıklarından dolayı bu tür getirilerden mahrum kaldıklarının altı çizildi.


“Rakiplere göre avantajlı”


Türk şirketlerinin pek çok açıdan, rakiplerinden üstün olduğunu söyleyen Barış Öney, "Şirketlerimiz vizyonları, stratejileri, yurtdışına yatırım, güçlü ihracat, güçlü sanayi üssü yönleriyle rakiplerinden bir adım önde" diyerek şunları kaydetti: "Türkiye’nin nüfusu, yeri, büyüklüğü, uygun demografik verileri Avrupa ile karşılaştırıldığında avantajı hemen görülüyor. Türkiye’nin çok sağlam temelleri var; diğer yükselen pazarlara kıyasla Avrupa’ya yakınlığı, bölgesinde büyük bir üretim üssü olması, girişimci, yetişmiş insan kaynağı çok büyük avantaj. Yabancı fonlar bunun farkında ve çoğunluğu 2020 için iyimserdi. Türkiye’nin daha çok yapısal reform yapmasını ve bunun sürdürülebilir olmasını arzu ediyorlar. Ani ve yüksek kur artışları ve dalgalanmalarının yatırım iştahını olumsuz etkileyen faktörlerin başında geldiğine vurgu yapmakla beraber, Türkiye’nin çok daha güçlü bir ekonomiye ve büyümeye sahip olabileceğini düşündüklerini ve Hükümetin de bu yolda çalışıyor olduğunu gözlemlediklerini ifade ettiler. Konferans sırasında yatırımcılar arasında yapılan ankette yatırımcıların yüzde 71’i yatırım yapmaya devam edeceğini ifade etti. Yüzde 24’ü ise kararsız kaldı. Türkiye’nin makro hikayesinde oluşacak iyileşmeler sayesinde, bu yüzde 24’ün ve bunun çok daha üzerinde yatırımcının da ilgisini çekebiliriz ve 2020’de yatırımlarda önemli bir artış olabilir."


“Yabancı CEO’lar da umutlu”


Toplantıda söz alan Türkiye’deki yabancı şirket CEO’ları da 2020 için çok olumlu görüşler dile getirdiler. Barış Öney’in verdiği bilgiye göre, bu oturumda şu görüşler öne çıktı:


"CEO’ların Türkiye algısı çok olumluydu. Türkiye’de 25 yılı aşkın bir süredir faaliyet gösteriyorlar ve o günden beri büyüyorlar, ayrıca Türkiye dışında şubeler kurarak büyüyorlar. Türkiye’deki yaşam kalitesini şaşırtıcı şekilde iyi bulduklarını dile getirdiler. Hükümetin proje temelli teşvikler programının olumlu bir noktaya geldiğinden bahsettiler. En büyük avantajlarından birinin de yetenekli çalışan bulma konusu olduğuna değindiler. Gençlerin hem çalışkan hem de yeni şeyler öğrenmek için çok istekli olduklarını dile getirdiler. Devalüasyon ve kur dalgalanması gibi zorluklardan da söz edildi. Ancak buna rağmen, CEO’ların Türkiye’de yatırım iştahları sürüyor ve özel sermaye fonlarına da 3-7 yıldan daha uzun bir yatırım ufku ile yatırım yapmaları tavsiye edildi."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Teknoloji ve Yetkinlik Buluşmaları’nın ikincisi gerçekleştirildi Savunma Sanayii Akademi koordinasyonunda ve ASELSAN’ın destekleriyle gerçekleşen Teknoloji ve Yetkinlik Buluşmaları’nın ikincisi, savunma sanayiinde çevik dönüşüm teması ile gerçekleştirildi. Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) koordinasyonunda kurulan Savunma Sanayii Akademi tarafından düzenlenen etkinlik, Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. Haluk Görgün, Savunma Sanayii Başkan Yardımcıları Prof. Dr. Hakan Karataş, Prof. Dr. İhsan Kaya, Mustafa Murat Şeker, Hüseyin Avşar, SSB Daire Başkanları ve sektör temsilcilerinin katılımları ile Bilkent Otel’de gerçekleştirildi. SSB Başkanı Görgün, etkinlik kapsamında gerçekleştirdiği konuşmasında şunları kaydetti: “Savunma sanayiimizdeki insan kaynaklarının sürdürülebilirliği açısından başlattığımız olduğumuz ‘Millî Yetkinlik Hamlesi’ ile sektörümüzün yeni dönemdeki gelişiminde salt rekabetten ziyade ekosistemimizdeki tüm paydaşlarımızın yetenek, yetkinlik, performans, potansiyel ve kapasite olarak birbirlerini tamamlamalarını hedefliyoruz." Bu yeni yaklaşımla; verimsizlik, mükerrerlik, yanlış önceliklendirme, yetenek birikmesi, odak kayması, uzmanlık açığı gibi temel problemleri de en aza indirmeyi hedeflediklerini belirten Görgün, "Bu yetkinlik hamlesi ile birlikte; savunma sanayii ekosistemindeki çalışanların, aday çalışanların ve üniversite öğrencilerinin yetenek mimarisi, yetkinlik inşası, uzmanlaşma, kritik deneyim ve beceri transferi konularında geliştirilmesini önemsiyoruz" ifadesini kullandı. ‘Milli Yetkinlik Hamlesi’ kapsamında tüm firmalarımızın; stratejik planında beslenen, teknoloji yol haritası ile hizalanan, yetenek yönetimini inşa eden, performans yönetimini kurgulayan, yetkinlik geliştiren ve değişimi yöneten insan kıymetleri fonksiyonlarının oluşturulmasını amaçladıklarını aktaran Görgün, "Bugün tüm yönleriyle ele alacağımız çevik proje yönetim yaklaşımı ve insan kaynakları süreçlerinde çevik yaklaşımlar, bu alanda etkin bir network (iletişim ağı) oluşumunu tetikleyecektir" diye konuştu. Görgün çalıştay sonrası ortaya konacak olan fikirleri ve saptamaları yakından takip edeceklerini de ifade etti.
Antalya Çöl tozu 30 Nisan’a kadar temizlenecek Çevre Mühendisleri Odası Antalya Şubesi, Antalya, Burdur ve Isparta’da etkisini gösteren Çöl tozu taşınımı konusunda uyarıda bulundu. Çöl tozu taşınımının bölgede olan yoğunluğuna dikkat çekilen açıklamada, “Çöl tozunun solunum yolu, kalp ve akciğer hastalıkları olan bireyler başta olmak üzere hassas ve alerjik tepki veren vatandaşlarımızda olumsuz etkiler gösterebilir. Ayrıca, görüş mesafesinde düşmeye sebep olabilir. 25 Nisan 2024 tarihinden itibaren çöl tozu etkisinin azalması beklenirken, yere çöken tozun tekrar havalanarak olumsuz etki oluşturması muhtemeldir” denildi. Bugün, Antalya, Isparta ve Burdur çevrelerinde yoğun bir şekilde gözlenen çöl tozu taşınımı ile ilgili Çevre Mühendisleri Odası Antalya Şubesi, yazılı bir açıklama yayınlayarak uyarıda bulundu. Çöl tozu taşınımının çeşitli sağlık, çevre ve ekonomik etkilere neden olabileceğine dikkat çekilen açıklamada, oda olarak kamuoyunu bilgilendirme ve önlemlerin alınması gerekliliği konusunda uyarı yaptıkları belirtildi. Çöl tozunun solunum yolu, kalp ve akciğer hastalıkları olan bireyler başta olmak üzere hassas ve alerjik tepki veren vatandaşlarda olumsuz etkiler gösterebileceği aktarılan açıklamanın devamında, “Ayrıca, görüş mesafesinde düşmeye sebep olabilir. 25 Nisan 2024 tarihinden itibaren çöl tozu etkisinin azalması beklenirken, yere çöken tozun tekrar havalanarak olumsuz etki oluşturması muhtemeldir. Genellikle çöl tozu geçtikten en geç 2 gün içerisinde yağış ile birlikte atmosferden temizlenirken, bu sefer 30 Nisan 2024’e kadar bölgemizde yağış beklenmemektedir” denildi. Bu süreçte çöl tozu taşınımının etkilerini en aza indirmek için vatandaşlara önlem olarak önerilerin de belirtildiği açıklamanın sonunda, şu ifadelere yer verildi: "Çocuklar ve kronik sağlık sorunları olan bireyler dış ortamda uzun süre vakit geçirmemelidir. Göz yanması gibi rahatsızlıkların yanı sıra mevcut hastalıkların tetiklenme riski bulunmaktadır. Görüş mesafesinin aniden azalabileceği göz önünde bulundurulmalıdır. Karayolunda seyahat ederken çöken toz sebebiyle takip mesafeleri uzatılmalıdır. Vatandaşlarımızın T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından işletilen hava kalitesi izleme istasyonları verilerini takip ederek gerekli önlemleri almalarını rica ederiz (https://sim.csb.gov.tr/Services/AirQuality). Çevre Mühendisleri Odası olarak, çöl tozu taşınımının etkilerini azaltmak ve halkın sağlığını korumak için tüm ilgili kurum ve kuruluşların işbirliği içinde hareket etmesi gerektiğini vurgulamaktayız.”