GENEL - 27 Şubat 2021 Cumartesi 11:25

28 Şubat mağduruydu, hayaline yükse lisans teziyle kavuştu

A
A
A
28 Şubat mağduruydu, hayaline yükse lisans teziyle kavuştu

İmam hatip lisesinde okurken 28 Şubat sürecindeki kat sayı uygulaması nedeniyle üniversitede siyasal bilimler bölümünü okuyamayan Fatih Yılmaz, yıllar sonra siyasal iletişim üzerine yüksek lisans yaptı.

İmam hatip lisesinde okurken 28 Şubat sürecindeki kat sayı uygulaması nedeniyle üniversitede siyasal bilimler bölümünü okuyamayan Fatih Yılmaz, yıllar sonra siyasal iletişim üzerine yüksek lisans yaptı. Yılmazın tezi, “Necmettin Erbakan’ın Söylemlerinde Mantık” adıyla kitaba çevrildi.


İzmir’de özel bir okulda idarecilik yapan 39 yaşındaki Fatih Yılmaz, Uşak İmam Hatip Lisesi’nde okurken en büyük hayali üniversitede siyasal bilimler bölümünü kazanmaktı. Ancak 28 Şubat süreci ile birlikte kat sayı uygulaması getirildi ve imam hatip liselerinde okuyan öğrencilerin üniversite okuması neredeyse imkansız hale geldi. Lise bittikten sonra okuma hevesi ile Almanya’ya giden ve orada siyaset bilimi okuyan Yılmaz, eğitime ara vermek zorunda kalarak yeniden ülkesine döndü. Dokuz Eylül Üniversitesinin Almanca Öğretmenliği Bölümü için sınava Almanca dili ile girme şartı maddesinden yararlanarak öğretmenliği kazanan Yılmaz, mezun olduktan yıllar sonra Ege Üniversitesi İletişim Fakültesinde siyasal iletişim üzerine yüksek lisans yaptı. Yılmazın tezi, “Necmettin Erbakan’ın Söylemlerinde Mantık” adıyla kitaba da çevrildi. 28 Şubat sürecinde yaşadıklarını anlatan Yılmaz, “Bir sabah uyandığımızda bütün hayallerimiz elimizden alındı” dedi.



“Hayallerimiz suya düştü”


“28 Şubat sürecinde psikolojik baskı altındaydık” diyen Yılmaz, “Her gün yeni bir depresyon aygıtı ile okula gidiyorduk. Yaşadığımız en büyük sıkıntı, bir sabah uyandığımızda bütün hayallerimizin elimizden alınması oldu. Biz başarılı bir arkadaş grubuyduk. Tıp, hukuk, siyasal okumak istiyorduk. Böyle düşünürken, bir sabah uyandık ve 28 Şubat kararları, kat sayı süreci başladı. O dönem Uşak İmam Hatip Lisesinde okuyorduk. Üniversite sınavında bütün soruları eksiksiz yapmış olsak bile herhangi bir 4 yıllık üniversiteyi kazanma şansımız elimizden alındı. İmkanı olan, olmayan Avrupa’ya ya da Kıbrıs’a gitmeye çalıştı. Ben Almanya’ya gittim. Kendi topraklarımızı terk ederek bilmediğimiz topraklarda üniversite okuma hayallerini gerçekleştirmek üzere ülkemizden ayrılmak zorunda kaldık. Bizim hayallerimiz suya düştü. Biz imam hatip mezunu olmak için o liseye gitmiştik. Bazı arkadaşlarımız okulu bıraktı, kat sayı probleminden dolayı başka liselere geçti. Biz imam hatip lisesinden ayrılmak istemedik. Kaldı ki bir süre sonra imam hatip lisesinde okuyan öğrencilerin başka bir okula nakil yaptırmasının da önüne geçildi” diye konuştu.



“O madde olmasaydı kat sayı nedeniyle yine kazanamayacaktım”


28 Şubat sürecinde Almanya’ya göç eden Yılmaz, “Benim o dönem imkanım yoktu. Almanya’da teyzem ve eniştem yaşadığı için bana yardımcı oldular. Almanya’ya giderek dil öğrendim, Ludwing Maximilian Üniversitesinde Siyaset Bilimi okudum. Ardından okulu yarıda bırakmak zorunda kaldım ve tekrar ülkeme döndüm. Kat sayı problemi o dönem hemen çözülmedi. Ben döndüğümde bu problem devam ediyordu. Dokuz Eylül Üniversitesi, Almanca Öğretmenliği Bölümü için sınava sadece Almanca dili ile girenlerin tercih edebileceğine dair bir madde koymuştu. Bu maddeden yararlanarak Dokuz Eylül Üniversitesi Almanca Öğretmenliği Bölümünü kazandım. O madde olmasaydı kat sayı nedeniyle yine kazanamayacaktım” ifadelerini kullandı.



Tezi kitap oldu


28 Şubat’ın ağır bir darbe olduğunu söyleyen Yılmaz, şöyle devam etti: “Çok zorluklar yaşadık. Yüz binlerce gencin hayali çalındı ama bir şeyi kafaya koyduysanız bir şekilde başarabiliyorsunuz. Siyasal bilimler her zaman ilgimi çekiyordu. 28 Şubat sürecinde bize yaşatılanlar da siyasal alandan geliyordu. Siyasal aktörlerin aldığı kararların cezasını biz çektik. Yıllar sonra Ege Üniversitesi İletişim Fakültesinde siyasal iletişim üzerine yüksek lisans yaptım. Tezimde “Necmettin Erbakan’ın Söylemlerinde Mantık”ı işledim ve tezim de bir yıl önce kitap olarak basıldı. Kitabımda yaşadıklarımın ve okuyup araştırdıklarımın birikimlerini aktardım.”



“En çağ dışı olanı başörtüsü konusuydu”


Yılmaz, 28 Şubat sürecini şu sözlerle anlattı:


“O dönemi yaşarken sürekli bu durumun çözülüp çözülmeyeceğini düşünüyorduk ama her gecenin bir sabahı vardır. Mücadeleden, okumaktan hiçbir zaman vazgeçmedik. 28 Şubat postmodern darbesi, bize ‘siz üniversite okuyamazsınız’ demekti ama biz o söyleme karşı durduk. Benim gibi birçok arkadaş bugün çok güzel başarılara sahip. Vazgeçmeyen mutlaka başarır. O dönem hayallerimiz suya düştü, inancımız yerle bir oldu ama biz vazgeçmeyerek bir yolunu bulduk. O dönem en büyük problem başörtüsüydü. Bu temel bir insan hakkıdır, bir tercihtir. Bir insanın başını örtüp örtmemesi bir ülkede gündem olursa o ülkede hiçbir şey gelişmez. O kadar çok şey elimizden alındı ki ama bunların en çağ dışı olanı başörtüsü konusuydu.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara "30 Mart Uluslararası Sıfır Atık Günü" Kenya’nın başkenti Nairobi’de kutlandı 30 Mart Uluslararası Sıfır Atık Günü"nün ikincisi, Türkiye’nin de işbirliğiyle, Kenya’nın başkenti Nairobi’deki Birleşmiş Milletler (BM) Ofisi’nde düzenlenen etkinlikle kutlandı. BM Çevre Programı (UNEP) İcra Direktörü Inger Andersen, etkinlikte yaptığı konuşmada metal, mineral, gıda ve suyun temel kaynaklar olduğunu belirterek, her yıl 2 milyar tondan fazla kentsel katı atığın oluştuğuna dikkati çekti. Andersen, daha iyi bir gelecek şansını çöpe attıklarına işaret ederek, sürdürülebilir olmayan tüketim ve üretimin iklim değişikliğine, doğa ve biyoçeşitlilik kaybı ve kirliliğine yol açtığını söyledi. Uluslararası Sıfır Atık Günü’nün dünyanın sonsuza kadar kaynak verip karşılığında kirlilik alamayacağını hatırlattığını belirten Andersen, sıfır atık toplumuna ulaşmanın, sorunun boyutunu azaltmakla başladığını kaydetti. Andersen, tekrar tasarlanabilir ve kullanılabilir materyallerin önemine işaret ederek, UNEP’te görüşülen plastik kirliliğine ilişkin çalışmalarla bunun sağlanmasının umulduğunu anlattı. Geri dönüşüm ve atık toplanması konusunda da yatırıma ihtiyaç duyulduğunu kaydeden Andersen, kurumların Paris Anlaşması’nın 2050 hedefleri kapsamında sıfır atığa ulaşmasının önemini vurguladı. Andersen, her düzeyde sıfır atığın materyallerin ekonomide kalması ve atık yönetimini geliştirmesiyle büyük oranda finansal birikimi sağlayacağını belirterek, doğanın israf etmediğini ve insanların da etmemesi gerektiğini söyledi. Emine Erdoğan’dan video mesaj Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, etkinliğe video mesaj gönderdi. Mesajında "Sıfır Atık" yaklaşımının yaygınlaştırılmasıyla ilgili çalışmalara dikkati çeken Emine Erdoğan, "Değerli 13 üyeden oluşan Danışma Kurulu kapsamındaki çalışmalarımız, iyi uygulamaların paylaşılması başta olmak üzere, Sıfır Atık yaklaşımının yaygınlaştırılması çerçevesinde yoğun bir şekilde devam ediyor." ifadesini kullandı. Emine Erdoğan, BM Sıfır Atık Kararı’yla ilan edilen "30 Mart Uluslararası Sıfır Atık Günü"nün önemli bir fırsat oluşturduğunu belirterek, “Ortak evimiz dünyayı daha yaşanabilir bir yer yapmak için vaktini ve emeğini ortaya koyan bütün çevre gönüllülerinin Sıfır Atık Günü’nü kutluyorum" dedi. Uluslararası Sıfır Atık Günü’ne yönelik, BM İnsan Yerleşimleri Programı (UN Habitat) ve UNEP başta olmak üzere, uluslararası kuruluşların değerli işbirliğiyle düzenlenen tüm etkinliklerin hayırlara vesile olmasını dileyen Emine Erdoğan, dünyanın dört bir yanındaki diplomatik temsilciliklere de Türkiye’nin bayrak taşıyıcısı oldukları bu özel günde etkinlikleri ve çalışmalarıyla sundukları katkıdan dolayı yürekten teşekkür etti. Kurumların rolüne işaret etti Türkiye’nin Nairobi Büyükelçisi Subutay Yüksel, etkinlikteki konuşmasında "30 Mart Uluslararası Sıfır Atık Günü"nün ikinci yıl dönümünü kutlamak için bir araya geldiklerini belirterek, Nairobi’nin "çevrenin dünya başkenti" olduğunu söyledi. UN Habitat ve UNEP’in Sıfır Atık girişimlerinin ve etkinliklerinin merkezinde yer aldığını anlatan Yüksel, küresel ölçekte sıfır atık eylemlerinin geliştirilmesi için farkındalık oluşturulmasında bu kurumların önemli rol oynadığını vurguladı. Yüksel, Türkiye’nin başarılı Sıfır Atık Projesi’nin Birleşmiş Milletler 77. Genel Kurulu kararıyla küresel hareket haline gelmesinden duyduğu mutluluğu dile getirerek, ulusal ve küresel düzeyde iklim değişikliğiyle mücadeleye ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin başarıya ulaşmasına katkı sağlamaya devam edeceklerinin altını çizdi. "Sıfır Atık Danışma Kurulu"nun, BM Sıfır Atık Kararı’nın önemli bir sonucu olduğunu kaydeden Yüksel, Kurulun çalışmalarının "Çalışma Planı" doğrultusunda kapsamlı şekilde sürdüğünü belirtti. Emine Erdoğan’ın "Küresel Sıfır Atık Ödülleri"nin verilmesi, gelecek yıllarda "Sıfır Atık Yılı"nın ilan edilmesi ve Danışma Kurulunun gözetiminde faaliyet gösterecek küresel "Sıfır Atık Fonu"nun kurulması gibi fikirlerini Kurula sunduğunu anlatan Yüksel, BM Genel Kurulunun 78. Oturumu marjında "Ortak Evimiz Dünya İçin Sıfır Atık İçin Küresel Taahhüt" başlığıyla "Küresel Sıfır Atık İyi Niyet Bildirgesi’nin" imzaya açıldığını, bunun güçlü destek gördüğünü kaydetti. Yüksel, kapsayıcı şekilde el ele verilmesi gerektiğine işaret ederek, "Sürdürülebilirliğin insanlığın temel taşı ve atığın geçmişin kalıntısı olduğu bir geleceği inşa edebiliriz" dedi. Büyükelçi Yüksel, katılımcılara "Sıfır Atık" konusunun ulusal ve uluslararası boyutları hakkında ayrıntılı bilgi sundu.
Çorum Başkan Aşgın: “Metrobüslerle şehrimizi buluşturacağız” Belediye Başkanı Dr. Halil İbrahim Aşgın, toplu ulaşımda Çorum’a çağ atlatacak olan “öetrobüs” projesini yeni dönemde hayata geçireceğinin müjdesini vererek, “Yeni dönemde metrobüslerle şehrimizi buluşturacağız” dedi. Belediye Başkanı Dr. Halil İbrahim Aşgın, Çorum’un çehresini değiştirecek, farklı alanlarda her kesime hitap eden 41 proje ile ikinci beş yılına hazırlanıyor. Toplu taşıma ve ulaşım konuları da Başkan Aşgın’ın projeleri arasında yer alıyor. Metrobüs projesini kamuoyuna ilan eden Başkan Aşgın, şehrin doğu-batı ekseninde trafiği rahatlatacak ve toplu taşımaya yeni bir seviye katacak metrobüs sistemini kuracaklarını açıkladı. Metrobüs sistemiyle ilgili, bir ulaşım mühendisliği firmasına rapor hazırlattıklarını dile getiren Başkan Aşgın, “Firma bize, İstanbul’daki metrobüs sistemine benzer bir sistemin şehrimizde, işleri daha da kolaylaştıracağı, daha hızlı, daha kaliteli bir ulaşım sağlayacağı ve hemşerilerimizin memnuniyetinin artacağı yönünde bir rapor verdi. Artık son aşamalarındayız. İnşallah önümüzdeki süreçte körüklü otobüslerimize ilave olarak metrobüslerle de şehrimizi buluşturacağız. Şimdiden hayırlı uğurlu olsun” dedi. Uygulamanın taslağında yer alan detaylarla ilgili bilgi veren Başkan Aşgın, Hitit Üniversitesi Kuzey Kampüsü ile Hastane-Stadyum-Terminal bölgesine mevcut otobüslerin yerine sadece birkaç büyükşehirde kullanılan metrobüs ile ana arter ulaşımı sağlayacaklarını ifade etti. Ayrıca, ana artere bağlı tali güzergahlardan otobüslerle metrobüs hattını entegre edeceklerini de belirten Başkan Aşgın, “Transfer noktalarında hemşerilerimiz ilave ücret ödemeksizin konforlu ulaşımın keyfine varacak” şeklinde konuştu.
İstanbul Beşiktaş, hazırlık maçında Karagümrük ile berabere kaldı Beşiktaş, hazırlık maçında karşı karşıya geldiği Fatih Karagümrük ile 1-1 berabere kaldı. Trendyol Süper Lig’in 31. haftasında 4 Nisan Perşembe günü deplasmanda RAMS Başakşehir ile karşılaşacak olan Beşiktaş, bu müsabakanın hazırlıklarını Fatih Karagümrük ile BJK Nevzat Demir Tesisleri’nde yaptığı hazırlık maçıyla sürdürdü. Siyah-beyazlılar, mücadeleye Ersin Destanoğlu, Onur Bulut, Necip Uysal, Omar Colley, Arthur Masuaku, Daniel Amartey, Jackson Muleka, Rachid Ghezzal, Gedson Fernandes, Cenk Tosun ve Vincent Aboubakar 11’yle başlarken; Göktuğ Aytekin, Jonas Svensson, Tayyip Talha Sanuç, Joe Worrall, Demir Ege Tıknaz, Ernest Muçi, Emre Kaya, Andülmecid Dönmez ve Umut Meraş yedek kulübesinde yer aldı. Siyah-beyazlılarda bel ağrısı olan Rebic ile birlikte bireysel çalışan Emrecan Terzi ve Oxlade- Chamberlain’in yanı sıra Al-Musrati, Tayfur Bingöl, Salih Uçan ve Emrecan Uzunhan müsabakada forma giymedi. Fatih Karagümrük’te de Teknik Direktör Tolunay Kafkas; Sirigu, Biraschi, Salih Dursun, Koray Günter, Emir Tintiş, Bertolacci, Emre Mor, Eysseric, Paoletti, Lasagna ve Güven Yalçın 11’ini sahaya sürdü. Furkan Bekleviç, Emre Bilgin, Burak Arkan, Levent Mercan, Feghouli, Ceccherini, Efecan Mızrakçı, Nazım Sangare, Adnan Uğur, Yunus Azrak, Can Keleş, Tarık Tuğyan, Teklic, Veseli ve Mendes ise kulübede görev bekledi. Karşılaşmanın 25. dakikasında Emre Mor’un orta sahadan gönderdiği derin pasla savunma arkasına sarkan Lasagna, Karagümrük’ü 1-0 öne geçiren golü kaydetti. Beşiktaş’ta da Ghezzal, 61. dakikada ceza sahası içi sağ çaprazından uzak köşeye yaptığı plase vuruşla siyah-beyazlılara beraberliği getirdi. Maçın ilerleyen dakikalarında başka gol olmayınca takımlar, sahadan 1-1’lik beraberlikle ayrıldı. Mücadeleyi Fatih Karagümrük Başkanı Süleyman Hurman, Beşiktaş Asbaşkanı Mete Vardar, Beşiktaş Kulübü Futboldan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Feyyaz Uçar ve Beşiktaş Futbol Takımları Genel Koordinatörü Samet Aybaba da takip etti.
Iğdır Milli Eğitim Bakanı Tekin: "1 Nisan’ı öğrencilerimiz ve öğretmenlerimiz açısından idari tatil ilan ettik" Bir dizi ziyaret ve temaslarda bulunmak üzere Iğdır’a gelen Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, il eğitim yöneticileri ile bir araya geldi. Bakan Tekin, "Okullarımızın yeniden eğitim öğretimi hazırlanabilmesi için temizlenmesi açısından seçimden bir sonraki günü tatil ilan ediyorduk. Biz şimdi de 1 Nisan pazartesi gününü öğrencilerimiz ve öğretmenlerimiz açısından idari tatil ilan ettik” dedi. Iğdır Kültür merkezinde düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başladı. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. Bakan Tekin, e-Okul üzerinden okul veli randevu sistemini hayata geçirdiklerini belirterek, "Okullarda yaz aylarında genelgemiz vardı. Okullarda velilerimizin sınıf koridorlarında sınıf kapılarında beklesin istemiyoruz. Veliler okul içerisine girdikleri zaman farklı sorunlarla karşılaşıyoruz. O yüzden velilerimizin öğretmenleriyle görüşmek için öğrencileri ile ilgilenmesi için okulun içerisine girmesini istemediğimizi belirtmiştik. Şimdi bunu alt yapısında koyduk e-Okul üzerinden okul Veli randevu sistemini hayata geçirdik” dedi. "Çocuklarımızın sosyal sorumluklarını da değerlendireceği bir puanlama sistemi olacaktır" Bakan Tekin konuşmasının devamında, "Bizim çocuklarımızın sadece akademik becerilerini gelişmesi bizim için yeterli değil. Sosyal sorumluluk projeleri de yapsınlar istiyoruz. Sosyal etkinlikler içerisinde bulunsunlar. İçerisinde yaşadıkları toplumun bir ferdi olsun istiyoruz. Onun içinde yine yaz aylarında bunları tekrar etmiştik şimdi altyapısını oluşturduğumuz çocuklarımıza ve gençlerimizin karneleri bu yarıyılı sonundan itibaren sosyal etkinliklerinde işleneceği bir alan oluşturduk. Artık çocuklarımızın sosyal sorumluklarını da değerlendireceği bir puanlama sistemi olacaktır" dedi. "Milli Eğitim Bakanlığının 21. MEB Şurasına biz sonbaharda başlamıştık" Milli Eğitim Şura’larının yapılmayacağına dair yanlış bir anlaşılma olduğunu söyleyen Bakan Tekin, şunları kaydetti: "Bu hafta içerisinde bir yanlış anlaşılmadan kaynaklanan bir tartışma oldu. Milli Eğitim Şurası dediğimiz ilkinin Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın katıldığı Milli Eğitim Şura’larının yapılmayacağına dair kamuoyunda bir paylaşım yapıldı. Tamamen bir yanlış anlaşılmadan kaynaklandı. Mevzuatındaki değişiklikten kaynaklanan bir konuydu. Bu iddiayı dile getirenler daha önce mevzuatın tebliğler dergisinde yayınladığımız fark etmemişler. Bakanlık şurayı kaldırdı diye bir açıklama yapıldı. Milli Eğitim Bakanlığının 21. MEB Şurasına biz sonbaharda başlamıştık. O yanlış anlaşılmayı da düzlemiş olalım." "1 Nisan pazartesi gününü öğrencilerimiz ve öğretmenlerimiz açısından idari tatil ilan ettik" 1 Nisan pazartesi günü okulların tatil olacağını dile getiren Bakan Tekin, "Demokratik ülkelerde seçimler demokratik, siyasal düzende festivaller, bayramlar olarak değerlendirilir. Biz de bu anlamda 31 Mart’a bir seçim sürecine giriyoruz. Biz Milli Eğitim Bakanlığı olarak sadece eğitim öğretim süreci açısından değil Türkiye’deki demokratik sürecin işlenmesi açısından da önemli roller üstleniyoruz. Seçim günü öğretmen arkadaşlarımızın neredeyse bütün sandıklarda görev alıyorlar. Seçimler bizim okullarda yapılıyor. Dolayısıyla seçimlerin sonuçlanmasını saat olarak takvimini bilemediğimiz için öğretmen arkadaşlarımızın mesailerinin ne zaman biteceğini kestiremiyoruz. Okullarımızın yeniden eğitim öğretimi hazırlanabilmesi için temizlenmesi açısından seçimden bir sonraki günü tatil ilan ediyorduk. Biz şimdi de 1 Nisan pazartesi gününü öğrencilerimiz ve öğretmenlerimiz açısından idari tatil ilan ettik” dedi.