ASAYİŞ - 09 Kasım 2018 Cuma 11:59

Babalarının cesedini kazma kürek olmadığı için yakmışlar

A
A
A
Babalarının cesedini kazma kürek olmadığı için yakmışlar

İzmir’de, bir iş adamının öldürülmesi ve ardından yakılması olayına ilişkin davada hakim karşısına çıkan ölen kişinin oğlu, yanlarında kazma kürek gibi aletler olmadığı için babasının cesedinin içinde bulunduğu aracı yakmaya karar verdiklerini söyledi.

İzmir’de, bir iş adamının öldürülmesi ve ardından yakılması olayına ilişkin davada hakim karşısına çıkan ölen kişinin oğlu, yanlarında kazma kürek gibi aletler olmadığı için babasının cesedinin içinde bulunduğu aracı yakmaya karar verdiklerini söyledi. Korkunç olayda ölen Cihat Murat Öğüt’ün çocukları, babasının cesedinin içerisinde bulunduğu aracı araçta bulunan kolonya ile yaktıklarını anlattı.


Torbalı ilçesinde, Nisana ayında iş adamı Cihat Murat Öğüt’ü, eşi ve iki çocuğunun öldürdüğü, daha sonrada yaktıkları ortaya çıkmıştı. Kan donduran cinayete ilişkin öldürülen adamın tutuklu eşi Öznur Öğüt ile çocukları Batuhan Ata Öğüt ve Mehmet Hadi Öğüt hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle açılan davanın ilk duruşması görüldü.


İzmir 4. Ağır Ceza Mahkemesindeki ilk duruşmada; tutuklu sanıklar Öznur Öğüt, Batuhan Ata Öğüt, Mehmet Hadi Öğüt ile tutuksuz sanık C.G. ile maktulün annesi Hatice Öğüt ile maktulün kardeşi Fatma Bahar Narin ile tarafların avukatları hazır bulundu.


“Tasarlayarak yakın akrabayı öldürmek” suçlamasıyla mahkeme heyetinin karşısına çıkan tutuklu sanıklardan Batuhan Ata Öğüt, mahkemedeki ifadesinde aileleri içinde şiddet ve geçimsizliğin olağan olduğunu ve babası Cihat Murat Öğüt’ün kendilerine sürekli bağırdığını ve şiddet uyguladığını söyledi. Babasının çok alkol aldığını iddia eden Batuhan Ata Öğüt, "Olay günü babam, annemi aramış ve ulaşamamış. Bunun üzerine ağabeyimi aradı, bağırdı ve küfretti. ‘Akşam geldiğimde sofra hazır olsun’ dedikten sonra telefonu kapattı. Akşama doğru babam eve geldiğinde sofra hazır olmadığı için bize bağırdı ve küfretti. Yemeğini yedikten sonra ‘Ben yatmaya gidiyorum. Ses çıkarmayın, kafanızı kopartırım’ diye bağırdı” şeklinde konuştu.



“Annemin saçları babamın elinde kalmıştı”


Bir süre sonra babasının, “Ben size ses çıkarmayın demedim mi?” diye bağırarak evin salonuna geldiğini anlatan Batuhan Ata Öğüt, "Annem, babama gidip, ‘Biz sana ne yaptık’ dedi. O sırada ben mutfaktaydım. Çıkan sesler üzerine salona gittim. Babam, annemi dövüyordu. Araya girdim. Ayırmaya çalışırken babam bana da vurdu. Annemi yere yatırıp saçlarından tutup kafasını yukarı çekti. Annemin saçları babamın elinde kalmıştı. Babamın arkasından ellerimle onu tutup, annemin üzerinden almaya çalıştım. Babam o sırada ‘Bırak beni öldüreceğim o kadını’ diyordu. Babam hareketsiz kalınca onu bıraktım. Annemin başı kanıyordu ve yerde hareketsiz yatıyordu. Ağabeyimle birlikte annemin elini yüzünü yıkayıp mutfağa götürdük. Daha sonra salona, babama bakmaya gittim. Yerde hareketsiz yatıyordu, karnı şişip, inmiyordu. Ağabeyim geldi ‘Topla kendini, olan oldu’ dedi. Babamın nefes almadığını görünce ağlamaya başladım” ifadelerini kullandı.



“Halıya sarıp evden çıkardık”


Ağabeyinin, kendisine “C.G.’yi alıp buraya getir” dediğini söyleyen Batuhan Ata Öğüt, “Gidip C.G.’yi aldım. Eve gelince ağabeyimle babama baktılar. C.G. ‘Başınız sağolsun’ dedi. O sözleri duyunca darmadağın oldum. Babamı halıya sarıp evden çıkardık, arabaya koyduk. C.G. bana yolu tarif etti. Ormanlık bir alana geldik. Babamın arabasında kolonya şişesi vardı. Onu döküp arabayı yaktık. Araba alev alınca olay yerinden ayrıldık. C.G.’yi evine bıraktıktan sonra eve gittim ve odama kapanıp sabaha kadar ağladım. Babamın kayıp olduğu yönünde ihbarda bulunmamız için sabah karakola gittik” dedi.



Kazma kürek olmadığı için yakmışlar


Babasının agresif bir kişiliğe sahip olduğunu iddia eden Mehmet Hadi Öğüt ise bir defasında sırf çimleri kısa kestiği için babasının kardeşini bahçe hortumuyla dövdüğünü söyledi. Babasının öldüğü anı anlatırken gözyaşlarına boğulan Mehmet Hadi Öğüt, olay anını kardeşi ile tutarlı biçimde anlatarak, “Aklıma ilk arkadaşım C.G. geldi. Onu aradım, olaydan bahsetmeden bizim eve gelmesini sağladım. İddia edildiği gibi babama herhangi bir ilaç veya enjeksiyon vermedik. Babam hastalıkları nedeniyle gün içinde birçok ilaç kullanırdı. Olayda yastık da kullanılmadı” diye konuştu.


Olay sonrası polisi aramanın aklına gelmediğini ileri süren Mehmet Hadi Öğüt, “C.G. ile birlikte babamı evden çıkarmaya karar verdik. Babamı halıya sardık, asansöre koyup evden çıkardık. Annem ağlıyordu, ‘sakin ol, her şey düzelecek’ dedim. Ormanlık alana gittiğimizde C.G. gömmemiz gerektiğini söyledi ama yanımızda gömmek için alet yoktu. Arabada kolonya şişesi vardı. Arabayı yakmamız gerektiğini ben söyledim” ifadelerini kullandı.


Cihat Murat Öğüt ile evlendiği günden beri şiddet gördüğünü ifade eden maktulün eşi Öznur Öğüt ise, “Devamlı şiddet gördüm, çok defa aldatıldım. Gördüğüm şiddet için hiçbir yere başvuramadım. Torbalı küçük bir yer. Eşim, adliyeden karakola kadar birçok kişiye rüşvet verirdi. Jandarmalara evdeki sucukları ve patatesleri vermişti. Torbalı’da görevli bir savcıya 20 bin lira rüşvet verdiğini biliyorum. Bu parayı evde gördüm. Polislerin birçoğu arkadaşıydı. Bu nedenlerle şikayette bulunamadım. Polis ve savcı ben gider gitmez ona haber verirdi” iddialarında bulundu.



"Öldüm sandım"


Olayın oğlu Batuhan Ata Öğüt’ün anlattığı şekilde geliştiğini dile getiren Öğüt, savunmasını şöyle devam ettirdi:


“Eşim, uyumaya gittikten sonra seslerin çıkması üzerine geldiği salonda çocuklarıma ve bana bağırdı. Sonra televizyon koltuğuna oturan Murat, bana sigara paketi ve elindeki çakmağı fırlattı. Bunlar bana denk gelmesin diye refleks olarak yaptığım vücut hareketinin ardından arkamı döndüğümden sırtıma tekme attı. Sonra elleri ve ayaklarıyla bana saldırdı. Çığlık attım, o an nefesim çekildi, öldüm sandım. Saçımı tuttu ve yukarıya doğru kaldırdı beni. Bir taraftan da diziyle karnıma doğru vuruyordu. Batuhan’ın geldiğini gördüm. Saçımdan tutarken bir sıcaklık hissettim. Başımdan kan akıyordu. O sırada Batuhan beni geçerek babasına doğru gitti. Sonrasında yere yığıldığım ve bayıldığım için hiçbir şey hatırlamıyorum. Kendime geldiğimde oğullarımın, mutfakta elimi yüzümü yıkadıklarını anımsar gibi oldum. Oğullarımdan biri, ‘Babam yerde yatıyor, galiba öldü’ deyince ben de, ‘Ölmemiştir’ diye tepki verdiğimi hatırlıyorum.”


Kendisinin ve çocuklarının cani olmadığını, eşinin vücuduna enjeksiyonla bir ilaç vermediklerini savunan Öğüt, yaşanan olaydan üzüntü duyduğunu dile getirdi.


Mahkeme başkanının, “Neden polisi aramadın?” sorusuna, “Çocuklarımla, bu olaya inanamadık. Hadi ve Batuhan’a bir şey olacak diye polisi aramadım. Şimdiki aklım olsaydı polise haber verirdim. Olay sırasında bayılmam hayatıma mal oldu” diye cevap verdi.



“Cesedi görünce şoka girdim”


Olay yerine gidene kadar olanlardan habersiz olduğunu ileri süren sanık C.G. de olay akşamı eve geldiğinde “Neler oluyor?” diye sorması üzerine, Mehmet Hadi Öğüt’ün, “Olan oldu” dediğini söyledi. Salonda kilim ya da battaniye sarılı cesedi kendisine gösterdiklerinde şoka girdiğini anlatan C.G., Batuhan Ata Öğüt’ün babasının ölümünden emin olmak için yüz kısmına küçük bir yastığı koyduğunu aktardığını dile getirdi.


“Evli ve iki çocuk babasıyım. Babam hasta biri. Beni yakma Hadi” şeklinde sözler söyleyince Mehmet Hadi Öğüt’ün ise, “Susarsan sana hiçbir şey olmayacak” dediğini iddia eden C.G., cesedin arabaya yerleştirilmesinin ardından kendisinin eve bırakılacağı sözünü iki kardeşten aldığını ancak iki sanığın sözünü tutmayarak arabayı ormanlık alana götürdüğünü kaydetti.



“Derin bir yanık kokusu duydum”


Arabayı yakma fikrinin kendisinden çıkmadığını savunan C.G., “Yakma olayını görmedim; çünkü ben yanan arabaya uzaktım. Sadece derin bir yanık kokusu duydum. Diğer araçla eve dönerken iki kardeşin ’Yandı mı acaba?’ diye birbirlerine bir soru sorduklarını duydum. Beni eve bırakmadan önce, Hadi bana, ’Evden hiç dışarı çıkmayacaksın. İfadeni ben hazırlayacağım. Susmazsan hesap, kitabını sen yap’ dedi. Sadece iyi niyetimin kurbanı oldum. Bana evde ceset olduğunu söyleselerdi yerimden kıpırdamazdım. Beraatimi istiyorum” savunmasında bulundu.


İddia makamının tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına ve dava katılma taleplerinin kabulüne karar verilmesi yönünde söz alan tutuklu sanıklar, tahliye talebinde bulundu.


Mahkeme heyeti, tutuklu sanıkların mevcut hallerinin devamına karar vererek duruşmayı erteledi.



Olay


İzmir’in Torbalı ilçesinde 15 Nisan’da, iş adamı Cihat Murat Öğüt’ün cesedi, 35 TTG 35 plakalı yanan cipte bulunmuştu. Olayla ilgili başlatılan soruşturma kapsamında, Öğüt’ü öldürdükten sonra cesedin içinde bulunduğu cipi ormanlık alanda yaktıkları iddia edilen maktulün eşi Öznur Öğüt, çocukları Batuhan Ata Öğüt ve Mehmet Hadi Öğüt ile arkadaşları C.G. tutuklanmıştı. C.G. daha sonra tahliye edilmişti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli Komşusunu öldüren sanığa müebbet hapis talebi Kocaeli’nin İzmit ilçesinde beraber alkol içtiği komşusunu nişanlısına küfür ettiği iddiasıyla tüfekle vurarak öldüren sanık hakkında müebbet hapis cezası talep edildi. Olay, 21 Haziran 2023’de Durhasan Mahallesi’ndeki ağaçlık alanda meydana geldi. İddiaya göre, İsmail Kütük (54) ile Erdem D. (35) arasında tartışma çıktı. Tartışmanın büyümesiyle Erdem D., pompalı tüfekle İsmail Kütük’e ateş etti. Kurşunlar vücuduna isabet eden Kütük, olay yerinde yaşamını yitirdi. İlçe Jandarma Komutanlığına giderek teslim olan Erdem D. ise tutuklandı. Olaya ilişkin açılan davanın duruşması Kocaeli 4. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü. Duruşmaya tutuklu sanık Erdem D., maktulün ailesi ve taraf avukatları katıldı. Cumhuriyet savcısı mütalaasında, sanığın jandarmaya verdiği ilk ifadesinde maktulün annesine yönelik küfür ettiğini söylediği, ancak mahkeme huzurunda ise nişanlısına yönelik küfür ettiğini beyan ettiğini belirtti. Sanığın suçtan kurtulmaya ve tahrik hükümlerinin uygulanmasına yönelik çelişkili ifade verdiği göz önüne alındı. Bu sebeple sanık hakkında kasten öldürme suçundan müebbet hapis cezası talep edilirken, tahrik indirimi ise uygulanmaması istendi. Mahkeme heyeti, avukatların süre talebi üzerine sanığın tutukluluk halinin devamına ve duruşmanın ertelenmesine karar verdi. Maktulün nişanlısına küfür ettiğini iddia etmişti Sanık ilk celsede verdiği ifadesinde, "Maktul ile beraber alkol içiyorduk. İsmail Kütük müstakbel eşi hakkında çirkin sözler söyledi. Hamile nişanlım hakkında, ’O çocuk senden değildir, çocuğun kimden olduğu belli değil’ diyerek nişanlıma küfür etti. Söyledikleri karşısında İsmail’e karşı çıkınca yüzüme tükürüp küfür etti, tokat attı. Yerde duran tüfeği kendisine doğrultum. İsmail tüfeğin namusunu tutarak ’Beni mi vuracaksın?’ diyerek küfür etti. Aramızda arbede oldu, tüfeği doğrulttuğumda elim tetikteydi ve tüfek patladı. Neresine isabet ettiğini hatırlamıyorum. Yere düşmeyince yine bana saldıracak düşüncesiyle 2 kez daha tetiğe bastım. Sonra olay yerinden uzaklaştım" ifadelerini kullanmıştı.
Samsun Başkan Dündar: "Gayretimiz, bu başarıyı örnek belediyecilik ile taçlandırmak" Çarşamba Belediye Başkanı Hüseyin Dündar, “Türkiye’nin her yerinden beni arayan, bu başarı hikâyesini merak eden ve nasıl başarıldığını merak eden dostlar var. Bizim bundan sonraki mücadelemiz ve gayretimiz, bu başarıyı Çarşamba’da örnek ve modern bir belediyecilik çalışmaları ile taçlandırmak" dedi. 31 Mart yerel seçimlerinde Bağımsız Çarşamba Belediye Başkanı olarak seçilen Hüseyin Dündar, seçim süreci boyunca kendisini yalnız bırakmayan gönüllü vatandaşlarla, teşekkür yemeğinde bir araya geldi. Çarşamba’da bir düğün salonunda gerçekleşen yemek programına katılım yoğun oldu. “Çarşamba olarak 31 Mart seçimlerinde elde edilen başarı hikâyesi, gelecekte çocuklarımıza bırakacağımız güzel bir başarı hikâyesi olacak" ifadeleri ile konuşmasına başlayan Başkan Dündar, “Türkiye’nin her yerinden beni arayan, bu başarı hikâyesini merak eden ve nasıl başarıldığını merak eden dostlar var. Bizim bundan sonraki mücadelemiz ve gayretimiz, bu başarıyı Çarşamba’da örnek ve modern bir belediyecilik çalışmaları ile taçlandırmak. Başarılı belediyecilik hizmetleri yeniden vatandaşlarımızın hizmetinde olacak. Çarşamba’nın verdiği destek ve güvenin karşılığı olarak gerekli hizmeti vereceğiz. Çarşambamızın bundan sonraki süreci Allah’ın izni ile çok daha farklı olacak. Çarşambalılar olarak kenetlenerek başarıya inanan ve bununla ilgili tavrını koyan bir memleket olduğumuzu göstermiş olduk. Ben bu şehrin ve sizlerin belediye başkanı olmaktan büyük bir mutluluk duyduğumu ifade etmek istiyorum. Seçim süreci boyunca desteklerinizden dolayı hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum” diye konuştu. Konuşma sonrası yemek ikramı yapıldı. Yemek ikramı sonrası, program son buldu.
Ankara TESK Başkanı Palandöken: “Zincir marketlerin sigara ve ekmek satışı sınırlandırılmalı" Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Zincir marketlerin sigara ve ekmek satışı sınırlandırılmalı” dedi. Merkez İşyeri Denetleme ve Danışmanlık Grubu ile Meslek Eğitimini Geliştirme Kurulu Toplantısı Ticaret Bakanı Ömer Bolat’ın katılımı ile TESK Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. Birlik Başkanları ve Oda Başkanlarının da hazır bulunduğu toplantının açılışında konuşan Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Esnaf ve sanatkarımız enflasyonla mücadelenin kilit noktasıdır. Kendi işini yapamayan ne kadar yatırımcı varsa gıda sektörüne birikti. Öyle bir rant olmuş ki fiyatları kontrol etmek artık mümkün değil. Bir kişinin 10 bin tane işletmesi olursa böyle olur. Ülkede haksız rekabet çok ciddi boyuta ulaştı. Esnafı tezgahtar, çiftçiyi tarlada işçi yaptılar. Tüketici artık enflasyondan illallah etti. Bari bu işletmelerin sigara ve ekmek satmasının önüne geçilsin” dedi. “Sanayide çırak, demirci, marangoz, usta, betoncu bulunamıyor” Esnaf ve sanatkarların büyük sermaye karşısında cılız kaldığını ve haksız rekabetin bir an evvel önlenmesi gerektiğini belirten Palandöken, “Esnafı da vatandaşı da artık bu çileden kurtarın. Sanayide çırak, marangoz, demirci, usta, betoncu bulunamıyor. Yeni nesil babadan kalan zanaata sahip çıkamıyor. Çünkü 50 sene çalışan esnafın yanına bir market açılıyor her şeyi bitiriyor. Memlekette kasap, manav kalmadı. Tüm fiyatlar büyük sermayenin tekelinde. Bunlar hem toptancı hem servisçi, ithalatçı ve imalatçı oldular. Esnaf ve halk büyük sıkıntıda. Esnafın tütün mamullerinden elde ettiği kar marjı yüzde 12’den yüzde 4’e kadar düştü. Zincir marketlerin sigara ve ekmek satışı muhakkak sınırlandırılmalı” diye konuştu. “Bütün dünya küçük işletmeyi ayakta tutmaya çalışıyor” Tüm dünyada küçük işletmelerin öneminin arttığına dikkati çeken Palandöken, “Tüm dünya küçük işletmeleri ayakta tutmaya çalışırken bizde ne yazık ki büyüyünce küçüğü döv gibi bir zihniyet var. Oysa küçük esnafımız enflasyonla mücadelenin olmazsa olmaz ayağıdır. Her şeyi bol olan bir ülkede fiyatları düşürememenin sıkıntısı var. Sorunun çözümü belli. Perakende Yasası acilen esnafın ihtiyaçları doğrultusunda güncellenmeli. Açılış kapanış saatleri kurala bağlanmalı. Her türlü ürünü satmalarının önüne geçilmeli ve haftada bir gün mutlaka tatil edilmeli” şeklinde konuştu.