SAĞLIK - 10 Temmuz 2018 Salı 11:08

DNA testleri sadece babalık testleri için yapılmıyor

A
A
A
DNA testleri sadece babalık testleri için yapılmıyor

Moleküler Biyolog Alpay Avcı, DNA testleri hakkında merak edilenleri açıklayarak, "Babalık testi için anneden kan almak zorunlu değildir; ancak çocuğun hastanede karışmış olması gibi küçük olasılıkları ortadan kaldırmak için bazı özel durumlarda anneden de kan alınabilir ve anne teste dahil edilebilir" dedi.

Moleküler Biyolog Alpay Avcı, DNA testleri hakkında merak edilenleri açıklayarak, "Babalık testi için anneden kan almak zorunlu değildir; ancak çocuğun hastanede karışmış olması gibi küçük olasılıkları ortadan kaldırmak için bazı özel durumlarda anneden de kan alınabilir ve anne teste dahil edilebilir" dedi. Avcı, nesep tayini, akrabalık ilişkisinin saptanması, miras davaları, aldatma testleri ve kriminal olaylarda testler için kullanıldığını söyledi.


Moleküler Biyolog Alpay Avcı, DNA testleri hakkında bilinmeyenleri açıkladı. "Her kişinin DNA dizisi diğer insanların DNA dizilerinden farklıdır” diyen Avcı, bu durumun sadece tek yumurta ikizlerinde değişebileceğini söyledi.


DNA’larda sonuçlarının yüzde 99,99 olarak net bir şekilde ifade edilebileceğini kaydeden firma sahibi M.Sc. Moleküler Biyolog Alpay Avcı, "Her yeni bireyde çift sarmal olarak bulunan DNA’nın bir kolu anneden gelirken, diğer kolu da babadan olmak üzere yeni bir DNA karışımı ortaya çıkar. Anne ve babadan aktarılan genler ve vücudumuzun şifrelerini taşıyan bu muhteşem bilgi hücre çekirdeklerinde yer alan DNA isimli yapıda kodlanmıştır" dedi.



Çocuğun gerçek babası olmadığı nasıl anlaşılır?


Yapılan DNA testinde tutarsızlığın gözlenmesine de değinen Avcı, "DNA testleri günümüzde bu yapının tespitinden sonra birçok olaya ışık tutmuştur. Yapılan DNA testlerinde eğer çocuk ile babanın analiz edilen gen bölgeleri aynı ise test edilen baba adayı çocuğun gerçek babasıdır ve sonuç yüzde 99,99 olarak ifade edilir. Yapılan DNA testinde tutarsızlık gözlenmişse; yani çocuğa babadan geldiği bilinen genetik bilgi, test edilen baba adayınınki ile eşleşmiyorsa sonuçlar yüzde 0 olarak ifade edilir bu da test edilen baba adayı çocuğun gerçek babası olmadığı anlamına gelir" şeklinde konuştu.



SGK ücreti karşılıyor mu?


Babalık testi için anneden kan alınmak zorunda olunmadığına dikkat çeken Avcı, zorunlu hallerde anneden de alınabileceğini söyledi. SGK’nın DNA testini karşılamadığını anlatan M.Sc. Moleküler Biyolog Alpay Avcı, "Günümüzde güvenilirlik yüzdesini yükseltebilmek amacıyla babalık testlerinde en az 15 ile 25 ortak gen bölgesi incelenmekte ve yüzde 99,999 kesinlikte sonuçlar alınmaktadır. Agen Biyoteknoloji Genetik Danışmanlık Merkezimizde, FBI, CIA, Adli Tıp Kurumu gibi merkezlerin de tercih ettiği 25 DNA markeri kullanılarak biyolojik baba değerlendirmesi yapılmaktadır. Sadece DNA testi değil birbirleri ile akrabalık bağı olanlar örneğin; kardeşler, amca ,hala, büyük anne, büyük baba gibi ortak DNA dizileri taşıyanlarda DNA testi yaptırabilmektedirler. Babalık testinde uygulanan DNA kimlik testi adli tıpta yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu yöntemle test edilen erkeğin biyolojik baba olup yüzde 99,99 olasılıkla baba olmadığı ise yüzde 100 olasılıkla ortaya konabilmektedir" diye aktardı.



Akrabalık ilişkileri, miras davaları içinde başvuruluyor


Avcı, hızlı bir şekilde sonuçların öğrenilebileceğini de aktararak, üç gün içerisinde raporların çıktığını belirti. Sonuçların gizli olduğunu, üçüncü şahıslarla paylaşılamayacağını da dile getiren Agen Biyoteknoloji firma sahibi M.Sc.Moleküler Biyolog Alpay Avcı, konuşmalarını şöyle sürdürdü:


"Agen Biyoteknoloji Genetik Danışmanlık Merkezimize başvuru nedenleri arasında babalığın şüpheli olduğu durumlar başta gelmekle beraber, nesep tayini, akrabalık ilişkisinin saptanması, miras davaları, aldatma testleri ve kriminal olaylar olarak sıralayabiliriz. Biyolojik yapımıza ait tüm bilgiler DNA dediğimiz yapıda iki kopya olarak kodlanmıştır. Bu kopyalardan bir tanesi anneden gelirken, diğeri babadan gelir. Böylece genetik bilgimizin yarısını annemizden, diğer yarısını da babamızdan alırız. Dolayısıyla hem anne, hem de babamızla ortak gen bölgelerimiz bulunmaktadır. Bu bilgi doğrultusunda yapılan babalık testinde çocuk ile baba arasında tamamen ortak olması gereken bölgelerin analizi yapılmaktadır. Bu kapsamda, http://www.babaliktestidna.com/ şeklindeki sitemizden de her zaman akıldaki sorulara cevap bulunabilir."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bilecik Köy ve mahalle muhtarları ile tanışma ve istişare toplantısı Bilecik’in Osmaneli İlçesinde Kaymakam Yüksel, köy ve mahalle muhtarları ile tanışma ve istişare toplantısı yaptı. Muhtarlara, yeni görevlerinin hayırlı olmasını dileyen Kaymakam Yüksel Ünal “İlk kez seçimini kazanarak yeni muhtar olan 18 muhtarımıza, yeni seçilen 1 İl Genel Meclis üyemize, eski muhtarlarımız ile İl Genel Meclisü üyelerimize görevlerinde kolaylıklar diliyorum. Yeni muhtarlar ağırlıklı olarak gençlerden oluşuyor. Bir mahallenin sorununu en iyi muhtar bilir. Sizler mahallelerinizde bizlerin gören gözü duyan kulağı olacaksınız. Bu yüzden sizlere büyük işler düşüyor. Sizler seçilerek göreve geldiniz. Ben inanıyorum ki mahallenizi ve köyünüzü en iyi şekilde temsil edeceksiniz. Devletin varoluş amacı vatandaşın rahat, huzur ve güven içinde yaşamasını sağlamaktır. Sizler de vatandaşların sorunlarını bizlere ve yerel yönetimlere aktarmakla görevlisiniz. Bizler zincirin halkaları gibiyiz. Ekip ruhu ile hep birlikte güzel çalışmalara imza atacağımıza olan inancım tamdır. Bu vesile ile şimdiden sizlere görevinizde başarılar diliyorum” dedi. Osmaneli için hizmet ve yatırımlarına hız kesmeden devam edeceğini belirten yeni Belediye Başkanı Bekir Torun da yerel yönetimde muhtarların önemine değinerek, “Osmaneli’mize nitelikli hizmet sağlarken mahallelerimizin ihtiyaçlarını ve isteklerini tespit etmemiz noktasında muhtarlarımıza büyük görev düşüyor. Bu kapsamda muhtarlarımızla iş birliği içerisinde olmamız, ortak akılla karar almamız hizmetlerimiz açısından önem arz ediyor. Kaymakamımızın düzenlemiş olduğu tanışma kahvaltısına katkı sağlayan kıymetli muhtarlarımıza teşekkür ediyorum. İnşallah bu hizmetleri gerçekleştirirken siz kıymetli muhtarlarımızla iş birliği içerisinde olacağız. Şimdiden destekleriniz için teşekkür ediyorum. Cenab-ı Allah birlik ve beraberlik içerisinde çalışmayı nasip etsin. Mahallelerimizin gözü, kulağı olacak siz kıymetli muhtarlarımıza yeni görevinizde başarılar diliyorum. Hayırlı, uğurlu olsun inşallah" dedi. Toplantının sonunda kendini tanıtan mahalle ve köy muhtarları düzenlenen tanışma kahvaltısından dolayı Osmaneli Kaymakamı Yüksel Ünal’a teşekkürlerini sundular.
İstanbul Gülşen 12 Mayıs’ta Volkswagen Arena sahnesinde Türk pop müziğinin yıldız ismi Gülşen, 2 Mayıs’ta İstanbul Volkswagen Arena sahnesinde sevenleri için şarkı seslendirecek. Sahne performansıyla Türkçe pop müziğin zirve isimlerinden Gülşen, unutulmaz performans için 12 Mayıs’ta Volkswagen Arena sahnesine geliyor. Gülşen’in eşsiz sesi ve enerjisiyle dolu muhteşem konserin biletleri Biletinal’da satışa çıktı. 1996 yılındaki ilk albümü "Be Adam" ile müzik sektörüne giriş yapan Gülşen, 2004’te dördüncü albümü “Of... Of... “ ile büyük bir çıkış yakaladı. Bu şarkısıyla Altın Kelebek hem de Kral TV Video Müzik Ödülü kazandı. “Yurtta Aşk Cihanda Aşk” (2006) albümünden sonra satış başarılarını sürdürerek “Beni Durdursan mı?” (2013) albümüyle Türkiye’de yılın en çok satanı oldu. Bunu yılın en çok satan ikinci albümü olan "Bangır Bangır" (2015) takip etti. "Yurtta Aşk Cihanda Aşk", "Bi’ An Gel", "Yeni Biri", "Sözde Ayrılık", "Yatcaz Kalkcaz Ordayım", "Kardan Adam", "İltimas", "Bangır Bangır" ve "Bir İhtimal Biliyorum" şarkılarıyla Türkiye Resmi Listesi’nde haftalarca bir numarada kaldı. Şarkı yazarı kimliğiyle de öne çıkan Gülşen, kendi yazdığı şarkıları da seslendirmeye başladı ve meslektaşları için liste başarıları yakalayan birçok hit şarkı hazırladı. 2015’te YouTube’da en çok izlenen Türk şarkıcı olurken sonraki yıl tek bir video klibi iki yüz milyonun üzerinde izlenen ilk Türk şarkıcı olma unvanına erişti. Bugüne kadar altı Altın Kelebek ve dokuz Kral Türkiye Müzik Ödülü dahil olmak üzere onlarca ödül kazandı.
Erzincan Okuldaki Çiftlik Projesi hayata geçirildi Tarım ve Orman Bakanlığı ile Millî Eğitim Bakanlığı arasında imzalanan protokol ile “Okuldaki Çiftlik" projesi başlatıldı. Başlatılan proje ile çocukların tarım, orman, doğa ve doğal yaşam konularında farkındalık oluşturmaları, bilinçlenmeleri, aidiyet duygusu geliştirmeleri ve harekete geçmeleri hedefleniyor. Ülke genelinde 28 ili kapsayan projede her ilde bir okul ve bir sınıf belirlendi. Erzincan’daki proje, Demirkent TOKİ Ortaokulu’nda gerçekleştirildi. Bugün okul bahçesinde projenin ilk aşaması olan meyve fidanlarının dikimi yapıldı. Okul bahçesinde yapılan etkinliğe Erzincan İl Tarım ve Orman Müdürü Murat Şahin, Erzincan Milli Eğitim Müdürü Hacı Ömer Kartal, Koordinasyon ve Tarımsal Veriler Şube Müdürlüğü teknik ekipleri, öğretmenler ve öğrenciler katıldı. Ardından şeftali, kayısı, erik, elma gibi meyvelerin fidanları, okul bahçesinde toprakla buluşturuldu, can suyu verildi. Dikilen her ağaca öğrencilerin adı verildi. 5. Sınıf öğrencileri okul hayatları boyunca sahibi oldukları fidanın bakım ve sulama işlerini takip ederken, İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ekipleri de öğrencilere teknik destek sağlayacak. Proje ile ilgili bilgi veren Erzincan İl Tarım ve Orman Müdürü Murat Şahin “Bu proje ile çocukların tarım, orman, doğa ve doğal yaşam konularında farkındalık oluşturmaları, bilinçlenmeleri, aidiyet duygusunu geliştirmeleri ve harekete geçmeleri hedeflenmektedir. Demirkent TOKİ Ortaokulu’nda kurulacak sera, kümes ve meyve bahçesinde gerçekleştirilecek uygulamalı eğitimlerle çocuklarımızı üretim süreçlerine dahil edilecek olması bizler için çok kıymetlidir.” diye konuştu.
Tokat Tokat depreminde 5 bina yıkıldı, 15 bina ağır hasar aldı Tokat’ta incelemelerde bulunan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı Refik Tuzcuoğlu, "Şu ana kadar alınan 500 ihbardan 50 yapı incelendi, 5 yıkık, 15 de ağır hasarlı yapı tespit edildi" dedi. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı Refik Tuzcuoğlu, Tokat’ta 5.6 büyüklüğündeki depremin merkez üssü olan Sulusaray ilçesinde incelemelerde bulundu. Tokat Valisi Numan Hatipoğlu, Bakan Yardımcısı Tuzcuoğlu’na deprem hasarı hakkında bilgi verdi. İlçe hükümet konağı önünde gazetecilere açıklama yapan Tuzcuoğlu, "Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımız olarak da Sayın Bakanımız Mehmet Özhaseki beyin hemen talimatlarıyla biz de kendi bakanlığımızın çalışmaları açısından her türlü önlemi, tedbiri ve gayreti ortaya koyduk. Arkadaşlarımızı çok hızlı bir şekilde bölgeye sevk ettik. Gerek çevre illerden buraya transfer ettiğimiz teknik arkadaşlarla, gerekse bakanlık merkezinden buraya yönlendirdiğimiz teknik ekiplerimize, hasar tespit ekiplerimizle birlikte gerek Yozgat ve Tokat’ta çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Şu anda 20 ekip 50 teknik personelle birlikte bu çalışmalarımız yürüyor, ihtiyaç halinde yine Sayın Valimizin, yine AFAD’ımızın koordinasyonunda teknik ekip sayılarımızı arttırabiliriz. Birkaç gün içerisinde de inşallah bu bölgedeki tüm hasar tespitlerini de tamamlamayı düşünüyoruz" dedi. "Ağır hasar 99 öncesi yapılan binalarda" Tuzcuoğlu yaptıkları incelemede depremde ağır hasar alan binaların 1999 yılı öncesi yapılan binalar olduğuna dikkat çekerek, "Gerek Tokat’ta gerek Yozgat’ta baktığımız zaman ağırlıklı olarak hasar gören yapıların yine 1999 öncesi binalar olduğunu tespit ediyoruz. Bunların çoğunluklu olarak 40-50 yıl öncesine ait kerpiç yapılar, yığma yapılar, mühendislik ve fen hizmetlerinden yoksun olan yapılmış olan binalar olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla ülkemiz bir deprem bölgesidir. Gerek kuzeyden geçen fay hatları, gerek Doğu Anadolu ve güneyden geçen fay hatları, gerekse Ege ile Ege’deki fay hatlarını göz önüne aldığınız zaman ülkemizin tamamı çok önemli bir deprem bölgesi oluyor. Himalayalar’dan Alp’lere kadar uzanan bu hat içerisinde bizim ülkemiz depremsellik açısından, risk açısından beşinci ülke konumunda. Öyle olunca muhakkak suretle biz yapılarımızı sağlam, sıkı ve mühendislik hizmetleri çerçevesinde inşa etmek zorundayız. Depremden çok fazla bir şey olmayabilir. Ama yapılarımız eğer ona dayanaklı değilse o zaman maalesef istenmeyen tablolarla karşı karşıya kalıyoruz" diye konuştu. "500 ihbar geldi, 5 bina yıkıldı, 15 bina ağır hasar aldı" Tuzcuoğlu, depremin ardından 500’e yakın ihbar alındığını ifade ederek şunları söyledi: "Değerli arkadaşlar Tokat ilimizde bakanlığımızın yapmış olduğu çalışmalarda 500 ihbar aldık şu ana kadar. Bu ihbarların sayısı artabilir. Özellikle şu anda hemşehrilerimizin bir kısmı evlerine giremiyorlar. Bunlar giriş yapmaya başladıkları zaman muhtemeldir ki orada birtakım ihbarlar da alınacak. Bu ihbarların sayısı artabilecek ve biz de yapılan her türlü ihbara teknik ekiplerimizle beraber hemen gidip yerinde inceleme, araştırma ve neticelerimizi ortaya koyacağız. Şu ana kadar incelenen 50 yapıdan 5 tanesi yıkık görünüyor. Yine 15 tane ağır hasarlı yapı görünüyor. Az önce de bahsetmiş olduğum gibi bunların büyük çoğunluğu yine kerpiç işte yığma yapılar. Mühendislik hizmetinden yoksula yapılmış olan yapılar. Diğerlerini de yine en kısa sürede tamamlamış olacağız. Kamu binalarımızla alakalı bir hasar görünmüyor. Bu sevindirici bir şey. Aslında depremle alakalı bizi en çok teselli bulduran konu bir can kaybı olmaması."