GENEL - 25 Mart 2020 Çarşamba 11:28

EGİAD, Kovid-19 Kriz Masası kurdu

A
A
A
EGİAD, Kovid-19 Kriz Masası kurdu

Dünyayı etkisi altına alan, yüzbinlerce kişinin ölümüne yol açan korona virüs salgınıyla ilgili bakanlıklar, yerel yönetimler ve siyasi partiler mücadelelerine hız kesmeden devam ederken bir adım da EGİAD’dan (Ege Genç İş İnsanları Derneği) geldi.

Dünyayı etkisi altına alan, yüzbinlerce kişinin ölümüne yol açan korona virüs salgınıyla ilgili bakanlıklar, yerel yönetimler ve siyasi partiler mücadelelerine hız kesmeden devam ederken bir adım da EGİAD’dan (Ege Genç İş İnsanları Derneği) geldi. Tüm dünyayı etkisi altına alan ve Türkiye’de de hızla yayılan korona virüs salgınına ilişkin Ege Genç İş İnsanları Derneği, üyelerinin ihtiyaç duyabileceği her türlü desteğe ilişkin bir kriz masası oluşturdu. Yönetim Kurulu Üyeleri ve çalışanlarından oluşan EGİAD Kriz Masası, üyelerinin Kovid-19 kapsamında ihtiyaç duyabileceği sosyo ekonomik süreçlere ilişkin destek ve yönlendirici grup olarak faaliyet gösterecek. Bu kapsamdaki kriz masası, STK tarafından kurulan ilk kriz masası olarak faaliyet gösterecek.


EGİAD tarafından yapılan yazılı açıklamada, Kovid-19 Kriz Masasının ayrıntılarına da yer verildi. İlk etapta EGİAD üyelerine gönderilen ve sonrasında basın ile paylaşılan yazılı açıklamada şu değerlendirmede bulunuldu: “Tüm dünyada yüzbinlerce insanın enfekte olduğu, binlerce kişinin de kaybedildiği bu trajik olay karşısında, modern hayatın tüm yaklaşımlarının çaresiz kaldığını görmekteyiz. Bu salgının sonunda, sosyal ve ekonomik etkilerini de göreceğimiz mutlak bir gerçek. Kovid-19 salgınının, sosyo-ekonomik ayrım yapmadan her insanı enfekte edebileceği gerçeğinin, tüm modern toplumlarının yıllardır daha az gelişmiş kara parçalarında yaşanan trajedilere göstermedikleri müthiş bir endişeye sürüklediğini de üzülerek izliyoruz.”


İnsan sağlığının her şeyden önemli olduğuna da vurgu yapan EGİAD Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Aslan, son gelişmeler ışığında dernek olarak önlemler aldıklarına da dikkat çekerek, “Biz de bu konuda hassasiyet göstererek iki hafta önce derneğimizin fiziki faaliyetlerini askıya aldık ve idari kadromuza evden çalışma imkanı tanıdık. Bu doğrultuda bir ilki daha mecburen de olsa gerçekleştirdik” dedi.


Aslan, tüm toplantıların dijital platforma taşındığına dikkat çeken ve bu süreçteki ilk yönetim kurulu toplantısını pazartesi günü videolu olarak gerçekleştiren derneğin, zorlu süreç bitene kadar üyeleri için gerçekleştireceği tüm bilgilendirme toplantılarının da aynı sistem üzerinden yürütüleceğini kaydederek, “Dernek toplantılarının tamamını dijital ortamlara taşımış bulunuyoruz. Önümüzdeki hafta ilk dijital komisyon toplantısını gerçekleştireceğiz. Nisan ayında da ilk dijital seminerimizi düzenleyeceğiz. Toplantı ve birlikteliklerimizi dijital ortama taşıyarak ve dernek personelimize uzaktan çalışma imkanı sağlayarak ilk sıradaki görevimizi yerine getirmiş olduk. Bu şekilde dernek üye ve çalışanlarımızın sağlığını korumak amacındayız” dedi.



“Gönüllü olmak, gönlünce davranmak değildir”


Üyelerinin yaşayacağı olası sektörel, ticari ve ekonomik riskleri de yakından takip ettiklerini ve destek çalışması kapsamında bir kriz masası oluşturduklarını belirten EGİAD Başkanı Aslan, “Üyelerimize karşı görev ve sorumluluğumuzun bilincindeyiz. Bu bilinmezlik, yüksek sağlık riski ve neticesinde oluşması çok muhtemel ticari ve ekonomik riskleri üyelerimizle beraberce aşabilmek, yanlarında olabilmek, bu süreçten dolayı başta sağlık sektörü olmak üzere tüm paydaşlara destek olabilmek için bugünden itibaren EGİAD Yönetim Kurulu ve İdari Personelini EGİAD Kriz Masası olarak atamış bulunuyoruz. En başta benim, yönetim kurulu üyesi arkadaşlarımın ve idari personelimizin bundan sonraki en öncelikli görevi bu süreçte üyelerimizle beraber olmaktır. Fiziki olarak bir araya gelemediğimiz bu zor günlerde, fiziki ayrılığımızın tam tersine sonuna kadar kenetlenmek zorundayız. Ancak böylece, beraberce bu zor günleri daha az zararla, farkındalığı artmış bir şekilde geride bırakabiliriz. Bu onurlu görevin gereği olarak, ‘Gönüllü olmak, gönlünce davranmak değildir’ söylemine bağlı kalarak bu kriz masasının içinde yönetim kurulu olarak bizzat yer alıyoruz” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli Bu köy sadece çocukların İzmit’te hayata geçirilen "Lokomotif Çocuk Köyü"nde yarışmalardan gösterilere kadar birçok etkinlik düzenleniyor. Eğitim atölyelerine de katılan minikler hem doyasıya eğleniyor hem de yeni bilgiler öğreniyor. Kocaeli Büyükşehir Belediyesinin İzmit Doğu Kışla Gençlik Parkı içinde kurduğu Lokomotif Çocuk Köyünde birçok etkinlik düzenleniyor. Etkinlikte son olarak birbirinden heyecanlı sahne gösterileri, Hacivat ve Karagöz, İbiş ve Meddah ile sihirbaz gösterileri, sahne yarışmaları, tahta bacak ve jonglör yer aldı. Programa katılan Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın da, çocuklarla bir araya gelerek, mutluluklarına ortak oldu. Öğretici atölyeler Öte yandan, Lokomotif Çocuk Köyü, çocukların keşif yapma yönünü canlandırmanın yanı sıra, merak duygularının gelişmelerine de katkı sağlayacak. Çocuk köyünde bulunan vagonlar atölyelere dönüştürüldü ve 10 kişilik gruplar halinde 3-6 yaş arası çocuklara göre planlandı. Vagonlarda "minik tasarımcılar", "minik şefler vagonu", "minik çevreciler vagonu", "minik okurlar vagonu", "minik ressamlar vagonu", "minik mucitler vagonu", "minik mimarlar vagonu" ve "minik müzisyenler vagonu" olarak isimlendirildi. Atölyelerde oyun terapisi ile çocukların bilişsel ve sosyal becerilerini, duygu ve düşüncelerini oyun ile ortaya koymaları hedefleniyor. Psikolojik danışmanlık hizmeti verilecek Ebeveynler ve çocuklar için Lokomotif Çocuk Köyü’nde psikolojik danışmanlık hizmeti de verilecek. Çocuğun bireysel gelişiminin 3-6 yaş grubu özelliklerine uygun olarak ilerleyip ilerlemediğinin tespit edilmesi, çocuğun verdiği mesajların doğru algılanması ve oluşabilecek davranışsal veya duygusal sorunların önüne geçilmesi sağlanacak. Ebeveynlere de çocuğun gelişim süreçlerini nasıl izleyecekleri, çocuklarla iletişim kurarken zorlandıkları alanda nasıl davranmaları ve çocuğa hangi alanlarda destek olmaları gerektiği konusunda eğitimler verilmesi de planlandı.
Ankara Derdest ettikleri kuyumcuyu gasp eden silahlı soyguncular kamerada Ankara’da etkisiz hale getirdikleri kuyumcunun dükkanını soyan 2 şahıs ile onlara yardım ettiği belirlenen bir kişi tutuklanarak cezaevine gönderildi. Soygun anı ise kuyumcu dükkanın güvenlik kamerasına yansıdı. Olay, 25 Mart sabahı Keçiören’deki bir kuyumcu dükkanında meydana geldi. Edinilen bilgilere göre, yüzleri maskeli iki şahıs, ellerindeki silahlarla birlikte M.Y.’ye ait kuyumcu dükkanına girdi. M.Y.’yi darp eden ve ellerini plastik kelepçeyle bağlayan şahıslar vitrindeki kol saatleri ile gümüş zincirleri çaldıktan sonra geldikleri motosiklet ile dükkandan ayrıldı. M.Y.’nin ihbarı üzerine çalışma başlatan polis ekipleri, yağma olayını gerçekleştiren kişilerin F.Ö. ve K.Y. olduğunu ve İstanbul’a kaçtıklarını tespit etti. Ekipler ayrıca soygunculara yardım eden S.Ç. isimli birinin daha olduğunu belirledi. İstanbul emniyeti ile ortak icra edilen operasyonla yakalanan F.Ö. ile K.Y. yakalanarak Ankara’ya getirildi. Diğer şüpheli S.Ç. ise Ankara’da yakalanarak gözaltına alındı. Soyguncuların adreslerinde yapılan aramalarda ise kuyumcudan gasp ettikleri takılar ile 1 adet silah ve uyuşturucu maddeler ele geçirildi. Emniyetteki işlemlerinin ardından mahkemeye çıkarılan şahıslar tutuklanarak cezaevine gönderildi. Günlerce keşif yapmışlar Zanlılardan F.Ö. ve K.Y.’nin olaydan 6 gün önce Ankara’ya geldikleri, kuyumcu dükkanı çevresinde sürekli keşifler yaptıkları ve bu süre içerisinde kiralanan bir araçta barındıkları öğrenildi. Soygunun planlayan S.Ç.’nin ise yağmacı F.Ö. ile K.Y.’ye maddi destek sağlayıp yardım ettiği belirtildi.
Mersin Uzm. Dr. Batmaz: "Aç kalma süresini azaltmak için sahur mümkün olduğunca geç yenmelidir" Ramazan ayında diyabet hastalarının doktor kontrolünde oruç tutmasını öneren Uzm. Dr. Leyla Batmaz, "Aç kalma süresini azaltmak için sahur mümkün olduğunca geç yenmelidir" dedi. Medical Park Mersin Hastanesi’nden Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Dr. Leyla Batmaz, şeker hastalığının, sıklığı günden güne artan bir halk sağlığı sorunu olduğunu belirtti. Diyabet tedavisinde medikal tedavinin yanı sıra sağlıklı beslenme ve düzenli egzersizin olduğu sağlıklı yaşam tarzının önem taşıdığını vurgulayan Batmaz, "Ramazan ayında insanların beslenme düzeni, uyku düzeni, sirkadiyen ritmi değişmektedir. Oruç tutarken uzun saatler aç ve susuz kalmanın yanında yüksek glisemik indeksli karbonhidrat içeriği fazla olan besinlerin olduğu sahur ve iftar yemekleri dikkati çekmektedir. Bireyler özellikle iftarda oruçlarını açtıklarında normalden daha büyük porsiyonlar tüketme eğilimindedir. Bu da hastaların şeker düzeylerinde yükselmelere neden olmaktadır" dedi. "Hastanın oruç tutmasının uygun olup olmadığı değerlendirilmeli" Diyabetik bireylerin oruç tutarken ani kan şekeri düşmeleri, kan şekeri yükselmeleri, şeker koması, tansiyon düşüklüğü, vücutta sıvı kayıpları ve pıhtılaşma bozuklukları gibi risklerle karşılaşabileceğini belirten Uzm. Dr. Batmaz, bu riskleri azaltmak için şeker hastalarının mutlaka doktor kontrolünün yapılması ve tedavisinin düzenlenmesi gerektiğini ifade etti. Batmaz, "Hastanın oruç tutmasının uygun olup olmadığı değerlendirilmeli, risk grubu belirlenmelidir. Düşük ve orta riskli hastalar, riskler anlatılarak ve tedavi düzenlemesi yapılarak yakın takip ile oruç tutabilir" diye konuştu. "Hasta gün içinde en az 3 kez kan şekeri ölçümü yapmalıdır" Sağlıklı ve dengeli beslenme ile yaşanabilecek olumsuzlukların engellenebileceğini dile getiren Batmaz, oruç tutarken beslenmede dikkat edilmesi gereken hususların diğer zamanlardan farklı olmadığına dikkat çekerek, "Günlük kalorinin yaklaşık olarak yüzde 40-50’si karbonhidratlardan, yüzde 30-35’i yağlardan, yüzde 20-30’u proteinlerden alınmalı. Günlük alınan kalorin öğünlere bölündüğünde ise yüzde 30-40’ı sahura, yüzde 40-50’si iftar, yüzde 20-30’u iftar sonrası atıştırma ve meyve öğününe ayrılmalıdır" ifadelerini kullandı. Aç kalma süresini azaltmak için sahurun mümkün olduğunca geç yenilmesini öneren Batmaz, şöyle konuştu: "İftar ve sahurda sıvı ihtiyacı için bol su, ayran, süt, maden suyu, şekersiz komposto tüketilmelidir. Hasta gün içinde en az 3 kez kan şekeri ölçümü yapmalıdır. Hipoglisemi riskini arttırmamak için yoğun egzersiz ve spor yapılmamalıdır. Şeker hastası birey eğer oruç tutuyorsa mutlaka yakın çevresinde birileri oruçlu olduğunu bilmelidir. Hipoglisemi durumuna karşı her zaman hastanın yanında şeker, meyve suyu, kuru üzüm ya da şekerli gıda bulunmalıdır."