ASAYİŞ - 14 Ocak 2020 Salı 18:00

Eski Urla Belediye Başkanı’nın iddianamesinde FETÖ bağlantılarına yer verildi

A
A
A
Eski Urla Belediye Başkanı’nın iddianamesinde FETÖ bağlantılarına yer verildi

İZMİR (İHA) – Eski Urla Belediyesi Başkanı İbrahim Burak Oğuz hakkında hazırlanan iddianamede, Oğuz’un FETÖ bağlantılarına yer verildi.

İZMİR (İHA) – Eski Urla Belediyesi Başkanı İbrahim Burak Oğuz hakkında hazırlanan iddianamede, Oğuz’un FETÖ bağlantılarına yer verildi.


Eski Urla Belediyesi Başkanı İbrahim Burak Oğuz, FETÖ/PDY’nin üst düzey yöneticileri ile telefonda irtibat kurduğu suçlamasıyla İzmir’de tutuklanarak cezaevine gönderilmişti. İzmir 6. Sulh Ceza Hakimliği, Oğuz’un avukatının müvekkili hakkındaki tutuklama kararına ilişkin yaptığı itirazı inceleyerek, tutuklama sebeplerinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, sanık hakkında kuvvetli suç şüphesi bulunduğu gerekçeleriyle tutukluluk halinin devamına karar verdi. Tutuklandıktan sonra Buca Kırıklar F Tipi Cezaevi’ne konulan CHP’li eski Urla Belediye Başkanı İbrahim Burak Oğuz hakkındaki soruşturma tamamlandı. Oğuz hakkında ’silahlı terör örgütüne üye olmak’ suçundan iddianame hazırlandı. 17’nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianamede, Oğuz’un FETÖ bağlantılarına yer verildi.



"Küçüklüğümden beri Afrika’ya özlemim ve sevgim var"


İddianamede, İbrahim Burak Oğuz’un KHK kapsamında kapatılan derneklerden İzmir Genç İş Adamları Derneği’ne üye olduğu, dernek faaliyetleriyle Afrika’ya seyahatler yaptığı belirtildi. Oğuz’un ifadesinde, bu geziler ile ilgili olarak, "Benim küçüklüğümden beri Afrika’ya karşı özlemim ve sevgim var. Ofisimi yeni açtığım zaman gündemde Afrika ile ilgili birçok haber vardı. Ben de Afrika ile bir oluşumun içerisinde yer almak istedim. Afrika ile ilgili yaptığım araştırmalarda, söz konusu derneğin vasıtasıyla bu işlere katılabileceğim söylendi. Bunun üzerine söz konusu derneğe üye oldum. Hatta Afrika ile iş yapmak üzere bir şirket de kurdum ancak daha sonra istediğim gibi gitmediği için hissemi devrederek, ayrıldım" dediği bildirildi.



Tanık, Oğuz’un Gülen’i ziyaret ettiğini belirtti


Soruşturma aşamasında ifadesine başvurulan tanıkların sözleri de iddianamede yer aldı. Tanıklardan T.B. isimli şahıs, İbrahim Burak Oğuz’u örgütün dini toplantılarında gördüğünü söylediği bildirildi. Ayrıca tanığın, dini konulardan bahsedip, muhafazakar biri olan Oğuz’u, 2011’deki 29 Ekim kutlamalarında belediyenin bir programında rakı içerken görüp şaşırdığını anlattığı ifade edildi. İddianamede, T.B. adlı tanığın anlatımları üzerine İbrahim Burak Oğuz’un "Ben yukarıda beyan ettiğim ve açıkladığım üzere birkaç kez sohbetlere gitmiştim. Ben buralara başkalarının daveti üzerine gittim. Herhangi bir kimseyi davet etmedim. Çok uzun zaman geçtiği için de herhangi bir şekilde kimlerin katıldığını şu anda hatırlayamıyorum" şeklinde ifade verdiği belirtildi. Yine tanık T.B.’nin Oğuz’un ABD’ye giderek, FETÖ elebaşı Fethullah Gülen’i ziyaret edip, elini öptüğünü anlattığı, Oğuz’un da bu iddialar karşısında "Fethullah Gülen ile tanışmadım. Amerika’ya gittiğimde sadece New York şehrinde durdum. Başka yere gitmedim. Ben tek başıma yurt dışına çıkmayı severim. New York’a da tek başıma gitmiştim. 2-3 gün kaldım, gezdim, geri geldim" dediği aktarıldı.



Üzerine kayıtlı telefon hatları örgüt üyeleri tarafından kullanıldı


Öte yandan hazırlanan iddianamede Oğuz’un üzerine kayıtlı telefon hattından, FETÖ’nün mahrem yapılanmasında faaliyet gösteren ve 15 Temmuz darbe girişimini planlayan 5 sivil imamdan biri olan Hakan Çiçek ve Feyzullah Demirci ile Mahmut Akpınar arasında yapılan görüşmelerden de bahsedildi. İbrahim Burak Oğuz’un bu suçlamalar ile ilgili verdiği ifadesinde, "Hakan Çiçek ile ilgili zaten beyanda bulunmuştum. Diğerleri ile hangi şekilde ne amaçla irtibat kurduğumu bilmiyorum. Eski tarihlidir. İşim gereği birçok görüşme yapmaktayım. Muhasebesini tuttuğum şirketlerin ortaklarından biri olabilir. Biber soy isimli kişilerin sahibi olduğu yazılım veya bilgisayar şirketi defteri tutmuştum. Ancak tam tarihlerini hatırlayamıyorum" sözlerine yer verdiği kaydedildi. Bu suçlamayla ilgili olarak, "20.09.2017 tarihi ile 09.11.2018 tarihi arasında karşılıklı olarak aradı/arandı şeklinde 43 kez HTS kaydının olduğu, 43 kayıttan 20’sinin Lokman Uçan’ın firari olarak aranmaya başlandığı 22.11.2017 tarihinden sonra gerçekleştiği tespit edilmiştir. FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü’nün Deniz Kuvvetleri Mahrem Yapılanması içerisinde faaliyet gösteren mahrem imamlardan Metin ve Fevzi kod adlı Hakan Çiçek tarafından kullanılan GSM hattı ile 10.12.2012 ile 24.03.2014 tarihleri arasında 17 kez irtibat kurduğu, FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü’nün Deniz Kuvvetleri Mahrem Yapılanması içerisinde genel müdür pozisyonunda faaliyet gösteren Faruk kod adlı Feyzullah Demirci tarafından kullanılan GSM hattı ile 15.01.2008 ile 17.09.2011 tarihleri arasında 6 kez irtibat kurduğu tespit edilmiştir" bilgisi yer aldı.


Oğuz’un üzerine kayıtlı telefon hatlarının örgüt üyeleri tarafından kullanıldığı bilgisi de iddianamede yer aldı.



"Bunların içinde mutlaka FETÖ ile alakalı şirketler vardır"


Eski Urla Belediyesi Başkanı İbrahim Burak Oğuz’un soruşturma aşamasında "Ben birçok şirkete mali müşavirlik hizmetinde bulundum. Bunların içinde mutlaka FETÖ ile alakalı şirketler vardır" şeklindeki ifadesiyle ilgili olarak ise iddianamede, "İbrahim Burak Oğuz’a ait denetim ve mali müşavirlik şirketin defterini tuttuğu şirketler arasında emniyet mahrem imamları, TSK mahrem imamları, mülkiye mahrem imamları, dönemin İzmir il imamının ortağı ve yöneticisi olduğu şirketler ile FETÖ/PDY silahlı terör örgütü müzahiri şirket ve derneklerde kaydı bulunan şahıslara ait şirketlerin olduğu görülmüştür" tespitine yer verildi.



Mahrem imam ile yan yaa ABD seyahati


Soruşturma kapsamında Atatürk Havalimanı Kargo Gümrük Müdürlüğünden temin edilen uçuş manifesto listeleri ile Emniyet Genel Müdürlüğü KOM Bilgi Sistemi’nde bulunan veriler kullanılarak yapılan incelemeyle ilgili olarak da şu anlatım yer aldı:


"26.10.2010 günü saat: 09.38’de İstanbul Atatürk Havalimanı’ndan pasaport kontrolünden geçerek, Türk Hava Yollarının TK 1 sefer sayılı uçağı ile JFK (ABD) yurt dışına çıkarak Amerika ülkesine gittiği, 01.11.2010 tarihinde saat: 09.16’da İstanbul Atatürk Havalimanı’ndan pasaport kontrolünden geçerek yurda giriş yaptığı, aynı uçakta, birlikte çıkış-giriş yaptığı şahıslara bakıldığında, aynı dakika içinde İbrahim Burak Oğuz ile birlikte pasaport kontrolünden geçen şahıslar arasında KOM Bilgi Sistemi belge evrak kaydında, hakkında mahrem imam ve FETÖ/PDY müzahiri şirketlerde SGK kaydı olduğuna dair bilgi bulunan ve İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturması kapsamında hakkında adli işlem yapılan, arama kaydı bulunan Hüseyin Çakıroğlu’nun gidiş yolculuğunda 51a-m sıradaki koltuklarında yan yana seyahat ettikleri, dönüş yolculuğunda ise İbrahim Burak Oğuz’un 51-b, Hüseyin Çakıroğlu’nun ise 51-a sıralı koltukta yine yan yana seyahat ettikleri tespit edildi."


Urla Belediyesi eski başkanı İbrahim Burak Oğuz hakkında 17. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianamenin ardından görülecek olan duruşmanın tarihi ilerleyen günlerde belli olacak.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aksaray Ruhsatsız tabanca ile yakalandı, “Taşımıyorum bozuk” diyerek tüfek ruhsatı gösterdi Aksaray’da ruhsatsız tabanca ile yakalanmasına rağmen önce “Taşımıyorum” deyip inkar eden, sonra da “Bozuk” diyen sürücü bir de “Ruhsatım var” diyerek tabanca yerine tüfek ruhsatı gösterdi. Olay Gülağaç Yolu Kireçlik Mevkiinde yaşandı. Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde gece yarısı bekçilerin de katıldığı asayiş ve trafik uygulaması yapan İl Emniyet Müdürlüğü asayiş ile trafik şubesi ekipleri şüphe üzerine Gülağaç ilçesinden Aksaray merkez istikametine seyreden Ali B. (38) idaresindeki 51 ACV 230 plakalı otomobile "dur" ihtarında bulundu. Sürücüsü ehliyet ve ruhsat kontrolünden geçirildikten sonra araçta arama yapan bekçiler araç içerisine gizlenmiş bir adet tabanca buldu. Kullandığı araçta tabancayla birlikte yakalanmasına rağmen “Taşımıyorum” diyen sürücü Ali B. daha sonra tabancanın bozuk olduğunu belirterek işlem yapılmasından kaçmak istedi. 2 ayrı bahanesiyle başarılı olamayan sürücü bu kez de “Ruhsatım var” diyerek yakalattığı tabanca yerine tüfek ruhsatı gösterdi. 3 ayrı bahanesiyle işlemden kaçamayan sürücü son olarak tabancayı kabullenerek “Benim, tamir için taşıyorum” dedi. Tabancaya bekçiler tarafından dolu boş kontrolü yapıldıktan sonra el konulurken ruhsatsız tabanca taşımaktan gözaltına alınan sürücü adli işlemler için polis merkezine götürüldü.
Bartın Bartın’daki feci yangının tanıkları yaşanan dehşeti anlattı Bartın’da 1 kişinin öldüğü, 2 kişinin yaralandığı yangında şok detaylar ortaya çıkarken, olayın tanıkları ise yaşanan dehşeti anlattı. Bartın’ın Kayadibikavlak Köyü Örencik Mahallesi’nde bulunan tek katlı bir evde saat 20.30 sıralarında kesin sebebi henüz bilinmeyen bir nedenle yangın çıktı. Bitişiğindeki eve de sıçrayan yangında Tevfik Çetinbağ hayatını kaybederken, eşi Seher Çetinbağ, ile kardeşi Selim Çetinbağ ağır şekilde yaralandı. Olay yerine itfaiye, jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. İtfaiye ekiplerinin yaklaşık 2 saat süren çalışmalarının ardından yangın söndürülürken, iki ev de kullanılamaz hale geldi. Yaralılar ambulansla hastaneye kaldırılırken, durumlarının ağır olduğu belirtildi. Boş tüpü itfaiye evden uzaklaştırdı Yangın esnasında Bartın Merkez İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri, bölgede geniş güvenlik tedbirleri alındı. Yangının tamamen söndürülmesinin ardından nöbetçi savcı ve olay yeri inceleme ekipleri, evin içerisinde, çevresinde detaylı inceleme yaptı. Evin kapısının önündeki boş tüp ise, ekiplerin incelemesinin ardından bir itfaiye eri tarafından kapının önünden alınarak, yola çıkartıldı Faciada şok detaylar Facianın ardından olayla ilgili sır perdesi de aralanmaya başladı. Yanarak ölen Tevfik Çetinbağ’ın yatalak hasta olduğu ve yangından kaçamadığı öğrenildi. Patlama esnasında kocasıyla birlikte evde bulunan Seher Çetinbağ’ın patlamanın hemen ardından yardım istemek için dışarı çıktığı ve kocasının kardeşi olan Selim Çetinbağ ile birlikte yatalak eşini kurtarmak için alevlerin arasına girdiği belirtildi. Alevlerin arasında kalan Seher Çetinbağ ve kaynı Selim Çetinbağ, Tevfik Çetinbağ’ı kurtarmayı başaramazken, kendileri de ağır bir şekilde yaralandı. "Gaz sızıntısı" iddiası Yapılan ilk incelemelerde, Seher Çetinbağ’ın olaydan birkaç saat önce tüp değişimi yaptığı belirlendi. Dolu tüpü kendisini ocağa monte ettiği ileri sürülen Seher Çetinbağ’ın, yemek yapmak için tüpü açtıktan bir süre sonra tüpten sızan gazın alev aldığı ve patlamanın meydana geldiği tahmin ediliyor. Yangının kesin sebebinin ise itfaiye ve olay yeri inceleme ekiplerinin hazırladığı raporların tamamlanmasının ardından ortaya çıkacağı kaydedildi. Patlama sesine irkildiler Alevlerin kül ettiği evlerin yaklaşık 5 metre uzağındaki evde oturan Belma Çetinbağ ve yengesi Fatma Çetinbağ, o anlarda yaşanan dehşeti anlattı. Yangında amcasını kaybeden ve babası yaralanan Belma Çetinbağ, yemek yerken patlama sesi ile irkildiklerini kaydetti. Patlama sesinin ardından dışarı çıktıklarında ise amcasının kaldığı evin alevlerin arasında kaldığını gördüğünü kaydeden Belma Çetinbağ, “Akşam yemeği yiyorduk. Ben yan evdeki üst kattaydım. Bir yerde bir patlama gibi bir ses oldu. Ben yengeme, soba gibi bir şey patladı dedim. Yengem dışarı çıktı. Ev yanıyor diye bağırmaya başladı. Dışarı çıktım ben de, baktım ahşap ev birden alev almış” dedi. Kurtarmak isterken alevlerin arasında kaldılar Babası ve yengesinin yatalak amcasını kurtarmak için alevlerin sardığı eve girince yaralandığını söyleyen Belma Çetinbağ, “Babamla yengem de, sakat amcamı kurtarmak için eve girmişler ama kurtaramamışlar. Zaten ev bir anda alev aldı. Evde 2 kişi vardı, amcamla yengem vardı. Tüp patlayınca yengem, dışarı çıkıp bizimkileri mi çağırdı, ne olduğunu tam olarak bilmiyorum. Babamla, yengem tekrar amcamı kurtarmak için girmişler içeri. Sonuç olarak ikisi de yandı. Onlar da şu an hastanede. Amcam tamamen yandı. Yengem de yanmış olarak içeriden çıktı. Ambulans hastaneye götürdü. Amcam sakattı, sol tarafı hiç tutmuyordu, yatalaktı, yatağa bağlıydı” diye konuştu. “Yengem büyük ihtimal tüpü tam takamadı” Patlamanın ve yangının tüp değişiminden sonra olduğunu kaydeden Belma Çetinbağ, “Yengemin bu akşam tüpü değiştirdiği söylenmişti. Büyük ihtimal tüpü tak takamadı, çakmağı çakınca öyle patlama oldu. Zaten yengem tüpü yeni değiştirmiş. Büyük ihtimal tüpten oldu. Tüpü tam takamadı herhalde” diye konuştu. ‘Emmi yanıyor’ diye bağırma sesi duydum” Emmi yanıyor diye bağırma sesi üzerine alevlerin arasında kalan amcası Tevfik Çetinbağ’ı kurtarmaya çalıştığını anlatan Fatma Çetinbağ ise, “Akşam yemeğini yiyorduk, o anda aniden bir dinamit patlaması gibi bir patlama oldu. Ben merdivenden aşağıya inerken baktım emminin evi alev almış. ‘Emmi yanıyor’ diye bağırma duydum. Kurtarmaya çalıştım, camı falan açtım ama kurtaramadık. Bir şey yapamadık, çok üzgünüm. Yemek yaparken mi olmuş bilmiyoruz. Tüp mü patladı bilmiyoruz. Ama akşamüstü, boş tüpü kapının ağzına koydu. Galiba tüpten oldu” diye konuştu. Olay yerinde yapılan incelemelerin tamamlanmasından sonra ise Tevfik Çetinbağ’ın yanan bedeni, ceset torbasına konularak, evden çıkartıldı. Çetinbağ’ın cesedi, evin önüne getirilen tabutun içerisine yerleştirildi. Tabuta konulan Tevfik Çetinbağ’ın cesedi jandarma, itfaiye ekipleri ve vatandaşlar tarafından cenaze aracına taşındı.