SAĞLIK - 22 Haziran 2022 Çarşamba 11:42

Genç görünmenin formülü: Altın iğne

A
A
A
Genç görünmenin formülü: Altın iğne

Ciltte oluşan birçok kusurun tedavisinde kullanılan ve cildi daha canlı gösteren ‘altın iğne’ yöntemi, Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Dermatoloji Anabilim Dalı bünyesinde kurulan DEÜ Tıbbi Estetik ve Kozmoloji Ünitesinde de başarıyla uygulanıyor.

Ciltte oluşan birçok kusurun tedavisinde kullanılan ve cildi daha canlı gösteren ‘altın iğne’ yöntemi, Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Dermatoloji Anabilim Dalı bünyesinde kurulan DEÜ Tıbbi Estetik ve Kozmoloji Ünitesinde de başarıyla uygulanıyor. Dört mevsim uygulanabilen altın iğne yöntemiyle; kırışıklıklar, yara izleri, akne tedavisi ve çatlaklar kısa sürede uzman hekimlerce tedavi edilebiliyor.


Vücuttaki kırışıklıklar ve lekelerin giderilmesi amacıyla son yıllarda sıklıkla kullanılan ‘altın iğne’ uygulaması, Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Dermatoloji Anabilim Dalı bünyesinde kurulan DEÜ Tıbbi Estetik ve Kozmoloji Ünitesi’nde de başarıyla gerçekleştiriliyor. Dokuz Eylül Üniversitesinin uzman hekimlerince güvenli ve bilimsel yöntemlerle uygulanan altın iğne tedavisiyle, cildin daha canlı ve genç görünmesi sağlanıyor. Yara izleri, çatlaklar, kırışıklıklar ve akne izlerinin tedavisinin yanı sıra, göz çevresindeki morlukları giderilmesinde de kullanılan altın iğne yöntemi hakkında bilgi veren DEÜ Tıbbi Estetik ve Kozmetoloji Ünitesi Sorumlusu Prof. Dr. Emel Çalıkoğlu, söz konusu tedavinin son yıllarda büyük ilgi gördüğünü söyledi.


Halk arasında altın iğne uygulaması olarak bilinen yöntemin son dönemde oldukça popüler olduğunu dile getiren Tıbbi Estetik ve Kozmetoloji Ünitesi Sorumlusu Prof. Dr. Emel Çalıkoğlu, “Söz konusu uygulamada ‘iğne altın mı?’ sorusuyla çok karşılaşıyoruz. Cihazın ucuna takılan ve her hastada değiştirilen iğnelerin altına benzetilmesi nedeniyle halk arasında böyle bir tabir kullanılıyor. Altın iğne olarak bilinen bu yöntemi, aslında bir radyo frekansı sistemi olarak adlandırabiliriz. Radyo frekans sistemiyle derinin dermis denilen alt tabakasını ısıtıyoruz” dedi.


Altın iğne uygulamasının özellikle yüz ve boyun bölgesinde uygulandığını söyleyen Prof. Dr. Çalıkoğlu, “Altın iğne yöntemi cilt genleştirmede yoğun olarak kullanılıyor. Akneli ciltlerde gözeneklerin sıkıştırılmasında ve izlerin giderilmesinde büyük bir talep görüyor” diye konuştu.


Prof. Dr. Çalıkoğlu, altın iğne uygulamasının tıbbi estetik ve kozmetolojik alanında uygulanan diğer yöntemlerle de kombine edilebildiğini ifade ederek, “Hastaya botoks veya dolgu uyguladığımızda daha ferah bir görünüm sağlamak için bu tarz tedavileri de ekleyebiliyoruz” açıklamasında bulundu.


Cilt gençleştirme konusunda ve akne tedavisinde oldukça popüler olan uygulamanın aynı zamanda çatlak tedavisinde de kullanıldığını belirten Çalıkoğlu, iğneli radyo frekans yönetiminin dört mevsim yapılabildiğini söyledi. Tedavide uygulanan seansların üst sınırının olmadığını belirten Çalıkoğlu, “Genellikle ayda bir kez olmak koşuluyla en az 3 seans uyguluyoruz. Hastalarımızın cildinde işlemden sonra 3-4 saat bir kızarıklık olabilir. Onun dışında günlük yaşamına devam edebilir. Yaz aylarında olduğumuz için güneşten koruyucu ürünler kullanmalarını tavsiye ediyoruz” dedi.



Erkeklerde ilgi gösteriyor


Prof. Dr. Çalıkoğlu, uygulamadan elde edilen sonuçların oldukça başarılı olduğunu ifade ederek, “Derinin kolojen tabakasını uyardığımız bu yöntemle hastalarımız cildinde gözle görülür bir yenilenme hissediyor” diye konuştu.


Diğer tüm estetik ve kozmetolojik uygulamalarda olduğu gibi altın iğne uygulamasına da erkeklerin büyük ilgi gösterdiğini belirten Çalıkoğlu, “Erkeklerde botoks ilk sırada, altın iğne uygulaması ise ikinci sırada geliyor. Kolay bir tedavi olduğu için özellikle tercih ediliyor. Bu tarz tedavilere ‘öğle arası tedavisi’ de deniyor. Bu tarz konforlu uygulamalar büyük talep görüyor” diyerek uygulamanın genç ve dinamik bir cilt isteyenler için ideal olduğunu söyledi.


DEÜ Tıbbi Estetik ve Kozmoloji Ünitesi’nde cilt bakımı, mezoterapi, kimyasal peeling, dermapen uygulamalarının yanı sıra saç dökülmesi, sivilce ve aşırı terleme gibi dermatolojik hastalıkların tedavisi de gerçekleştiriliyor. Klinikte ayrıca, dermotoji bölümünde uzmanlaşmak isteyen hekimlere, uluslararası standartlarda uygulamalı eğitimler de veriliyor.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Hamza Dağ: “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, “‘Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerimi anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim” dedi. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, Selçuk’ta düzenlenen mitinge katıldı. Dağ’a binlerce hemşehrisinin yanı sıra, AK Parti İzmir milletvekilleri Şebnem Bursalı ve Mehmet Muharrem Kasapoğlu, MHP İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlu, Cumhur İttifakı Selçuk Belediye Başkan Adayı Dahi Zeynel Bakıcı, MHP İzmir İl Başkanı Veysel Şahin, AK Parti Selçuk İlçe Başkanı Hakan Bayraklı ve MHP Selçuk İlçe Başkanı Nuri Yılmaz da eşlik etti. “İzmir kararını vermiştir” Hamza Dağ, 2 ayı aşkın süredir İzmir’in her yerinde hemşeriyle kucaklaştığını belirterek, “Ben, İzmir’imizde artık şunu net bir şekilde görüyorum. 31 Mart için İzmir kararını vermiştir. Bugün de görüyorum ki Selçuk kararını vermiş. Hemşehrim İzmir’in, Selçuk’un her sokağına hizmet istiyor, proje istiyor. İnşallah biz bu hizmetleri de projeleri de şehrimize kazandıracağız” ifadeleri kullandı. “Tek gündemimiz İzmir” Bugüne kadar hiç kimseyi ötekileştirmediğini vurgulayan Dağ, “Bundan sonra da ötekileştirmeyeceğiz. Hiç kimse bizim nezdimizde ayrımcılığa maruz kalmamıştır, kalmayacaktır. Kimse bildiği işin dışında başka bir iş yapmak zorunda kalmayacaktır. Belediye başkanına ne için oy verilir? ‘Eser üretsin, hizmet getirsin, yatırım yapsın, sorunları çözsün.’ Evet; bizim tek gündemimiz İzmir, mesaimizin tamamı bin 294 mahallemiz her sokağında, hanesinde geçecek. İzmir’de istişareyi, ortak aklı merkeze alacağız. İzmir’de tüm projelerimi beraber hazırladık, beraber hayata geçireceğiz. Sorunlara anlık değil sürdürülebilir çözümler üreteceğiz” diye konuştu. “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Seçim çalışması süresince 4 önemli lansman yaptığını vurgulayan, Selçuk için yapacaklarına da değindi. Hamza Dağ, konuşmasında şu ifadeleri kullandı: “Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerim anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim. İzmir’in, Selçuk’un tarihi dokusunu, kültürel mirasını, asırlara sari olan medeniyet birikimini koruyacağız. Selçuk tarımıyla, turizmiyle bereketli ilçelerimizdendir. Bizler de oluşturacağımız eser ve hizmet ekosistemiyle destek olarak parlayan bir yıldız olmasını sağlayacağız.” Miting, Selçuk Belediye meclis üyesi adaylarının tanıtımıyla sona erdi.
Edirne Edirne’de gastronomi yolculuğu başladı Edirne Valiliği, gastronomi turizminin gelişimine katkı sağlamak amacıyla Osmanlı Saray Mutfağı lezzetlerini kitaplaştırılarak gelecek nesillere aktarılacak. Edirne Valiliği tarafından “Topraktan Tabağa Edirne Yöresel Yemekleri Kitabı” tanıtımı iftar programı düzenlendi. Edirne’de valilik öncülüğünde önemli bir projeye imza atıldı. Proje çerçevesinde "Topraktan Tabağa Edirne Yöresel Yemekleri" kitabı oluşturulacak. İftariyelikler, ara sıcaklar, çorbalar, ana yemek, tatlı ve içecekler geçmiş lezzetlere göre sunumla hazırlandı. Tabaklar süslendi, masalar hazırlandı. Ezanın okunmasının ardından oruçlar açıldı. Yemeğin ardından ise duaya geçildi. Devecihan Kültür Merkezi’nde düzenlenen iftar menüsünde geçmişten günümüze gelen lezzetler arasında yer alan bademli terbiyeli tavuk çorbası, ballı gemici böreği, taş kebabı- sarımsaklı pilav, zerde ve ayva şerbeti yer aldı. Geçmişten günümüze gelen ve unutulmaya yüz tutmuş Rumeli, Balkanlar ve Osmanlı Saray Mutfağında yer alan lezzetlerin gelecek kuşaklara aktarılması ve tanıtılması için önemli bir proje çalışmasına imza atıldı. Proje çerçevesinde 87 farklı çeşidin yer alacağı bir kitap oluşturulacak. Edirne’nin kadim ve Osmanlı’ya başkentlik yapmış sultanlar şehri olduğunu söyleyen Vali Yunus Sezer, aynı zamanda balkanlardan gelen insanların yerleştiği ve kendi kültürlerini yaşattığı da bir şehir olduğuna değindi. "Hem Balkan hem de Osmanlı saray mutfağı lezzetleri yaşatılacak" Hem Balkan hem de Osmanlı saray mutfağının yaşatıldığı Edirne’de çok anlamlı bir ilke imza atıldığını söyleyen Vali Yunus Sezer, "Gelecek nesiller Edirne mutfağında neler var diye baktığı zaman ellerinde bir kitap ve kaynak olacak. Bizim somut varlıklarımızın yanı sıra kültürel zenginliklerimiz de çok önemli. Çok büyük emek var. Hem Rumeli hem de saray mutfağına ait 87 çeşit farklı lezzet var. Bunların bir kitapta buluşması çok önemli. Şeflerimiz kendi illeri için farklı bir şey yapmak istiyorlar. Yaklaşık 1 buçuk aydır çalışmalar devam ediyor" dedi. Gastronomi anlamında çok önemli faaliyetler yürütmüş parmakla gösterilen iller olduğunu söyleyen Vali Sezer, "Biz büyük bir hazine üzerinde duruyoruz. Ama kendimizi anlatmakta zorluk çekiyoruz. Bizim bir tava ciğerimiz, bir de ciğer sarmamız var. Dışarıdan insanlara sorduğumuzda neyimiz var diye ’Bir gelip ciğerinizi yeriz’ diyorlar. Bu güzel bir şey aslında. Ama bunun yanına ne koyabiliriz? Bunun üzerinde çalışıp Rumeli Saray ve Osmanlı mutfağını günümüzle uyarlayıp nasıl yaşatabiliriz bunun peşindeyiz" şeklinde konuştu. "Edirne’nin parlayan yıldız olmasını istiyoruz" Edirne’nin her konuda balkanların ve Türkiye’nin parlayan bir yıldızı olmasını istediklerini belirten Vali Sezer, "Bunu da sanayide, ticarette, turizmde, gastronomide eğitimde aktivitelerle birlikte başarmamız lazım. İçinde saray ve Rumeli mutfağının da olduğu birkaç yemeği ve menüyü tava ciğerin yanına ekleyebilirsek zenginleştirebiliriz" ifadelerine yer verdi. Festivallerin yanı sıra marka aday olabilecek lezzetleri de sunabilecekleri bir yerin olmasının çok önem taşıdığını belirten Vali Sezer, "Bunu başarırsak herkes restoranında alternatif bir ürün sunmak isteyecek. Bunu da hazırlanan projelerle hayata geçireceğiz. Valilik olarak bunu yapıp özel sektöre devrederiz. Buna biz öncü oluruz" diye konuştu. "3 hedefe inşallah hep birlikte ulaşacağız" Önlerinde 3 hedef olduğunu ve buna şeflerle birlikte ulaşacaklarını belirten Vali Sezer, birincisinin bu kitabı hazırlamak ve basıp yayınlamak, ikincisinin gastronomi festivalleri düzenlemek üçüncüsünün de bu markalaştırılan yemeklerin daimi sunulacağı tarihi bir yer yapmak olduğunu ifade etti. "Edirne gastronomide de büyük zenginliğine sahip" Edirne’nin tarihi ve kültürel mirasının yanı sıra gastronomi anlamında da büyük zenginliğe sahip olduğunu söyleyen İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, düzenlenen iftarda saray, Rumeli ve Balkan mutfağından lezzetlerin yer aldığı bir menü hazırladıklarını aktardı. İftar programına, Vali Sezer ve eşi Canan Sezer, Vali Yardımcıları Erdoğan Beypınar ve Eyyüp Batuhan Ciğerci ile eşleri, İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, şefler, gastronomi yazarları ve basın mensupları katıldı. Devecihan Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen iftar programı toplu fotoğraf çekiminin ardından sona erdi.