KÜLTÜR SANAT - 13 Ekim 2021 Çarşamba 14:34

Germiyan kapı ve pencereleri sergi teması oldu

A
A
A
Germiyan kapı ve pencereleri sergi teması oldu

7.

7. Germiyan Festivali kapsamında sanatçı Şükran Tümer’in açtığı “Geçmişten geleceğe; kapılar, pencereler” adlı serginin esin kaynağı, Germiyan’daki evlerin kapı ve pencereleri oldu.


Çeşme ilçesi Germiyan’da, eski un değirmeninde açılan sergi dikkat çekti. 7. Germiyan Festivali kapsamında sanatçı Şükran Tümer “Geçmişten geleceğe; kapılar, pencereler” isimli sergi açtı. Serginin esin kaynağı, Germiyan’daki evlerin kapı ve pencereleri oldu.


Sergi hakkında bilgi veren sanatçı Tümer, "Sergimizin teması; geçmişten geleceğe kapılar pencereler. Germiyan evlerinin yapısından yola çıkarak, kapılar ve pencerelerde, her Germiyan evinde, her evin penceresinde ayrı bir hikaye olduğunu düşündük. Her kapının girişinde ayrı öyküler yaşandığını biliyoruz. Her kapının çıkışında da ayrı öyküler yaşandığını biliyoruz. Dolayısıyla Germiyan evleri ile birlikte kapılar, pencereler sergimizin temasını oluşturdu" diye konuştu.



"Geleceğe bir gönderme yapmaya çalıştık"


Sergide, geçmişten geleceğe bir gönderme yapmayı amaçladıklarını ifade eden Tümer, "Geçmişteki pencere ve kapı fonlarından yola çıkarak, geleceğe dair, geleneksel Türk el sanatlarında işlemeler, nakışlar, kalpli objelerle birleştirerek, geleceğe bir gönderme yapalım dedik. Gelecekte de el sanatlarının değerini, kapılar, pencerelerdeki işçilikle, sanatsal çalışmalarla anlatmaya çalıştık. Tekstil sanatıyla farklı yorumlamalar yaptık. Buna kolaj diyoruz. Farklı tekniklerle, farklı yüzey düzenlemeleri ile, geçmişin kapı ve pencerelerini, bugünkü güncel düzenleme tekniklerini, nakış tekniklerini, yok olmaya yüz tutan geleneksel Türk el sanatları ile betimleyerek, birleştirerek, yorumlayarak, geleceğe bir gönderme yapmaya çalıştık. Form olarak, biçim olarak, geçmişten esinlenip, yeni bina fonlarına etki olmasını bekliyoruz" diye vurguladı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.