EKONOMİ - 17 Kasım 2019 Pazar 10:14

İzmir iş dünyasının örnek işbirliği ile Dikili’ye dev proje

A
A
A
İzmir iş dünyasının örnek işbirliği ile Dikili’ye dev proje

Yıllık 5 milyar dolar tarım ürünü ihraç eden Ege Bölgesinin, tarımsal üretim ve ihracatını ikiye katlayacak Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgelerinin kuruluşu ile ilgili çalışmalar ilk meyvesini verdi.

Yıllık 5 milyar dolar tarım ürünü ihraç eden Ege Bölgesinin, tarımsal üretim ve ihracatını ikiye katlayacak Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgelerinin kuruluşu ile ilgili çalışmalar ilk meyvesini verdi. Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Dikili Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgesinin (TDİOSB) kuruluş kararını imzaladı.


İzmir Ticaret Odası, Ege Bölgesi Sanayi Odası, İzmir Ticaret Borsası ve Ege İhracatçı Birlikleri arasında 20 Kasım 2018 tarihinde imzalanan Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgeleri Kuruluş Protokolü ile başlayan süreç daha bir yılını doldurmadan 7 Kasım itibariyle İzmir Dikili Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgesinin kuruluşu ile sonuçlandı.


Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, müjdeyi 3. Ege Ekonomik Forum’unda verdi. Bakan Pakdemirli, Dikili OSB’nin kuruluşu kararını imzaladığını belirterek, projenin İzmir’e hayırlı olmasını diledi. Bakan Pakdemirli ayrıca, Menderes ve diğer ilçelerdeki tarım OSB’leriyle ilgili çalışmaların da yoğun şekilde sürdüğünü ifade etti.



“Ortak iş yapma kültürü, İzmir’e katkı sağladı”


Geçen yıl gerçekleştirilen oda seçimlerinin ardından İzmir iş dünyasında yakalanan ortak iş yapma kültürünün kente çok önemli bir proje daha kazandırdığını belirten İzmir Ticaret Odası (İZTO) Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, bu işbirliği sayesinde Türkiye’nin en büyük tarıma dayalı ihtisas organize sanayi bölgesinin İzmir Dikili’de kurulacağını söyledi. Özgener şöyle konuştu:


“Tarım ve Orman Bakanımız Dr. Bekir Pakdemirli’nin desteği ile kentimizin tarım potansiyelini göz önünde bulundurarak İzmir’deki oda, borsa ve birlikler olarak Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgeleri kurulması için ortak hareket ettik. Bir işbirliği protokolü imzalayarak ortak bütçe oluşturduk. Geleceğin stratejik sektörlerinin başında gelen tarım sektörü için Dikili TDİOSB’nin kuruluşunun gerçekleşmesi çok önemli bir dönüm noktasıdır. Kurulacak OSB’de jeotermal enerjiyle ısıtılacak modern ve teknolojik seralar yer alacak olup, Dikili’yi sadece Türkiye’nin değil Avrupa’nın en önemli teknolojik sera üssü haline getireceğiz. Bu projenin bir diğer anlamlı tarafı ise İzmir’de ortak proje yapma kültürünün ilk adımlarının atılıyor olmasıdır. İzmir’de ülkemize örnek teşkil eden bu birlik ve beraberlikle nice güzel projelere imza atacağımıza inanıyorum. Projenin hayata geçmesi konusunda İzmir’e her türlü katkıyı sağlayan Tarım ve Orman Bakanımız Dr. Bekir Pakdemirli ve sürecin her aşamasında yanımızda olan İzmir Milletvekilimiz Atilla Kaya’ya da kentimiz ve projeye katkıları nedeniyle teşekkürlerimi sunuyorum.” Kurucuların ortak kararı ile Dikili TDİOSB’nin Müteşebbis Heyet ve Yönetim Kurulu Başkanı olarak İZTO Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Ali Osman Öğmen’in belirlendiğini açıklayan Özgener, Öğmen ve yönetim kuruluna da başarılar diledi.



“İhracat ve istihdamı artıracak”


Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar da, Türkiye için büyük önem taşıyan tarımsal üretim ve gıda sanayi sektörlerinde katma değerli üretimi ve ihracatı artıracak, ortalama 3500 kişiye iş sağlayarak istihdama da katkı sunacak olan Dikili Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgesinin kurulmasına ilişkin kararın Tarım ve Orman Bakanı Dr. Bekir Pakdemirli tarafından imzalanmasının İzmir ve Ege Bölgesi için son derece önemli bir adım olduğunu söyledi. İzmir’de örnek bir güç birliği ve sinerji ile ulaşılan bu sonucun orta ve uzun vadede benzer organize sanayi bölgelerinin kurulmasının da önünü açtığını dile getiren Yorgancılar, “Böylelikle kurumlar arası ortak akıl ve işbirliği ile kısa zamanda olumlu sonuçların nasıl alınabildiği de görülmüş oldu. İzmir, bu ortak aklı çalıştırarak gelecek vizyonu doğrultusunda çalışır ise dünya şehri olma yolunda çok ciddi bir sıçrama sağlayacaktır. Tire ve Menderes’te kurulması öngörülen tarıma dayalı ihtisas organize sanayi bölgeleri için de aynı sinerji ile çalışmaya devam edeceğiz” dedi. Tarım ve gıdanın yakın gelecekte en önemli ve stratejik sektörler olacağını ifade eden Yorgancılar, “Dikili Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgesinin, gelecek on yıllar içinde global çapta en önemli ve stratejik sektörlerden biri olacak olan tarım ve gıdada ülkemizi dünya ölçeğinde ön palana çıkartacak olan projelerden biri olması dileklerimle, başta Tarım ve Orman Bakanımız Dr. Bekir Pakdemirli ve İzmir’de süreci birlikte yürüttüğümüz kurumların başkan ve yöneticileri olmak üzere şu ana kadarki süreçte emeği geçenlere teşekkür ediyorum” diye konuştu.



Kestelli: “Umut verici bir adım”


İzmir Ticaret Borsası (İTB) Başkanı Işınsu Kestelli, İzmir’deki iş dünyası STK’ları olarak ortak akılla atılan adımların bir bir hayata geçtiğini görmenin, kent adına umut verici olduğunu söyledi. Türkiye’nin 2023 yılında 150 milyar dolar tarımsal üretim, 40 milyar dolar tarımsal ihracat hedefi olduğunu vurgulayan Kestelli, bu hedeflere ulaşmak için bu tür adımların çok kritik olduğunu ifade etti. Kestelli, şunları söyledi: “Hedeflediğimiz tarıma dayalı ihtisas organize sanayi bölgelerinden ilki olan Dikili Sera İhtisas OSB’de artık faaliyet aşamasına geçtik. Diğer aday TDİOSB çalışmaları devam ediyor. Tarım ve Orman Bakanlığının 2023 strateji belgesinde, faaliyete geçirilmesi beklenen tarıma dayalı ihtisas organize sanayi bölgesi sayısı 12. Bu kapsamda Bakanlığımız, İzmir’de tarıma dayalı ihtisas OSB’lerin sayısını genişletme hedefinde. Destekleri için Bakanımız Dr. Bekir Pakdemirli’ye teşekkür ediyoruz. Türkiye’nin hedeflerine ulaşabilmesi için tarımsal üretimde ölçek yükseltmeye ve tarımsal ticarette sistem oturtmaya ihtiyacı var. Tarım OSB’lerinin ve Ürün İhtisas Borsasının bu anlamda büyük katkı yapacağına inanıyorum. Tarım ve hayvancılık, İzmir’in ve elbette Türkiye’nin yeni başarı hikayesinin taşıyıcı kolonlarından biri olacak. Buna inancımız tam. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.“



“İhracata 1 milyar dolar katkı”


Türkiye’nin 2023 yılında 40 milyar dolar tarım ürünleri ihraç etme hedeflediğini belirten Ege İhracatçı Birlikleri (EİB) Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi ise tarımsal ürün üretimi ve ihracatında lider olan Ege Bölgesinin Tarım OSB’ler ile liderliğini perçinleyeceğine dikkati çekerek, “Ege Bölgesi meyve sebze mamulleri, kuru meyve, zeytin ve zeytinyağı, su ürünleri, yaş meyve sebze, tütün, odundışı orman ürünleri, baharatlar, seracılık, süt ürünleri sektörlerinde üretimde ya da ihracatta Türkiye lideri durumunda. Dikili TDİOSB ve sonrasında Tire ve Menderes’te kurulacak TDİOSB’ler Ege Bölgesinde daha katma değerli tarım ürünleri ihracatına zemin hazırlayacak. Tarım OSB’ler Ege Bölgesi ihracatına ilk aşamada yıllık asgari 1 milyar dolar katkı sağlayacak, sonrasında Ege Bölgesinin tarım ürünleri ihracatın 10 milyar dolara taşınma yolculuğunda lokomotif görevi üstlenecek” diye konuştu.



Başkanlardan proje teşekkürü


Oda, borsa ve birlik başkanları, projenin hayata geçmesine katkı koyan isimlere de özel olarak teşekkür etti. Başkanlar “İzmir Dikili TDİOSB’nin kuruluş sürecinde projeyi Cumhurbaşkanlığı 100 Günlük Eylem Planı’na koyan Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a, ortak bir projenin yapılması yönünde bizleri teşvik eden TBMM eski Meclis Başkanı ve İzmir Milletvekili Binali Yıldırım’a, projeyi baştan bu yana destekleyen ve kuruluş onayına imzasını atan Tarım ve Orman Bakanımız Dr. Bekir Pakdemirli’ye, proje sürecine destek veren İzmir Milletvekili Mahmut Atilla Kaya’ya, her zaman olduğu üzere projemize sahip çıkan İzmir Valisi Erol Ayyıldız’a, Bakanlık adına projenin yürütücülüğü yapan Tarım Reformu Genel Müdürlüğü Organize Tarım ve Hayvancılık Bölgeleri Daire Başkanlığı ekibine, İzmir’deki oda, borsa ve birlik başkanları adına en içten teşekkürlerimizi sunuyoruz” dedi.



Dikili TDİOSB hakkında


3 milyon 29 bin 818 metrekare büyüklüğündeki TDİOSB alanında, 1 milyon 800 bin metrekare modern seralar, 280 bin metrekare alanda bu seralarda üretilecek yaş sebze meyvenin işlenmesi, depolanması gibi endüstriyel faaliyetlerin gerçekleşeceği tesisler yer alacak. Sürdürebilir ve yenilenebilir enerji kaynağı olan jeotermal enerji ile ısıtılacak modern otomasyon sistemine sahip teknolojik seralarda yıllık 80 bin ton kaliteli yaş sebze ve meyve üretimini yurt içi ve yurt dışı piyasalarına sunulması hedefleniyor. Dikili TDİOSB yaklaşık 3 bin 500 kişilik istihdam ile ülke ekonomisine de katkı sağlayacak.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kütahya Kütahya’da "Oyunuzu hizmet ve eser siyasetinden yana kullanın" çağrısı AK Parti Kütahya İl Başkanı Mustafa Önsay, AK Parti Kütahya Belediye Başkan Adayı Kamil Saraçoğlu ve AK Parti Kütahya İl Genel Meclisi Adayı Muhterem Kılıç, 31 Mart’ta halka "Oyunuzu hizmet ve eser siyasetinden yana kullanın" çağrısında bulundular. AK Parti Kütahya İl Başkanı Mustafa Önsay, seçim sürecinde Kütahya merkezde 58 bin haneye ziyaret gerçekleştirdiklerini ifade etti. Önsay, "Artık pazar günü sandığa gidiyoruz. Bir seçim kampanyası sürecinin daha sonuna geldik. Bu süreçte Kütahyalı hemşehrilerimize bizlere kapılarını açtığı için teşekkür ediyoruz. Hakikaten güzel bir kampanya süreci geçirdik. Tabii AK Parti seçimden seçime kampanya yapan bir parti değil, biz 28 Mayıs günü akşam Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatıyla 31 Mart seçimleri için hazırlık yapmaya başladık. Bu süreçte, öncesinde henüz adayımız belli değilken ‘Mahallede gezek var’ programı ile 41 mahallemizde vatandaşlarımızla bir araya geldik. Dertlerini dinledik, taleplerini aldık. Sonraki süreçte 18 Ocak’ta Sayın Kamil Saraçoğlu adayımızın Cumhurbaşkanımız tarafından Kütahya AK Parti belediye başkan adayı gösterilmesinden sonra da yine sahada olmaya gayret ettik. Bu süreçte pek çok faaliyet yürüttük. ‘Mahalle Bizim Kütahya Bizim’ programımızı gerçekleştirdik. Yine 41 mahallemizde, mahallelerimizin sorunlarına hakim olduğumuzu, önceki ziyaretlerimizde o mahalleye dair beklentileri Başkanımız vatandaşlarımıza izah etti, projelerini anlattı. Bütün bu sürecin devamında yine son 10-15 günden beri Ramazan akşamlarını bir fırsat olarak görerek kapıları çalmaya devam ettik. Bütün bu süreçte toplam 58 bin hane ziyareti gerçekleştirdik. Bu tabi Kütahya için önemli bir sayı. 100 bin civarında seçmene ulaşabildiğimiz anlamına geliyor. 100 bin insana ulaşmak 58 bin kapıyı çalmak çok kolay bir süreç değil. Bu süreçte vekalet gösteren kadın kollarımıza, gençlik kollarımıza Merkez ilçedeki arkadaşlarımıza, ana kademedeki yönetim kurulu arkadaşlarıma, herkese teşekkür ediyorum. Tabi sadece 150 kişilik teşkilatımız değil, bunun dışında gönüllü olarak yine bu faaliyetlerde bize destek olan tüm gönüldaşlarımıza çok teşekkür ediyoruz. İnşallah hayırlısıyla pazar günü hep beraber sandıklara gidelim, reyimizi ortaya koyalım. Kütahya’mızın bundan sonraki 5 yılda ne olacağına hep birlikte karar verelim. AK Parti belediyecilik anlamında önemli bir marka. Sayın Cumhurbaşkanımızın bütün bu hareketi 1994’ten itibaren belediyecilikle başlamış bir hareket ve hakikaten önemli başarılara imza atıldı. Biz son 5 yıldan beri AK Parti olmayan bir belediye ile yaşadık. Bunun neler getirdiğini hep beraber gördük. İnşallah 31 mart günü ben inanıyorum ki Kütahyalılar Sayın Cumhurbaşkanımıza bir vefa göstereceklerdir ve yine Ak Parti’ye Sayın Cumhurbaşkanımıza, Kamil Saraçoğlu Başkanımıza destek vereceklerdir ve inşallah hep beraber bundan sonraki 2028 seçimlerine kadar Kütahya’da 3 vekilimizle, teşkilatımızla ve Belediye Başkanımız Kamil Saraçoğlu ile beraber şehrimizi büyütmeye ve geliştirmeye yönelik çalışmaya devam edeceğiz" diye konuştu. "Kütahyalılar demokrasinin unsurlarını yerine getiren bir yapıya sahip" AK Parti Kütahya Belediye Başkan Adayı Kamil Saraçoğlu, 31 Mart’ta Kütahya’nın tekrar AK Belediyecilikle tanışacağını dile getirdi. Saraçoğlu, "Süreç Cumhurbaşkanımızın AK Parti Kütahya Belediye Başkan Adayı olarak 18 Ocak’ta bizi ilan etmesiyle başladı. O günden bugüne yaklaşık 70 günlük bir süreyi geride bıraktık. 70 günlük süre boyunca biz hem hemşehrilerimizle bir araya geldik, esnaflarımızla bir araya geldik. Onları tek tek ziyaret ettik. Mahallelerimizde toplantılar gerçekleştirdik ve bu süre zarfında da biz geçmiş dönemde yaptığımız tüm projeleri halkımızla paylaştık ve yeni dönemde de hangi projeleri hayata geçireceğiz, hangi çalışmaları Kütahya’da yapacağız anlattık. Kütahya’yı daha iyi yerlere götürmenin gayreti içerisinde olacağımızın sözlerini verdik. Tabii ki geçmişte yaptığımız projelerimizi gelecekte yapacağımızın teminatı olarak gösterdik. Bu süreçte tüm hemşehrilerimize çok teşekkür ediyoruz. Artık seçim çalışmalarımızı noktalıyoruz. Bundan sonra 31 Mart’ta İnşallah tüm Kütahyalı seçmenlerimiz sandığa gidecek, biz susacağız onlar konuşacaklar ve tercihlerini gerçekleştirecekler. Tabi Kütahya halkı demokrasiye bağlı ve demokrasinin unsurlarını yerine getiren bir yapıya sahip. Geçmiş dönemde de belki Türkiye genelinde en yüksek seçime katılım oranları Kütahya’dadır. Bu dönemde de ben tüm seçmenlerimi özellikle AK Parti seçmenlerini sandığa davet ediyorum. Onlar da vatandaşlık görevlerini yapacak İnşallah 31 Mart’ta da biz tekrar AK Parti belediyeciliğini Kütahya Belediyesi’nde başlatmaya hemşehrilerimizle beraber hazır olduğumuzu dile getirmek istiyorum. Bir fetret dönemi yaşandı. Artık onun sonu geldi. İnşallah 31 Mart’ta sandıklar açılacak ve herkes bu çıkan sonuca razı olacak. Biz de hemşehrilerimizin kullanmış olduğu oyların başımızın üstünde yeri olduğunu beyan etmek istiyorum. İnşallah bu seçimi aldığımız andan itibaren de kollarımızı sıvayarak Kütahya halkına hizmetkar olmaya devam edeceğiz. Seçimlerin hem Kütahya’mıza, hem ülkemize hem de İslam coğrafyasına hayırlı olmasını temenni ediyorum. Bu süre zarfı boyunca, tüm teşkilatımızla beraber il teşkilatımız, Merkez ilçe teşkilatımız, Kadın Kolları, Gençlik Kollarıyla, Belediye Meclis üyelerimizle beraber, çalmadık kapı, sıkmadık el bırakmadık ve bu nokta itibarıyla da tüm hemşehrilerimizle kucaklaşma imkanı bulduk. İnşallah seçimler hayırlı uğurlu olsun diyorum" ifadelerini kullandı. "31 Mart pazar günü, sadece bu yerel seçim olarak görülmemeli" AK Parti Kütahya İl Genel Meclisi Adayı Muhterem Kılıç, AK Parti’nin 22 yılda yaptıklarının bundan sonra da yapacaklarının teminatı olduğunu belirtti. Kılıç, "Adaylık süreci 2 aya yakın bir süre önce belli oldu. Biz bu adaylık sürecinden beri merkez köylerimizin hemen hemen tamamını gezdik, vatandaşlarımızla hasbihal ettik, taleplerini aldık, beraber istişareler yaptık. Köylerimize yol, su, altyapı hizmetleri konusunda neler yapılabilir, yerinde gördük, gezdik, notlarımızı aldık. Tabi, malum iki gün kaldı seçimlere. 31 Mart pazar günü, sadece bu yerel seçim olarak görülmemeli, bu seçimde belediye başkanı, belediye meclisi, il genel meclisi, muhtar ve ihtiyar heyetini seçeceğiz ama sadece bu şekilde bir seçim olarak görülmemeli. Bu yaşadığımız bölgenin ve Türkiye’mizin önümüzdeki 5 yılını kapsayacak bir geleceğimizin oylamasıdır. Geçen yıl da milletvekili ve cumhurbaşkanlığı seçimlerimizi yaptık. Bu seçim daha da önem arz ediyor çünkü 5 yıl bir seçimsizlik süreci olacak ve AK Parti’mizin 22 yılda yaptığı hizmetlerin artık doruk noktasında yapılabilecek olan hizmetleri yapmamız için vatandaşımızın oylarını daha dikkatli kullanmalarını ve küçük bazı olumsuzluklara bakarak kanmamalarını dolayısıyla AK Parti’yi oylarıyla ve dualarıyla desteklemelerini talep ediyoruz. İnşallah önümüzdeki süreçte yapılması gereken, eksik kalan hizmetleri son derece gayretli bir şekilde yapacağız çünkü AK Parti’nin 22 yılda yaptıkları, yapacaklarının teminatıdır ve bu şekilde bir çalışma gerçekleştireceğiz" şeklinde konuştu.
Kütahya Bakan Özhaseki: "Deprem bölgesinde evleri teslim ediyoruz" Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, Kütahya’da AK Parti önceki dönem ve mevcut yönetim kurulu üyeleri ile sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle iftarda bir araya geldi. AK Parti Kütahya İl Başkanı Mustafa Önsay ve AK Parti Kütahya Belediye Başkan Adayı Kamil Saraçoğlu’nun ardından kürsüye gelen Bakan Özhakesi, deprem bölgesinde halen 300 binden fazla konut inşaatının devam ettiğini ifade etti. Özhaseki, "Son 6 Şubat’ta bile tam 18 ilimiz etkilendi. 14 milyon insan zarar gördü. 680 bin konutumuz yıkıldı. 170 bin kadar da iş yerimiz yerle bir oldu. 850 bin bağımsız birim. Dile kolay. Zarar 104 milyar dolar olarak ifade ediliyor. Manevi zarar, onu ölçecek bir alet daha çıkmadı. Evleri teslim ediyoruz, hangi eve gitsek oturup çay içtiğimizde, o geceye geliyor konu. Evin sahibi biraz sonra olayları anlatmaya başlıyor hem o ağlıyor hem de biz ağlamaya başlıyoruz. Şu anda 300 binden fazla inşaatımız devam ediyor. Köylerde çelik karkastan evler yapıyoruz. Aslında yıkılan evler belki taştandı, basit evlerdi, aralarında harç bile yoktu bazılarının. Olsun Cumhurbaşkanımızın talimatı, ‘Madem o evler yıkıldı, hepsini en iyisiyle yapacağız’ dedi. Ve şimdi çelik karkastan evler yapıyoruz. Şehirlerin merkezlerini yapıyoruz bir taraftan. Bir taraftan altyapılarıyla ilgili büyük bir bütçe temin ettik. Altyapılarına başladık, gece-gündüz çalışıyoruz. 76 bin evimizi teslim ettik. Her ay bundan sonra da 10-15 bin evi vermeye devam edeceğiz" dedi. "Şimdi bütün bilim adamları diyor ki, İstanbul’da deprem gelmek üzere" Bakan Özhaseki, konuşmasında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu eleştirdi. Özhaseki, "Son dönemde hiç anlayamadığımız başka bir şey çıktı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı başını çekiyor. Sonra onun kuyrukları Anadolu’da devam ediyorlar. Algı belediyeciliği diyorlar. Ne oluyor algı belediyeciliği olunca? Yapmadığını yapmış gibi sunma. Olmadığı halde olmuş gibi. Beyefendi tatilde çalışıyormuş gibi yan gelip yatıyor veya İngiliz büyükelçisiyle bir yerde, restoranda yemek yiyor ama iş başındaymış gibi gösteriyor. Ne kadar ayıp bir şey ya. Bunu da belediye bütçesinden yapıyorlar. Şimdi bütün bilim adamlar diyor ki, İstanbul’da deprem gelmek üzere. Evet hepimiz takip ediyoruz. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin geçen seneki ayırmış olduğu pay, 485 milyon lira. Ama algı operasyonları için beyefendiyi övmek için, beyefendi Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı veya da cumhurbaşkanı yapabilmek için tuttukları trol ordusuna verdikleri, ayırdıkları para 900 milyon lira. Bu para cebinizden çıkıyorsa bir şey demem, hoş karşılamam, bir şey demem. Eğer belediye bütçesiyse benim bir kuruşluk da hakkım varsa, haram olsun arkadaşlar. Doğru değil arkadaşlar. Bu dönemde böyle bir belediyecilik gördük. Hükümetin yaptığının üstüne yatmak, onun yaptıklarını kendi yapmış gibi anlatmak. Ya ayıptır günahtır" diye konuştu.