EĞİTİM - 10 Temmuz 2020 Cuma 09:16

İzmir Tınaztepe Üniversitesi öğrencilerini bekliyor

A
A
A
İzmir Tınaztepe Üniversitesi öğrencilerini bekliyor

Bölgenin ilk ve tek sağlık temalı üniversitesi olan İzmir Tınaztepe Üniversitesi, 2020-2021 akademik yılında öğrencilerini bekliyor.

Bölgenin ilk ve tek sağlık temalı üniversitesi olan İzmir Tınaztepe Üniversitesi, 2020-2021 akademik yılında öğrencilerini bekliyor. Mütevelli Heyet Başkanı Dr. Mehmet Bektur, “Özgün eğitim modelimiz ile sorumlu, uzman, düşünen, araştıran, başarılı bilim insanlarını yetiştireceğiz” dedi.


Güçlü bir akademik kadro yapılanmasıyla eğitim süreçlerini başlatan İzmir Tınaztepe Üniversitesi, 102 dönümlük arazi üzerine kurulmuş gerçek bir kampüs üniversitesi olarak sunacağı kaliteli eğitimin temellerini atıyor. Üniversite, teknolojik alt yapısı, evrensel ve ulusal standartla donatılmış mimari yapısı, bilimsel araştırma laboratuvarları ve eğitim binalarıyla sosyal bir yaşam kampüsü olarak bölgede yeni bir çekim merkezi haline geliyor. Tınaztepe Sağlık Grubu Yönetim Kurulu ve İzmir Tınaztepe Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Dr. Mehmet Bektur, İzmir Tınaztepe Üniversitesi’nin özgün bir eğitim modeliyle bölgenin ve ülkenin gelişimine doğrudan katkı sağlayan tek tematik kampüs üniversitesi olduğunu vurguladı. Dr. Bektur, “2020-2021 akademik yılında eğitime başlayacak üniversitemiz bölgenin yeni cazibe merkezi haline gelecektir” ifadelerini kullandı. İlk etapta tıp fakültesi, sağlık bilimleri fakültesi ve sağlık hizmetleri meslek yüksekokulu ile eğitime başlayacaklarını belirten Dr. Bektur, “Gelecek dönemde diş hekimliği fakültesi, sağlık bilimleri enstitüsüne de öğrenci alacağız. Orta ve uzun vadede ise fen bilimleri enstitüsü ve sosyal bilimler enstitüsü, iktisadi ve idari bilimler fakültesi, sosyal bilimler fakültesi, hukuk fakültesinin kurulmasıyla yelpazemizi genişletmeyi amaçlıyoruz. Akademik birimlerimizin yanı sıra bölgemizin araştırma, geliştirme ve uygulama merkezleri, ihtisas teknoparkı yoluyla üniversite, sanayi çevre iş birliği sağlanarak üniversitemizin bilgi ekonomisi, inovasyon ve patent üssü olması sağlanacaktır” diye konuştu.



"Bölgenin tek tematik üniversitesi"


Sağlık alanında verdiği hizmetle markalaşan Tınaztepe Sağlık Grubu’nun 21 yıllık bilgi ve deneyiminden güç alan İzmir Tınaztepe Üniversitesi, bölgenin ilk sağlık temalı üniversitesi olarak geleceğin sağlık çalışanlarını yetiştirmeyi amaçlıyor. Üniversitenin Mütevelli Heyet Başkanı Dr. Mehmet Bektur, bu konuda şu ifadeleri kullandı: “Üniversitemiz bölgenin ve ülkenin gelişimine doğrudan katkıda bulunacak sağlık alanında tematik bir üniversite niteliğine sahip tek üniversitedir. 102 dönümlük kampüs alanı içerisinde; ulusal ve evrensel standartlarla donatılan 14 eğitim binası, iki eğitim ve araştırma hastanesi, araştırma laboratuvarları, öğrenci yurtları ve çok sayıda sosyal tesis yer alacak.” Üniversitede 5 sene içerisinde toplam 8 bin öğrenciye eğitim verilmesi planlandığını belirten Dr. Mehmet Bektur, “Üniversitemiz, eğitim-öğretim ve yapılanma süreçlerinde hami kuruluşu, Tınaztepe Sağlık Grubu’nun 20 seneyi aşkın süredir biriktirdiği bilgi ve tecrübeyle bezenen tüm imkanlarından yararlanacaktır. Tınaztepe Sağlık Grubu’nun bünyesinde bulunan 4 hastanede öğrencilerimize uygulamalı eğitim verilecek. Kendi araştırma uygulama hastanelerini, preklinik sonrası eğitime hazır hale getirecek olan üniversitemiz, bir afiliasyon ihtiyacı duymayacaktır. Dünyanın eğitim devi Harvard Üniversitesi’nin uygulayıp başarı yakaladığı entegre eğitim modeli, probleme dayalı öğrenim ile sentezlenerek ‘entegrasyona dayalı problem bazlı’ özgün bir eğitim modelini benimseyeceğiz. Bu eğitim modeli ile sorumlu, uzman, düşünen, araştıran, başarılı bilim insanlarını yetiştireceğiz” dedi.



"Tam anlamıyla sosyal yaşam kampüsü"


Kampüs alanının Buca içerisinde şehir karmaşasından uzak ancak kolay bir ulaşım konumunda olduğunu vurgulayan Dr. Bektur, “Öğrencilerimizin kolay ulaşabileceği, şehir merkezine 5 kilometre uzaklıkta, otoyol bağlantısına yakın Buca bölgesindeki kampüsümüzü inşa ettik. Kampüs içerisinde öğrencilerin sosyal ve kültürel gelişimlerine katkı sağlayacak sosyal tesisler, spor salonları ve kütüphane bulunmaktadır. Konser, etkinlik, panel ve kongre gibi faaliyetlerin yapılacağı kampüsümüzün, öğrencilerin ve ülkenin hatta dünyanın önemli aktörleri tarafından kullanılacağı bir yapıda olmasını planlamaktayız. Üniversitemizde öğrenciler teorik bilgi aldıkları eğitim süreçlerinden arta kalan zamanlarında kampüsteki sosyal imkanlardan faydalanarak eğlenceli, kaliteli zaman geçirebileceği, sosyal bir yaşam kampüsünde okumanın mutluluğunu da yaşayacak” şeklinde konuştu.



Açılacak bölümler


İzmir Tınaztepe Üniversitesi 2020-2021 akademik yılında, tıp fakültesi, sağlık bilimleri fakültesi altında ‘Hemşirelik, Ebelik, Fizyoterapi ve Rehabilitasyon, Beslenme ve Diyetetik Bölümleri’ sağlık hizmetleri meslek yüksekokulu altında ‘İlk ve Acil Yardım, Anestezi, Ameliyathane Hizmetleri, Fizyoterapi, Tıbbi Görüntüleme Teknikleri programları ile eğitime başlayacak.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kırıkkale Kırıkkale’de ortaya çıktı: Kızıl tuygun çiftçilerin dostu oldu Kırıkkale’de, nesli tükenme tehlikesi altında olan saz delicesi olarak bilinen yırtıcı kuş "kızıl tuygun", dron ile görüntülendi. Saz delicesinin görüldüğü bölgede çiftçilik yapan Emre Doğan, "Bize keyifli çalışma ortamı sunuyorlar, bize arkadaşlık ediyorlar. Bize burada moral motivasyon sağlıyorlar. Fareleri avlıyorlar. O yüzden bizim en büyük dostumuz" dedi. Kırıkkale’de ’saz delicesi’ olarak da bilinen yırtıcı kuş kızıl tuygun, Kızılırmak nehrinin beslediği Kapulukaya Barajı kıyısındaki tarım arazileri üzerinde dron ile görüntülendi. Nesli tükenme tehlikesi altında olan saz delicesi, genellikle sazlık ve sulak alanlarda görülüyor. Saz delicesi, tarım arazilerindeki sürüngen, böcek, fare ve küçük memeliler ve kuşlar dahil olmak diğer birçok etçil hayvan gibi leşle de beslenebiliyor. Tarım arazilerinde bulunan ve mahsullere zarar veren farelerle de beslenen saz delicesi, çiftçilerin dostu durumuna geldi. Karakeçili ilçesinde çiftçilik yapan Emre Doğan (30), İHA muhabirine yaptığı açıklamada, tarım arazisinde çalışırken kendilerine moral ve motivasyon sağladığını belirterek, keyifli çalışma ortamı oluşturduklarını söyledi. Doğan, "Burası onların evi bizim de ekmek kapımız. Burada avlanıyorlar, besleniyorlar. Biz de burada çalışıyoruz, çalışırken de arkadaşlık ediyorlar. Biz de kendileri hakkında bir şeyler öğrenmeye çalışıyoruz. Bize keyifli çalışma ortamı sunuyorlar, bize arkadaşlık ediyorlar. Bize burada moral motivasyon sağlıyorlar. Fareleri avlıyorlar. O yüzden bizim en büyük dostumuz. Fareler mahsullerimize zarar veriyor, onlarda bize yardımcı oluyor. Doğanın dengesi gereği" dedi. Kırıkkale Valiliğinin teklifi ve Tarım ve Orman Bakanlığı, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğünün oluruyla, sulak alanların korunması yönetmeliği çerçevesinde 30 Ocak 2024 tarihinde mahalli öneme haiz Çeşnigir sulak alan olarak ilan edildiği bildirildi. Bin 213 hektar büyüklüğünde olan Çeşnigir sulak alanı, göçmen su kuşlarına da ev sahipliği yapıyor.
Muş Malazgirtli vatandaşlar şifalı bitkileri satarak geçimlerini sağlıyor Muş’un Malazgirt ilçesinde yaşayan vatandaşlar, dağlardan topladıkları şifalı bitkileri satarak geçimlerini sağlıyor. Baharın gelişiyle birlikte dağlarda yeşeren şifalı bitkileri toplayarak tezgahlarda satan vatandaşlar, ailelerinin geçimini sağlamaya çalışıyor. Dağların yüksek kesimlerinde yetişen mantar, uçkun, çiriş, kenger, sirmo, soryaz, cağ, kaniberg gibi bitkileri toplayarak çarşı merkezinde kurdukları tezgahlarda satışa sunan vatandaşlar, müşterilerinin ilgisinden oldukça memnun. Topladıkları şifalı bitkileri satarak ailesini geçimini sağladığını ifade eden Serhat Karataş, “Memleketimizde yapacak başka bir iş yok. Bu işi yaparak ekmeğimizi kazanıyoruz. Bahar aylarında şifalı bitkiler, kış aylarında ise balık, sebze ve meyve satarak aile bütçeme katkı sağlamaya çalışıyorum” dedi. Doğal yetişme alanı bulunan şifalı bitkilerin ömrünün az olduğunu dile getiren Ramazan Yıldırım ise “Karların erimesi ile birlikte dağlarda şifalı bitkiler çıkmaya başlar. Bizler de bu bitkileri toplayarak şehirde satıyoruz. Uçkunun destesini 50 TL, mantar 350 TL, çirişin 3 kilosu 100 TL, kengerin kilogramını 20 TL’den satıyoruz. Bitki satışı bizim için oldukça güzel bir iş. Ama zaman kısa olduğu için kötü. Tüm işimiz bir ay içerisinde bitiyor. Bir ay içerisinde ne kadar çok çalışırsak, o kadar fazla kazanıyoruz. Genelde guruplar halinde çalışıyoruz. Bir ayda olsa iş bulup çalışmak güzel” ifadelerini kullandı.
Kayseri Uzmanından ‘excimer lazer’ tavsiyesi: “Kendi gözlerinizle görmeniz hiç de uzak değil” Kayseri Doktoröz Göz ve Cerrahi Lazer Merkezi Başhekimi ve Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Abdullah Özkırış, excimer lazer tedavisinin hipermetrop, miyop ve astigmat tedavisinde kullanılan en yaygın tedavi olduğunu ve özellikle asker, polis adaylarının bu tedaviden yararlanarak meslek sahibi olabileceklerini söyledi. 18 yaşından büyük, son 6 ayda gözlük numaraları 0.50 dioptriden fazla değişmemiş, -9.0 dioptriye kadar miyop ve 6 numaraya kadar hipermetrop ya da astigmatı olan bireylere excimer lazer tedavisinin uygulanabileceğini dile getiren Kayseri Doktoröz Göz ve Cerrahi Lazer Merkezi Başhekimi ve Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Abdullah Özkırış, “Hastaların yapılan ölçümleri sonucunda yeterli kornea kalınlığı olmalı, şeker romatizma gibi sistemik hastalığı bulunmamalı ve gözlerinde başka herhangi bir hastalık olmamalıdır. Keratokonus, katarakt, göz tansiyonu, göziçi iltihabı ve ciddi göz kuruluğu olan hastalara uygulanmaz. Excimer lazer tedavisinde önemli olan ameliyat öncesi muayenede gözün ameliyata uygun olup olmadığına karar vermektir. Bu yüzden ameliyat öncesi yapılan muayene ve tetkikler önemlidir. Muayenede hastanın göz numaraları belirlenir, kornea kalınlıkları ölçülür, kornea haritası çıkartılır ve kapsamlı bir göz muayenesi yapılır. Göz tansiyonu ölçülür, gözyaşı testi yapılır göz bebeği genişletilerek, biyomikroskobik muayene ile ön segment ve retina tabakası kontrol edilir. Bu muayeneler sonucunda herhangi bir patolojik bulguya rastlanılmaz ise ameliyat kararı alınır” ifadelerini kullandı. “İğnesiz ve dikişsiz tedavi” Excimer lazerin damla anestezi ile yapıldığını ve ağrısız olduğunu dile getiren Özkırış, “Doğru göze, doğru zamanda ve doğru yöntemle laser yapılmış ise tekrarlama imkanı çok düşüktür. Nadiren de olsa tekrarlayan vakalarda göze uygunsa 2. kez lazer yapılabilir. Lasik yöntemi en sık uygulanan yöntemdir. Bu yöntemde korneanın üst yüzeyinde ince bir tabaka kesilir, kapak şeklinde kaldırılır ve altta kalan kornea yüzeyine excimer lazer uygulanarak, gözdeki kırma kusuru düzeltilir. Bu yöntem damla anestezisi ile yapılır ve ağrılı değildir. Bu ameliyatta iğne yapılmaz ve dikiş atılmaz. Lasik yöntemi dışında PRK ve LASEK yöntemleri de vardır. Laser tedavisi herhangi bir göz rahatsızlığını tedavisine engel değildir. Kornea kalınlığınıza bağlı olarak 4-6 D’ye kadar astigmatizma laser ile düzelebilir. Laser sonrası gözler açık kalıyor ve görerek gidiyorsunuz. Ancak 2-3 saat yanma batma ve sulanma ve ağrı olabiliyor. Laser göz ile ilgili herhangi bir ameliyatın yapılmasına engel değildir. Laserden 3 gün sonra yüzünüzü yıkayabilirsiniz. Ancak deniz, havuz ve kaplıca gibi genel kullanıma açık sulara ise 20-30 gün girmemeniz gereklidir” dedi. Özkırış son olarak, gözü uygun olan hastaların excimer lazer konusunda uzman kişilere ameliyat olduklarında kendi gözleri ile görmenin hiç de uzak bir hayal olmadığının altını çizdi.