ASAYİŞ - 06 Kasım 2017 Pazartesi 16:44

İzmir’de dağda kaybolarak uçurumda mahsur kalan aile kurtarıldı

A
A
A
İzmir’de dağda kaybolarak uçurumda mahsur kalan aile kurtarıldı

İzmir’de yürüyüşe çıkan ancak patika yolu şaşırıp kaybolan üç çocuklu aile mahsur kaldıkları uçurum kenarından 6 saat süren operasyonla kurtarıldı.

İzmir’de yürüyüşe çıkan ancak patika yolu şaşırıp kaybolan üç çocuklu aile mahsur kaldıkları uçurum kenarından 6 saat süren operasyonla kurtarıldı.


Alınan bilgiye göre olay, Selçuk ilçesinde 5 Kasım Pazar günü gerçekleşti. Gezi amaçlı Keçi Kalesi’ne yürüyüşe çıkan 5 kişilik aile patika yolu şaşırıp kayboldu. Keçi Kalesi mevkisinde yürüyüşe çıkan ve 12, 8 ve 4 yaşlarında üç çocuğu bulunan aile, hava kararınca dönüş yolunu şaşırdı. Yardım isteyen aileyi bulmak için AFAD İzmir ekibi ile AKUT İzmir ile Kuşadası ekipleri bölgeye gitti.



6 saatlik operasyon


Aile, 6 saat süren bir operasyon sonucunda, sağlıklı olarak bölgede hazır bekleyen AFAD ve jandarma ekiplerine teslim edildi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Maltepe’de saz üstatları için 30 yıldır bağlama üretiyor Maltepe’de Erzincanlı bağlama ustası Cihan Doldur 30 yıldır saz üstatları için bağlama üretiyor. İstanbul Maltepe’de yaşayan Erzincanlı bağlama ustası Cihan Doldur 30 yıldır saz üstatları için bağlama üretiyor. Halk müziğinin önemli enstrümanlarından biri olan el emeği bağlama üretimi, teknolojik imkanların artması ve çırakların yetişmemesi nedeniyle son demlerini yaşıyor. Maltepe’de küçük bir atölyede 30 yıla yakındır bağlama yapan Cihan Doldur, ağacın cinsine göre ayda ortalama 5-6 bağlama yapıyor. Bağlama yapmak için maun, dut ve kırmızı ardıç ağaçlarını tercih eden Doldur, bazı bağlamaları ise yaklaşık 6 ayda tamamladığını söyledi. Bağlama yapımını aşama aşama anlatan Doldur, zahmetli ve bir o kadarda emek isteyen bir çalışma olduğunu dile getirdi. 30 yıldır Maltepe’de saz üreten Cihan Doldur, “Kursa yazılmıştım, yengemin bir sazı vardı. Kurs sonrası yengem sazını geri isterdi, dolayısıyla çalışamazdım, yapamazdım. Hiç sazım olmamıştı, zaman ve süreç bizi buralara getirdi. 30 yılı aşkındır bu meslekteyim. Bağlama enstrümanı her şeyden önce beni sesiyle cezbettiği için, amcamında bağlama ustası olmasından dolayı onun yanında başladım. Ahşapa dokunmak çok farklı bir şey. Ben bu işi bir. Meslek gibi görmedim, severek yaptığım bir iş bu. Yeni jenerasyon gençlik biraz daha rahat. Buraya geliyorlar ve ilk başlarda hoşlarıma gidiyor. Tozu, zımparayı zorlukları gördükleri zaman geri adım atıyorlar. Bu iş meşakkatli bir iş, bedenen ve ruhen bu işe kendinizi vermeniz gerekiyor. Gençlerimizde kültürümüze ilgi daha az daha çok batı kültürüne yakınlar ama batıdaki gençlere baktığımızda bizim kültürümüze daha çok meraklılar. Müşteri portföy olarak Çin’e, Afrika’ya, Ruslar’a ve Avrupa’nın bir çok ülkesine saz ürettik. Amerikalı bir arkadaş bizlere Muhlis Akarsu’yu anlattı, eserlerini çaldı. Biz utandık açıkçası.” diye konuştu. (AZ-