- 17 Kasım 2018 Cumartesi 10:06

İzmir’de hasta yakınlarına bedava sıcak yuva

A
A
A
İzmir’de hasta yakınlarına bedava sıcak yuva

Türk konukseverliğini dernek çatısı altında uygulamaya koyarak Türkiye’de örnek bir hareket başlatan İzmir Hasta Çocuk Evleri Derneği, şehir dışından gelerek kanser hastası çocuklarını İzmir’de tedavi ettiren ailelere ücretsiz barınma imkanı sağlıyor.

Türk konukseverliğini dernek çatısı altında uygulamaya koyarak Türkiye’de örnek bir hareket başlatan İzmir Hasta Çocuk Evleri Derneği, şehir dışından gelerek kanser hastası çocuklarını İzmir’de tedavi ettiren ailelere ücretsiz barınma imkanı sağlıyor. Uzun tedavi sürecinde hastane bahçesinde yatan veya nerede konaklayacağını bilemeyen anne ve babaları, çocukları ile birlikte sıcak bir yuvaya kavuşturan dernek, adeta “İnsanlık ölmemiş” dedirtiyor.



Kanser hastası çocuklarını şehir dışından İzmir’e tedavi ettirmeye gelen aileler, bu uzun süreçte barınma sorunu ile karşı karşıya kalıyor. Babalar hastane bahçesindeki banklarda yatarken, anne ve çocuklar hastanede yatmadıkları dönemler başlarını sokacak bir yer bulamıyor. İzmir Hasta Çocuk Evleri Derneği üyeleri, ülkenin dört bir yanından İzmir’e gelen bu ailelere ev imkanı sunuyor. Tedavi süresince ailelerin misafir olduğu 7 evde toplam 14 aile kalıyor. Her ev, iki ayrı ailenin kalabileceği şekilde hazırlanıyor, eşyalar buna göre ikişer ikişer seçiliyor. Dernek üyeleri, çocuklar için bazen kan buluyor, bazen de çarşıya çıkıp çocuklarına üst baş alamayan annelerin imdadına koşuyor. Evlerde konaklayan aileler, bu süre zarfında kira, fatura ve temel ihtiyaç malzemeleri için ücret ödemiyor. Bu güne dek 100’ün üzerinde aileyi evlerinde misafir eden dernek üyeleri ise, masrafları çeşitli etkinlikler düzenleyerek karşılamaya çalışıyor.


Aileler ücret ödemiyor, bağışa ihtiyaç var


İzmir Hasta Çocuk Evleri Derneğinin 12 yıldır faaliyette olduğunu belirten İzmir Hasta Çocuk Evleri Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Nurgül Yazıcı, “İzmir dışından şehre tedavi amacıyla gelen ve kalacak yeri olmayan hasta çocukları, aileleri ile beraber evlerimizde misafir ediyoruz. Çocukların birçoğu kanser hastası olduğu için, tedavileri 6 ay ile 1 yıl arasında sürüyor. Bu süre zarfında hem aile bütünlüklerini sağlamış oluyoruz, hem de onlara maddi ve manevi destek sağlamış oluyoruz. Hastanelerde sıkça görüyoruz; baba hastanenin bankında yatıyor, arabanın koltuğunda uyuyor. Bu görüntüler hepimizi üzüyor. Şu an aynı anda 14 aile, Balçova, Hatay ve Bornova’daki 7 evimizde kalıyor. Ülkenin dört bir yanından İzmir’e tedavi olmaya gelen hasta çocuklarımız ve ailelerini bu evlerimizde misafir ediyoruz. Zaman zaman tedavi süresi uzun sürdüğü için hasta çocuğumuz kardeşlerini, akrabalarını özlüyor. Onlar bu evlerde çocuklarımızı ziyaret ediyor. Misafirlerimiz, bu evlerde kaldığı süre boyunca elektrik, doğalgaz gibi faturaların yanı sıra temel ihtiyaç maddelerini ödemiyor. Yıllık 14 ailenin masrafı 50 bin lirayı geçiyor. Bunun için çeşitli etkinlikler düzenleyerek giderleri karşılamaya çalışıyoruz. Sürekliliği sağlayabilmek için bağışlara çok ihtiyacımız var. En çok da hayırseverlerden ev istiyoruz. Şu an sırada 16 hasta var ve ev sayımız maalesef sınırlı” dedi.



Her evde iki aile yaşıyor


Dr. Behçet Uz Çocuk Hastalıkları Hastanesi, Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi, İzmir Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi ile Ege Üniversitesi Hastanelerindeki birim doktorlarının, kalacak yeri olmayan aileleri kendilerine yönlendirdiğini kaydeden Yazıcı, şöyle konuştu: “Biz aileleri hastaneden alıyoruz, eve yerleştiriyoruz, erzaklarını veriyoruz ve sözleşme imzaladıktan sonra anahtarı teslim ediyoruz. Çarşafından, havlusuna kadar ihtiyaçlarını karşılamaya gayret ediyoruz. Her ev, iki ailenin yaşayabileceği şekilde hazırlanıyor. Örneğin mutfakta iki tezgah, iki buzdolabı, iki ocak var. Çamaşır makineleri ayrı, banyoları ayrı oluyor. Bunun yanında kan ve trombosit ihtiyaçlarında da biz onların yanında oluyoruz. Hastane naklinde araca ihtiyaçları olduğunda da yardımcı olmaya çalışıyoruz. Anneler zaman zaman çocuğuna üst baş almaya çarşıya çıkamıyor. Hemen birimiz gidip atlet alıyoruz, bez alıyoruz.”



“Madem ki hastalık var; insanlık birbiri için var”


Bugüne dek yüzlerce ailenin İzmir Hasta Çocuk Evleri Derneğinin evlerinde kaldığını ifade eden Yazıcı, “Bu çok zor bir süreç ve bu süreçte onların yanlarında olabilmek bizi sevindiriyor. Umarım bize ihtiyaç kalmaz ama maalesef ihtiyaç var ve bunu karşılamak için tüm vatandaşlarımızın desteğine ihtiyacımız var. Hepimiz anneyiz ve belli bir yaşın üstündeyiz. Kadınların yumuşak karnı çocuk olduğu için onların ihtiyaçları bizim ihtiyacımızmış gibi hissediyoruz. Hastalık başa gelmeden ne çekildiği bilinmiyor. Allah kimseye hastalık vermesin ama madem ki hastalık var; insanlık birbiri için var. Birbirimize destek olursak insan olduğumuzu anlayacağız” diye konuştu.



“İkinci ilaç tedavisi gibi geldi”


Nurgül Yeniay (32) ve Serkan Yeniay (38) çifti, 13 Mart tarihinde 9 yaşındaki oğulları Hasan Ömer’in lösemi olduğunu öğrendi. İzmir merkezine 2 saat uzaklıktaki Ödemiş ilçesinde oturan aile, maddi durumları olmadığı için hastaneye nasıl gidip geleceklerini düşünürken devreye İzmir Hasta Çocuk Evleri Derneği girdi. 8 aydır derneğin evinde konakladıklarını söyleyen baba Serkan Yeniay, “Oğlumuz 13 Mart’ta tedavi olmaya başladı. Biz Ödemiş’te oturuyoruz. Evimiz merkeze 2 saatlik uzaklıkta. Çocuğu sürekli evden hastaneye getirip götüremem. Arabamız yok. Trene binsek, yarı yolda çocuğumun hastalanabileceğini ve hastaneye geri götürmek zorunda kalabileceğimizi söylediler. Kiralar çok pahalı olduğu için burada ev kiralayamadık. Ne yapacağımızı düşünürken dernek bizi aradı ve evi ayarladılar. Kendimizi burada evimizde gibi hissediyoruz. Her şeyimizi ayarlıyorlar. Burası bize ikinci bir ilaç tedavisi gibi geldi” dedi. Anne Nurgül Yeniay da, “Tedavi süreci çok zor. Çok ağır geçiyor. Maddi durumumuz yok, tedavi sürecinde ev kiralayamadık. Hastaneye gidip gelmek için araç ayarlama durumumuz da yoktu. Sonra bize konuk evlerinden bahsettiler. Burada her şeyimizle ilgileniyorlar” ifadelerini kullandı. Oğluna yakın zamanda ilik nakli yapıldığı için mutlu olduklarını belirten anne Yeniay, şu anda sadece kontroller için hastaneye gittiklerini, 2 ay sonra evin kendilerine ayrılan kısmını başka bir aileye bırakacaklarını söyledi.



“Bir ay hastane bahçesinde yattım”


Zahide Gündüz (26) ve İbrahim Gündüz (36) çifti de 28 Mayıs tarihinde 4 yaşındaki oğulları Kürşat’ın lösemi olduğunu İzmir’de öğrendi. Kütahya Simav’dan gelen aile, 5 aydır derneğin evinde konaklıyor. Ev imkanı sağladıkları için derneğe teşekkür eden baba İbrahim Gündüz, “Allah bu imkanları sağlayanlardan razı olsun. Dışarıdan gelip kalacak yer sorunu olan çok kişi var. Anne ve çocuk hastanede yattığında babalar hastane bahçesinde kalıyor. Çocuk sürekli hastanede yatmadığı için bir süre sonra anne ve çocuk için de başlarını sokacak yer ihtiyacı oluyor. Ben de bir ay hastanenin bahçesinde yatmıştım. Tedavi uzun bir süreç ve kalacak yer sorun oluyordu. Hastanede bize dernekten bahsettiler. Burada 5 aydır kalıyoruz. Başımızı sokacak bir yer bulduk. Ev kiralamak için durumumuz zaten yok ama kiralasaydım bile bu kadar her şeyi tamam olan bir ev kiralayamazdım” diyerek duygularını dile getirdi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Konuşmak için ormana götürdüğü ortağını öldüren şahıs tutuklandı Samsun’da konuşmak için ormanlık alana götürdüğü ortağını tabancayla vurarak öldüren şahıs çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Olay, Samsun’un Canik ilçesi Hasköy Mahallesi’ndeki ormanlık alanda meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, 16 Nisan Salı saat 23.00’ten itibaren Muhammet Tuncel’den (26) haber alamayan yakınları polise kayıp başvurusunda bulundu. Samsun Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü ve Canik İlçe Emniyet Müdürlüğü ekiplerince yapılan araştırmada, kayıp şahsın iş ortağı Harun S. (27) ile en son beraber olduğu ve akabinde kaybolduğu tespit edildi. Polis tarafından gözaltına alınan Harun S., birlikte cam balkon işi yaptıkları ortağı Muhammet Tuncel ile konuşmak için Hasköy Mahallesi’nde ormanlık alana gittiklerini, kavga etmeleri neticesinde silahla ateş etmek suretiyle onu öldürdüğünü itiraf etti. Harun S.’nin olay yerini göstermesi üzerine kayıp gencin cansız bedeni ormanlık alanda bulundu ve otopsi için Adli Tıp Kurumu Samsun Grup Başkanlığına gönderildi. Gözaltına alınan Harun S., tartışmanın ’alacak-verecek’ anlaşmazlığından kaynaklandığını savundu. Polisteki sorgusu tamamlanan zanlı Samsun Adliyesine sevk edildi. Zanlı, "Aramızda alacak verecek anlaşmazlığı vardı. Benden habersiz iş yaptığımız yerden alacakları topluyordu. Bu yüzden aramızda sıkıntı vardı. Konuşmak için ormanlık alana gittik. Tartışma sırasında bana silah çekti. Tekme atarak elindeki silahı yere düşündüm. Silahı yerden alıp kendimi korumak için belinden aşağıya ateş ettim. Yere düştüğünü gördüm. Koşarak arabaya gittim, araca bindim. Seyir halindeyken silah kucağımdaydı. Aracı durdurdum rastgele tarlaya doğru attım. Polis beni yakaladığında korkumdan farklı ifade verdim. Ancak daha sonra doğruları söyleyip olay yerini polise gösterdim. Çok pişmanım" dedi. Çıkarıldığı nöbetçi mahkemece tutuklanan Harun S., Samsun T Tipi Kapalı Cezaevine gönderildi. Harun S. ile Muhammet Tuncel’in 10 yıldır arkadaş, 7 aydır da ortak oldukları öğrenildi.
Samsun Öğrencilere Vezirköprü ormanlarında eğitim SAMSUN (İHA) – Samsun’un Vezirköprü ilçesinde öğrenciler, arazi tatbikatı uygulamaları dersini ormanda aldı. Vezirköprü Meslek Yüksek Okulu Ormancılık ve Orman Ürünleri Programı öğrencileri, arazi tatbikatı uygulamaları dersi kapsamında Vezirköprü Orman İşletme Müdürlüğünü ziyaret etti. Vezirköprü Orman İşletme Müdürlüğü İşletme Şefi Oğuzhan Cindoruk tarafından orman yangınları hakkında bilgi alan öğrencilere yangınlarında kullanılan ekipmanlar tanıtıldı. Orman sahalarında incelemede bulunan öğrenciler, Şahinkaya İşletme Şefi Ahmet Çelik tarafından orman zararlarına karşı kullanılan biyolojik ve biyoteknik mücadeleler hakkında bilgilendirildi. Dümrek İşletme Şefi M. Musab Parlak tarafından tohum bahçesi, yangın emniyet ve yangınlarda kullanılan havuzlar hakkında bilgi alan öğrenciler daha sonra Dümrek Yangın Gözetleme Kulesine giderek İşletme Şefi Ekin Akçay’dan da gözetleme kulesinde 7/24 yapılan gözetlemeler ve yangınlarda ilk müdahalenin önemi dersini aldılar. Vezirköprü merkez deposunda depo şefi Mine Çoruh tarafından depo işleri hakkında depolarda tutulan defterler, gelen orman emvallerini işleyişi hakkında bilgiler verdi. Arazi uygulamasına Ormancılık ve Orman Ürünleri Öğretim Görevlisi Dr. Cemile Çakır, Vezirköprü Orman İşletme Müdür Yardımcısı Ali Sürmen, Vezirköprü Orman İşletme Şefleri ve öğrenciler katıldı.