SAĞLIK - 09 Haziran 2021 Çarşamba 08:24

Kanser tedavisinde kilo kontrolü önemli

A
A
A
Kanser tedavisinde kilo kontrolü önemli

Kent Onkoloji Merkezi’nde görevli Onkoloji Diyetisyeni Gamze Gültekin, kanser tedavisinde kilo kontrolünün önemine dikkat çekerek, "Bilimsel bir karşılığı olmayan pek çok kirli ve yanlış bilgilere, bitkisel tedavilere karşı hastalarımızı uyarırken onların en doğru tedaviyi almalarını sağlamaya çalışıyoruz.

Kent Onkoloji Merkezi’nde görevli Onkoloji Diyetisyeni Gamze Gültekin, kanser tedavisinde kilo kontrolünün önemine dikkat çekerek, "Bilimsel bir karşılığı olmayan pek çok kirli ve yanlış bilgilere, bitkisel tedavilere karşı hastalarımızı uyarırken onların en doğru tedaviyi almalarını sağlamaya çalışıyoruz. Onkoloji Diyetisyenliği kanser tedavisinin önemli bir parçası oldu" dedi.


Kanser tedavisi sürecinde oluşabilecek yan etkiler, besin-ilaç etkileşimleri, tüketilmemesi ve mutlaka tüketilmesi gereken besinler değişkenlik gösterirken, Kent Onkoloji Merkezinde tedavi programında yer alan psikolog ve diyetisyen muayeneleri hastaların bu süreçte yaşayabilecekleri psikolojik ve beslenme olumsuzluklarına karşı önemli bir kalkan oldu. Kanser tedavisinde kilo kontrolünün önemine dikkat çeken Onkoloji Diyetisyeni Gamze Gültekin, “Bilimsel bir karşılığı olmayan pek çok kirli ve yanlış bilgilere, bitkisel tedavilere karşı hastalarımızı uyarırken onların en doğru tedaviyi almalarını sağlamaya çalışıyoruz. Onkoloji diyetisyenliği kanser tedavisinin önemli bir parçası oldu” diye konuştu.



“Kanser tedavi sürecinin her aşaması her an izlenmekte”


Tanı ve tedavide yol haritalarının tümör konseylerince belirlendiği, kişiye özel tedavilerin yanında her türlü destek uygulamalarının tek çatı altında sunulduğu Kent Onkoloji Merkezinin odağında hastanın olduğu bir model uygulanırken, hastalara, Amerika’nın önde gelen kanser merkezlerinden Houston Methodist Hospital (HMH) ile yapılan iş birliğiyle ikinci görüş alma olanağı sağlandığını belirten Gültekin, “Merkezde, hastaların yaşayabilecekleri fiziksel ve psikolojik sorunlara karşı desteği de içeren bir tedavi programı sunulurken, kanser tedavi sürecinin her bir aşamasında, oluşabilecek yan etkileri, besin-ilaç etkileşimleri, tüketilmemesi ve mutlaka tüketilmesi gereken besinlerin değişkenlik gösterdiği her an izlenmektedir” diye belirtti.



“Onkoloji diyetisyeni tüm tıbbi beslenme tedavilerine hakimdir”


Onkoloji diyetisyenlerinin, hastaların; kan değerlerine, aldıkları tedavi türüne, ek bir hastalık olup olmamasına, enerji ve protein ile mikro besin öğeleri gereksinimlerine, kısacası tüm ihtiyaçlarına uygun olarak tıbbi beslenme tedavisinin planlandığını ve uygulandığını ifade eden Gültekin, “Onkoloji diyetisyeni, tüm onkolojik tedavilere ve bu tedaviler süresince yapılması uygun tüm tıbbi beslenme tedavilerine hakim ve yetkindir. Tedavi yöntemlerinden biri uygulandığı sırada veya uygulandıktan hemen sonra, diyetisyenler beslenme ile ilgili öneriler geliştirirler. Bazı kanser türlerinde ağırlığı korumak, daha fazla alınmamasını sağlamak önemli olurken, bazılarında kilo kaybını engellemek, yeterli protein alımını sağlamak önemlidir” ifadelerini kullandı.



“Onkoloji diyetisyeni beslenme tedavisi planlama konusunda uzmandır”


Onkoloji diyetisyenlerinin ağız yolu ile besin alımı mümkün olmadığında, farklı yollar ile beslenme tedavisi planlama konusunda uzman olduğunu ifade eden Gültekin, “Aynı zamanda tedavi kaynaklı oluşabilecek yan etkiler (bulantı, kusma, ishal, kabızlık, kan değerlerinin düşmesi, kilo kaybı veya alımı, ağız-boğaz ağrısı) ile nasıl mücadele edilebileceğini, nasıl beslenilmesi gerektiğini anlatır ve uygulanmasını sağlarlar” şeklinde ifade etti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Şırnak Şırnak’ta Gazze’deki katliamı anlatan resim sergisi açıldı Şırnak’ta, İsrail’in saldırısı altında bulunan Gazze’de yaşanan insanlık dramına dikkati çekmek amacıyla resim sergisi açıldı. Filistin’de yaşanan katliamı anlatmak amacıyla Şırnak İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından Cumhuriyet Meydanında ’Gazze’de Çocuk Olmak’ resim sergisi düzenlendi. İl geneli düzenlenen ve 72 eserin bulunduğu sergide, öğrenciler Gazzeli çocukların dramlarını resimlerine aktardı. Şırnak İl Milli Eğitim Müdürü İzzettin Aydın, “Bilindiği gibi Gazze’de insanlık dramı yaşanıyor. Bir soykırım yaşanıyor. Ve biz insanlar zamanla bunu unutabiliyoruz. Duyarsız hale gelebiliyoruz. Bizde Şırnak İl Milli Eğitim olarak Gazze’de yaşanan bu cinayetleri, insanlığa karşı yaşanan bu soykırımı, unutulamaması için, gündemde tutulası için bir resim yarışması düzenledik. Savaşlarda en çok mağdur olanlar çocuklardır. Çocuklarımızın Gazze’de yaşananlara duyarlılığını artırmak için, gelecek yıllarda bu olayın unutulmaması için, çocuklarımızın zihinlerinde iz bırakması için böyle bir yarışma düzenledik. Bütün ilçelerimizden büyük bir rağbet oldu. Çocuklarımız ve öğretmenlerimize bu konuda çok teşekkür ediyoruz. Lise ve ortaokul öğrencilerinin yaptıkları 72 tane eserimiz var. Burada öğrencilerimizin resim yeteneklerini yarıştırmak değil amacımız, Gazze’de yaşanan bu insanlık dramını gündemde tutulmasını sağlamak” dedi. Resim yarışmasında birinci olan Silopi Fen Lisesi öğrencisi Yasemin Birlik de, “Resme başlamadan önce Gazze’de çocuk olmak nedir, nasıldır diye düşündüm. Çocukken bir anda büyümek, çocukluğunu yaşamadan ölmektir, Gazze’de çocuk olmak. Ailesini, evini, yolunu, en önemlisi de çaresizliğini kaybetmektir, Gazze’de çocuk olmak. Bende bunu anlatmak istedim resmimde” diye konuştu. Gün boyu açık olan resim sergisine Şırnak Valisi Cevdet Atay, Şırnak Belediye Başkanı Mehmet Yarka, İl Emniyet Müdürü Celal Dalman, İl Milli Eğitim Müdürü İzzettin Aydın, kurum müdürleri, öğretmenler ve öğrenciler katıldı.
Mardin Teknoloji çağında gün geçtikçe okuma oranı düşüyor Mardin’de öğrenciler, teknoloji çağında okuma oranının düştüğünü dile getirdiler. Mardin’de kütüphanelerde ders çalışan öğrenciler, okuma alışkanlıklarının her geçen gün düştüğünü söyledi. Okuma alışkanlığının ailede başlaması gerektiğine dikkat çeken Okan Hakan, "Kitap okumaya küçük yaşta başlanmalıdır. Ailenin vermesi gereken bir alışkanlık olması gerekiyor. Yaşa göre okunacak kitap değişir. Kitap okuma konuşma, diksiyon için çok yararlıdır. İlk başta aile, daha sonra okulda bununla ilgili bilgi verilmelidir. Teknolojiye göre kitap tercih edilmesi daha faydalı diye düşünüyorum" dedi. Okuma oranlarının düşmesini teknolojinin gelişmesine bağlayan Fahriye Kübra Teken ise, her türlü bilgiye internet yolu ile erişim sağladıklarını söyledi. Teken, "Her türlü bilgiye oradan ulaşmaya sahip olduk. İnsanlar teknolojiyi daha kolay bulduğu için oraya yöneliyor ama bence okumanın tadı daha farklı. Bu alışkanlığı pandemi döneminde edindim. O zamandan beri düzenli okumaya gayret ediyorum. Ayda üç kitap bitirmeye çalışıyorum. Okumadan önce olaylara daha düz bakıyordum. Kitap okuma alışkanlığı edindikten sonra insanlarla empati kurabildiğimi, hayata daha farklı baktığımı, duygusal ve manevi açıdan daha çok geliştiğimi fark ettim. Kitap okumak insanın bakış açısını genişletiyor. Kitap okumaya başlayan bir daha bırakamayacak. Çünkü kendi içinize çekiliyorsunuz ve bir nevi o karakterlerin hayatında yaşıyorsunuz. Sizin tanıdığınız insanlar gibi oluyorlar. Tanıştığınız her insan, giriştiğiniz her işte daha farklı bakmayı öğrendiğiniz için size bu tarz bir katkıda bulunuyor. Aynı zamanda Türkçemi geliştirmeme de katkısı oldu. Kitap okuyacak herkes bu şekilde faydalanabilir" diye konuştu.