- 17 Mayıs 2021 Pazartesi 09:52

Kol ağrısı diye gitti, kanser çıktı

A
A
A
Kol ağrısı diye gitti, kanser çıktı

Sağ kolunda aylarca geçmeyen şiddetli ağrıya “kireçlenme” tanısı koyulan Hatice Demir (66) “Multple mylelom” (plazma hücreleri kanseri) tanısı alınca hayatının şokunu yaşadı.

Sağ kolunda aylarca geçmeyen şiddetli ağrıya “kireçlenme” tanısı koyulan Hatice Demir (66) “Multple mylelom” (plazma hücreleri kanseri) tanısı alınca hayatının şokunu yaşadı. Demir, bu tanının ardından iki büyük ameliyat geçirip kemoterapi görmeye başlarken, Prof. Dr. İbrahim Akel, “Bir kol ağrısının altından kanser çıktı. Müdahale edilmezse hastada kalıcı bir felç durumu söz konusuydu. Basamaklandırılmış tanı, tedavi ve iyi bir ekip ile sonuca ulaştık. Hastamız ağrılardan da felç riskinden de kurtuldu. Kalıcı tedavi için kemoterapiden sonra kök hücre nakli olacak” dedi.


İzmir’in Bergama ilçesinde yaşayan 2 çocuk 6 torun sahibi emekli ilkokul öğretmeni Hatice Demir, geçen kasım ayında sağ kolunda bilekle dirsek arasında başlayan ağrıları önce önemsemedi. Ancak ağrı kesicilerle geçmeyen ağrının şiddetinin artması ve süresinin uzaması üzerine Manisa’da nöroloji ve fizik tedavi uzmanlarına gitti. MR çekildi, diğer tetkikleri yapıldı, ağrıya kireçlenmenin yol açtığı söylendi. İlaç tedavilerine karşın ağrılar dinmeyince Demir, 25 Şubat’ta İzmir Kent Hastanesinde Ortopedi Uzmanı Prof. Dr. İbrahim Akel’e başvurdu. Demir, aklının ucundan bile geçmeyen “kanser” tanısını buradaki muayene ve tetkikler sonucunda aldı. Prof. Dr. Akel hastasını iki ameliyat, kemoterapi tedavisi ve kök hücre nakline götüren süreci şöyle anlattı: “Hatice Hanım’ı muayene ettiğimde sağ kolunda ciddi bir zayıflıktan, boyundan omuza ve oradan aşağıya inen dayanılmaz ağrısı olduğunu tarif ediyordu. Haftalardır uyku uyuyamadığını söyledi. Çektirdiğimiz boyun MR’ında özellikle hastanın 7 numaralı boyun omurgasının eriyerek çöktüğünü gördük. Bu tür bir erime ancak omurgaya sıçrayacak ve onu zayıflatacak bir hastalıkla mümkün olabilirdi. Hastanın bilinen bir öyküsü yoktu bu konuda. İleri tetkik gerekiyordu. Hastanın hemen yatışını yaptık ve tüm vücut değerlendirmesinde benzer bir lezyonun 9 sırt omurgasında da olduğunu gördük. Ancak orada çökme yoktu. Onkoloji ile birlikte hastayı değerlendirdik ve bunun bir kötü huylu hücre grubu olduğuna karar vererek sırtındaki omurgadan bir kemik biyopsisi aldık. Hastalığın kemik iliği ile ilişkili ‘multiple myelom’ denilen bir tür kanser olduğunun anlaşılması üzerine de tedavi planımızı yaptık.”



Felç olma riski vardı


Prof. Dr. Akel, hastanın boyun omurgasındaki çökmenin çok kritik bir seviyede olduğunu belirtirken, müdahale edilmediği taktirde felç riski ile karşı karşıya kalacağını ifade etti. Prof. Dr. Akel, sözlerini şöyle sürdürdü:


“Nitekim tetkikler sürerken bu öngörümüzün belirtileri ortaya çıkmaya başladı. Hasta ayağa kalktığında bacaklarında güçsüzlük ve yürüyememe durumu söz konusuydu. İki seanslı büyük ameliyatlar olacaktı. Ekibimizi kurduk. İlk seansta boynun ön tarafından girerek bu 7 numaralı omurgayı ve diğer tutulmuş olan kemik yapıları, bir kaburgayı sağ taraf kol sinirine giden yapının üzerinde oraya baskı yapan bir kaburgayı Göğüs Cerrahı Prof. Dr. Kutsal Turhan ile beraber çıkardık. Boyundaki omurgayı çıkardık, kanamalı bir ameliyat oldu. Tümörden dolayı oraya uygun bir metal yapı ve kafes yapı kurduk. Başarıyla tamamlanan ameliyattan sonra hastayı yoğun bakıma aldık. Ameliyattan sonra hastanın sağ kolundaki ağrı tamamen geçmiş, kuvveti omuz ve dirsek seviyesinde geri gelmişti. Hastamız yoğun bakımdan çıktıktan sonra ikinci seans ameliyat için hazırlandık. Ameliyatta hastayı yüzükoyun yatırarak bu sefer arka taraftan boynun arkasından girerek kalan omurgadaki tümör yapıları temizledik, buraya vida ve çubuk sistemi ile bir tespit sağladık. Ameliyat sırasında Beyin Cerrahisinden Doç. Dr. Ali Akay’dan büyük destek aldık. Tabii ki her iki ameliyatta ve sonrasında anestezi ve yoğun bakım süreci de çok önemliydi. Böylesine büyük ve kanamalı ameliyatlarda hastanın kaybedilmesi an meselesidir. Ameliyat sırasında ve sonrasında hastamıza üstün bakım ve tedaviyi de Anestezi Uzmanımız Doç. Dr. Mert Akan ve ekibi verdi. Bu hocalarımızın desteğiyle tam bir ekip işi çıktı ortaya. Hastamız iki büyük ameliyattan sonra artık yürüyor, geziyordu, ağrısından kurtulmuştu. Hemen Hematoloji Uzmanımız Prof. Dr. Gürhan Kadıköylü ile irtibata geçerek hastanın kalıcı tedavisi için planlama yaptık. Hastamıza kemoterapi başlandı. Bu sürecin sonunda da kemik iliği kök hücre nakli olacak. Hastamızın tedavisi çok iyi gidiyor ve aylar sonra ilk kez artık yüzü gülüyor. Bir kol ağrısının altından kanser çıktı. Müdahale edilmezse hasta da kalıcı bir felç durumu söz konusu olacaktı. Basamaklandırılmış tanı, tedavi ve iyi bir ekip ile sonuca ulaştık. Hastamız ağrılardan da felç riskinden de kurtuldu. Bizim için de ciddi endişeli ve stresli bir süreçti. Sonuç iyi, tüm yorgunluğumuzu unutturdu.”



"Dünyaya yeniden gelmiş gibiyim”


Öte yandan kolunda ilk ağrı başladığında durumunu önemsemediğini, ancak kireçlenme tanısı alıp ilaç tedavisi başladıktan sonra ağrının azalmayıp şiddetlenmesiyle hayatının kabusa döndüğünü belirten Hatice Demir, “Ağrı kesici, kas gevşeticiler hiç çözüm olmamıştı. Ağrı şiddetlendikçe oturamıyor, günlerce uyayamıyordum. Yüksek tansiyon sorunu çıktı. Yemek yiyemediğim için zayıfladım, yaşam kalitemi, umutlarımı yitirmiştim. Kent Hastanesinde Prof. Dr. İbrahim Akel hocamıza ilk muayene olduğum gün bu ağrıların masum bir şey olmadığını söylemişti. Doğru tanı ve tedavilerle şimdi çok çok iyiyim. Sırada otolog kemik iliği nakli kaldı. Başta İbrahim Hoca olmak üzere emeği geçen tüm hekim ve ekiplerine çok teşekkür ediyorum. Dünyaya yeniden gelmiş gibiyim” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Tokat Tokat’ta yaşanan 4,7 büyüklüğündeki deprem anı güvenlik kamerasında Tokat’ta yaşanan 4,7 büyüklüğündeki depremin ardından, Tokat Sulusaray ilçesi Belediye Başkanı Davut Kılıç, ilçede herhangi bir olumsuz durumun bulunmadığını söyledi. Öte yandan deprem anı güvenlik kameralarına yansıdı. AFAD tarafından açıklanan bilgilere göre, saat 01.06’da merkez üssü Sulusaray ilçesi olan 4,7 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Deprem, 9,97 kilometre derinlikte kaydedildi. Sarsıntı Sivas ve Yozgat illerinden de hissedildi. Depremi hisseden vatandaşlar büyük bir panik yaşayarak kendilerini dışarı attı. Deprem anı iş yerlerinin güvenlik kameralarına yansırken Tokat Sulusaray Belediye Başkanı Davut Kılıç, açıklamalarda bulundu. Başkan Kılıç, şu ana kadar herhangi bir olumsuz durumun olmadığını fakat dikkatli olunması gerektiğini söyledi. “Yıkılan, hasarlı bir bina yok” Kılıç, ilçede yıkılan ve hasarlı bir binanın olmadığını ifade ederek, “Saat 01.06’da Sulusaray ilçe merkezli 4,7 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Şu ana kadar herhangi bir olumsuzluk yok. Yıkılan, hasarlı bir bina yok. Herhangi bir can kaybı ve yaralanma da yok. Köylerimizde de sorun yok. Özellikle vatandaşlarımız bu gece, dikkatli, uyanık olmasını ve mümkünse bu geceyi dışarda geçirmeleri önemli. Vatandaşlarımızı dikkatli olmaları konusunda anons yaparak uyarıyoruz. Deprem ülkemizin gerçeği. İlçemiz de Kuzey Anadolu fay hattına yakın bölgede bulunuyor. Hepimize geçmiş olsun” dedi. Vatandaşlar ise depremi hisseder hissetmez kendilerini evden dışarı attıklarını belirtti.
İstanbul İstanbul’da taksiciler öldürülen meslektaşları için toplandı İstanbul’da yüzlerce taksici Sarıyer’de gasp edilip öldürülen meslektaşları Yaşar Yanikyürek için bir araya geldi. İstanbul’un çeşitli noktalarında bir araya gelen taksicilerin katılımıyla, yol kenarında ölüme terk edilen Yaşar Yanıkyürek’in cenazesi Zincirlikuyu Mezarlığı gasilhanesine getirildi. İstanbul’da taksisine aldığı yabancı uyruklu iki şahıs tarafından öldürülüp Sarıyer’de yol kenarına atılan Yaşar Yanıkyürek için yüzlerce meslektaşı bir araya geldi. İstanbul’un farklı noktalarında toplanan taksiciler bir araya gelerek Yaşar Yanıkyürek’in cenazesinin Zincirlikuyu Mezarlığı’na getirilmesine eşlik etti. Farklı noktalarda toplanan taksiciler Beyoğlu’nda bir araya gelerek konvoy halinde Zincirlikuyu Mezarlığı’na hareket etti. Polis ekipleri çevrede güvenlik önlemleri aldı. Zincirlikuyu Mezarlığı önünde toplanan taksiciler burada basın açıklaması yaptı. Konuyla ilgili konuşan İstanbul Taksi Şoförleri Derneği Başkanı Deniz Dündar, “Bugün 14.30 sularında Anadolu Yakası’ndan aldığı yolcu ile Avrupa Yakası Sarıyer Tarabya, bizim Madenler dediğimiz bölgede yabancı yolcusu tarafından katledilen Yaşar Yanıkyürek abi için bütün meslektaşları olarak, arkadaşları olarak buradayız. Cenazemizi yalnız bırakmadık. Bu bizim ilk cenazemiz değil, görünene göre son cenazemiz de olmayacak. İki üç ay önce İzmir’de Oğuz Erge kardeşimiz, yaklaşık 9-10 ay önce Yıldıztabya, Gaziosmanpaşa’da Samet Kubiloğlu kardeşimiz, ondan 1 sene öncesine kadar Aydın Altun abimiz, bu ne ilk ne de son. Biz bir an önce yetkililerden taksicilerin can ve mal güvenliği için ivedi bir şekilde çalışma yapmalarını arzu ediyoruz. Bugün Yaşar abi için buradayız, cenazemizi gasilhaneye teslim ettik. Yarın Feriköy Mezarlığında öğle namazına müteakip defnedip son görevimizi yerine getireceğiz ama bunun son olup olmadığını bilmiyoruz. Ne yazık ki evden helalleşerek çıkıyoruz. Bir an önce yetkililerden, kabinli araç ya da başka bir çözüm bekliyoruz. Buna yetkililer, İstanbul’da taksiyi yönlendiren UKOME kurulu karar verecek. Bizler dernekler olarak, daha önce büyükşehir belediyesine bunun müracaatını yaptık. Bu ilk değil son değil. Biz helalleşerek çalışmak istemiyoruz. Bizler huzur, güven içinde çalışmak istiyoruz. Bizler STK’lar olarak sizler için her şeyi yapıyoruz. Bu işin hızlanması için sizlerin de bir an önce müracaatta bulunmanız gerekmektedir. Lütfen bizim sesimizi artık duyun. Lütfen bizi ciddiye alın" ifadelerini kullandı. "Azrailimizi yanımızda taşıyoruz" Ölümlerin artık son bulması için yetkililerin önlem almasını isteyen ve evden helalleşerek çıkıyoruz diye belirten Deniz Dündar, "Bugün bu, yarın bir başkası, kimi taşıdığımızı bilmiyoruz. Azrailini yanında taşıyan bir meslek grubu haline geldik. Bütün yetkililere, özellikle taksici dostu cumhurbaşkanımıza sesleniyorum; Sayın Cumhurbaşkanım lütfen bu çığlığımızı, bu haykırışımızı duyun” şeklinde konuştu.
İstanbul İstanbul’da taksiciler öldürülen meslektaşları için eylem yaptılar İstanbul’da bir grup taksici bir araya gelerek, öldürülen taksici Yaşar Yanıkyürek için ve son zamanlarda taksicilere yönelik artan sözlü şiddet ve cinayetleri, kötü şartları protesto etmek için eylem yaptı. İstanbul Sarıyer’de 34 TFY 89 plakalı taksinin şoförü Yaşar Yanıkyürek, otomobilinde önce gasp edildikten sonra bıçaklanarak yol kenarına atılmıştı. Bu duruma tepki gösteren bir grup taksici bir araya gelerek, son zamanlarda taksicilere yönelik artan sözlü şiddet ve cinayetler, kötü şartları protesto etti. Göztepe Köprüsü önünde toplanan taksiciler, Beşiktaş Meydanı önüne kadar konvoy yaptı. Göztepe Köprüsü önünde basın açıklaması yapan taksiciler, ardından Beşiktaş Meydanı’na doğru yolu çıktı, oradan tekrar Göztepe Köprüsü’ne gelen taksiciler protestoyu sonlandırdı. Durumla ilgili konuşan taksici Osman Balıkçı, "Burada bugün toplandık, iyi bir şey için toplanmak isterdik ama maalesef ki kötü bir olay için toplandık. Sevdiğimiz bir taksici ağabeyimiz Yaşar ağabeyimiz bugün hakkın rahmetine kavuştu. Bir vatandaş Ataşehir’den binip Sarıyer tarafına gidiyor ve ağabeyimizi katlediyor. Bu üzücü haberi aldıktan sonra bütün taksi camiası olarak toplandık. Şimdi de güzergahımız olarak buradan çıkacağız, artık sesimizin duyulmasını istiyoruz. Biz senelerdir gece çalışıyoruz, burada arkamda duran bütün abilerim, arkadaşlarımız hepsi evlerine ekmek parası götürmek için gece sabaha kadar çalışıyorlar ve hiçbir güvencemiz yok, bugün de gördük ki bu kadar basit bir şekilde, üstelik gündüz vakti bir abimizi kaybettik. Yaşar abimiz hakkın rahmetine kavuştu ancak bu ne ilk ne de son olacak gibi duruyor, burada toplanmamızın amacı sadece insanlara zarar vermek ya da bir şeyleri engellemek değil, sadece sesimizi duyurmak için buradayız. Buradaki bütün arkadaşlar da bu saatten sonra sadece can güvenliklerini ve Yaşar abimiz gibi bir son olmaması için ellerinden geldiğince birbirlerini kolladıkça da bir şeylerin olmasını istiyorlar ama maalesef olmuyor. Buradan yetkililere sesleniyoruz, bugün bir abimizi daha kaybettik, Yaşar Yanıkyürek ağabeyimiz bıçaklanarak katledildi. Bunların yaşanmaması için yetkilileri de artık göreve bekliyoruz. Şu anda Göztepe köprüsü altından çıkacağız, Beşiktaş güzergahında kimseyi rahatsızlık vermeden sessiz bir protesto yapacağız, bu sessiz çığlığımızı lütfen duyun. Toplamda yaklaşık 600-700 araçlık bir grup olacak" ifadelerini kullandı.