SAĞLIK - 09 Ocak 2019 Çarşamba 09:44

Mide kanserini nakavt etti

A
A
A
Mide kanserini nakavt etti

Yıllarca midesinde ülser olduğu sebebiyle ilaç kullanan ve bir gün mide kanseri olduğunu duyunca ne yapacağını şaşıran İbrahim Yöndem, hastalığı boks maçına benzetti ve kanseri yenerek kazanan taraf oldu.

Yıllarca midesinde ülser olduğu sebebiyle ilaç kullanan ve bir gün mide kanseri olduğunu duyunca ne yapacağını şaşıran İbrahim Yöndem, hastalığı boks maçına benzetti ve kanseri yenerek kazanan taraf oldu. Obezite ve Metabolik Cerrahi Op. Dr. Özgün Akgül, mide kanserinin görülme sıklığının arttığını belirterek, "Eğer ülser şüphesi varsa, kaburga kemiklerinin ortasında, alt bölgesinde olan bir ağrı varsa bunu hafife almayın" dedi.


Yıllardır mide ülseri sebebiyle ilaç kullanan 52 yaşındaki ameliyat personeli İbrahim Yöndem, bir gün midesinde şiddetli ağrı hissetti. Hemen doktora başvuran Yöndem, endoskopi ve biyopsi süreçlerinin ardından kanser olduğunu öğrendi. Hastalığını duyduğu anda ilk olarak ne yapacağını düşünen Yöndem, "Bu hastalıkla tanıştığımda ilk önce ne yapmam gerektiğini düşündüm. Bunu bir boks maçı gibi düşünün. İlk önce rakibinizin avantaj ve tekniğini öğrenmeye çalışırsınız. Öğrendikten sonra zaten avantajlısınızdır. Daha karşılaşma öncesi rakibinizin gardı düşer. Ben bunları öğrendim ve mücadeleye böyle başladım. Kendimi aynı zamanda değişik hobilere yönlendirdim. Bu zaman zarfında yaklaşık 8-9 ay boyunca hem radyoterapi hem kemoterapi sürecinde doktorumun, mesai arkadaşlarımın, ailemin ve kızımın çok büyük desteğini gördüm” ifadelerini kullandı.


Hastalığını yenmesinde en önemli etkenin moral olduğunu vurgulayan Yöndem şöyle konuştu:


"Bu hastalıkla mücadelede en önemlisi moral. Dışarıdan insanlar hep söyler ‘moralin yüksek olsun’ diye, insan bunu yaşayınca öğreniyor. Gerçekten moraliniz yüksek olacak. Kendinizi bırakıp yatağa hapsetmeyeceksiniz. Ben hiç yatmadım. Dağlarda dolaştım ki bu hastalığın en büyük düşmanı oksijen. Dağlarda dolaştım, bol oksijen aldım, değişik hobilere yöneldim. Eşyalar yaptım, eşime çevreme dostuma hediye ettim. Örneğin çöpe atılan mobilyaları kullanılabilir hale getirdim. Bu şekilde 8-9 ay geçti ve şu anda çalışmaya başladım."



"Hastamız bilinçli şekilde mücadele etti"


İbrahim Yöndem’e uyguladıkları tedavi hakkında bilgi veren Özel Ege Şehir Hastanesi Obezite ve Metabolik Cerrahi Op. Dr. Özgün Akgül, "Hastamız karın ağrısı ve daha önce tanımlanmış mide ülseri şikayeti ile başvurdu. Şikayetlerin uzun süre olması ve kısa sürede şiddetlenmesi nedeniyle önce endoskopi ve biyopsisini yaptırdık. Endoskopide büyük bir kitle gördük, biyopside de mide kanseri ön tanısı alınca hızlı bir şekilde operasyona aldık. Operasyonda midesinin büyük bir kısmını çıkarttık, o bölgedeki lenf bezi dediğimiz bezeleri de çıkarttık. Sonrasında onkolojiye yönlendirdik. Kemoterapi ve radyoterapi süreçlerini de tamamladıktan sonra takibe aldık. Takipte de herhangi bir nüks ile karşılaşmadığımız için ve hastamız da bilinçli bir şekilde hastalıkla mücadele ettiği için hızlı bir şekilde tekrar normal hayatına döndü. Şu anda sağlıklı şekilde işinin başına döndü ve her şey iyiye gidiyor" dedi.


Mide kanserinin de görülme sıklığının artığını dile getiren Op. Dr. Akgül, "Artık çağımızın hastalıklarından olan stres, en çok midede sıkıntılara neden oluyor. Eğer kişi sigarada içiyorsa, bu durum midedeki asit salgısını çok artırıyor ve midede gıdaların sindirilmesini sağlayan asit bu sefer mideye zarar vermeye başlıyor. Hücre yapısı bozulduktan sonra da kontrolsüz şekilde hücre büyümesi, çoğalması ile maalesef kansere dönüşebiliyor. Pek çok kanser türünde olduğu gibi mide kanserinin de görülme sıklığı arttı. Bunda beslenme tarzımız, sigara kullanımı, stres en başta gelen faktörlerdir. Yine hastanın ailesinde böyle bir öykünün olması bizim için çok önemli. Bu tür faktörler bir araya geldiği zaman, hastanın vakit kaybetmeden hızlıca değerlendirilmesi ve uygun ellerde ameliyat olması gerekiyor" diye konuştu.



"Mide ağrısını hafife almayın"


Mide ağrısının hafife alınmaması gerektiğini belirterek uyarılarda bulunan Op. Dr. Akgül, “Kişinin ülser şüphesi varsa, mide ağrısı özellikle kaburga kemiklerinin ortasında alt bölgesinde olan bir ağrı varsa, bunu hafife almaması gerekiyor. Çünkü kanser yaşı artık giderek düşüyor. Bu nedenle en ufacık ağrıyı bile önemsemeli ve gerekli önlemleri almalıyız. Hızlıca öncelikle aile hekimimize başvurmalıyız. Aile hekiminin yönlendirmesiyle eğer gerekliyse ikinci basamak tedavilere genel cerrahiye ya da gastroentoloji bölümüne başvurabiliriz. Bu şekilde hızlıca endoskopi ya da gerekli ilaç tedavileri yapılmalıdır. Hafife almamamız gereken bir hastalıktır. Erken teşhis hastamızda da olduğu gibi hayat kurtarır” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sakarya Yolda yatan köpeğin üzerinden otomobili ile geçti Sakarya’nın Karasu ilçesinde bir otomobilin yolda yatan köpeğin üzerinden geçip yoluna devam ettiği anlar güvenlik kameralarına yansıdı. Ezilen köpeğin sahibi ve mahalle sakinleri, yaşanan acı olaya tepki gösterdi. Olay, Karasu Yalı Mahallesi Barbaros Caddesi üzerinde meydana geldi. Mahalle sakinlerinden Güler Yaşar’ın sahibi olduğu köpek, yol kenarında yattığı sırada bir arabanın üzerinden geçmesi sebebiyle yaralandı. Ayakları kırılan köpek, Sakarya Büyükşehir Belediyesi’ne ait Rehabilitasyon Merkezi’nde tedavi altına alındı. Otomobil sürücüsünün, köpeğin üzerinden geçerek hiçbir şey olmamış gibi yoluna devam ettiği anlar güvenlik kamerasına yansıdı. Görüntülerde, üzerinden otomobil geçen köpeğin acı içerisinde yerde kıvrandığı anlar yer aldı. "Hızlı gelse, fren yapamasa kaza deriz ama öyle bir şey olmadı" Yaşanan olaya mahalle sakinleri ve köpeğin sahibi Güler Yaşar tepki gösterdi. Yaşar, “Köpek yol kenarında yatıyordu, araba 14.58’de köpeğin üzerinden geçmiş. Tümseğin üzerinden geçtikten sonra hiç fren yapmadan geçti, hiç durmadı. Köpeğin sesini duyunca aşağıya indik, tedaviye gönderdik. Hızla gelip çarpmıyor. Yavaş yavaş geliyor, üzerinden geçiyor. Mahalle içinde çocuklar var, yaşlılar var. Bir hayvanın üzerinden geçiyor ve durmuyor. Tepkimiz bu yüzden. Telefonuna mı bakıyordu, önündeki hayvanı görmüyor. Nereye bakıyordu? Hızlı gelse, fren yapamasa kaza deriz. Öyle bir şey de olmadı” diye konuştu.
İstanbul Dilan Polat mahkemede gözyaşlarına boğuldu Sosyal medya fenomeni Banu Parlak’ın güzellik merkezinin kurşunlanmasına ilişkin açılan dava kapsamında Dilan ve Engin Polat çifti savunma yaptı. Dilan Polat’ın savunması sırasında sık sık ağladığı görüldü. Bahçeşehir 1. Kısım Doğa Parkı’nda bulunan sosyal medya fenomeni Banu Parlak’a ait güzellik merkezi 1 Ekim 2023 günü saat 02.00 ve 04.30 sıralarında motosikletli şüphelilerce kurşunlanmıştı. Olaya ilişkin hazırlanan iddianame kapsamında Dilan ve Engin Polat çiftinin de ‘azmettirme’ suçundan cezalandırılması istenen davanın görülmesine bugün Küçükçekmece Adliyesi’nde başlandı. Küçükçekmece Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada, sanıklar Dilan, Engin ve Sezgin Polat ile müşteki Banu Parlak hazır bulundu. Duruşmaya taraf avukatları da katıldı. Duruşmada kimlik tespiti esnasında Engin Polat “aylık ortalama gelirim 200 bin” dedi. Dilan Polat da aylık gelirinin 200 bin TL olduğunu söyledi. Engin Polat duruşma salonunda küçük oğlu ile telefonda konuşup konuşamayacağını sorarak “6 aydır konuşmuyoruz” dedi. Hakim bu talebin üzerine “her türlü temas yasak” dedi. Dilan Polat ise ağlayarak duruşma salonuna girdi ve eşinin elini tuttu. Polat, duruşma salonunun izleyici kısmında oturan kızının da elini tutmak istedi ancak jandarma izin vermedi. Dilan Polat kızına sık sık “Kızım seni çok seviyorum, hepsi geçecek, yapmadık biz yapmadık” dedi. Sanık Polat duruşma salonunda göz yaşlarına hakim olamadı. Dilan Polat savunmasında “Ben Banu Parlak’ı tanırım kendisi 6 yıllık arkadaşım. Küsüp barıştığımız dönemler oluyordu. İş yeri kurşunlanmadan önce işleri konusunda benden yardım destek istemişti. Ben de kendisine seve seve yardım edeceğimi söyledim. Daha sonra sosyal medyada haberleri görünce haberim oldu. Can güvenliğinin olmadığını ve bizi sorumlu tuttuğuna dair paylaşımlar gördüm. O ana kadar aramızda problem yoktu. İş yerinin kurşunlandığını da basın ve sosyal medyadan öğrendim. Bu sırada yargılandığımız kişilerle de hiçbir bağlantımız yoktur. Daltonlar çetesi eşimi ve beni de tehdit etmiştir. Bununla alakalı mesajlar da mevcut” dedi. Polat savunması sırasında da zaman zaman duygulanarak ağladı. Dilan Polat savunmasının devamında “Can Dalton bana senin namusunu elinden alacağım diye mesajlar da iletmişti. Bizi tehdit eden kişilerle aynı dosyada neden yargılanıyoruz bilmiyorum. Gürcistan’a 2018-2019 yıllarında hamilelik dönemimde gittim. Yemek yedim ziyaret ettim döndüm. Sosyal medyada ön planda bir hayat yaşıyorum. Maddi durumumuzun iyi olmasından dolayı farklı yollarla Halil İbrahim Kalkan’ın haraç kesmek istediğini düşünüyorum. Pendik şubemize giderek tabelaları indirin demişti. Çalışanların elinde ses kayıtları da mevcut. Benim Banu Parlak ile husumetim yoktu. Neden böyle bir konuda beni ve ailemi hedef gösterdi anlamıyorum. Dosyada bahsi geçen kimseyi aile üyelerim dışında yani tanımıyorum. Video için de ben sosyal medyada o dönemde aleyhime paylaşımlar yapılıyordu. Çocuklarım ve ailem için. Kafam çok karışıktı herkes saldırı halindeydi. Suçlamayı kabul etmiyorum” ifadelerini kullandı. Dilan Polat müşteki avukatının “tedbir kararının anasını danasını göreceksin sözlerini kime söylediniz sorusu üzerine “ Benim orada direkt muhatabım yoktu. Kara para aklandığımıza, illegal işler yaptığımıza dair paylaşımlar yapılıyordu. Genel söyledim” dedi. Engin Polat ise savunmasında “Banu Parlak’ı tanımam. Görüşmüşlüğüm yoktur. Bir gün sosyal medyada ‘benim başıma bir şey gelirse Dilan ve Engin Polat sorumludur’ diye açıklamalar yapıyor. Ben de eşime ‘bu kadın senin arkadaşın değil mi neden böyle yapıyor ara kendisi ile görüş’ dedim. Eşim ‘ben aramam dedi’ ben de üzerine düşmedim. Ama karım iyi niyetli olarak aramış benim sonradan haberim oldu. O ara çok mesele vardı. Kara para aklama. Onun da gerçek olmadığını yakında göreceğiz. Bu arkadaşın dükkanı kurşunlanmış. Akabinde bizden şikayetçi olmuş. İfadeye çağırdılar gittik. Olay bundan ibaret bizim hiç kimse ile bir alakamız yok. Ben diğer sanıkların olduğunu bu mahkemede öğrendim şu an. Yalancı tanık Halil İbrahim Kalkan, bizi tehdit edip şubelerimizi arayıp Sezgin ve Engin Polat ile görüşeceğim diyerek tehdit ediyordu. Bu daha önceden de başımıza geldi. ‘Onları şöyle yapacağım böyle yapacağım, bu tabelaları indirin bundan sonra burada Dilan Polat yazmayacak Halil İbrahim Kalkan yazacak’ diyormuş. 2-3 ay devam etti. Biz telefon sapığı diye dikkate almadık. Lakin bir gün Pendik şubemize gidip tehditte bulunmuş. Babama ‘bu böyle olmaz gidelim şikayetçi olalım fiziken de üzerimize gelmeye başladı’ dedim. Gayrettepe’ye gidip şikayetçi olduk. Açılan davalar sonucu bu şahıs ceza aldı öyle biliyorum. Bu şahıs ‘ben Sezgin Polat’a 500 bin TL borç verdim bunu almak için arıyorum’ diye kılıf uydurmuş. Bu kılıfına daha sonra Banu Parlak’ı ekledi. Güya Banu Parlak’ın vurulmasını istemişiz karşılığında para teklif etmişiz. Yalancı bir tanıktır" şeklinde konuştu. Gürcistan ile hiçbir bağlantısının olmadığını söyleyen Engin Polat, "Bağlantımı bırakın orada olan birini 1 kere bile telefon ile aramadım. Gürcistan’a 4-5 sene evvel 6 aile çift olarak tatile gittik” dedi. Engin Polat devamında “Ben Daltonlar çetesini de tanımam. 2 ay önce gazete okurken öğrendim. Can Dalton daha önce eşimi tehdit etmişti. 2 dükkanım 3 ayrı zaman diliminde kurşunlandı. Ben de bunun üzerine şerefsizler diyerek video paylaştım. Bu adam daha sonra bana yanıt verdi. ‘Bundan sonraki mermi sana’ diye cevap verdi. Bu dosyada iftiraya uğradık. Ticari itibarımız zedelendi. Beraatimi ve tahliyemi talep ediyorum. Yalanın ve iftiranın delili olmaz. Ben ve ailemde en ufacık bir delil bulunursa her türlü cezaya razıyım” şeklinde konuştu. Müşteki avukatının sorusu üzerine Engin Polat “Emirhan Döner diye birini tanımıyorum böyle biri ile görüşmedim. Fatih Gezer benim çocukluk arkadaşımdır. Cezaevinden beni aradı. Medyada dükkanımızın kurşunlandığını görmüş. Bana kendi çabasıyla yardımcı olmaya çalıştı şunu tanıyorum bunu tanıyorum diye ama konuşmada Daltonlar çetesi adı geçmedi” dedi. Duruşma Engin Polat’ın babası Sezgin Polat’ın savunması ile devam ediyor.