GÜNDEM - 11 Ekim 2024 Cuma 10:35

Öfkelendi, müdür odasına balyozla dalıp masayı parçaladı

A
A
A

İzmir’in Çiğli ilçesinde öfkelenen sendika temsilcisi, müdür odasına balyozla dalarak masayı parçaladı, ortalığı savaş alanına çevirdi.

Çiğli’deki ESHOT Garaj Müdürlüğünde, geçtiğimiz günlerde gergin anlar yaşandı. Sendika temsilci seçimleri öncesi bir konudan ötürü öfkelenen DİSK’e bağlı Genel İş Sendikası Karşıyaka Garajı Temsilcisi Oğuzhan Alkan, müdür odasına balyozla daldı. Sinirden kendini kaybeden Alkan, balyozla makam odasının masasını parçaladı. Odada bulunan diğer kişiler ise Oğuzhan Alkan’ı sakinleştirmeye çalıştı. Daha sonra ise Alkan’ın elinden balyoz alındı. Oğuzhan Alkan hakkında soruşturma başlatıldığı, bu olaydan sonra temsilci olarak aday gösterilmediği öğrenildi.

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Balıkesir Üniversiteyi okudu, baba ocağına dönüp sürü sahibi oldu 22 yaşındaki Furkan Aşık, mimarlık bölümünü okuduktan sonra hayvancılık yapmak için baba ocağı Balıkesir’in Dursunbey ilçesine geri döndü. ’Kendi işimi yapmak istiyorum’ diyen Furkan, 10 kuzu ile başladığı hayvancılık macerasında 40 başlık bir sürüye ulaştı. Kulağındaki küpeler nedeniyle ’Küpeli Çoban’ olarak tanınan genç, hayvancılıkta para kazanmamanın imkansız olduğunu belirterek, hayvancılığa girdiğine pişman olmadığını söyledi. Balıkesir’in Dursunbey ilçesine bağlı Sağırlar köyünde yaşayan 22 yaşındaki Furkan Aşık, girişimcilik hikayesi ile dikkat çekiyor. Üniversitede mimarlık bölümünü okuduktan sonra kendi işini yapmak isteyen genç, baba ocağı Sağırlar köyüne dönerek hayvancılığa başladı. Yaklaşık 1 yıl önce 10 kuzu ile başladığı hayvancılık macerasında genç girişimci bugün 40 başlık bir sürüye ulaştı. Aşık’ın en yakın arkadaşı ise babası Hüseyin ve Akbaş cinsi köpeği Kral. Kendine özgü tarzı ve taktığı küpeler nedeniyle Dursunbey’de ’Küpeli Çoban’ olarak tanınan genç girişimci, İHA muhabirine girişimcilik hikayesini anlattı. Hayvancılığın çocukluk hayali olduğunu anlatan Furkan Aşık, "15 yaşındayken de aklımda hayvancılık vardı. Ailem istemiyordu bu işi yapmamı. Benim kararlı olmam dolayısıyla ailem de bir yerden sonra bana destek vermeye başladı. Liseyi Dursunbey’de okuduktan sonra Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Mimari Restorasyon Bölümünü okuyup bitirdim. Okul sonrası ailemle konuştum ve köyümüze dönerek hayvancılık yapmaya başladım" dedi. "Hayvancılıkta zarar etmek zor" Şu an dışarıdan veterinerlik okuduğunu söyleyen Aşık, "Ben bir mesai içinde saatli çalışmaktansa, kendi işimi yapmak istedim. Başkasının emrinde olmak istemedim. Hayvanları da çok seven birisiyim. Doğayı seviyorum, hayvanları yetiştirmeyi, bir şeyler katmayı çok seviyorum. Geldiğimiz noktada da şu an 40 başlık bir sürüm var. Herkes bana işin getirisini soruyor. Bence getirisi güzel, kar bırakan bir iş hayvancılık. Bazı insanlar kar edemediklerini söylüyor. Ben böyle düşünmüyorum. Belki de ben çok pozitif bakıyorum ama şu anki rakamlarla zarar etmek zor" dedi. "Veterinerlik en yüksek gider" Hayvancılık sektörünün sorunlarını da dile getiren Furkan Aşık, "Hayvancılık yapıyoruz ve en yüksek giderimiz veteriner masrafımız. Mesela hayvanların doğum zamanlarında ücretsiz veterinerlik desteği devletimiz verebilir. Ben kırsal mahallede yaşıyorum ve bizim köyümüz merkeze 40 kilometre civarında. Veteriner çağırırken korkuyorum, çünkü çok masraflı oluyor. Yine SGK primleri yüksek tutuyor" dedi. En yakın arkadaşları babası Hüseyin ve köpeği Kral Aşık, kendisine ’Küpeli Çoban’ denildiğini ifade ederek, "Üniversiteyi bitirip köye döndüğümde saçlarım oldukça uzundu, küpelerim vardı. İnsanlar beni çok yadırgadı. Zamanla alıştılar, köyde de ’Küpeli Çoban’ diye bir lakabım oldu" şeklinde konuştu. Furkan Aşık’ın babası Hüseyin Aşık ise, "Üniversiteye gitti, köye bir geldi saçlar uzun, kadın saçı gibi olmuş. Kulaklarında da küpe vardı. İlk önce bir tedirgin oldum, bu çocuk nasıl yapacak buralarda diye. Ama fazla tınmadım (takmadım). Ama oğluma da niye böyle yaptın demedim. Bir gün kestirir dedim. Hayvancılık yapacağım dedi, bize de destek olmak düşer" dedi.
Kayseri Kayseri 1.Amatör Küme’de ilk yarı geride kaldı Geçen hafta sonu oynanan maçlar ile ilk yarısı tamamlanan Kayseri Birinci Amatör Küme’ye ara verilmeyecek ve ikinci yarı müsabakaları bu hafta sonu başlayacak. Bu sezon 20 takımın iki ayrı grup halinde mücadele ettiği Kayseri Birinci Amatör Küme’de ilk yarı tamamlandı. İlk yarı karşılaşmaları sonunda 22 puan toplayan Kayseri Yolspor A Grubu’nda, 25 puan toplayan Büyük Toramanspor ise B Grubu’nda liderlik koltuğunun sahibi oldu. İlk yarının son haftasında oynanan 10 karşılaşmada 39 gol atıldı. Namağlup tek takım Büyük Toraman İlk yarısı tamamlanan Kayseri 1. Amatör Küme’de B Grubu lideri Büyük Toramanspor oynadığı 9 maçta 8 galibiyet, 1 beraberlik alarak namağlup unvanını koruyan tek takım oldu. Takımı gruplarında sadece 1 yenilgi alan Kayseri Yolspor, Gültepespor ve İsmail Okumuşspor takımları takip etti. İlk yarı sonunda galibiyet yüzü göremeyen tek ekip B Grubu’nda son sıraya demir atan Bünyan Belediyespor oldu. Yeşilspor, Yeni Erciyesspor ve Kayserigücü takıları sadece birer kez galibiyet sevinci yaşayarak en az galip gelen takımlar oldu. En çok gol atan Kocasinan Ülkü Geride kalan 9 hafta sonunda Kayseri 1. Amatör Küme’de en çok gol atan Kocasinan Ülküspor oldu. Rakip fileleri 35 geç havalandıran mavi-beyazlı takımı 33 gol atan Büyük Toramanspor ve 26 gol atan iki takım Kayseri Yolspor ile Gültepespor takip etti. Bu ligde en fazla gol yiyen takım ise 36 gol ile Bünyan Belediyespor oldu. Kayserigücü kendi kalesinde 33 gol görürken, Yemlihaspor ise yediği 28 gol ile en çok kalesinde gol gören takımlar arasında yer aldı. Ligin en az gol yiyen ekibi ise kalesinde sadece 7 gol gören Kayseri Yolspor oldu. Kayseri Futbol İl Temsilciliği, 1. Amatör Küme’de ikinci yarı maçlarının ara vermeden devam etmesini kararlaştırdı. Açıklanan programa göre ikinci yarının ilk haftasında 10 maçın tamamı 23 Kasım Pazar günü 7 farkı sahada oynanacak. Kayseri 1. Amatör Küme’de ikinci yarının ilk hafta maç programı ise şu şekilde: 23 Kasım Pazar Argıncık 1 Nolu Saha 11.00/ Sungur FK-Yeni Erciyesspor 23 Kasım Pazar Argıncık 2 Nolu Saha 11.00/ İsmail Okumus FK-K.Ömürspor 23 Kasım Pazar Erkilet 1 Nolu Saha 11.00/ Kayseri Yolspor/Yeşilspor 13.00/ Büyük Toraman-Bünyan Belediye 23 Kasım Pazar Erkilet 2 Nolu Saha 11.00/ Kocasinan Ülkü-Güneşspor 13.00/ Gültepespor-Belsinspor 15.00/ Yemlihaspor-Sindelhöyük Yıldız 23 Kasım Pazar Sümer Stadı 12.00/ Buğdaylıspor-Tomarza Belediye 23 Kasım Pazar Başakpınar Stadı 12.00/ Sosun Birlik-Kayserigücü 23 Kasım Pazar Sindelhöyük Stadı 13.00/ Sindelhüyükspor-1966 Turanspor
Eskişehir Vali Aksoy: "Çocuklar bir milletin umudu ve yarınlarının güvencesidir" Eskişehir Valisi Hüseyin Aksoy, çocukların, bir milletin umudu ve yarınlarının güvencesi olduğunu anlatarak, "Onların her biri ayrı bir dünya, eşsiz bir potansiyeldir" diye belirtti. Vali Aksoy’un 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü dolayısıyla yayınladığı mesajda, "Bizlere düşen en ulvi görev, bu potansiyeli sevgiyle, şefkatle ve adaletle beslemektir. Bu anlamlı gün, tüm çocukların doğuştan sahip oldukları; yaşama, barınma, sağlık, eğitim, istismardan ve şiddetten korunma gibi temel ve evrensel haklarının altını bir kez daha çizmemiz için önemli bir fırsattır. Bir çocuğun gülüşünden daha değerli hiçbir şeyin olmadığını bilerek, onların haklarını korumak yalnızca hukuki bir yükümlülük değil, her şeyden önce vicdani ve insani bir sorumluluktur" ifadeleri yer aldı. "Her çocuğumuzun sevgi dolu bir ortamda büyümesi için çalışıyoruz" Devletin ’her çocuğun öncelikli yararı’ ilkesiyle hareket ederek çocukların bedensel, zihinsel ve sosyal açıdan tam donanımlı bireyler olarak yetişmesi için tüm imkanlarını seferber ettiğini vurgulayan Vali Aksoy’un mesajı şöyle devam etti: "Eskişehir valiliği olarak bizler de ilimizdeki her bir çocuğumuzun sevgi dolu bir ortamda büyümesi, hayallerinin peşinden koşabilmesi ve kendini güvende hissetmesi için var gücümüzle çalışmaya devam ediyoruz. Bu duygu ve düşüncelerle, başta ilimizdeki evlatlarımızı olmak üzere tüm dünya çocuklarının 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü’nü en içten dileklerimle kutluyor; onlara barış, sağlık ve mutluluk dolu aydınlık bir gelecek diliyorum."
İstanbul Uzmanından gıda zehirlenmelerine karşı mide koruyucu uyarısı Gıda zehirlenmelerinin kişiden kişiye farklı belirti ve etkiler gösterdiğini belirten Dr. Öğr. Üyesi Filiz Çalışkan Esen, vatandaşlara önemli uyarılarda bulundu. Esen, özellikle mide koruyucu kullananların zehirlenmelere karşı daha açık hale geldiğini belirtti. Son günlerde yaşanan gıda zehirlenmesi vakaları ve dört kişilik Böcek ailesinin hayatını kaybetmesi sonrası, gıda hijyeni konusu yeniden gündeme geldi. Beykent Üniversitesi Hastanesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı’ndan Dr. Öğr. Üyesi Filiz Çalışkan Esen, özellikle dışarıdan yiyip içmeyle ilgili vatandaşlara bazı uyarılarda bulunurken, zehirlenmelerin nasıl seyrettiğine dair önemli bilgiler verdi. Kümes hayvanları uyarısı Gıda zehirlenmelerinin en fazla tavuk, hindi gibi kümes hayvanlarından kaynaklandığını belirten Esen, çiğ yumurta, kıyma, kırmızı et, süt ürünleri, konserve ürünler ve kabuklu deniz mahsullerinin de zehirlenmelere yol açabildiğini belirtti. Bu ürünlerde bulunan toksin ya da bakteri oranına göre riskin değiştiğini belirten Dr. Filiz Çalışkan Esen, "Gebeyse, bağışıklığını baskılayıcı başka hastalığı varsa, örneğin sirozsa, siroz hastalarının midye yemesi çok riskli, yaşlıysa, ek hastalığı varsa, kanser hastasıysa böyle kişilerde daha ölümcül seyretme ihtimali var" dedi. Karma zehirlenmelerin tedavisi daha zor Karma zehirlenmelerde tedavinin daha zor olduğunu belirten Dr. Filiz Çalışkan Esen, "Karma zehirlenmelerin tedavisi çok daha zor. Buna bir salgın olabilecek şekilde yaklaşıyoruz. Daha kötü seyredebiliyor. Birçok yemekten zehir almış olabileceği için çok daha detaylı araştırıyoruz. Tekli zehirlenmelere göre daha kötü seyir ettiğini biliyoruz" diye konuştu. "Aynı üründe farklı miktarda toksin bulunabilir" Toksin birikmiş aynı ürünleri yiyenlerde farklı etkilerin ortaya çıkabildiğini belirten Esen, bu durumu şöyle açıkladı: "Zehirlenme herkeste aynı seyretmeyebiliyor. Örneğin midyenin bir kısmında toksin daha fazla olabilir, midyenin dış kısmında üremiştir iç kısmında yoktur. Birkaç yemek varsa toksin olan kısmı daha çok almıştır. Biri hafif bir mide bulantısıyla atlatırken bir diğeri ölebiliyor. Burada kişinin genetik bağışıklığının iyi olması, gebe olması, çocuk ya da yaşlı olması gibi birçok faktöre göre değişiyor ama en önemlisi toksinin ne düzeyde alındığı. Kenarında çok fazla toksin varsa siz oradan yediyseniz daha ağır geçirirsiniz. Ortada daha az varsa o kısımdan yiyen daha hafif geçirebilir. Mide koruyucu çok sık kullanıyoruz. Mide koruyucu kullanmak mide asiditesini düşürdüğü için bu tarz gastroenteritlerde enfeksiyona daha açık hale getirebilir. Mide koruyucu kullananların daha da dikkat etmesi gerekiyor." Dışarıdan yiyecek alırken bunlara dikkat edilmeli Dışarıdan yiyecek tüketirken dikkat edilmesi gereken noktalara değinen Dr. Filiz Çalışkan Esen, "Besin zehirlenmelerinden kaçınmak için hijyen çok önemli. Çiğ ve pişmiş besinlerin ayrı tahtalarda kesilmesi, aşçının burun taşıyıcısı olmaması, ellerini çok sık yıkamaları gerekir. Dışarıda buzlu şeyler tüketmemeliyiz. Çünkü buz üretiminde çok hijyenik su kullanılmayabiliyor. Hijyeninden emin değilsek çiğ salatalar çok tüketmemeliyiz. Midye, istiridye gibi kabuklu deniz ürünlerinden kaçınmamız lazım. Yurt dışında seyahatteysek bir yemeği meyve gibi soymuyorsak, pişirmiyorsak ya da kaynatmıyorsak o yemekten uzak durmamız lazım" ifadelerini kullandı.