GENEL - 30 Mart 2020 Pazartesi 09:45

Sosyal izolasyonda abur cubura dikkat

A
A
A
Sosyal izolasyonda abur cubura dikkat

Türkiye genelinde yeni tip korona virüse (Covid-19) karşı alınan tedbirler giderek artıyor.

Türkiye genelinde yeni tip korona virüse (Covid-19) karşı alınan tedbirler giderek artıyor. Covid-19 nedeniyle mecburi bir durum olmadıkça evde kalmamız gereken bu dönemde, belirtilen düzene alışkın olmayan bireyler geçiş sürecinde zor anlar yaşayabiliyor.


Sıkıntı ve stres anında bazı bireylerin fazla yiyecek tüketme, bazılarının ise normalden daha az miktarda yiyecek tüketme eğiliminde olduğunda dikkat çeken Yaşar Üniversitesi MYO Gıda İşleme Bölüm Başkanı Doç. Dr. Ruhan Aşkın Uzel, stres ve yeme kontrolü arasındaki bağlantıda nelere dikkat edilmesi gerektiğini anlattı. Zihinsel sağlığın ve dinginliğin ancak fiziksel egzersiz, düzenli uyku ve dengeli beslenme ile desteklenebileceğini belirten Yaşar Üniversitesi Gıda İşleme Bölüm Başkanı Doç. Dr. Ruhan Aşkın Uzel, “Günlük rutinimizden mümkün oldukça kopmadan, uzmanların tavsiyelerine uygun hareket edilirse yeni koşullara uyum sağlayan ılımlı bir geçiş sağlayabiliriz” dedi.



"Gece uykusu bağışıklık için önemli"


Doç. Dr. Ruhan Aşkın Uzel yeni uyku ve beslenme düzeninde uyulması gereken kuralları ve tavsiyeleri şöyle anlattı: “Bireyler iş temposu olan günlerin ardından evde kalmaya başladıklarında bu durum, uyku saatlerindeki esneklik olarak algılanmamalı. Eğer iş yaşamındaki uyku düzeni onları rahatsız etmeyecek düzende ve yeterliyse bu düzen aynen devam ettirilmeli. Özetle bireyler evde kaldıkları sürede daha az ya da daha düzensiz uyumamalı. Uyku saati az olan bireyler gündüz dinlenmeyi aradaki uyku açığını kapatmak için kullanmamalı. Çünkü gece olan kaliteli uyku bağışıklık sisteminin güçlü kalmasında etkili olacaktır. Bu noktada ihtiyaç duyulan uyku miktarının bireylerin yaş aralıklarına ve fizyolojik durumlarına göre değişiklik gösterdiği de unutulmamalı."



Abur cubur tüketiminden uzak durun


Beslenme konusunda ilk belirtilmesi gereken noktanın yeterli Uzel, "Her şeyin fazlasının zarar, kararı kadarının yararlı olacağından hareketle belirtilmelidir ki; aşırı su tüketimi de bir takım komplikasyonlara neden olabilir. Beslenme düzeni sağlanırken imkanlar çerçevesinde uygun fiziksel egzersizler yapılmalı, vücut hareketsiz bırakılmamalı. Beslenme sürecinde öğünler uygun zaman aralıklarında ve uygun yiyecek miktarında tutulmalı, vitamin ve mineral dengesi iyi korunmalı. Protein-karbonhidrat ve yağ alımı dengelenmeli. Fazla miktarda basit karbonhidrat ve rafine şeker, abur cubur tüketiminden mümkün olduğunca uzak durulmalı. Bu gruptaki yiyecekler evdeki yeni rutine alışma aşamasında kolay vazgeçilmez olmayabilir ancak tüketiminin azaltılması imkansız da değildir. Bunun sonuçlarından bir tanesi bireylere kalan fazla kalori yükü olabilir. Çünkü özellikle yoğun iş temposunda olanlar ani bir aktivite kaybı ile karşı karşıya oldukları için daha ek fiziksel egzersiz yapmadıkça daha az kalori harcar” dedi.



Sabah uyanınca 1 bardak ılık su


Protein grubundaki yiyecekler kadar bol vitamin ve mineral kaynağı olan sebze ve meyvelerin önemli yer tuttuğunu kaydeden Uzel, "Bol lifli sebze ve meyveler daha yavaş tempoya geçen vücut ve dolayısıyla bağırsak hareketlerindeki düzen için yardımcı olur. Bu konuda aynı zamanda sabah uyanınca bir bardak ılık su içilmesi tavsiye edilir. Bu süreçte günlük yaşamın hareketsizliğinden şikayetçi olan bireyler vücuttaki fazla suyu atmak için bazı özel tarifleri fazlaca tüketme eğilimine girebilirler. Aynı türde hazırlanan, kişiler arasında hızla yayılan tek tip tarifteki içecekler her bireye iyi gelmeyebilir çünkü bu bireylerin metabolik aktiviteleri ve hastalık geçmişleri aynı olmayabilir. Riskli olmayan ödem attırıcı tarifler denenebilir. Ancak bu karışımların uzmanlarca önerilen içerikte olması tercih edilmeli” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Balıkesir Bandırma’da kapalı yöntemle prostat ameliyatı Balıkesir’in Bandırma ilçesinde Bandırma Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tıp fakültesi kurulmasıyla birlikte üroloji kliniği güncel sağlık hizmetlerine devam ediyor. Bandırma Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tıp fakültesinin kurulması ve hastanenin eğitim ve araştırma hastanesi statüsüne geçmesiyle birlikte üroloji kliniği, en güncel sağlık hizmetlerini sunmaya devam ediyor. Daha önce açık cerrahi ile Bandırma’da çeşitli ilklere imza atan üroloji kliniği, bölgede önemli bir üroloji merkezi haline gelmeye devam ediyor. Son olarak, laparoskopik (kapalı yöntem ile) prostat kanseri ameliyatı başarılı bir şekilde gerçekleştirildi. Üroloji Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Aykut Başer, hastanenin Bandırma ve çevresine en güncel tedavi yöntemleriyle yüksek kalitede sağlık hizmeti sunduğunu belirterek laparoskopik cerrahi hakkında şunları söyledi: "Laparoskopik radikal prostatektomi, prostat kanseri tedavisinde sıkça kullanılan bir cerrahi yöntemdir. Bu yöntemde, cerrah küçük kesiler yaparak bir kamera ve cerrahi aletler aracılığıyla prostat bezini çıkarır. Laparoskopik cerrahi, geleneksel açık cerrahiye kıyasla daha az invazif bir yöntemdir, bu da daha az kan kaybı, daha az ağrı ve daha hızlı iyileşme süreci anlamına gelir. Laparoskopik radikal prostatektomi, prostat kanseri olan erkekler için etkili bir tedavi seçeneği olabilir. Ancak, her hasta için uygun olmayabilir ve tedavi seçenekleri, hastanın bireysel durumuna ve kanserin evresine bağlı olarak değişebilir. Bu nedenle, prostat kanseri teşhisi konmuş hastaların, hatta tüm ürolojik kanserlerinde dahil tedavi seçenekleri hakkında hastanemize başvurarak detaylı bir şekilde bilgi almaları önemlidir."