POLİTİKA - 26 Mart 2019 Salı 11:55

Soyer: "Projelerimizi birlikte üreteceğiz"

A
A
A
Soyer: "Projelerimizi birlikte üreteceğiz"

İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı Tunç Soyer, belediye başkanı olduğunda herkese kapısının açık olacağına işaret ederek, "Projelerimizi birlikte üreteceğiz.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı Tunç Soyer, belediye başkanı olduğunda herkese kapısının açık olacağına işaret ederek, "Projelerimizi birlikte üreteceğiz. 10 yıldır belediye başkanlığı yapıyorum. Ben bozulsaydım bozulurdum. İnsanları bozan şey; koltuğun büyüklüğü, küçüklüğü değil insanın küçüklüğü büyüklüğüdür. Büyükşehirde farklı bir şey olmayacak ben, ben olmaya devam edeceğim” dedi.


Millet İttifakı’nın CHP’li İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı Tunç Soyer, İzmir Medya Paltformu’nun konuğu oldu. Mövenpick Otel’de platform üyeleriyle buluşan Soyer, gazetecilerin sorularını yanıtlayarak, önemli mesajlar verdi.


Nihat Zeybekci’nin Tunç Soyer’in projesi olmadığı yönündeki eleştirilerine ilişkin soruya Soyer, “Ben adaylığım açıklandığı ilk gün söyledim; ‘Bizim proje açıklama gibi niyetimiz yok biz projeleri birlikte üreteceğiz’ dedim. Bunlar aslında sadece bir perspektifi, yönetim anlayışını ortaya koymak için açıkladığımız şeyler. Özetle; 15 yıllık Büyükşehir Belediyesinin hafızasının kullanarak yaptıklarımız var, tarımsal kalkınma ilgili yapacaklarımızı çok önemsedik. Bir de yeni vizyonumuz ortaya koyacak birtakım ipuçlarını ortaya koymak istedik. Bunun dışından 30 ilçenin her birinin onlarca, yüzlerce projesi var. Meslek odalarının, sivil toplum kuruluşlarının projeleri var. Biz bütün bunları hep birlikte masaya yatırıp bunlar üzerinden yol alacağız. Bugüne kadar 17 başlıkta açıkladığımız 165 proje sadece bizim perspektifimizi, İzmir’e nasıl yaklaştığımızı, İzmir’i nasıl değerlendirmediğimiz göstermek için yaptığımız için bir şeydir yoksa bildikleri anlamda açıklanan projeler sadece işin çok küçük parçası onu söylemeye çalışıyorum” diye konuştu.



“Özelleştirme lafı doğru anlaşılmadı”


İzmir Fuarı’nın özelleştirileceğini yönündeki soruya Soyer, “Özelleştirme lafı doğru anlaşılmadı. Cümlenin sonu ve önü birlikte dinlense kastettiğim şudur; sadece mermer ve gelinlik gibi uluslararası fuar ile ve birkaç fuar dışında İzmir’de 64 sektörün hiçbiri ile ilgili uluslararası fuar yok. Otomobille ilgili, ayakkabı ile ilgili uluslararası fuar yapılabilir. O kadar çok var ki uluslararası fuar düzenlenebilecek sektör, bunu yetersiz görüyoruz. Sadece mermer ve gelinlikle sınırlı olması, İzmir fuarının yeteri kadar iyi kullanılmadığını gösteriyor. Oranın her gün cıvıl cıvıl, hareketli ve bir gün boş kalmayacak şekilde çalıştırmak gerekiyor. Bunun için gerekirse özelleştirme; profesyonel hizmet ile desteklemek gerektiğini düşündüm. Burada sadece büyükşehir belediyesinin organizasyonu değil İZFAŞ, İTO var, EBSO da var işin içinde. Herkesin silkinip burayı daha verimli nasıl kullanırız konusunda kafa yorması lazım. Kastettiğim gerekirse profesyonel hizmet almaktır, özelleştirmek klişe anlamıyla satıp para kazanmak gibi bir durum değil” dedi.


İzmir’in arka mahalleleri ile ilgili yapacaklarının sorulması üzerine Soyer, kentsel dönüşüm, kadınların istihdamı, gençlerin spor, sanat gibi aktivitelerle buluşturulmasının yanı sıra birçok projeyi hayata geçireceklerini söyledi.



"İzmir trafiğinde önemli ölçüde rahatlama olacak"


İzmir’de trafik sorunu olduğuna ve bu yönde yapacaklarına ilişkin Soyer, şunları söyledi:


"Hızla alınabilecek tedbirler var. İzmirlinin en büyük sorununun trafik olduğu belli, anketler de bunu söylüyor. Yaklaşık toparlarsak yüzde 40’a yakın İzmirlinin şehir içi sıkışıklığından, trafikten şikayet ettiğini söyleyebiliriz. Bu nedenle en çok buna kafa yorduk ve şunu gördük. Çok kısa süre içinde İzmirli’ye nefes aldıracak projeler üretmek ve hızla hayata geçirmek mümkün. Şu an da körfezi yüzde 3 oranında kullanıyoruz, bu düşük bir oran. Bu kabul edilebilir bir şey değil. Mesela; vatandaş mesela Çeşme’den geliyor, Üçkuyular’dan Bostanlı’ya yaklaşıyor, saatine bakıyor. Daha 20 dakika var diyor neden bekleyeyim diyor, gidiyor. Fakat bu yukarıda şöyle okunuyor; talep yok. Dolayısıyla da sen çok koysan da gelmez çünkü talep yok diye bakılıyor. Oysa o vatandaş geldiği anda feribotun hemen 3-5 dakika içerisinde kalkacağını bilse, başarılı olunur. Bu nedenle biz hemen bu seferleri hızlandırmayı, feribot sayısını artırarak hemen bunu uygulamaya sokacağız. Mayıs itibariyle buna başlayacağımızı düşünüyorum ve böylece en az 4,5 kat artırabileceğimizi yani kent içindeki kullanımı yüzde 16’ya çıkartacağımızı düşünüyorum. Ayrıca yer altına alacağımız noktalar var, bu anlamda 3’ünü hemen hayata geçireceğiz. İki yeni metro hattı var. Buca metrosu ve Halkapınar Otogar metrosu ve Çiğli tramvayı var. Onların da bütçesi ve projeler hazır sadece Ankara’dan imza bekleniyor. Bir hazine garantisi imzası değil bu mevzuat gereği atılması gereken bir imza. 11” noktada akıllı trafik uygulaması yapacağız. Bunları yaptığımızda İzmir trafiğinde önemli ölçüde rahatlama olacak.”



“İzmir kent vizyonu hazırlayarak Ankara’ya götüreceğiz”


Görevi süresince Ankara ile uyum içinde çalışmayı düşündüklerini dile getiren Soyer, "Ankara’nın İzmir’i yeteri kadar iyi anlamadığı için iyi bakmadığını düşünüyorum. Yeteri kadar anlasa ve biz üzerimize düşeni yapsak, iyi anlatabilsek kimsenin kasten vatan hainliği yapabileceğini, kimsenin kasten İzmir’e zarar vermek isteyeceğini düşünüyorum. O nedenle uyumlu, kendimizi iyi anlatmaya gayret edeceğimiz, köşeli olmayan dil kullanacağız. İyi anlatabilirsek ve bunu bir siyasi atraksiyon değil de gerçekten İzmir’in projesi olursa, kimsenin sırtını döneceğini görmüyorum. Ankara’yı siyasi kavga arenası olarak değil, iş birliği yapacağımız paydaşlarımız olarak görüyorum. O nedenle İzmir kent vizyonu hazırlayacağız, Ankara’ya götüreceğiz ve İzmir’i nasıl görmek istediğimizi onlarla paylaşarak bir kere fikri bir ortaklık kurmayı düşünüyoruz. Bizi birbirimizden ayıran şeylerden çok daha fazla bağlayan şeyler olduğunu düşündüğüm için ve buna vurgu yaparak sürdüreceğimiz için Ankara’ya da bunu anlatabileceğimize inanıyorum. O nedenle mevzuat sınırlamalarını, yasal düzenlemeleri, sınırların esnetilebileceğini düşünüyorum. Bunu bir hukukçu olarak da söylüyorum” ifadelerini kullandı.



“Kültürpark’ı belli günlerde açık hava pazarı olarak tasarlıyoruz”


İzmir’in bit pazarındaki düzensizlik olduğuna yönelik soruya Soyer, “Kültürpark’ı belli günlerde bir üretici pazarı olarak bir açık hava pazarı olarak tasarlıyoruz. Aynı zamanda İzmirli koleksiyonerlerin ürünleri sergileyebileceğini bir pazara da ev sahipliği yapacak. Kültürpark bütün İzmir’in cıvıl cıvıl akacağı bir yer olarak çalışacağız” dedi.



Demokrasi 4.0 vurgusu


Demokrasinin insanların huzur bulduğu en mutlu yaşam biçimi olduğunu ve bu anlamda ’Demokrasi 4.0’ın gerekliliğine işaret eden Soyer, "Çağın hızı nedeniyle demokrasinin erdemleri insanların hayatını iyileştirmede yetersiz kalmaya başladı. Burada yeni yöntemler bulmak zorundayız. Kamusal alan bir zamanlar bir kentin meydanıymış ama artık benim telefonumda. Daha belediye kapısına girmeden ödeme yapabiliyorum, şikayette bulunabiliyorum. Bir yıl içinde belediye cebinde uygulamasını cebinize sokacağız ve vatandaş belediyenin bütçesini, o ayki gelirlerini cep telefonunda izleyecek” diye konuştu.


Türkiye’nin içinde bulunduğu koşullarda basın sektörünün de gerilemiş vaziyette olduğunu ileri süren Soyer, "İnsanların en doğal hakkı haber alma hürriyetine çok büyük ihtiyaç var ve burada zafiyetler var. İzmir’in yetişkin bir kadrosu olduğunu düşünüyorum. İzmir’den yepyeni bir oluşum ortaya koyabileceğimiz düşünüyorum. Bu oluşum bir ulusal medya kanalının İzmir’den doğması biçiminden tecelli edebilir. Yerel basının desteklenmesi gerektiğine net inanıyorum” dedi.



"İnsanları bozan şey koltuğun büyüklüğü, küçüklüğü değildir"


Büyükşehir belediye başkanı olduğunda herkese kapısının açık olacağına işaret eden Soyer, "10 yıldır belediye başkanlığı yapıyorum. Ben bozulsaydım bozulurdum. İnsanları bozan şey; koltuğun büyüklüğü, küçüklüğü değil insanın küçüklüğü büyüklüğüdür. Büyükşehirde farklı bir şey olmayacak ben, ben olmaya devam edeceğim” dedi.


İzmir Medya Platformu Başkanı Ahmet Kaplan ise bugüne kadar platforma olarak her düşünceden ve toplumun her kesiminde 70’in üzerinde konuk ağırladıklarını belirterek, “Gücümüzü sayısal çoğunluğumuzdan değil içimizdeki arkadaşlarımızın fikir çeşitliliğinden alıyoruz. Her düşünden fikir ve insanlara açık olduğumuzu ve İzmir’in bütün renklerini içinde barındırdığımızı ifade etmek istiyorum” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Bakan Yerlikaya: “7 ilde DEAŞ terör örgütüne yönelik ‘Bozdoğan-29’ operasyonlarında 23 şüpheli yakalandı” İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, 7 ilde DEAŞ terör örgütüne yönelik “Bozdoğan-29” operasyonlarında 23 şüphelinin yakalandığını açıkladı. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın paylaştığı bilgilere göre 7 ilde DEAŞ terör örgütüne yönelik “Bozdoğan-29” operasyonları düzenlendi. Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Başkanlığı ve Terörle Mücadele Daire Başkanlığı koordinesinde; İl Emniyet Müdürlüklerince Çanakkale, Hatay, Konya, Sakarya, Tekirdağ, Yalova ve Yozgat olmak üzere 7 ilde düzenlenen operasyonlar sonucu DEAŞ terör örgütü içerisinde faaliyet yürüten, Hatay’da 10, Yalova’da 5, Konya’da 1, Yozgat’ta 3, Çanakkale’de 1, Sakarya’da ise 2 şüpheli yakalandı. Bakan Yerlikaya sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Teröristlerin hiçbirine göz açtırmayacağız. Güvenlik güçlerimizin üstün gayretleriyle milletimizin huzuru, birlik ve beraberliği için son terörist etkisiz hale getirilinceye kadar mücadelemize kararlılıkla devam edeceğiz” ifadelerini kullanırken 1 Haziran 2023 - 22 Nisan 2024 tarihleri arasında 10 aylık süre içinde DEAŞ terör örgütüne yönelik toplam bin 422 operasyon düzenlendiğini açıkladı. Operasyonlarda 2 bin 991 şüpheli yakalanırken bunlardan 718’i tutuklandı. 566’sı hakkında ise adli kontrol kararı verildi.
Çanakkale Bakan Bak: "Herkese, tüm dünyaya ’Çanakkale geçilmez’ efsanesini anlattılar, gösterdiler" Çanakkale Kara Savaşları’nın 109’uncu yıl dönümü anma törenleri kapsamında binlerce izci, 57’nci Alay Vefa Yürüyüşü gerçekleştirdi. Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak yaptığı açıklamada, "Herkese, tüm dünyaya ’Çanakkale geçilmez’ efsanesini anlattılar, gösterdiler." dedi. Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından ’57’nci Alay Vefa Yürüyüşü’ne katılanlar, ilk olarak Eceabat ilçesine bağlı Kocadere köyünde kamp kurdu. Yürüyüş öncesinde katılımcılara, Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak tarafından tümü şehit düşen 57’nci Alay askerlerinin son yemeği, kırık buğday çorbası dağıtıldı. Sabah namazı kılındı Ardından, 109 yıl önce şehit düşen askerler gibi sabah namazı kılındı. Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir ve çok sayıda rütbeli askerin de yer aldığı katılımcılar, saat 06.00’yı gösterdiğinde harekete geçti. Atalarına yürüdüler Yarbay Mustafa Kemal’in 25 Nisan 1915 sabahı düşman çıkarmasını haber alınca, savaşların kahraman birliği 57’nci Alayı Conkbayırı’na gönderdiği ve "Size savaşmayı değil, ölmeyi emrediyorum" sözleriyle tarihe geçen o günkü tarihi yürüyüş, bir kez daha hayat buldu. Yaklaşık 6 kilometrelik yürüyüş, 1,5 saat sonra Conkbayırı’nda sona erdi. Yürüyüşe binlerce izci katıldı. Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak yaptığı açıklamada, "Amacımız bu ülke gençlerine Çanakkale destanını, Malazgirt zaferini, Dumlupınar, 30 Ağustos’taki, Sakarya’daki, 15 Temmuz’daki destanları unutturmamak, hatırlatmak. Bu toprakların ne kadar kıymetli olduğunu, bu vatan için binlerce şehidin verildiğini anlatmak ve bunları yaşamalarını sağlamak. Gençlerimiz o atmosferi görüyor, o zamanki o mücadelenin zorluklarını yaşananları hissediyor. Amaç bu toprakların gücünü, nasıl bir mücadele verildiğini anlatmak. Bakanlık olarak bunu sürekli gerçekleştiriyoruz. Aynı zamanda ülkenin dört bir yanından gençlerimizi Çanakkale gezileriyle buraya taşıyoruz. Geziyorlar, programlar yapıyoruz. Rehberler, tarihçiler buradaki destansı mücadeleyi anlatıyorlar. Bu topraklar kanla yoğrulmuş, destansı mücadele var, Gazi Mustafa Kemal Paşa ve silah arkadaşları o zaman mücadelede yer aldılar. Tüm dünya ve batı medeniyetine, emperyalizme karşı büyük mücadele ortaya konduğu, dünyanın en güçlü donanmaları, ordularını burada yendiler. Herkese, tüm dünyaya ’Çanakkale geçilmez’ efsanesini anlattılar, gösterdiler. Geçmişimizle tarihimizle gurur duyuyoruz" dedi.
Kütahya Kütahya’da silah ticareti operasyonu: 6 gözaltı Kütahya ve Afyonkarahisar’da kaçak silah ticareti yapanlara yönelik 7 adrese eşzamanlı düzenlenen operasyonda, 6 şüpheli gözaltına alındı. Kütahya İl Emniyet Müdürlüğü sorumluluk bölgesinde silah ticareti yapan şahısların tespitine yönelik Asayiş Şube ve İstihbarat Şube Müdürlükleri tarafından yapılan koordineli çalışma sonucu, Afyon’dan silah bulundurma ruhsatı ile birlikte yasal yoldan silah satın alan şahısların Kütahya’ya getirdikleri silahları sattıkları ve satışı gerçekleştirdikten sonra da hırsızlık süsü vererek çalındığı yönünde müracaatta bulundukları tespit edildi. E.D. (37), E.D. (39), Y.V. (32) ve B.M. (23) isimli şahıslar hakkında projeli teknik ve fiziki takip çalışması neticesinde yapılan ara yakalamada, toplam 66 adet çeşitli çaplarda tabanca fişeği ele geçirildi. Hakkında çalışma başlatılan 4 şüpheli şahsın 2 ayrı şahıs ile silah ticareti konusu ile ilgili olarak irtibatlı olduğu tespit edildi. Şüphelilerin yakalanması ve soruşturmaya konu başkaca suç unsurlarının ele geçirilmesi amacıyla Kütahya İl merkezinde 6 şüpheli şahsın yakalanması ve suç unsurlarının ele geçirilebilmesi için Kütahya il merkezinde 4 adres, jandarma sorumluluk bölgesi olan Siner Mahallesi’nde 3 adres olmak üzere toplamda 7 adreste yapılan eş zamanlı operasyon sonucu 6 şüpheli şahıs yakalandı. Yapılan arama neticesinde, 2 adet ruhsatsız tabanca, 5 adet av tüfeği, 127 adet tüfeği kartuşu, 13 adet çeşitli çaplarda tabanca fişeği ve 5 adet tabanca şarjörü ele geçirildi. Yakalanarak gözaltına alınan 6 şüpheli şahıs hakkında adli işlem başlatıldı.