ASAYİŞ - 17 Şubat 2020 Pazartesi 09:46

"Telefon dolandırıcılığı örgütlü suça girmeli"

A
A
A
"Telefon dolandırıcılığı örgütlü suça girmeli"

Prof.

Prof. Dr. Mustafa Ruhan Erdem, Yargıtay’ın telefon dolandırıcılığı suçuna yönelik farklı kararları olduğunu, ancak yargılamanın dolandırıcılık değil ’yağma ve örgüt kurmak’ suçlarından yapılması gerektiğini söyledi.


Telefon dolandırıcıları; yıllardır, sahte kimliklerle çıkarılan cep telefonundan kurbanlarını arayarak kendilerini polis, jandarma, savcı veya hakim olarak tanıtıyor, ardından da polis telsiz sesi eşliğinde konuşarak banka hesaplarının terör örgütü tarafından ele geçirildiği, adlarının terör örgütü soruşturmasında geçtiği gibi yalanlarla kendileriyle sözde işbirliğine gitmelerini istiyor. Dolandırıcılar, kurbanlarını tehdit edip korkutarak banka hesaplarında hareket olması için verecekleri hesap numaralarına para transfer etmelerini istiyor ya da bankada polise yakalanmamak için para ve altınları kameraların olmadığı yerlerdeki çöp tenekelerine bıraktırıyor. Güvenlik güçlerinin tüm uyarılarına, defalarca kez gönderilen uyarı SMS’lerine, kamu spotlarına ve neredeyse her gün medyada yer alan haberlere karşın telefon dolandırıcıları kurbanlarına yenilerini eklemeye devam ediyor. Dolandırılanlar arasında her yaştan ve her eğitim seviyesinden insan bulunuyor. Öyle ki dolandırıcılar yalnızca Türkiye’de değil, kurdukları sahte çağrı merkezi üzerinden aradıkları ve yine kendilerini polis veya savcı olarak tanıttıkları Almanya’daki yaşlıları da dolandırıyor.



Zanlılar yağma ve örgüt suçundan cezalandırılmalı


Yaşar Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Ruhan Erdem, bugüne kadar genellikle bu tip olaylarda sanıkların “nitelikli ya da basit dolandırıcılık“ suçlarından yargılandıklarını ve cezalara yönelik Yargıtay’ın farklı kararları bulunduğunu belirtti. Önceki yıllarda, büyük korku yaşatan kapkaçın ilk önce basit hırsızlık suçu kapsamına girdiğini, ancak daha sonra ağır hapis gerektiren suç kapsamına alınmasıyla kapkaçın neredeyse ortadan kalktığını hatırlatan Prof. Dr. Mustafa Ruhan Erdem, “Telefon dolandırıcılığının neredeyse tamamında tehdit ve psikolojik cebir söz konusu. Kurbanda, böyle bir parayı ödemek zorunda olduğu kanaati yaratılıyor. Silah yok, bıçak yok ama psikolojik olarak iradeyi zorlamaya yönelik her türlü davranış da cebirdir. Silahla olması beklenmemeli, deyim yerindeyse ‘parayı ödersin yoksa sonuçlarına katlanırsın’ deniliyor. Kurban da korktuğu için ödüyor, kandırıldığı için değil. Nitelikli mi basit mi olduğuna bakılmaksızın, dolandırıcılık suçuna hiç girmeden, burada savcıların ve mahkemelerin yağma suçundan işlem yapması gerekiyor. Yağma suçunun basit hali olsa bile alt sınırı 6 yıldan başlıyor, nitelikli yağmada ise 15 yıla kadar ceza öngörülüyor. İkincisi, bu tür olaylar soruşturulurken bireysel değil, örgütlü bir yapı aranmalı. Örgüt üyesi olmak suçunun alt sınırı 1 yılken örgüt kurmak ve yönetmekte ise cezanın üst sınırı 6 yıl. Bu suçtan da işlem yapıldığında ceza artacak ve caydırıcı olacaktır” şeklinde konuştu.


Sorunun kanundan kaynaklanmadığını, uygulamadan kaynaklandığını vurgulayan Prof. Dr. Erdem, “Suçlu, alacağı cezayı mutlaka çekeceğini bilmeli bu da en önemli caydırıcılık etkeni olacaktır. Ayrıca, mesaj atılıyor GSM operatörü ya da emniyet tarafından ama vatandaşlarımız okumuyor ya da anlamak için çaba göstermiyor. Suçluluk yapısının arkasındaki kişilere ulaşmak için gayret edilmeli, sadece ceza hukuku gözlüğüyle olaylara bakılmamalı, daha çok önleyici hizmetler önemli” diye konuştu.



Nitelikli dolandırıcılık mağdurları için fon önerisi


Bazı telefon dolandırıcılığı tiplerinde ise mağdurların, “kredi kartı aidatını iade etmek, para ödülü kazanıldığını ve ödülün alınabilmesi için belirtilen numaraya para gönderilmesinin istenmesi” gibi yöntemlerle kandırıldığını belirten Prof. Dr. Erdem, “Yasada ‘nitelikli dolandırıcılık’ suçunu işleyen kişi, yani suçun faili hakkında 3 yıldan 10 yıla kadar hapis ve 5 bin güne kadar adli para cezası öngörülüyor. Ancak nitelikli dolandırıcılık suçunun; bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle işlenmesi ve kişinin, kendisini kamu görevlisi veya banka, sigorta ya da kredi kurumlarının çalışanı olarak tanıtması veya bu kurum ve kuruluşlarla ilişkili olduğunu söylemesi suretiyle işlenmesi durumlarında hapis cezasının alt sınırı 4 yıldan, adli para cezasının miktarı da suçtan elde edilen menfaatin iki katından az olamayacaktır, hususu var. Buradaki adli para cezaları ciddi miktarlarda cezalardır ve bunlardan bir fon oluşturularak bu suçlardan mağdur olanların zararlarının karşılanması da değerlendirilmelidir” şeklinde öneride bulundu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Bakan Ersoy, Dünya Fikri Mülkiyet Günü’nü kutladı Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, "Dünya Fikri Mülkiyet Günü’nü; temsil ettiği değerleri korumak, yaygınlaştırmak ve geliştirmek noktasında kutluyorum" dedi. Kültür ve Turizm Bakanı Sayın Mehmet Ersoy, “Dünya Fikri Mülkiyet Günü” dolayısıyla bir mesaj yayımladı. Mesajda telif hakkını da kapsayan ve fikri mülkiye haklarına ilişkin farkındalığı arttırmak için 2000 yılından itibaren her yıl 26 Nisan’ın ’Dünya Fikri Mülkiye Günü’ olarak kutlandığı ifade edildi. Bakan Ersoy, Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü tarafından ilan edilen 2024 yılının temasına ilişkin, şunları kaydetti: "Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü tarafından 2024 yılının teması, ’Fikri Mülkiyet ve Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri: Ortak Geleceğimizi Yenilikçilik İnşa Etmek’ olarak belirlendi. Bu pencereden baktığımızda; yenilikçiliğin teşvik edilmesinde ve sürdürülmesinde fikri mülkiyetin oynadığı etkin rolün, 2024-2028 yıllarını kapsayan 12. Kalkınma Planı başta olmak üzere ülkemizin önemli politika belgelerinde karşılık bulduğunu memnuniyetle ifade etmek isterim." Kültür ve Turizm Bakanlığının telif haklarında sürdürülebilir kalkınmaya ve Türkiye’nin kültür-sanat hayatına katkısını artırmak amacıyla çalışmalar yürüttüğünü belirten Bakan Ersoy, "Geldiğimiz noktada ‘Dünya Fikri Mülkiyet Günü’nü; temsil ettiği değerleri korumak, yaygınlaştırmak ve geliştirmek noktasında attığımız adımların, elde ettiğimiz kazanımların memnuniyetiyle ve daha fazlasını yapma, bu hususta öncü ve özgün konuma gelme kararlılığımızı vurgulayarak kutluyorum" ifadesi kullanıldı.
Karabük U18 Türkiye Şampiyonası 1. Kademe Grubu Karabük’te başladı Karabük’te dört gün sürecek U18 Türkiye Futbol Şampiyonası 1. Kademe müsabakaları başladı. Karabük Onur Futbol Sahası’nın ev sahipliğini yaptığı U-18 Türkiye Futbol Şampiyonası 1. Kademe müsabakalarında altı farklı şehirden 6 takım yer alıyor. Şampiyona 25-28 Nisan tarihleri arasında oynanacak ve bu müsabakalardan birinci çıkacak takım 2. kademe mücadelelerine katılmaya hak kazanacak. Karabük’ün futboluna, ekonomisine ve reklamına katkı sunması için U18 Türkiye Futbol Şampiyonası 1. Kademe müsabakalarında 6 takıma ev sahipliği yaptıklarını söyleyen Karabük Amatör Spor Kulüpleri Federasyonu Başkanı İhsan Çevik, “Ankara Gölbaşıspor, Eskişehir DSİ Bentspor, Zonguldak Asmaspor, Kastamonu Köy Hizmetleri İdare Spor Kulübü, Bartınspor ve Bolu 14 FK takımları mücadele ediyor. Takımlarımızı en güzel şekilde ağırlamaya çalışıyoruz. Şehrimize elimizden geldiğince hizmet etmeye çalışıyoruz. Katılan tüm takımlara başarılar diliyoruz” dedi. Başkan Çevik, 6 takımda ortalama 25 sporcudan 150 sporcu yar aldığını belirterek, “Bu etabı birincilikle bitiren takım 2. kademe müsabakalarına katılacak. Oradan da başarı ile çıkarsa 3. kademede final müsabakasında ter dökecekler. Karabük’teki mücadelelerden galip çıkacak takım yarı finallere hak kazanacak diyebiliriz” şeklinde konuştu. U18 Türkiye Futbol Şampiyonası 1. Kademe müsabakalarının final mücadelesi 28 Nisan Pazar günü saat 11.00’de Onur Futbol Sahası’nda oynanacak.
Antalya Türkiye’nin İlk ve Acil Yardım öğrencileri ALKÜ’de kıyasıya mücadele etti Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi (ALKÜ) ev sahipliğinde, Antalya İl Sağlık Müdürlüğü paydaşlığında düzenlenen 16 farklı üniversiteden 26 ekip; 9 farklı etaptan oluşan “VIII. Ulusal Tralli Travma Rallisi"nde kıyasıya yarıştı. Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi (ALKÜ); bünyesinde bulunan bölümlerle ilgi sempozyum, panel, konferans gibi çeşitli etkinlikler düzenlerken aynı zamanda uygulamalı eğitimlere ev sahipliği yapmaya da devam ediyor. Antalya İl Sağlık Müdürlüğü paydaşlığında, ALKÜ ev sahipliğinde düzenlenen ve 16 farklı üniversitenin 102 öğrencisinden oluşan 26 ekip; 9 farklı etapta “VIII. Ulusal Tralli Travma Rallisi"nde gerçeği aratmayan görüntülerle kıyasıya mücadele etti. ALKÜ Yaşam Merkezi yanında saat 09.00’da başlayan yarışma; araç içi trafik kazası, motosiklet kazası, otobüs kazası, yüksekten düşme vakası, KBRN yanığı vakası, ileri yaşam desteği, dar alan (enkaz), bilgi ve taşıma teknikleri etaplarında gerçekleşti. Öğrencilerin zaman, hız, bilgi ve doğru müdahale ile ter döktükleri yarışmayı, katılımcılar ve sağlık sektörünün öncüleri takip etti. Uzman hakemlerin değerlendirdiği yarışma sonrası ALKÜ Alev Alatlı Konferans Salonu’nda ödül töreni gerçekleşti. Yarışma ve ödül törenine ALKÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Atıf Bayramoğlu, dekanlar, akademisyenler ve öğrenciler katıldı. “Her an hazırız” Yarışma sonrası ödül töreninde konuşan, aynı zamanda Acil Tıp Uzmanı olan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Atıf Bayramoğlu, Türkiye’de son yıllarda paramedik sayısının hızla arttığından vakalara anında müdahale edildiğine vurgu yaptı. Türkiye’de 1993 yılında 9 Eylül Üniversitesinin girişimiyle paramedik mesleğinin eğitimlerine başlandığını hatırlatan Prof. Dr. Atıf Bayramoğlu, “Günümüzde Sağlık Bakanlığına bağlı 112 acil sağlık hizmetlerimizin ülke genelinde toplam istasyon sayısı 3 bin 402’ye, il sağlık hizmetlerinde kullanılan kara ambulans sayısı ise 5.738’e ulaşmış durumda. Paramedik; dağ, taş, köy, göl, sokak, yol, ev demeden yardım etmeye koşan, işini aşkla heyecanla en iyi şekilde yapmaya çalışan 112 çalışanlarıdır. Vatan için, millet için, bayrak için ve tabii ki sizler için ülkemizin dört bir yanında hep en iyisini yapmayı hedefler. Yılmadan, bıkmadan çalışmaya devam eder. Paramedik siren sesiyle, tepe lambasıyla, vakanın stresiyle yaşamaktan mutludur. İsimsiz kahramanlarımız yerinde, zamanında ve yeterli ekipmanlar ile hizmet vermeye her an hazırdır. Gözünüz arkada kalmasın, acil sağlık hizmetleri paramediklere emanet. Türkiye’nin Acil Sağlık Hizmetlerindeki gücü tartışılmaz. Bu gücün paydaşı olan paramediklerin özverisi hayranlık uyandırıcı. Her biriyle gurur duyuyor, VIII. Ulusal Tralli Travma Rallisi sebebiyle kendilerine şükranlarımızı sunuyoruz. Bu vesileyle siz kıymetli öğrencilerimize ve tüm paramediklere başarılar diliyorum” dedi. Ödül töreninde yarışmaya katkı sunan Alanya Belediyesine, Özel Anatolia Hospital’a, Syedra Policlinic’e, yarışmayı düzenleme kurulu üyelerine ve hakemlere teşekkür plaketi takdim edildi. En iyisi olmak için mücadele ettiler 9 etabın her birinde yarışan öğrenciler hünerlerini, uygulamaya dökerek gösterdi. Heyecan dolu yarışmada ekipler gerçeği aratmayan bir mücadele sergiledi. Soluk soluğa geçen yarışmada öğrencilerin etaplarda gösterdikleri performanslar uzman hakemlerce değerlendirildi. 9 etabın sonucunda genel derecelendirmede birinci, ikinci ve üçüncü olarak kupa alan üniversiteler ise şu şekilde: Ankara Gazi Üniversitesi Kütahya Sağlık Bilimleri Üniversitesi Giresun Üniversitesi /Şebinkarahisar SHMYO Yarışmanın 9 etabında birincilik, ikincilik ve üçüncülük farklı üniversiteler arasında paylaşıldı: Motosiklet Kazası: Kütahya Sağlık Bilimleri Üniversitesi Gazi Üniversitesi Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi Araç İçi Trafik Kazası: Ankara Gazi Üniversitesi İstanbul Rumeli Üniversitesi Ankara Gazi Üniversitesi Dar Alan (Enkaz): Ankara Gazi Üniversitesi Ankara Gazi Üniversitesi Giresun Üniversitesi /Şebinkarahisar SHMYO Yüksekten Düşme: Giresun Üniversitesi /Şebinkarahisar Shmyo Kütahya Sağlık Bilimleri Üniversitesi Mersin Üniversitesi Taşıma Teknikleri: Giresun Üniversitesi /Şebinkarahisar SHMYO Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi Gümüşhane Üniversitesi Kelkit MYO Triyaj: Kütahya Sağlık Bilimleri Üniversitesi Gümüşhane Üniversitesi Kelkit MYO Ankara Gazi Üniversitesi / Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi İleri Yaşam Desteği (Bilgi): Konya Selçuk Üniversitesi Kütahya Sağlık Bilimleri Üniversitesi Giresun Üniversitesi /Şebinkarahisar SHMYO KBRN Yanık: Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi Eğirdir SHMYO Ankara Gazi Üniversitesi Kütahya Sağlık Bilimleri Üniversitesi Yetişkin İleri Yaşam Desteği: Ankara Gazi Üniversitesi Konya Selçuk Üniversitesi Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi