GENEL - 20 Kasım 2019 Çarşamba 12:14

Tisna, Aliağa’nın tarihine ışık tutacak

A
A
A
Tisna, Aliağa’nın tarihine ışık tutacak

İzmir’in Aliağa ilçesi Uzunhasanlar Mahallesi sınırları içerisinde yer alan, kısa bir süre önce tüm arkeoloji dünyasının ilgisini üzerine çekmeyi başaran Tisna Antik Kentinin gün yüzüne çıkartılması için yapılan arkeolojik yüzey araştırmaları periyodik olarak sürdürülüyor.

İzmir’in Aliağa ilçesi Uzunhasanlar Mahallesi sınırları içerisinde yer alan, kısa bir süre önce tüm arkeoloji dünyasının ilgisini üzerine çekmeyi başaran Tisna Antik Kentinin gün yüzüne çıkartılması için yapılan arkeolojik yüzey araştırmaları periyodik olarak sürdürülüyor. Milattan Önce (MÖ) 4. yüzyılda kendi adına para basılan Tisna Antik Kenti, bilimsel verilerle yapılan arkeolojik yüzey araştırmaları sayesinde hem bölgenin hem de Aliağa’nın 8 bin 500 yıllık tarihine ışık tutacak.


Uzunhasanlar Mahallesi’nde, doğu-batı uzantılı volkanik püskürtülerle kaplı yüksekçe bir kütle üzerine kurulu olan Tisna, oldukça verimli bir arazi tarafından çevreleniyor. Günümüzde Kocakale Tepe ve Sarıkale Tepe olarak adlandırılan söz konusu yüksek alan, güneyde Uzunhasanlar ve Çıtak, güneydoğuda Karakuzu, güneybatıda ise Güzelhisar Mahalleleri ile çevrili. Kentin hemen kuzeyinden Güzelhisar Çayı geçerken, Güzelhisar Çayı, günümüzde Kocakale Tepe’nin hemen kuzeydoğusunda yer alan Güzelhisar Barajını besliyor. Kentin kuzeyinden hafif bir meyille kuzeybatı yönüne dönen akarsu, Aliağa kent merkezinin kuzeyinde Myrina Antik Kenti önlerinden deniz ile bütünleşiyor.


Günümüzde Güzelhisar (Kocaçay) Çayı olarak anılan ve eski çağlarda kent ile aynı isimle (Titnaios/Pythikos) adlandırılan akarsu, Tisna Antik Kentinin sınırları içerisinde yer alıyor. Tisna Antik Kentinin bu noktaya kurulmuş olmasının en önemli sebeplerinden birisinin de Güzelhisar Çayının etrafında verimli ovaların bulunması olduğu öğrenilirken, eteklerinde verimli ve her daim tarıma elverişli toprakları bulunan kent, kuzeydoğudan Yunt (Aspordenos) ve güneyden Dumanlı Dağ (Sardene) çevrili olmasıyla dikkat çekiyor. Kentin sınırları içerisinde yer alan ve bölgeyi besleyen bir diğer akarsunun ise Sirçe Deresi olduğu belirtilirken, kente dair ilk yazılı bilgiler 1860’lı yıllarda yörede gezen Fransız seyyah Guichon’dan geliyor. Seyyah’ın araştırmaları ise Aiol kentlerinden biri olan Tisna Antik Kentinin, erken demir çağdan Bizans dönemine kadar kesintisiz bir iskan alanı olarak kullanıldığını gösteriyor.


Bir kent adı olarak Tisna’nın ne anlama geldiğine dair herhangi bir görüş bulunmazken, bununla beraber son derece ilgi çekici bir biçimde Tisna ismiyle oldukça benzer “Tišna” ifadesi, Hitit metinlerinde lokalizasyonu belli olmayan bir dağ adı olarak yer alıyor.


Öte yandan, bölge tarihi ile ilgili birçok bilinmeyeni içerisinde saklayan Tisna Antik Kentinde, arkeolojik yüzey araştırmaları ilk kez 2018 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığının izinleri ve Aliağa Belediyesinin destekleriyle başladı. Araştırmalar, Adnan Menderes Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü öğretim üyesi Dr. Emre Erdan Başkanlığında farklı üniversitelerden geniş katılımlı bir akademik heyet tarafından yürütülüyor. Arkeolojik yüzey araştırmalarıyla elde edilen bilimsel verilerin, akademi ve arkeoloji dünyasına bölge hakkında önemli bilgiler sunacağı öğrenildi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay Naci Görür: "Çağdaş toplumlarının yaptığı gibi depreme dirençli yerleşim alanlarını oluşturmak zorundayız" Hatay’ın İskenderun ilçesinde söyleşiye katılan jeolog ve deprem bilimci Prof. Dr. Naci Görür, depreme dirençli yerleşim alanların oluşturulması gerektiğine dikkat çekti. Prof. Dr. Naci Görür, depremin vurduğu Hatay’ın İskenderun ilçesinde vatandaşlarla bir araya geldi. Görür, İskenderun Ticaret ve Sanayi Odası tarafından düzenlenen ‘İskenderun’un Depremselliği ve Deprem Dirençli İskenderun’ söyleyişine katıldı. Türkiye’de 13,6 milyon önce deprem mekanizmaların oluştuğunu ifade eden Prof. Dr. Görür, depremleri durdurmanın mümkün olmadığını, toplum olarak depreme dirençli yerleşim alanlarını oluşturmak zorunda olduğunu söyledi. “Her depremde de 10 bin ve 50 bin insanı dün olduğu gibi toprağa veremeyiz" Deprem mekanizmasının Türkiye’de 13,6 milyon önce oluştuğunu söyleyen Prof. Dr. Görür, “Bizim ülkemizde bu faylar 13,6 milyon seneden beri deprem oluşturmaya devam ediyor. Biz depremleri durduramayız, bu mümkün değil çünkü bu mümkün değil. Her depremde de 10 bin ve 50 bin insanı, dün olduğu gibi toprağa veremeyiz. O halde yapılacak bir şey bilgi, aydın ve çağdaş toplumlarının yaptığı gibi depreme dirençli yerleşim alanlarını oluşturmak zorundayız. Bunları yaparsak deprem sorununu büyük ölçüde hallederiz” dedi. “İskenderun tarafına gelen kıta biraz büküldüğü ve eğildiğinde o bölgenin belli ölçüde gömülmesi ve batması anlamına geliyor” Deprem sonrası İskenderun sahilindeki çökme konusuna değinen Prof. Dr. Görür, “İskenderun’da bazı yerler çökmüş ve batıyor. Neden batıyor konusu fayla ilgili bir durumdur. Bin yıl önce Bingöl ilinin Karlıova’dan gelen doğu fayı, yanal hareket ederken İskenderun’daki fay biraz eğiliyor. İskenderun tarafına gelen kıta biraz bükülüyor ve eğiliyor. O kısımda bir duvar ve diklik oluşturuyor. Burada düşey atılım meydana geliyor ve fay niteliği doğuruyor ve batıyor. Bu nedenle de bir bölgenin belli ölçüde gömülmesi ve batması anlamına geliyor. Deniz seviyesinin göreceli olarak işlenmesi anlamına gelir” ifadelerini kullandı. İskenderun ilçesinde düzenlenen ’İskenderun’un Depremselliği ve Deprem Dirençli İskenderun’ temalı konferansa yer bilimci Naci Görür’ün yanı sıra; İskenderun İlçe Kaymakamı Murat Sefa Demiryürek, İskenderun Belediye Başkanı Mehmet Dönmez, Belen İlçe Belediye Başkanı İbrahim Gül ve İskenderun Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Levent Hakkı Yılmaz katıldı.
İstanbul Sadettin Saran: "Göreve gelirsek Fenerbahçe’yi şampiyon yapacağız" Fenerbahçe Başkan Adayı Sadettin Saran, 48 saat içinde 500 imza toplayabildiklerini belirterek, "Göreve gelirsek ne sabır ne de süre istiyoruz. Fenerbahçe’yi şampiyon yapacağız" dedi. Fenerbahçe Başkanlığına adaylığını açıklayan İş İnsanı Sadettin Saran, Faruk Ilgaz Tesisleri’nde düzenlediği lansmansa kongre üyeleriyle bir araya geldi. Fenerbahçe Yüksek Divan Kurulu eski Başkanı Vefa Küçük de toplantı da yer alarak Saran’a destek verdi. Fenerbahçe’yi şampiyon yapmak için çalışacaklarını aktaran Saran, adaylık süreci ile ilgili bilgiler vererek, "Kasım ayında Ali Koç ile buluştum. Maddi manevi çok büyük emek verdiniz, bu işi öğrendin, devam edeceksen biz arkandayız ancak devam etmeyecekseniz biz bu işi çok iyi yaparız ve göreve talibiz dedim. O da, ’Çok iyi yapacağına ben de inanıyorum’ dedi. Kulüp bilançolarına, defterlere bakmamız için resmi olarak aday olmamız gerekiyordu. Takım şampiyonluğa gidiyor, kongre sürecine de sokmak istemiyoruz ama madem öyle dedik 48 saatte büyük teveccühle 500 imzayı topladık. Bunun için de çok teşekkür ediyoruz. Göreve gelirsek ne sabır ne de süre istiyoruz. Fenerbahçe’yi şampiyon yapacağız. Hem saha içinde hem saha dışında mücadele ediyoruz. Oyuncularımıza uzanan elleri kırmasını biliriz" ifadelerini kullandı. "Fenerbahçe hepimizindir" Fenerbahçe için birlik beraberlik mesajı beren 59 yaşındaki iş insanı, "Fenerbahçe hiçbir şahsa ait değildir. Fenerbahçe sizindir Fenerbahçe bizimdir. Fenerbahçe hepimizindir" diyerek sözlerini noktaladı. Saran’ın konuşmasının ardından Kongre Üyeleri yoğun alkışlarla destek verdi.