EKONOMİ - 13 Mayıs 2021 Perşembe 10:47

Türk çiftçisi pandemi şartlarını hafifletti

A
A
A
Türk çiftçisi pandemi şartlarını hafifletti

İnsanlığın son 100 yılda karşılaştığı en büyük salgının zirve yaptığı 2020 yılında Türk çiftçisi, 84 milyon insanın ihtiyacını karşıladığı gibi, Türk lezzetlerinin dünyanın dört bir tarafına ihraç edilmesi için üretimini artırdı ve pandemi şartlarını hafifletti.

İnsanlığın son 100 yılda karşılaştığı en büyük salgının zirve yaptığı 2020 yılında Türk çiftçisi, 84 milyon insanın ihtiyacını karşıladığı gibi, Türk lezzetlerinin dünyanın dört bir tarafına ihraç edilmesi için üretimini artırdı ve pandemi şartlarını hafifletti.


Yıllık 239 milyon ton bitkisel üretim yapan, Türkiye Gayri Safi Milli Hasılasının yüzde 6’sını, istihdamın yüzde 19’unu temsil eden Türk tarım sektörü, 2020 yılında dünya ekonomisi yüzde 3,3 daralırken, yüzde 4,8 büyüdü. Pandemide insan üstü güçle çalışan Türk çiftçisinin tarımsal hasılası pandemi döneminde 333,3 milyar TL ile rekor seviyeye ulaşırken, Ege İhracatçı Birlikleri (EİB), pandemi döneminde tarım ürünleri ihracatını 5 milyar 100 milyon dolara taşıdı. Ege İhracatçı Birlikleri bünyesindeki tarım birlikleri başkanları 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü nedeniyle verdikleri mesajlarda çiftçilerin pandemi sürecindeki emeklerine teşekkür etti.



Eskinazi: "Türk çiftçisi pandemiden güçlenerek çıktı"


"Paramız var ithal ederiz" söyleminin pandemiyle rafa kalktığını, pandemi sonrasında, "Yerli ve milli üretimi destekliyoruz" yaklaşımının öne çıktığını anlatan Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, pandemiyle birlikte sağlıklı gıdaya talebin arttığını, bu süreçten Türk çiftçisinin güçlenerek çıktığını kaydetti. Tarımsal üretimde sürdürülebilirliğin öneminin net bir şekilde ortaya çıktığına değinen Eskinazi, "Türkiye’de halen 4 milyon hektar işlenebilir ancak boş arazilerimiz var. Devlet destekleriyle çiftçilerimizin üretip emeğinin karşılığını alacağı bir ekosistemi sağlamamız gerekiyor. Çiftçilerimiz alın terinin karşılığı aldığı sürece insanlık için üretmeye devam edecekler" diye konuştu.



Celep: "Çiftçimiz üretimde dünya lideri, biz ihracatta"


Türkiye’nin çekirdeksiz kuru üzüm, kuru incir ve kuru kayısı üretiminde dünya lideri olduğunu hatırlatan Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Birol Celep, bu ürünlerde Türkiye’nin talebinden çok daha fazla arz olduğunu, bu nedenle üç üründe sürdürülebilir üretimin yolunun ihracattan geçtiğine dikkati çekti. Celep, "İhracata bağımlı olan incir, üzüm ve kayısımızı Türk ihracatçıları olarak başarılı bir şekilde yüzyıllardır ihraç ederek her yıl ülkemize 1 milyar doların üzerinde döviz getirisi sağlıyoruz. Diğer kuru meyve ürünlerimizle ihracat rakamımız 1.5 milyar dolara yaklaşıyor. İncir, üzüm, kayısı ihracatında dünya lideriyiz. Bu sayede çiftçilerimizin üretimlerine devam etmelerine zemin hazırlıyoruz. Dünya standartlarında sağlıklı üretim yaparak tarım sektöründe tüm paydaşlarının yüzünü güldüren çiftçilerimizin 14 Mayıs Çiftçiler Günü’nü kutluyorum" dedi.



Girit: "Dünya’nın protein ihtiyacını karşılıyoruz"


Türk çiftçileri, dünya sofralarının protein ihtiyacını etten tavuğa, balıktan yumurtaya, süt ürünlerinden bala kadar geniş ürün gamıyla karşılarken, pandemi döneminde insan vücudunun bağışıklık sisteminin güçlü kalmasına büyük katkı sağladı. Türkiye’nin su ürünleri ve hayvansal mamuller ihracatının yıllık ihracatta 2.5 milyar doları geçtiğinin altını çizen Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Başkanı Bedri Girit, 14 Mayıs Çiftçiler Günü mesajını şu şekilde paylaştı: "Pandemi tüm dünyaya çiftçiliğin eski değil, eskimeyen ve her daim insanlığa hizmet eden bir meslek olduğunu gösterdi. Çiftçi ve üreticiler kendilerine ne kadar destek verilirse fazlasıyla insanlığın hizmetine sunacaktır. Çiftçilere yapılacak her yatırım, yokluk riskini azaltacak, sağlıklı ve sürdürebilir gıdaya erişimi kolaylaştıracaktır. Çiftçi ve üreticiler dünya mutfağının aşçı başıdır. 14 Mayıs Çiftçiler Günü’nü kutluyorum."



Uçak: "Çiftçilerimize göz bebeğimiz gibi bakmalıyız"


Çiftçiliğin insanlığın ilk mesleği olduğuna temas eden Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak, 10-12 bin yıl öncesinde insanlığı yerleşik düzene geçmeye başlamasıyla birlikte çiftçilik ve tarımın insanlığın dönüm noktası olduğunu, çiftçiliğin dünyanın en kutsal mesleklerinden biri olduğunu dile getirdi. "Dünya üzerinde bu kutsal ve önemli mesleği icra eden Ülkemiz çiftçileri ve üreticilerine, hepimizin göz bebeğimiz gibi bakması gerekmektedir" diyen Uçak sözlerinin şöyle sürdürdü: "Türk çiftçilerimiz yıllık 50 milyon tonun üzerinde yaş meyve sebze üretiyorlar. Pandemi döneminde gece-gündüz çalışarak ülkemizin ihtiyacını karşıladığımız gibi 2,7 milyar doları taze meyve sebze, 1,7 milyar doları meyve sebze mamullerinden olmak üzere ülkemize 4,4 milyar dolar döviz kazandırmamıza büyük destek oldular. Türkiye, dünya tarımında önemli bir yere ve ürün çeşitliliğine sahiptir. Dünya Çiftçiler Günü’nde, öncelikle ülkemiz çiftçileri olmak üzere tüm çiftçilere, üreticilere şükranlarımı sunuyor ve sadece bir gün değil her gün kendilerine canı gönülden teşekkür ediyoruz."



Umur: "Oryantal tütün üretiminde dünya lideriyiz"


Türkiye, pek çok tarım ürününde dünyanın en büyük üreticisi konumunda. Çekirdeksiz kuru üzüm, kuru incir, kayısı, kuru kayısı, fındık, kiraz, kekik, defne Türkiye’nin dünya lideri olduğu tarım ürünlerinden bazıları. Türkiye oryantal tütün üretiminde de dünya lideri. Türkiye’de 55 bin ailenin tütün üretimi yaptığını hatırlatan Ege Tütün İhracatçıları Birliği Başkanı Ömer Celal Umur, tütün sektörünün 2020 yılında Türkiye’ye 910 milyon dolar döviz kazandırdığını, tütün sektörünün özel tüketim vergisi ve katma değer vergisi olarak da Türk ekonomisine 65 milyar TL kazandırdığını, Türk ekonomisine büyük katkı sağlayan Türk tütün çiftçilerinin 14 Mayıs Çiftçiler Günü’nü tebrik ettiğini kaydetti.



Terci: "Tarım ürünleri ihracatının lideri hububat bakliyat yağlı tohumlar"


Türkiye’nin 2020 yılında gerçekleştirdiği 18,7 milyar dolarlık tarım ürünleri ihracatının 7,3 milyar dolarlık diliminin hububat, bakliyat, yağlı tohumlar ve mamulleri üreticileri ve ihracatçıları tarafından gerçekleştirildiği bilgisini veren Ege Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Mustafa Terci, pandemi ile beraber bütün dünyada gıdaya talep artışı olduğuna işaret etti. Gıdaya talep artışının hububat bakliyat yağlı tohumlar ve mamulleri sektörünün ihracatına olumlu yansımalarını dillendiren Terci, "Birliğimiz, 2020 yılında ihracatını yüzde 14 artırırken, ihracatımız 2021 yılının ocak-nisan döneminde yüzde 11 yükseldi. 2020 yılı sonunda 505 milyon dolar olan ihracatımızı 2021 yılı sonunda 550 milyon dolara çıkarmayı hedefliyoruz. Emekleriyle toprağı yoğuran, elinin değdiği her şeyi güzelleştiren, emeğini üretime geçiren, üretimin her aşamasında aktif olarak çalışan, tarım ürünleri ihracatımızın temel unsuru olan çiftçilerimize çok teşekkür ediyor, Çiftçiler Günü’nü kutluyorum. Çiftçilerimiz sayesinde ihracat hedeflerimize ulaşacağız" diyerek görüşlerini özetledi.



Yağcı: "Kekik üretiminde dünya lideriyiz"


Pandemiyle birlikte insanların sağlıklı ve bitkisel ürünlerin tüketimine yönelmesinin kekik, başta olmak üzere defne, adaçayı, ıhlamur gibi orman ürünlerine olan talepte artışlar yaşandığı bilgisini veren Ege Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Başkanı Cahit Doğan Yağcı, Türkiye’nin kekik ve defnede dünya lideri olduğunu, odundışı orman ürünlerine talep artışının devam edeceğini, 2020 yılında 160 milyon dolara çıkan odundışı orman ürünleri ihracatının 2021 yılında 200 milyon doları aşmasını beklediklerini, ülkemizin dünya pazarlarına kaliteli ve standart üretim sunması için çiftçilerin eğitimine odaklandıklarını ifade etti. Yağcı, "Tarımsal üretimde dünya genelinde 7. Avrupa’da ilk sırada yer alan Ülkemizde tarım sektörünün geleceği için teknoloji ile entegre sürdürülebilir bir tarım anlayışı ile ilerlenmesi gerektiği açıktır. Topraklarını yoğun bir emek ve fedakarlıkla işleyen ve emeğinin karşılığını sonuna kadar hak eden çiftçilerimizin 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü’nü en içten duygularımla kutlarım" dedi.



Er: "Zeytincilik yapan 500 bin çiftçimiz var"


Zeytin ağacının Anayurdu olan Anadolu’da 6 bin yıldır zeytincilik yapıldığını anlatan Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Başkanı Davut Er, 2002 sonrasında Türkiye’nin zeytin ağacı varlığını 90 milyondan 180 milyona çıkardığını, Türk çiftçisinin zeytin ağaçlarını çocuğu gibi baktığını, zeytin üreticisinin rakipleriyle aynı desteği aldığı takdirde yıllık 650 bin ton zeytinyağı üretimiyle dünya ikincisi, 1 milyon 200 bin ton sofralık zeytin üretimiyle dünya liderliğine ulaşabilecek potansiyele sahip olduğunu anlattı. Er, 14 Mayıs Çiftçiler Günü mesajında, "İçerisinde bulunduğumuz pandemi döneminde, kıymetini ve önemini her zamankinden daha çok hissettiğimiz, tarlasında, bahçesinde, gece gündüz demeden durmaksızın çalışarak hem evine hem de Türk tarımına katkı sağlayan, üretim zincirinin ilk halkası olan çiftçilerimize sonsuz minnetlerimi sunuyor, bu vesile ile antik çağlardan günümüze bir şifa kaynağı olan zeytine ve binlerce yıldır bu topraklarda yetiştirilen ölümsüz ağaca gönül veren bütün çiftçilerin dünya çiftçiler gününü kutluyorum" ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aksaray Ruhsatsız tabanca ile yakalandı, “Taşımıyorum bozuk” diyerek tüfek ruhsatı gösterdi Aksaray’da ruhsatsız tabanca ile yakalanmasına rağmen önce “Taşımıyorum” deyip inkar eden, sonra da “Bozuk” diyen sürücü bir de “Ruhsatım var” diyerek tabanca yerine tüfek ruhsatı gösterdi. Olay Gülağaç Yolu Kireçlik Mevkiinde yaşandı. Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde gece yarısı bekçilerin de katıldığı asayiş ve trafik uygulaması yapan İl Emniyet Müdürlüğü asayiş ile trafik şubesi ekipleri şüphe üzerine Gülağaç ilçesinden Aksaray merkez istikametine seyreden Ali B. (38) idaresindeki 51 ACV 230 plakalı otomobile "dur" ihtarında bulundu. Sürücüsü ehliyet ve ruhsat kontrolünden geçirildikten sonra araçta arama yapan bekçiler araç içerisine gizlenmiş bir adet tabanca buldu. Kullandığı araçta tabancayla birlikte yakalanmasına rağmen “Taşımıyorum” diyen sürücü Ali B. daha sonra tabancanın bozuk olduğunu belirterek işlem yapılmasından kaçmak istedi. 2 ayrı bahanesiyle başarılı olamayan sürücü bu kez de “Ruhsatım var” diyerek yakalattığı tabanca yerine tüfek ruhsatı gösterdi. 3 ayrı bahanesiyle işlemden kaçamayan sürücü son olarak tabancayı kabullenerek “Benim, tamir için taşıyorum” dedi. Tabancaya bekçiler tarafından dolu boş kontrolü yapıldıktan sonra el konulurken ruhsatsız tabanca taşımaktan gözaltına alınan sürücü adli işlemler için polis merkezine götürüldü.
Bartın Bartın’daki feci yangının tanıkları yaşanan dehşeti anlattı Bartın’da 1 kişinin öldüğü, 2 kişinin yaralandığı yangında şok detaylar ortaya çıkarken, olayın tanıkları ise yaşanan dehşeti anlattı. Bartın’ın Kayadibikavlak Köyü Örencik Mahallesi’nde bulunan tek katlı bir evde saat 20.30 sıralarında kesin sebebi henüz bilinmeyen bir nedenle yangın çıktı. Bitişiğindeki eve de sıçrayan yangında Tevfik Çetinbağ hayatını kaybederken, eşi Seher Çetinbağ, ile kardeşi Selim Çetinbağ ağır şekilde yaralandı. Olay yerine itfaiye, jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. İtfaiye ekiplerinin yaklaşık 2 saat süren çalışmalarının ardından yangın söndürülürken, iki ev de kullanılamaz hale geldi. Yaralılar ambulansla hastaneye kaldırılırken, durumlarının ağır olduğu belirtildi. Boş tüpü itfaiye evden uzaklaştırdı Yangın esnasında Bartın Merkez İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri, bölgede geniş güvenlik tedbirleri alındı. Yangının tamamen söndürülmesinin ardından nöbetçi savcı ve olay yeri inceleme ekipleri, evin içerisinde, çevresinde detaylı inceleme yaptı. Evin kapısının önündeki boş tüp ise, ekiplerin incelemesinin ardından bir itfaiye eri tarafından kapının önünden alınarak, yola çıkartıldı Faciada şok detaylar Facianın ardından olayla ilgili sır perdesi de aralanmaya başladı. Yanarak ölen Tevfik Çetinbağ’ın yatalak hasta olduğu ve yangından kaçamadığı öğrenildi. Patlama esnasında kocasıyla birlikte evde bulunan Seher Çetinbağ’ın patlamanın hemen ardından yardım istemek için dışarı çıktığı ve kocasının kardeşi olan Selim Çetinbağ ile birlikte yatalak eşini kurtarmak için alevlerin arasına girdiği belirtildi. Alevlerin arasında kalan Seher Çetinbağ ve kaynı Selim Çetinbağ, Tevfik Çetinbağ’ı kurtarmayı başaramazken, kendileri de ağır bir şekilde yaralandı. "Gaz sızıntısı" iddiası Yapılan ilk incelemelerde, Seher Çetinbağ’ın olaydan birkaç saat önce tüp değişimi yaptığı belirlendi. Dolu tüpü kendisini ocağa monte ettiği ileri sürülen Seher Çetinbağ’ın, yemek yapmak için tüpü açtıktan bir süre sonra tüpten sızan gazın alev aldığı ve patlamanın meydana geldiği tahmin ediliyor. Yangının kesin sebebinin ise itfaiye ve olay yeri inceleme ekiplerinin hazırladığı raporların tamamlanmasının ardından ortaya çıkacağı kaydedildi. Patlama sesine irkildiler Alevlerin kül ettiği evlerin yaklaşık 5 metre uzağındaki evde oturan Belma Çetinbağ ve yengesi Fatma Çetinbağ, o anlarda yaşanan dehşeti anlattı. Yangında amcasını kaybeden ve babası yaralanan Belma Çetinbağ, yemek yerken patlama sesi ile irkildiklerini kaydetti. Patlama sesinin ardından dışarı çıktıklarında ise amcasının kaldığı evin alevlerin arasında kaldığını gördüğünü kaydeden Belma Çetinbağ, “Akşam yemeği yiyorduk. Ben yan evdeki üst kattaydım. Bir yerde bir patlama gibi bir ses oldu. Ben yengeme, soba gibi bir şey patladı dedim. Yengem dışarı çıktı. Ev yanıyor diye bağırmaya başladı. Dışarı çıktım ben de, baktım ahşap ev birden alev almış” dedi. Kurtarmak isterken alevlerin arasında kaldılar Babası ve yengesinin yatalak amcasını kurtarmak için alevlerin sardığı eve girince yaralandığını söyleyen Belma Çetinbağ, “Babamla yengem de, sakat amcamı kurtarmak için eve girmişler ama kurtaramamışlar. Zaten ev bir anda alev aldı. Evde 2 kişi vardı, amcamla yengem vardı. Tüp patlayınca yengem, dışarı çıkıp bizimkileri mi çağırdı, ne olduğunu tam olarak bilmiyorum. Babamla, yengem tekrar amcamı kurtarmak için girmişler içeri. Sonuç olarak ikisi de yandı. Onlar da şu an hastanede. Amcam tamamen yandı. Yengem de yanmış olarak içeriden çıktı. Ambulans hastaneye götürdü. Amcam sakattı, sol tarafı hiç tutmuyordu, yatalaktı, yatağa bağlıydı” diye konuştu. “Yengem büyük ihtimal tüpü tam takamadı” Patlamanın ve yangının tüp değişiminden sonra olduğunu kaydeden Belma Çetinbağ, “Yengemin bu akşam tüpü değiştirdiği söylenmişti. Büyük ihtimal tüpü tak takamadı, çakmağı çakınca öyle patlama oldu. Zaten yengem tüpü yeni değiştirmiş. Büyük ihtimal tüpten oldu. Tüpü tam takamadı herhalde” diye konuştu. ‘Emmi yanıyor’ diye bağırma sesi duydum” Emmi yanıyor diye bağırma sesi üzerine alevlerin arasında kalan amcası Tevfik Çetinbağ’ı kurtarmaya çalıştığını anlatan Fatma Çetinbağ ise, “Akşam yemeğini yiyorduk, o anda aniden bir dinamit patlaması gibi bir patlama oldu. Ben merdivenden aşağıya inerken baktım emminin evi alev almış. ‘Emmi yanıyor’ diye bağırma duydum. Kurtarmaya çalıştım, camı falan açtım ama kurtaramadık. Bir şey yapamadık, çok üzgünüm. Yemek yaparken mi olmuş bilmiyoruz. Tüp mü patladı bilmiyoruz. Ama akşamüstü, boş tüpü kapının ağzına koydu. Galiba tüpten oldu” diye konuştu. Olay yerinde yapılan incelemelerin tamamlanmasından sonra ise Tevfik Çetinbağ’ın yanan bedeni, ceset torbasına konularak, evden çıkartıldı. Çetinbağ’ın cesedi, evin önüne getirilen tabutun içerisine yerleştirildi. Tabuta konulan Tevfik Çetinbağ’ın cesedi jandarma, itfaiye ekipleri ve vatandaşlar tarafından cenaze aracına taşındı.