GENEL - 14 Ağustos 2019 Çarşamba 13:50

Urla’nın kadın kahvecileri

A
A
A
Urla’nın kadın kahvecileri

Türkiye’nin ilk köy tiyatrosu, dünyanın ilk zeytinyağı işliği, Uluslararası Enginar Festivali gibi özellikleriyle tanınan Urla, bu kez de 2 ayrı köyde kahvehane işleten kadınlarıyla gündemde.

Türkiye’nin ilk köy tiyatrosu, dünyanın ilk zeytinyağı işliği, Uluslararası Enginar Festivali gibi özellikleriyle tanınan Urla, bu kez de 2 ayrı köyde kahvehane işleten kadınlarıyla gündemde. Barbaros Köy Kahvesi’nin işletmecisi Bahar Doğru 10 yıldır bu işi yaptığını söyleyerek, “Kahvehanede küfürlü konuşan kafasına tepsiyi yiyor” derken, Zeytinler Köy Kahvesi işletmecisi Deniz Aslan ise önceleri sadece erkeklerin geldiğini ama kadınların da artık bu algıyı yıktığını söyledi.


Urla’da bir kadın tarafından işletilen ilk kahvehaneyi yaklaşık 10 yıl önce kendisinin açtığını söyleyen Barbaros Köyünden Bahar Doğru, girişimcilik eğitimlerine de katılıp sertifikasını aldığını belirtti. Urla Belediyesi’nin düzenlediği eğitimleri başarıyla tamamladıktan sonra bu işi yapmaya karar verdiğini aktaran Doğru, “Kahveyi önceleri eşim işletiyordu fakat sonra rahatsızlandı. Ben de eşimin yerine gidip kahveyi açıyor ve çalıştırıyordum” dedi.



“Küfür eden, başına tepsiyi yiyor”


Bu durumun ilk zamanlar insanları şaşırttığını hatta onlara komik geldiğini anlatan Doğru, “İlk zamanlarda kahveye gelenler ‘Ali bize çay getir’ diyordu. Ben çayları götürünce şaşırıyorlardı. Zamanla bana alıştılar şimdi ise ‘abla bize çay verir misin’ diyorlar. Yine ilk zamanlar küfürlü konuşanlara veya ‘Bana çay ver’ diyenlere çay vermiyor; başlarına tepsiyle vuruyordum. Derken zamanla herkes konuşmasına dikkat etti ve kibarlaştı. Artık sabahları ‘Günaydın hayırlı işler bir çay alabilir miyim’ diyorlar. Ama ısrarla ‘abla bir çay ver’ diyen olursa ona çay yok” diye konuştu.



“Hatalarını anladılar”


Köylülerin ilk başlarda yadırgadıkları kadın işletmeciye artık alıştıklarının da altını çizen Doğru, “Şimdi ise ‘Abla sen sakın burayı bırakma devam ettir’ diyorlar. Ben de işimi severek yapıyorum. Keşke 20 yıl önce bu işe başlasaydım. Etrafımdaki kadınlara da bu işi yapmalarını tavsiye ediyorum. İnsanın kendisine olan güveni de artıyor. İyi ki bu işe başlamışım. Erkek kahvehanesinde kadın kahveci olur mu diyenler şimdi hatalarını anladılar” ifadelerini kullandı.



Kadınlara örnek oldu


Eşiyle birbirlerini çok sevdiklerini ve güvendiklerini vurgulayan Doğru şunları söyledi: “Ali, ilk başlarda bana gösterilen tepkilere üzüldü hatta ona ‘Sen yapamıyor musun da onu çalıştırıyorsun’ dediler ama sonunda birbirimize güvenimiz, sevgimiz olduğu için eşimin bende hiç aklı kalmadı. Ne mutlu bana ki köyümdeki birçok kadına da örnek oldum. Beni gören köyün kadınlarından kimisi markette, kimisi köy bakkalı kimisi de restoran işletmeye başladı.”



Kız kardeş birlikteliği


Urla’nın bir diğer kadın kahvehane işletmecisi ise Zeytinler Köyünde yaşıyor. Köy kahvesini her sabah 06.00’da açtığını söyleyen 41 yaşındaki Deniz Aslan, ablası Yeliz Kaya ile birlikte müşterilerine hizmet ediyor. Yaklaşık 3 yıl önce kahvehane işletmeye başladıklarını kaydeden Aslan, “Urla Belediyesinden bir heyet köyümüze geldiğinde kendi işimi kurmak istediğimi söyledim. Onlar da köy kahvehanesinin ihaleye çıkacağını, bu ihaleye katılıp teklif vermemi söylediler. Ben de ihaleye katılıp kazandım. Eşim, çocuklarım ve babam da bu süreçte beni destekledi. Şimdi kız kardeşim Yeliz Kaya ile 2 kadın bu kahvehaneyi işletiyoruz” dedi.



“Başını öne eğenler şimdi oturuyor”


Önceki yıllarda sadece erkeklerin kahvehaneye gelip oturduğunu fakat bu algının da yıkıldığını sözlerine ekleyen Aslan, “Artık bayanlar da gelip kahvehanemizde oturuyor. Üç sene öncesine kadar kahvenin önünden geçerken başımızı eğiyorduk şimdi ise kadınlar gelip kahvede oturuyor. Arada bazı erkekler kahvehanede kadınların olduğu unutup ağızlarından küfür kaçırınca öksürüyorum hemen anlayıp ‘pardon özür dilerim’ diyorlar. Özellikle gençler artık daha dikkatli konuşuyor fakat yaşlılar unutup arada ağızlarından kaçırıyor” diye konuştu.



İş arası, ev mesaisi


İş yaşamının ev işlerine olumsuz yansımadığını belirten Aslan, “İşlerimizi boş kaldığımız anlara sıkıştırıyoruz. Müsait oldukça gidip çamaşırı yıkıyoruz, yemeği yapıyoruz tekrar geri dönüyoruz. İşe ilk başladığımızda akrabalarım, ‘Sen erkeklerin içinde mi çalışacaksın’ dediklerinde onlara ‘Evet; düğüne, restorana gittiğimizde de erkekler olmuyor mu, ne var bunda? Artık kadın-erkek ayrımı yok’ demiştim. Köy yerinde kahve işletmek zor ama artık herkes bizi kabullendi” ifadelerini kullandı.



“Onları cesaretlendirmeliyiz”


Barbaros Köy Kahvesi işletmecisi Bahar Doğru’yu ziyaret eden Urla Belediye Başkanı Burak Oğuz ise kadınlara imkan verildiği zaman her işi başarabileceklerini söyledi. Kahvehane işletmecisi kadınların bunu en güzel örneği olduğunu aktaran Başkan Oğuz, “Dezavantajlı grup içinde yer alan kadınlarımızı girişimciliğe özendirmeli, onları cesaretlendirmeliyiz. Belediye olarak kadınlarımıza yönelik eğitimlerimiz, çalışmalarımız bundan sonra da devam edecek. Çünkü kadının olduğu yerde bereket, fedakarlık ve sağlık olur” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana Adana’da yetişen turp, pırasa ve ıspanaklar deprem bölgesi Malatya’dan talep görüyor Çukurova’nın bereketli topraklarında üretilen turp, ıspanak ve pırasa deprem bölgesi Malatya için hasat ediliyor. Bölgede yetişen ürünlerin hasadı sürerken, kadınlar Ramazan ayında zorlu mesailerini sürdürüyor. Kozan’da üretilen ve ramazan ayında zorlu mesailerini sürdüren tarım emekçileri bölgede ürettikleri ıspanak turp ve pırasaları hasat ederek tazyikli sularda yıkayarak kasalarla deprem bölgesi Malatya için hasat ediyor. Kadınlar bölgede üretilen pırasa, turp ve ıspanakları topraktan sofralara ulaştırmak için mesai yaparken erkekler kasalarla kamyonlar ile nakliyelere hazırlıyor. Gün boyu suyun içinde süren zorlu mesai Ramazan’da devam ederken, ürünler deprem bölgesi Malatya’ya sevk ediliyor. Kadın üreticilerden Necla Peksoy, zorlu mesai sürdürdüklerini kaydederek, “Sabah saat 7’de mesaiye başlıyoruz. Gün boyu mesaimiz sürüyor. Kozan’da ürettiğimiz ıspanak, pırasa ve turpları tüketiciler için hazırlıyoruz” dedi. Mevsimin sıcak geçtiğini, hasadın zorlaştığını söyleyen Murat Doğanay ise, “Ramazan’da zor oluyor ama ürünler bereketli bölgeden talep görüyor. 16 saat boyunca biz yolda oluyoruz. Haftada 3 sefer olmak üzere bölgeleye geliyoruz. 8 ila 10 ton arasında hasat bölgeye ulaşıyor. Bu toprakların bereketli olması maddi açıdan avantajlı olması deprem bölgesinden rağbet görüyor” diye konuştu. Tarlada kilosu 10’TL’den alıcı bulan ıspanaklar deprem bölgesi Malatya için özenle hazırlanıyor.