GENEL - 19 Ocak 2021 Salı 09:59

Web Of Science Listesine Türkiye’den giren tek bilim insanı

A
A
A
Web Of Science Listesine Türkiye’den giren tek bilim insanı

Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Doç.

Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. İbrahim Emre Bora, Web of Science Yüksek Atıflı Bilim İnsanları Listesine 2020 yılında Türkiye’den giren tek bilim insanı oldu. Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalında görevli olan Bora, şizofreni ve bilişsel sinirbilim alanında çalışmalar yürütüyor.


Web of Science, belirlenen 21 bilim dalında, dünyada kendi alanına son 10 yıldaki çalışmalarıyla en çok etkisi olan bilim insanlarını seçerek Yüksek Atıflı Bilim İnsanları Listesini yayınlıyor. Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Tıp Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. İbrahim Emre Bora da, son 5 yıldır yer aldığı Web Of Science Yüksek Atıflı Bilim İnsanları Listesine 2020 yılında Türkiye’den giren tek bilim insanı oldu.



Rektör Hotar’a çalışmalarını anlattı


Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Oktay Ergene ile birlikte DEÜ Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar’ı ziyaret eden Doç. Dr. İbrahim Emre Bora, çalışmaları hakkında bilgi verdi. Rektör Prof. Dr. Nükhet Hotar, Türkiye’yi ve Dokuz Eylül Üniversitesini başarılı çalışmalarıyla temsil eden Doç. Dr. Bora’ya çalışmalarında destek olmaya devam edeceklerini söyledi.


2006’da Avustralya Bilim ve Teknoloji Bakanlığı Endeavour ödülüyle Melbourne Üniversitesine çalışmalar yapmak için gittiğini söyleyen Doç. Dr. İbrahim Emre Bora, "10 yıl çalışmalarımı sürdürdükten sonra 2016’da TÜBİTAK Bilim İnsanı Destekleme Daire Başkanlığının (BİDEB) yurda dönüş programıyla Türkiye’ye döndüm. Uzmanlık eğitimimden başlayarak, araştırmalarımla kongrelerden, şizofreni ve bipolar bozuklukla ilgili örgütlerden çeşitli ödüller aldım. Şu sıralar TÜBİTAK 1001 destekli yürüttüğümüz bir projede, şizofreni-bipolar bozukluk spektrumunda erken prognostik belirteçleri çalışıyoruz; Ayrıca, multipl skleroz, hareket bozuklukları gibi nörolojik hastalıklarda, bu alanda çalışan değerli akademisyenlerimizle, sosyal biliş alanında iş birliği yaptığımız çalışmalar sürmekte. Tübitak BİDEB 2247-A Ulusal Lider Araştırmacılar Programında da destek almaya hak kazandık” dedi.


Çalışmalarında, şizofreni ve bipolar bozukluk olmak üzere psikiyatrik hastalıkların erken tanısı konusuna odaklandığını belirten Doç. Dr. Bora, "Bilişsel sinirbilimci olarak, farklı psikiyatrik ve nörolojik hastalıklarda gözlenen nörobilişsel ve sosyal bilişsel bozuklukları incelemeye ve bu bozuklukların beyin yapısındaki ve fonksiyonundaki gelişimsel veya sonradan oluşan anormalliklerle ilişkisini araştırmaya odaklanıyorum. Son yıllarda, şizofreni ve bipolar bozukluğun (manik-depresif) farklı tiplerini gençlerde erken evrede tanımak, hastalığın seyrini öngörmek ve kişi çok fazla kayba uğramadan müdahale etmekle ilgili araştırmalar yapıyoruz. Bu amaçla bölümümüzde Psikiyatride Erken Tanı ve Nörogelişim Polikliniğini kurduk. Üniversitemizin desteği ile Gençlerde Ruhsal Hastalıklara Erken Müdahale Uygulama ve Araştırma Merkezi kurulmasına öncülük etmeyi hedefliyorum. Üniversitemizin Sinirbilimler Anabilim Dalında, dünyayla rekabet edebilecek bir Sosyal Afektif ve Bilişsel Sinirbilim Laboratuvarı kurmayı ve kendi öğretim üyesi kadrosu olacak şekilde gelişmesine katkıda bulunmayı umuyorum” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kütahya Ayak Tenisi Takımı’ndan Türkiye Şampiyonasında ikincilik Kütahya Dumlupınar Üniversitesinin (DPÜ) ev sahipliğinde Türkiye Üniversite Sporları Federasyonu tarafından düzenlenen Ayak Tenisi Türkiye Şampiyonası karşılaşmalarında erkek DPÜ erkek takımı ikinci, kadın takımı dördüncü oldu. DPÜ Kapalı Spor Salonu’nda Türkiye Üniversite Sporları Federasyonu tarafından gerçekleşen turnuvaya kadınlarda Kütahya Dumlupınar, Alanya Alaaddin Keykubat, Amasya, Eskişehir Osmangazi, Fenerbahçe, İstanbul Gedik ve Süleyman Demirel üniversiteleri, erkeklerde ise Kütahya Dumlupınar, Amasya, Alanya Alaaddin Keykubat, Eskişehir Osmangazi, Fenerbahçe, İstanbul Gedik, İstanbul Rumeli, MEF ve Süleyman Demirel üniversiteleri katıldı. Üç gün süren turnuvanın ilk maçında Amasya Üniversitesine 2-0 kaybeden DPÜ Erkek Ayak Tenisi Takımı, ikinci maçında İstanbul Gedik Üniversitesini 2-1’lik skorla mağlup ederek finalde yeniden Amasya Üniversitesine rakip oldu. Final maçını 2-0 kaybeden DPÜ, turnuvayı ikincilikle tamamladı. Süleyman Demirel Üniversitesi ise erkekler kategorisini üçüncü sırada tamamladı. DPÜ Kadın Ayak Tenisi Takımı ise Fenerbahçe Üniversitesini 2-0 yenerek başladığı turnuvanın ikinci maçında Süleyman Demirel Üniversitesine 2-0 kaybetti. Turnuvanın son maçında Amasya Üniversitesine 2-0 mağlup olan DPÜ, turnuvada dördüncü sırayı aldı. Kadınlarda şampiyonluğu finalde Süleyman Demirel Üniversitesini 2-0’la geçen Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi kazandı.
İstanbul Sinsi ilerleyen HPV’ye karşı en etkili koz aşı Herkesin hayatının bir döneminde en az bir HPV türü geçirdiğini belirten Dr. Öğr. Üyesi Saadet Ünsal, “Çoğu HPV enfeksiyonu zaman içinde kendiliğinden geçer. Ancak bazen HPV enfeksiyonları daha uzun sürer ve yaşamın ilerleyen dönemlerinde kansere neden olabilir. HPV enfeksiyonun çoğu geçicidir ve genelde belirti vermeden ilerler. Enfeksiyondan korunmada en etkili ve güvenilir yöntemin HPV aşısıdır” dedi. Medipol Üniversitesi Pendik Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Saadet Ünsal, sık görülen enfeksiyonlar arasında olan HPV’ye karşı uyardı. Dr. Öğr. Üyesi Ünsal, insan papilloma virüsünün (HPV), papillomaviridae ailesinde bulunan bir DNA virüsü olduğunu belirterek “200’den fazla çeşidi bulunan insan papilloma virüsü, cinsel yolla bulaşan hastalıklara sebep olan virüs türlerinden biridir. Bulaşıcılığı yüksek olan insan papilloma virüsünün yaklaşık 40 çeşidi genital siğillere neden olurken bazı türleri kansere neden olur. Neredeyse tüm insanlar hayatlarının bir döneminde en az bir tür HPV ile enfekte olurlar. Çoğu HPV enfeksiyonu zaman içinde kendiliğinden geçer. Ancak bazen HPV enfeksiyonları daha uzun sürer ve yaşamın ilerleyen dönemlerinde kansere neden olabilir. HPV enfeksiyonun çoğu geçicidir ve genelde belirti vermeden ilerler” şeklinde konuştu. HPV aşısı bu kanser türlerini önleyebilir Enfeksiyondan korunmada en etkili ve güvenilir yöntemin HPV aşısı olduğuna dikkati çeken Dr. Öğr. Üyesi Ünsal, şu bilgileri verdi: “Uygun yaş aralığında, tavsiye edilen dozlarda aşı uygulaması yaptırmak HPV’nin ve neden olduğu hastalıkların önlenmesini sağlar ve virüse karşı vücudu korur. Mevcut HPV aşıları; iki, dört veya dokuz tip HPV’ye karşı koruma sağlar. Tüm HPV aşıları, en büyük rahim ağzı kanseri riskine neden olan HPV tip 16 ve 18’e karşı koruma sağlar. HPV aşılarının serviks kanserinin yüzde 70’ini, anal kanserin yüzde 80’ini, vajinal kanserin yüzde 60’ını, vulvar kanserinin yüzde 40’ını önleyebileceği ve HPV pozitif orofaringeal kanserlerin önlenmesinde yüzde 90’dan fazla etkinlik gösterdiği tahmin edilmektedir. Ayrıca HPV tiplerine karşı koruma sağlayan dörtlü ve nonvalan aşılar ile bazı genital siğilleri önlerler. HPV-6 ve HPV-11 daha fazla koruma sağlar. 9 ila 13 yaşlarındaki kızların aşılanması önerilir Dr. Öğr. Üyesi Ünsal, kişiye özel aşıların dozlarının ayarlandığına değinerek şöyle devam etti: “Dünya Sağlık Örgütü, diğer koruyucu önlemlerle tüm ülkelerde rutin aşıların bir parçası olarak HPV aşılarını önerir. Aşılar, kişinin yaşına ve bağışıklık durumuna bağlı olarak iki veya üç doz gerektirir. Günümüz sağlık uygulamalarında HPV aşısının ilk cinsel ilişkiden ve 25 yaşından önce yapılması tavsiye edilir. 15 yaş gününden önce ilk aşısını yaptıran kişilere iki doz HPV aşısı önerilir. HPV aşısının ikinci dozu, ilk dozdan 6 ila 12 ay sonra yapılır. 15 ila 26 yaşları arasında ilk aşısını olan bireyler ve bağışıklık sistemi baskılanmış kişiler için üç doz HPV aşısı önerilir. Ayrıca 9 ila 26 yaş arası bağışıklığı baskılanmış kişiler (HIV enfeksiyonu olanlar dahil) için de üç doz önerilir. İlk dozun ardından ikinci doz için 1-2 ay geçmesi önerilirken, üçüncü doz aşı için 6 ay geçmesi beklenir. Tipik olarak 9 ila 13 yaşlarındaki kızların aşılanması önerilir. Aşılar en az 5 ila 10 yıl koruma sağlar. Aşılamadan sonra serviks kanseri taraması hala gereklidir. Nüfusun büyük bir bölümünün aşılanması, aşılanmamış olanlara da fayda sağlayabilir. Enjeksiyon yerinde ağrı insanların yaklaşık yüzde 80’inde görülür. Bölgede kızarıklık, şişlik ve ateş de oluşabilir. Ülkemizde henüz ulusal aşı takviminde yer almamaktadır. Sağlık Bakanlığı bu konuda çalışma yapmaktadır.”
Elazığ KKTC Cumhurbaşkanı Tatar, “Fırat Üniversitesi’nin başarılı bizleri mutlu ediyor” Elazığ’ın Kıbrıs Türkü için ayrı bir önemi olduğunu belirten KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, “Fırat Üniversitesi’nin başarılı bizleri mutlu ediyor” dedi. Fırat Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fahrettin Göktaş, Uluslararası Final Üniversitesi’yle iş birliği protokolü imzalamak amacıyla gittiği Kıbrıs’ta Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ı da ziyaret etti. Son yıllarda başarılını artıran Fırat Üniversitesi’yle ilgili övgü dolu sözler söyleyen Cumhurbaşkanı Tatar, Fırat Üniversitesi’nin başarılarının kendisini mutlu ettiğini söyledi. Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, “Elazığ’ın Kıbrıs Türkü için ayrı bir önemi var. Elazığlı olan Tabip Binbaşı Nihat İlhan’ın Kumsal Katliam’ı olarak bilinen olayda eşi Mürüvvet İlhan ve çocukları Murat, Kutsi, Hakan şehit edildi. Elazığ ziyaretinde şehitlerin kabirlerini ziyaret edip, KKTC’den toprak götürdüm. Bu olayı unutmadık ve unutturmayacağız. Bağımsız ve hür bir şekilde devlet çatısı altında yaşamamız şehitler sayesindedir. Türkiye’de ilk 10’a giren Fırat Üniversitesi’nin başarıları elbette bizleri mutlu etmektedir. Elazığ ziyaretimde bana göstermiş olduğunuz yakın ilgi ve alakaya teşekkür ederim. Şahsıma tevdi edilen fahri doktora unvanının benim için çok kıymetli olduğunu bir kez daha paylaşmak isterim” dedi. Rektör Prof. Dr. Göktaş da Elazığlılar için Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin oldukça önemli olduğunu belirterek Elazığ’ın selamlarını iletti.