POLİTİKA - 11 Ocak 2019 Cuma 11:37

Zeybekci, gazetecilerle buluştu

A
A
A
Zeybekci, gazetecilerle buluştu

10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü nedeniyle İzmir’de basın mensupları ile bir araya gelen AK Parti İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı Nihat Zeybekci, seçim boyunca sade ve anlaşılır bir kampanya yürüteceklerini, ittifak kurdukları MHP ile İzmir’de muhteşem bir uyum olduğunu söyledi.

10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü nedeniyle İzmir’de basın mensupları ile bir araya gelen AK Parti İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı Nihat Zeybekci, seçim boyunca sade ve anlaşılır bir kampanya yürüteceklerini, ittifak kurdukları MHP ile İzmir’de muhteşem bir uyum olduğunu söyledi. Zeybekci, Körfez Geçiş projesinin de mutlaka tamamlanacağını belirtti.


AK Parti İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı Nihat Zeybekci, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü nedeniyle İzmir’de basın mensuplarıyla bir araya geldi. Zeybekci, medyanın ve basın çalışanlarının önemini vurgularken projeler hakkında bilgi verdi ve gazetecilerin sorularını yanıtladı.


Zeybekci, önümüzdeki haftalarda seçim kampanyasıyla ilgili geniş çağlı bir toplantı yapacaklarını duyurarak, "20 ile başlayan hafta başında bir lansmanımız olacak. Ciddi bir tanıtımımız olacak. Çok fazla sayıda çok kalabalık bir tanıtımımız olmayacak. 13-14 başlıkta toplayacağız ama ‘ulaşım’ dediğimiz zaman içinde 50 proje çıkarabilirsiniz. İzmir’in genel bütün sorunlarını belirli takvim içinde çalışmamız olacak. Onların çalışmalarını yapıyoruz. Partimizin de geçmiş bir hafızası var. Uzman arkadaşlarımızdan, üniversite camiasında yararlanıyoruz. Çok güzel, sade, net, anlaşılır projelerimiz var. İlçe belediye adaylarımızla birlikte ayrıca çalışıyoruz. Büyükşehir ve ilçe projelerini de sizlerle paylaşacağız” diye konuştu.


Gümbür gümbür bir kampanya yapmayacaklarını kaydeden Zeybekci, “Cumhurbaşkanımızın açıkladığı çevre duyarlılığın olan her yerde poster, afiş, gürültü kirliliği yapan gümbür gümbür bir seçim kampanyamız olmayacak. İzmir’de vatandaşlara dokunan, yürüyen; mahallelerde, sokaklarda, sanayi sitelerinde, apartmanlarda, fabrikalarda, pazarlarda yürüyen bir seçim kampanyamız olacak. Zaten şu anda da başladık. Ziyaretlerimiz sürüyor. Vatandaşları önce dinliyoruz. İzmir’i dinliyoruz. İzmir’in kanaat önderleri ile bir araya geliyoruz. İzmir’in bu konuda uzman kişileri ile konuşuyoruz. İzmir’in hikayesi peşindeyiz. Bu noktaya hızla gidiyoruz. Dünyanın ve bölgenin gelişmeleri, ülkemizin yönelimleri gelişimleri, önümüzdeki 50 yıllık öngörüleri ve İzmir’in hikayesi İzmir’i pazarlayacağız. Nereye pazarlayacağız dünyaya pazarlayacağız. Elindeki ürünü dünyaya pazarlayamıyorsan kime yarar ki ne yaptığın? Dünyanın neyi aradığını, neye dikkat ettiğini gayet iyi biliyoruz. Bu dünyadaki her alanda yatırımcıların nasıl alt yapı istediğini, şehir istediğini, çevre hassasiyeti istediğini çok iyi biliyoruz. İzmir’in hikayesini bu şekilde yazmak zorundayız. Yoksa İzmir’e ilgili hiçbir ismi zikretmeyeceğim. Hiçbir kişiyle işim de olmayacak. Geleceğe bakacağız. Geleceğin İzmir’ine bakacağız. Gayet sadece sakin, bildiğimiz siyasi çekişmelerin olmadığı bir kampanya olacak” ifadelerini kullandı.



“31 Mart akşamı en çok konuşulan şehir İzmir olacak”


Zeybekci, konuşmasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Göreve gelmesi halinde tramvayın kaldırılıp kaldırılmayacağı hakkındaki soruyu yanıtlayan Zeybekci, "Tramvayı niye kaldıralım yanlış anlaşılmıştır. Yapılmış yapılmıştır. Eksiklikler varsa giderilir. Ancak bazı yerlerde arızalar olduğunu biliyoruz" derken, İzmir’i seçim süresinde nasıl konumlandırıldığıyla ilgili soruya da "Tartışma programlarında Ankara ve İstanbul’u konuşuyorlar. Geçen gün gazetecilere ‘31 Mart akşamı en çok konuşulan şehir İzmir olacak’ dedim. İzmir 1 Nisan günü inşallah Anadolu’ya güneşin doğduğu yer olacaktır” yanıtını verdi.



"Körfez Geçiş projesini mutlaka tamamlayacağız”


İzmir’le ilgili hayalini anlatan Zeybekci, “Dünya öyle hızlı gelişiyor ki. Dünyada bildiğini tüm o lojistik alışkanlıkların tamamı değişiyor. Bunda en avantajlı yerlerden biri Türkiye. Türkiye’nin en avantajlı şehri de İzmir. Hedefimiz İzmir’in farkını fark ettirmek ve sonra da onu hazır etmek” dedi.


Zeybekci, Körfez Geçiş projesi hakkındaki soruya da "Türkiye’de ve dünyada bu konudaki uzmanlarla bir araya gelerek çok kısa sürede seferberlikle Körfez Koruma ve Kullanma Master Planı yapılacak. Önce Körfez’i tanımamız lazım. Çevre hassasiyetlerini de yerine getirerek bir çözüm üreterek Körfez Geçiş projesini mutlaka tamamlayacağız ama önce hassasiyetlere dikkat ederek. Körfez etrafında tüm ulaşım sistemini tamamlamamız gerekiyor” cevabını verdi.


Zeybekci bir gazetecinin Çandarlı Limanı hakkındaki soruyu da "Çandarlı gerek Çanakkale ve gerek İzmir-İstanbul otoyolu hedefine konmuş durumda. Çandarlı’nın önümüzdeki süreçte 4-5 milyonluk kapasiteye ulaşması planlanıyor. Potansiyel anlamında Çandarlı’nın Ege ve Akdeniz’in en büyük limanı olması hedefimizdir. Çandarlı’dan dönüşümüz yok. Çandarlı doğru yer, en iyi yerdir" diye konuştu.



"Yüzde 70’ler seviyesinde ’oy veririm’ yanıtı”


AK Parti adayı MHP ile kurdukları ittifak üzerine, “Yüzde 100 uyum olsak aynı parti olurduk ama muhteşem bir uyum var İzmir’de. MHP İzmir İl Başkanımız ve teşkilatta, AK Parti’de gördüğümüz sıcaklığın aynısı var. Cumhur İttifakı’nın adayıyız. İl binasında, ilçe binalarında posterlerimiz var. Seçim büroları kuracaklar. Biz de orada yer alacağız. 1,5 ay önce MHP’li kardeşlerimizin AK Parti’li adaya oy oranı ile şimdi arasında 13-14’lük fark var. Yüzde 70’ler seviyesinde ’oy veririm’ demek bizim için oldukça iyi bir noktaya gelmişiz demektir” şeklinde konuştu.


Haber almanın kutsal olduğunu vurgulayan Zeybekci, şöyle konuştu:


"Sizler, insanların vazgeçilmez kutsal hakkı olan haber alma hakkını yerine getiriyorsunuz. Dünya hızlı gelişiyor. 10 sene önceki, 2 sene önceki gazetecilikle bugünkü gazetecilik çok farklı. O gün elimizde olan imkanlar bugünün 30’da biriydi. İmkan azdı ama zevkliydi. Şimdi medya alanına baktığımızda imkanlar çok fazla. Ben fotoğraf çekmeyi çok seven biriyim. Önceden deklanşöre basarken canım giderdi. Her bastığında para gidiyordu. Çok pahalıydı. Şimdi istediğin kadar basabiliyorsun. Önceden gazetecilerin kaset ulaştırmak için havaalanına gitmesi ayrı bir yarıştı. Şimdi bir tuşla olması gereken yere gidiyor. Haber vermek, haber almak, bilgi sahibi olmak. Dünya ikiye ayrıldı. Bilgiyi üretenler, bilgiyi tüketenler. Bilgiyi üretenler aynı zamanda dünyada her şeyi yönetenler diye tanımlayabiliriz."



"İzmir’in elini tuttuk, nabzını tuttuk, gözlerinin içine baktık”


15 yıla yakındır aktif siyaset yaptığını ifade eden Zeybekci, sözlerini şöyle sürdürdü:


"Ondan önce sivil toplum kuruluşlarında çalıştım. 20 yıl boyunca basın çalışanlarıyla yakın ilişkilerim oldu. Denizli’de belediye başkanı olduğumuzda seçim kampanyamız 25 gün sürdü. Basın çalışanlarının zorluklarını yakından gördük. Gazeteciler olarak yerlerinin olmadığını söyledik. Belediyemizin en güzel yerlerinden birini onlara tahsis ettik. Onları gördüğümüzde en büyük kaygılarının konut olduğunu gördük. Hemen bunu çok ciddiye aldık. Yaklaşık 200 basın çalışanına uygun imkanlarla ev sahibi yaptık. Toplu konut çalışmalarımızda göl manzaralı yerde konut çalışması yaptık. Yaklaşık 1,5 aydan beri İzmir’i çok daha yakından tanıdık. İzmir’in elini tuttuk, nabzını tuttuk, gözlerinin içine baktık. Bu konularla ilgili inşallah her şeyin hayırlısı ama inşallah 1 Nisan’dan sonra sizlerle bu konularda bir araya gelmeyi isterim. Bilgi almak ve bilgi vermek, yerel yönetimlerin en önemli işlerinden biridir. Bilgi alma işlemi herhangi bir memur eliyle yapmamalı. Bilgi alma işlemini basın çalışanları eliyle yapmalı. Bilgi verme işini de basın çalışanları eliyle yapmalı."


Zeybekci, "2,5 aylık bir dönemimiz kaldı. Sizlerle birlikte belki fiziğe dayanan bir tempomuz olacak. Sizleri yorarsak da kusura bakmayın. Kusurumuz olursa hakkınızı helal edin. Sizi üşütürsek, ıslatırsak kusura bakmayın" dedi.


Zeybekci toplantının ardından gazetecilerle birlikte fotoğraf çektirirken, Zeybekçi daha sonra gazetecilerin fotoğrafını çekti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muş Muşlu çiftçilere 100 ton korunga tohumu dağıtıldı Muş Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından başlatılan "Mera Islah ve Amenajman Projesi" çerçevesinde 150 çiftçiye yüzde 100 hibe desteğiyle 100 ton korunga tohumu dağıtıldı. “Mera Islah ve Amenajman Projesi" ile Muş’un tarım ve hayvancılık potansiyelinin artırılması ve mera alanlarının verimliliğinin yükseltilmesi hedefleniyor. Muş Şeker Üretim Fabrikası bahçesinde düzenlenen programa katılan Muş Valisi Avni Çakır, çiftçilere 100 ton korunga tohumu dağıtıklarını belirterek, "Muşluların atadan gelen en büyük mirasımız, tarımda ve hayvancılıkta başarılı olmamızdır. Tek eksiğimiz bu konuda biraz daha bilimsel çalışmalara, öğretilere dikkat edeceğiz. Gençlerimizi özellikle bu alanda teşvik edeceğiz. Çiftçiliğin ve hayvancığın dünyada en gurur duyulacak mesleklerden bir tanesi olduğunu, insanın rızkını kazandığı her mesleğin ne kadar kutsal olduğunu bir şekilde gençlerimize öğreteceğiz. Bugün yaklaşık 100 ton korunga tohumu dağıtacağız. Seneye inşallah bunu daha da arttıracağız. Bu anlamda çayır ve meralarımızın üzerindeki yükü de almamız lazım. Tarlamızda ve bahçelerimizde de bu yem bitkilerinden yetiştirerek çayır ve meralarımızı daha ekonomik, daha verimli bir şekilde kullanılmasına katkı sağlayacağız" dedi. Tarım ve Orman İl Müdürü Mehmet Gün ise ilde bitkisel ve hayvansal üretim konusunda kapasitenin yüksek olduğunu ifade ederek, "357 bin hektarlık arazimiz var. Muş’ta yıllarca gelen hem yanlış otlatma hem de bakım yapılmamasından dolayı hayvancılığımızın da kaba yem ihtiyacı ortaya çıkmaktadır. İlimize baktığımızda da özellikle son verilenlere göre 235 bin büyükbaş hayvan, 1 milyon 35 bin de küçükbaş hayvana sahibiz. Küçükbaşta 13. sıradayız, büyükbaşta ise 20. sıradayız. Yazın göçerlerde bölgemize geldiğinde hayvan varlığı iki milyona kadar çıkmakta. Meralar geleceğimizdir. Bu meralarımızın muhafazası ve bunların korunması da bize emanet. Bu meraları korumak ve yem ihtiyaçlarını karşılamak için bu projeleri geliştiriyoruz. Bu projenin özellikle ilimize ve ülke meramıza bereket getirmesini diliyorum" şeklinde konuştu. Programa, Muş Valisi Yardımcısı Tahir Yılmaz, Muş Şeker Üretim Sanayi A.Ş. Genel Müdürü Turgut Kızılkaya, kurum amirleri, şube müdürleri ve çiftçiler katıldı.
Diyarbakır Diyarbakır’da teknoloji semineri düzenlendi Diyarbakır’da birçok paydaşın bir araya gelmesiyle “Netex’le Gelenekten Geleceğe Semineri” düzenlendi. Med haberleşme yazılım, Diyarbakır Bilişim Derneği, İndex group, TOBB TYM İş Gücü Komite Üyesi ve Endüstriyel Girişim Platformu Başkanı Zülal Koç, Dicle Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo Televizyon ve Sinema Bölüm Başkanı, Sinema Araştırmacıları Kültür ve Sanat Derneği Başkanı ile Endüstriyel Girişim Platformu Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Zuhal Akmeşe Demir’in başkanlık yaptığı ve birçok paydaşın katılımıyla dün, bir otelde düzenlenen “Netex’le Gelenekten Geleceğe Semineri” düzenlendi. İki oturumda gerçekleşen etkinliğin ilk oturumu bölgede teknoloji alanında faaliyet gösteren bayilerle birlikte kapalı oturum şeklinde gerçekleştirildi. Kayıt ve öğle yemeğinin ardından son kullanıcılarla gerçekleştirilen oturumda sunumlar yapıldı. Doç. Dr. Zuhal Akmeşe Demir, etkinliğin gerçekleşme sürecinin mimarı Zülal Koç ve Diyarbakır Bilişim Derneği Başkanı Halim Akın’a teşekkür ederek, “Üç derneğinde iletişim ve teknoloji konusunda çok güzel projeler için çalışmalarını sürdürüyor. Önümüzdeki dönemde dijital kampüs kapsamında bu ve benzer etkinlikler yapacağız. Özellikle teknoloji ve iletişim konularında ciddi çalışmaları oluyor. Bu güzel organizasyon için tüm firma ve katılımcılara teşekkür ederim” dedi. Zülal Koç ise veri korumanın geleceğin güvencesi olduğunu belirterek kuruluşunda ve yönetiminde aktif olarak yer aldığı üç dernekle birlikte birçok güzel işe imza atacaklarını, tüm katılımcılara teşekkür ettiğini kaydetti.
Kastamonu Dinler: “Özel Uğurlu Hastanesinde tek sorun ruhsat değil” Atlas Yapı Limited Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı Recep Dinler, uzun yıllar açılamayan ve atıl vaziyette kalan Özel Uğurlu Royal Hospital Hastanesindeki sorunun sadece ruhsat olmadığını, farklı hukuki sorunların da olduğunu kaydetti. Atlas Yapı Limited Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı Recep Dinler, Özel Kastamonu Uğurlu Hastanesi’nin hastane binası ve ruhsat satışına yönelik açıklamalarda bulundu. Uzun yıllardır atıl vaziyette kalan ve hastane binası ile ruhsatında yaşanan hukuki sorunlar sebebiyle açılamayana Özel Kastamonu Anadolu Hastanesi hakkında bilgilendirmede bulunan Atlas Yapı Limited Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı Recep Dinler, “Kastamonu İcra Müdürlüğü nün 2018-1 iflas dosyası ile ihaleye çıkardığı Uğurlu Royal Hospital Hastanesi binası, arsası ve bu hastaneye ait ruhsat satışı ile alakalı ihale öncesi ve sonrası, ‘bu iş size yakışır, bu milli servetin faaliyete geçip Kastamonu halkına hizmet vermesine en yakın kişiler sizlersiniz, ihaleye girmemeniz sektörünüzü inkar etmek olur’ diyen başta dönemin Kastamonu Valisi Avni Çakır ve tüm devlet yetkililerine, tüm siyasi parti yetkililerine, tüm iş adamlarına, sivil toplum örgütlerinin yetkililerine, duyarlı tüm halkımıza, yine ihale öncesi ‘ihaleye girin ki katılım artsın ve rekabet olsun masadaki alacaklılara bedelleri ödensin’ diye tarafımıza moral veren, her zaman size desteğe hazırım diyen Sayın Uzman Dr. Atıf Uğurlu Bey ve alacakla alakalı olan tüm taraflara desteklerinden ötürü teşekkür ederim” dedi. Tek sorunun ruhsat olmadığını vurgulayan Dinler, “İhale bedelini yatırdığımızdan itibaren tapumuzu 1 yıla yakın süre alamadığımızı, ihale sonucunu hazmedemeyenlerin bizlere her türlü destek olmaları gerekirken düşmanlık içerisinde olduklarını, terör örgütü sempatizanları ve birçok haini de başımıza musallat ettiklerini Kastamonu halkının bilmesini isterim. Tek derdi illegal işlerle uğraşmak olan bu kişiler kendi beyanları ile burayı hizmete açsınlar da görelim diye kamuoyunun duyacağı, göreceği şekilde beyanlarda bulunmuşlardır. Kastamonu Belediyesi’ne ait şirketin elinde bulunan ruhsatın Uğurlu binasının ayrılmaz parçası olduğu doğrudur. Bizim için de Kastamonu için de bu ruhsat önemlidir, fakat tek sorun bu değildir. Bizimle uğraşan kişilerin ihaleye itiraz etmesinden dolayı aradan geçen sürede tapumuzu alamamamızdan dolayı finansa ulaşımın zorlaşması, teşviklerin kalkması, enflasyona bağlı inşaat maliyetleri, döviz kurundan kaynaklı oluşan cihaz temini işimizi zorlaştırmıştır. Tüm Türkiye’de 1 milyon nüfusun altındaki illerde özel hastaneler ve diyaliz merkezleri iflasın eşiğine gelmiştir. Tüm zorluklara rağmen en hızlı şekilde binamızı faaliyete geçirmek için elimizden geleni yapacağımızı bildirir tüm Kastamonu halkına teşekkür ederiz” şeklinde konuştu.