- 15 Mayıs 2020 Cuma 13:21

İlk kazancı ile aldığı yüzüğünü Milli Dayanışma Kampanyası’na bağışladı

A
A
A
İlk kazancı ile aldığı yüzüğünü Milli Dayanışma Kampanyası’na bağışladı

Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesine bağlı Yapraklı Mahallesi’nde bir dönem muhtarlık yapan İsmail Asiltürk, ilk kazandığı para ile aldığı ve 30 yıldır parmağından çıkarmadığı altın yüzüğünü, Milli Dayanışma Kampanyası’na bağışladı.

Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesine bağlı Yapraklı Mahallesi’nde bir dönem muhtarlık yapan İsmail Asiltürk, ilk kazandığı para ile aldığı ve 30 yıldır parmağından çıkarmadığı altın yüzüğünü, Milli Dayanışma Kampanyası’na bağışladı.


Elbistan’ın kırsal Yapraklı Mahallesi’nde 1989-1994 yılları arasında bir dönem muhtarlık yapan 61 yaşındaki İsmail Asiltürk, 30 yıl önce tarlasına ektiği ürünün geliri ile altın bir yüzük aldı. Asiltürk, 30 yıldır parmağından çıkarmadığı yüzüğünü, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından korona virüs salgını kapsamında ‘Biz bize yeteriz Türkiyem’ sloganı ile başlatılan Milli Dayanışma Kampanyası’na bağışlama kararı aldı. Asiltürk, yüzüğü teslim etmek üzere Elbistan Kaymakamlığı’na başvurdu. Elbistan Kaymakamı Özkan Demir, bu anlamlı davranışından dolayı Asiltürk’ü makamında kabul etti.


Asiltürk’ün, manevi değeri yüksek ve kendisi için özel olan yüzüğünü Milli Dayanışma Kampanyası’na bağışlamasını, “Soyadı gibi asil bir davranış” şeklinde dile getiren Kaymakam Demir, “Yapraklı Mahallesi’nin eski muhtarlarından olan İsmail Asiltürk, bizleri ziyaret ederek Biz Bize Yeteriz kampanyasına kendisi için manevi değeri yüksek olan bir hatırasını bağışlamak istediğini söyledi. Gerçekten biz de bu noktada duygulandık. Eski bir muhtarımızın, devletimize ve milletimize sahip çıkması ve bu kadirşinaslığı göstermesi karşısında kendisine teşekkür ediyoruz. Vatan kendisine minnettardır. Soyadı gibi asil bir davranış sergilemiştir. Kendisinden Allah razı olsun” şeklinde konuştu.


Çiftçilikle geçimini sağlayan İsmail Asiltürk ise, bu zor günlerde devletin yanında olduğunu göstermek istediğini söyledi.


Yüzün kendisi için paha biçilemez bir değeri olduğunu kaydeden Asiltürk, “Yüzüğümü 30 sene önce alın terimizle tarlada çalışarak pancar parası ile almıştım. Benim için manevi değeri çok büyük. Bunu, Biz Bize Yeteriz kampanyasına bağışlamaya karar verdim. Bunun için de Elbistan Kaymakamlığı’na başvurdum. Devletimiz, her zaman çiftçilerin yanında oldu. Ben de bir çiftçi olarak devletimize bu şekilde bir katkı sunmak istedik” dedi.


Milli Dayanışma Kampanyası’na sadece nakdi bağışların banka hesabı üzerinden yapılabilmesi nedeniyle eski muhtar İsmail Asiltürk’ün bağışladığı yüzük, paraya çevrilerek ilgili hesaba yatırıldı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.