KÜLTÜR SANAT - 01 Ağustos 2019 Perşembe 15:19

Antik çağın hac merkezindeki kazılarda 1800 yıllık sikke ve kemik tokalar ortaya çıktı

A
A
A
Antik çağın hac merkezindeki kazılarda 1800 yıllık sikke ve kemik tokalar ortaya çıktı

M.

M.Ö. 1’inci yüzyılda kurulduğu ve M.S. 8’inci yüzyıla kadar yerleşim amacıyla kullanıldığı tahmin edilen Karabük’ün Eskipazar ilçesindeki Hadrianaupolis Antik Kenti çalışmalarında ortaya çıkan yeni bulgular dünya tarihine ışık tutuyor


Karabük’ün Eskipazar ilçesinde Budaklar köyü sınırları içinde bulunan ve Batı Karadeniz’in Zeugması olarak adlandırılan Hadrianaupolis Antik Kenti’nde bu yıl iki ayrı noktada yapılan kazı çalışmalarında bin 800 yıl öncesine ait yeni bulgular ortaya çıktı. Kazı sorumlusu Karabük Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ersin Çelikbaş, 16 yıllık kazı çalışmaları içerisinde ortaya çıkardıkları mezarın çok önemli olduğunu belirterek, buldukları sikkelerin ise bin 800 yıl öncesine ait olduğunu kaybetti.


“ Cam işçiliğini ortaya çıkarttık”


Ağustos ayının sonuna kadar kazı çalışmaların iki alanda devam edeceğini ifade eden Yrd. Doç. Dr.Ersin Çelikbaş, “ Birinci sektörümüz, geçen yılda devam ettiğimiz kilise C olarak adlandırdığımız yapı. Diğeri ise kentin güneyinde yer alan güney Negrepol olarak adlandırdığımız mezar alanı. İki sektör de de önemli bulgularımız var bu yıl ve bu bulguların Hadrianaupolis ve bölge tarihi açısından önem arz ettiğini düşünüyoruz. Öncelikle Kilise C’den bahsedecek olursak, geçen yılki çalışmalarımızla iki evresini tespit etmiştik. Bu tespit ettiğimiz evrelerden hariç Kilise B’ye bitişik farklı fonksiyonlarda kullanılan bölümler ortaya çıkardık. Bunlardan en önemlisi ise bir cam işleyişinin olduğunun düşünüyoruz. Bu kanıya Hadrianapolis’te bizden önceki kazı başkanlıklarının da yaptığı çalışmalarda ortaya çıkan camlar var. Bu camların büyük çoğunluğu mavimsi yeşilimsi bir renk tonuna sahip. Biz her zaman şunu söylüyorduk; bu kadar aynı renkte camın ortaya çıkması acaba bir yerel üretimi akla getirir mi diye düşünüyorduk. Kilise C’nin hemen kuzeydoğu köşesinde bir yapıya bitişik atölye olduğunu tahmin ettiğimiz bir yapıyla karşılaştık ve bunun içerisinde bir ocak kalıntısı var. Duvarlarda çok büyük is izleri var. Zeminde bütün şeklinde kömürlerle karşılaştık. Bu kömürlerden numuneler aldık. İnşallah bunları analize göndereceğiz. Hangi tür odunların burada kullanıldığını yakıt olarak. İlginçtir ki binlerce parça aynı renkte cam eser parçaları ile karşılaştık. Bunların içerisinde erimiş camlar ve cam külçeleri vardı. Biz burada atölye olduğunu tahmin ediyoruz. Tabii ki şuanda verilerimiz kısıtlı. Çünkü atölye olarak düşündüğümüz yerin sadece üçte birlik kısmını bu yıl kazabildik. Gelecek yıl oradaki çalışmalarımıza devam edeceğiz. Bunu tarihi açıdan da şöyle belirtebiliriz. Kilisenin iki evresi var dedik. Birincisi evresi M.S. 5.yüzyıl, ikinci evresi M.S 6. Yüzyıl. Dolayısı ile bu cam atölyesi kilisenin bir bölümünün kullanılarak yapılmış olmasından dolayı kilise fonksiyonunu kaybettikten sonra buraya yapılmış olması gerekiyor. Dolayısı ile cam atölyesinin M.S. 6. Yüzyıl sonları ve 7. Yüzyılın ortalarına kadar faaliyet gösterdiğini düşünüyoruz. Diğer bir nokta ise kiliseye bitişik şuanda henüz fonksiyonunu belirleyemediğimiz bir Roma dönemi yapısıyla karşılaşmamız oldu. Daire plana sahip, bunun ne olduğuna dair tabi farklı yorumlar yapabiliyoruz. Fakat daha çok başındayız. Tholos planına benziyor. Şunu kesinlikle söyleyebilirim ki bu bir Roma yapısı. Kilise yapısı gibi geç Roma erken Bizans yapısı değil. Daha erken dönemlere ait bir yapı. Bu yapılara ait çalışmaları gelecek yıl da devam edeceğiz. Bölümlerini açtıkça bu yapının fonksiyonu ve işlevi hakkında daha net bilgilere uluşacağımızı düşünüyorum” dedi.



“Kaya mezarı çok önemli kalıntıları ortaya çıkardı”


Negrepol alanında yapılan mezar kazılarında ortaya çıkan bir mezarın ise alanın bin 800 yıl öncesine kadar uzandığını gösteren çok önemli buluntular verdiğini de ifade eden Çelilbaş, “Negrepol’de bu zamana kadar 33 adet mezar ortaya çıkardık. Bu 33 adet mezar içerisinde çeşitli mezar tipleri var. Kaya mezarları, kamasolyon dediğimiz mezar tipleri var. Basit kaya mezarları var. Özellikle basit kaya mezarları Hristiyanlık dönemine ait. Doğu-Batı yönünde uzanan çok basit oyulmuş mezarlar. Biz buranın Negrepol geç dönem mezarları olduğunu tahmin ediyorduk. Fakat bu yıl kaya mezarı bize çok önemli buluntular verdi. Mezar içerisinde 3 adet antik dönem sikke ile le birlikte, birer adet kemik toka, Unguentarium dediğimiz bir kap bulduk. Bu sikkelerle ortaya çıkan buluntular mezarın M.S. 2.yüzyıla ait olduğunu gösterdi. Yani bizim tahmin ettiğimiz Negrepol’ün M.S. 4. ve 5. Yüzyıllarda olduğunu düşünüyorduk. Fakat bu buluntular Negrepol’ün yaklaşık 300 yıl daha öncesinden kullanıldığını net bir şekilde ispatlamış oldu. Bu bizim için çok önemli arkeolojik bir veri. Bölge tarihi açısından, paflagonya ve özellikle Batı Karadeniz Bölgesinde arkeoloji açısından tarihi somut verilerle henüz çok bilinmeyen bir durumda. Burada yaptığımız çalışmalarla aslında bölgenin hem tarihini hem de arkeolojik verilerini ortaya çıkararak güzel bir bilgi birikimi sağlıyoruz. Karanlık olan bu dönemleri aydınlatmaya çalışıyoruz. Bu yıl ortaya çıkan mezar bizim için çok önemli. Şunu net bir şekilde söyleyebilirim. Bilimsel kazılar 2003 yılında başladı. 2003 yılından 2010 yılına kadar başka ekipler çalıştı. 2010 yılında beni yetiştiren hocam Prof.Dr. Vedat Keleş başkanlığında kazılar yeniden devam etti. 2016 yılından itibaren de benim sorumluluğumda kazılar devam ediyor. Bu süreçte ortaya çıkan eserlerden en önemlisini bu yıl ortaya çıkardık. Burada bir mezarın içerisinde Roma sikkelerinin ortaya çıkması Hadrianapolis’in önemli bir Roma kenti olduğunu net bir şekilde sunmuş oldu” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Gaziantep’te esrarengiz patlama sesi korku ve paniğe neden oldu Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde şiddetli bir patlama sesi duyuldu. Bölgede yaşayan vatandaşları tedirgin eden patlama sesi ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatılırken boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durulduğu öğrenildi. Olay, Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde meydana geldi. İddiaya göre, özellikle bölgedeki kırsal Gökçeli Mahallesi’nde yaşayan vatandaşlar bir anda çok yüksek bir patlama sesi duydu. Duydukları sesle korku ve panik yaşayan vatandaşlar 112 Acil Çağrı Merkezi’ne ihbarda bulundu. İhbar üzerine sesin duyulduğu bölgelere jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. Ölen ya da yaralanan kimsenin olmadığı olay sonrası patlama sesinin kaynağı ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatıldı. Olayla ilgili çalışma yapan ekiplerin boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durduğu öğrenildi. Korku ve panik yaşayan vatandaşlar o anları anlattı Yaşadıkları korku ve paniği anlatan Çapan Köse ve Adil Yılmaz isimli vatandaşlar, önce kısa süreli keskin bir ışık gördüklerini sonrasında ise şiddetli bir patlama sesiyle irkildiklerini söyledi. Vatandaşlar, Suriye’ye yakın olduklarını ve oradan bir şey düşme ihtimalinin akıllarına geldiğini de ifade etti. Konu ile ilgili geniş çaplı soruşturmanın sürdüğü bildirildi.
Ankara Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" sergisi Kültür Bakanlığı desteğiyle açıldı Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" isimli resim ve heykel sergisi Kültür ve Turizm Bakanlığının desteği ile Cumhuriyet Müzesi bünyesinde yer alan Sığınak Kültür Sanat’ta açıldı. Gazeteci Hande Fırat’ın “Devriamber” isimli sergisinin açılışı Ankara’da gerçekleştirildi. Sergiye, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Dışişleri Bakan Yardımcısı Yasin Ekrem Serim, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı, TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Hulusi Akar, eski TBMM Başkanı Binali Yıldırım, MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural, Dışişleri Bakanı Başdanışmanı Nuh Yılmaz, AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Ayşe Keşir, Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Ahmet Yener, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yıldırım Demirören’in eşi Revna Demirören, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Demirören Oktay ve çok sayıda davetli katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise serginin açılışı için mesaj gönderdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mesajını serginin açılışında gazeteci Hande Fırat okudu. Cumhurbaşkanı Erdoğan mesajında, "Basın ve sanat dünyamızın değerli temsilcileri, kıymetli misafirler, sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Nazik davetiniz için teşekkür ediyorum. Basınımızın önemli isimlerinden Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Sayın Hande Fırat’ın kendi ifadesiyle ’çınarlarını kaybedip kendileri çınara dönen kadınların hikayesini’ anlattığı resim ve heykel sergisinin başarılı geçmesini temenni ediyorum. Başarılı gazeteci kimliğinin yanı sıra, bu sergi vesilesiyle sanatçı yönünü de öğrenme fırsatı bulduğumuz Sayın Hande Fırat’ı tebrik ediyor, kendisine hem meslek hem de sanat hayatında muvaffakiyetler diliyorum. Sizlerin şahsında basın ve sanat camiamızın tüm mensuplarını, sergiye ilgi gösteren tüm sanatseverleri bir kez daha yürekten selamlıyorum” ifadelerine yer verildi. "Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" Fırat, serginin açılışı için Kültür ve Turizm Bakanlığının tüm personeline ve sergiyi açarken kendisine destek olan arkadaşlarına teşekkür etti. Hande Fırat, "Bu sergi, babalarını kaybeden tüm kız çocukları, tüm erkek çocukları ama özellikle kız çocuklarına atfen yapılmıştır. Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" dedi. Devrialem sergisinin farklı bir anlamı olduğunu belirten Bakan Ersoy, "Bir toplumun zenginliği, kültür ve sanatının derinliği ile ölçülüyor. Kültür ve sanat toplumda ne kadar yerleştiyse, toplumda ne kadar kabul gördüyse, o toplumda kültür ve sanat ne kadar iyi üretilebiliyorsa aslında toplum o derece zengin algılanıyor. O açıdan da biz Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak kültür ve sanatı her yönüyle desteklemeyi görev addediyoruz. Sadece sanat üretimi değil, vatandaşlarımızın kültür ve sanata rahat erişimi de çok çok önemli" şeklinde konuştu. Kültür Yolu Festivalleri ile vatandaşların kültür ve sanata rahat ve kolay erişmesini amaçladıklarını belirten Ersoy, "Vatandaşın sanata erişimi yeterli değil. O yüzden kültür ve sanat üretimini artırmak istiyoruz. Kültür sanatın toplumun sadece bir kesiminin ilgilendiği bir etkinlik olmasının dışına çıkmasını, toplumun her kesimlerinin eriştiği bir alan olması için çabalıyoruz. Bu sergide anlamlı bulduğumuz, toplumda bilinirliği yüksek, toplumda yer etmiş kişilerin kültür sanat üretimindeki katkıları, kültür ve sanat üretiminde pay sahibi olmaları aslında sanatın popülaritesini artırıyor" ifadelerini kullandı. Serginin anlamının önemli olduğunu belirten Bakan Ersoy, “Serginizin anlamı da çok önemli. Ben de babamı kaybettim ama sizin gibi genç yaşta kaybetmedim. Genç kızlarımızın 18 yaşına girmeden önce babalarını kaybetmesinin nasıl bir duygu olduğunu, nasıl omuzlara yük getirdiğini kısmen de olsa anlayabiliyorum” diye konuştu. Sergide, tuval üzerine çeşitli malzemeler kullanılarak yapılan tablo ve heykellerden oluşan 40 eser sergileniyor. Sergi 25 Mayıs’a kadar açık olacak.