GENEL - 18 Mart 2020 Çarşamba 15:57

Karabük Belediye Başkanı Vergili: "Birlikte dur diyebiliriz"

A
A
A
Karabük Belediye Başkanı Vergili: "Birlikte dur diyebiliriz"

Karabük Belediye Başkanı Rafet Vergili, yeni tıp korona virüs (Kovid-19) nedeniyle belediye olarak aylar öncesinden önlem aldıklarını ve olası salgına karşı mücadelelerinin kesintisiz devam ettiğini bildirdi.

Karabük Belediye Başkanı Rafet Vergili, yeni tıp korona virüs (Kovid-19) nedeniyle belediye olarak aylar öncesinden önlem aldıklarını ve olası salgına karşı mücadelelerinin kesintisiz devam ettiğini bildirdi.


Vergili, yaptığı açıklamada, belediye ve devlet kurumları olarak her türlü mücadeleyi sürdürdüklerini, vatandaşların birbirini koruyarak bu işin başarılacağını söyledi.


Terminal, otobüs durakları, otobüsler, okullar gibi yerlerde ellerinden gelen her türlü tedbiri aldıklarını ifade eden Vergili, "10 yıldan bu tarafa, özellikle de grip salgınlarının çıktıkları dönemlerde biz Karabük’te sürekli olarak bu önlemleri aldık. Farkındaysanız en yoğun döneminde dahi Karabük’te domuz gribi olmadı. Çünkü sürekli tedbirler alıyorduk. Şuanda belediye olarak hijyen üzerine yapmış olduğumuz uygulamaları bakanlıkta, valilikte ’yapılması gerekenler’ olarak yayınlamaya başladılar. Devletimizin ilgili birimleri gelişmeleri en iyi şekilde takip ediyor. Bu durum ile ilgili herkes mücadele vermeye kararlı. İnşallah bu virüsü ülke olarak en hafif şekilde atlatırız. Bu tarz salgınlar çok tehlikeli salgınlar. Geçmişte 1300’lü yıllardan 1600’lü yıllara kadar veba salgını dünyada çok etkili olmuş. O tarihteki kaynaklara göre 80 milyon ile 200 milyon arasında kişinin öldüğü söyleniyor. Bu veba salgının çıkış kaynağı da yine Çin olarak görünüyor.


Devletin belirlemiş olduğu kurallara mutlaka uymamız lazım. Bu salgın 3 ay, 5 ay veya 1 sene, er ya da geç bir yerde sonlanacak. Sabırlı olmamız lazım. Burada böylesine etkin uygulamalar varken dünyadan da kopmamız da mümkün değil. Bir şekilde çalışacağız. Biz belediye olarak her türlü şartlar altında mutlak suretle çalışmak mecburiyetindeyiz" dedi.


"Yapmamız gereken kendimizi korumak"


Vatandaşların ihtiyaçlarını gidereceklerini aktaran Vergili, şunları kaydetti:


"Arızaları gidereceğiz, çöpü toplayacağız, bizim personelimizin durması diye bir şey söz konusu değil. Şuanda her şey dursa bile sağlık personeli ve belediye personeli sonuna kadar çalışacak. ’Hastalık varmış, virüs varmış’ diye bizlerin bir yere kapanmaları söz konusu değil. Vatandaşlarımızın da bizleri koruması lazım. Personelimizle fazla yakın temasta bulunmaması lazım. Vatandaşa hizmeti bu personel taşıyacak, bu da çok önemli bir şey. Sağlık personelinin ve belediye personelinin durması diye bir şey söz konusu olamaz. Ne salgını olursa olsun, eksilsek bile onun yerini tamamlayacağız. Biz elimizden geldiği kadar çalışan personelimize hijyenik ortamı oluşturmaya çalışıyoruz. Biz birbirimizi koruyarak bu işi başarırız. İtalya bir hata yaptı ve bu işi durduramıyor. Şuanda ’Avrupa Birliği’ diye bir şey dahi kalmadı. Avrupa ülkeleri şuanda sınırlarını kapattı. İtalya’ya bile geçiş izni vermiyorlar. Ayrıca hiç bir tıbbi destekleri yok. Herkes başının çaresine bakmaya çalışıyor. Biz Türkiye olarak yalnız bir ülkeyiz, bize kimse el uzatmaz. Bizim Türk milleti olarak tek yapabileceğimiz, kendimizi korumak."


Mutlaka hastalığa yakalananların, hayatını kaybedenlerin olacağını ve insanların bunlara hazırlıklı olması gerektiğini vurgulayan Vergili, "Tabi Karabük gibi vilayetler biraz daha şanslı. Çünkü dışarıdan geleceklerin sayısı bir hayli az. Böyle bir hastalık olsa dahi nokta atışı yapıp hepsine müdahale etme şansımız fazla. O bölgeyi bile izole altına almış olsanız bütün şehirlere yayılmasını engelleyebilirsiniz. İstanbul’da, Ankara’da Allah korusun bu işlerin mücadelesi gerçekten çok zor. Bu virüs doğanın yapısı ve Allah’ın takdiri. Ben bu virüsü yorumlamaya çalışıyorum, düşünüyorum. Baktığımda bir anda herkesi eşit ve çaresiz yaptı. Tabi kimse bu iş kader deyip de peşini bırakmayacak. Herkes kendi kaderini yine kendi çizecek. Bununla savaşacak, ilaçlar üretecek, izoleler olacak, herkes her türlü çareye başvuracak. Ama söylediğim gibi ilahi adalet tecelli etti. Şuanda zengin, fakir herkes aynı konuma geldi" diye konuştu.


"Devlet vatandaşını sahipsiz bırakmaz"


10 gün önce AVM’lere yardımcılarını yolladığını ve virüsle ilgili tedbir almaları konusunda uyarılarında bulunduğunu anlatan Vergili, ifadelerine yer verdi:


"İzim o gün yaptıklarımız bugün bir kural olarak geldi. Bu iyi bir şey, herkes ne gerekiyorsa yapıyor. Biz her şeyi devletten bekleyene kadar aklımıza bu konu ile ilgili neler geliyorsa yapmaya gayret etmemiz lazım. Devlet kurumlarımız, özellikle Vali Bey sürekli olarak toplantılar yapıyor, önlemler alıyor ve olaya çok duyarlı.


Devletler nasıl hastalarına sahip çıkıyorsa, ekonomik sıkıntı yaşayanlara da mutlaka sahip çıkar. Şuanda herkes kirasını, elektriğini düşünüyor, ben kendi şirketlerimde dahi sıkıntıdayım. İş yapmış olduğum firmalar ödeme yapamıyor. Ben yarın işçinin maaşını vereceğim. İnşallah bir şekilde çözülecek bu durum. Devlet vatandaşını sahipsiz bırakmaz. Şuanda hiç kimse karamsarlığa girmemesi lazım. Bu durum şuanda dünyada böyle."


Virüs vakasının daha ziyade 60 yaş üstü insanlarda gözüktüğüne de dikkat çeken Başka Vergili, Karabük nüfusunun ciddi bir kesiminin bu kategoride olduğuna vurgu yaparak uyarılarda bulundu. Başkan Vergili şöyle devam etti:


"Bu hastalığa Karabük’ün çok daha fazla dikkat etmesi gerekiyor. Çünkü Karabük nüfusunun hemen hemen yüzde ellisi 60 yaş üstü. Bu yaş üstü kişiler risk grubunda. Bu yaştaki insanlar belirli bir süre sabretmeli. Bizim sularımız içinde klorür olduğu için hijyenik su. Belki filtrasyondan dolayı biraz sert olabilir ama sağlığa kesinlikle zararlı değil. Şuanda dünyada her şey normale dönüyor. Herkes birbirinin kıymetini anladı. Parası olan da bu virüse çare bulamıyor. Bundan sonra insanların birbirine çok daha saygılı, çok daha toleranslı, çok daha anlayışlı olması lazım. Bu da bize bir ders olur."


Fırsatçılara izin verilmeyecek


Virüs salgınını fırsata çevirmeye çalışacaklara belediye olarak asla izin vermeyeceklerini açıklayan Vergili, "Herhangi bir kimse fahiş fiyatla mal satıyorsa, bunu fırsatçılığa çeviriyorsa hemşehrilerimiz bize gerekli ihbarda bulunsun, ben gerekeni yaparım. Önümüzdeki günlerde bu krizin stresi büyüyebilir. Kolonyada olduğu gibi bazıları zorlukları fırsata çevirmeye çalışıyor olabilir, Karabük’te böyle bir fırsatçılık yapmaya çalışan olduğu zaman vatandaşımız bize bunu bildirsin. Biz ilgili kurumlarla beraber ne gerekiyorsa yaparız. Şuanda maske ile ilgili belediye olarak çözümlerimiz var. Karabük Belediyesi olarak değerlendirme yapacağız. Şuanda durum normal seyrinde gidiyor. Bana göre bu stres önümüzdeki bir iki hafta içerisinde artacak. Arttığı zaman biz bununla ilgili çözüm de buluruz. Ama biz Karabük’te ne yiyecekte, ne içecekte, ne de maskede vatandaşımızı sıkıntıya sokmayız. Ne gerekiyorsa ben yapacağım ve Karabük’te kesinlikle fırsatçılara taviz vermeyeceğim" değerlendirmesinde bulundu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Uraloğlu: "Kilyos Tüneli, 2026 yılı sonunda hizmete açılacak" Kilyos Tüneli şantiyesinde incelemelerde bulunan Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, "İnşallah projemizi 2026 yılının sonuna doğru bitirerek hizmete açacağız. Sarıyer-Kilyos Tüneli ile vatandaşlarımız Avrupa Yakasını neredeyse bir boydan bir boya geçebilecek" dedi. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Kilyos Tüneli şantiyesinde incelemelerde bulundu. Uraloğlu, incelemenin ardından yaptığı İncelemenin ardından açıklama yaptı. Uraloğlu, Bakanlık olarak İstanbul’da yaptıkları yatırımlar ile İstanbul’un trafiğine önemli ölçüde nefes aldırdıklarını belirterek, “15 Temmuz Şehitler Köprüsünden günde yaklaşık 200 bin civarında araç, Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nden 250 bin, Avrasya Tüneli’nden 80 bin civarı, Marmaray’da günde yapılan 300 sefer ile günde yaklaşık 650 bin insanımızı taşıyoruz. Kuzey Marmara Otoyolu’nda, Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nden günde yaklaşık 150 bine yakın bir araç geçişi oluyor ve bunun önemli bir bölümü de ağır taşıt trafiği. Bir yandan da bu yapılan yatırımların yapılmadığını düşünelim, bırakın İstanbul’u tüm Türkiye’yi etkilemiş olurdu. Bu projelerin ne kadar kıymetli olduğunu hep beraber yaşayarak görüyoruz” diye konuştu. “Bu projelerin ne kadar kıymetli olduğunu yaşayarak görüyoruz” Avrasya Tüp Tüneli, Marmaray, Kuzey Marmara Otoyolu başta olmak üzere çok büyük projeleri hayata geçirdiklerini vurgulayan Bakan Uraloğlu, "Bugün baktığımızda 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nden günde yaklaşık 180-200 bin civarında araç geçişi oluyor. Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nden yaklaşık 250 bin araç geçiyor. Avrasya Tüneli’nden 80 bin civarında araç geçiyor. Marmaray’da 300 sefer yapılıyor günde ve orada yaklaşık 650 bin insanımızı taşıyoruz. Kuzey Marmara Otoyolu’nda Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nde günde yaklaşık 150 bine yakın araç geçişi oluyor ve bunun önemli bir bölümü de araç taşıt trafiği. Bunların bir an olmadığını düşünelim. Bütün Türkiye’yi etkilemiş olurdu. Bu projelerin ne kadar kıymetli olduğunu yaşayarak görüyoruz. Ancak bir ihtiyaçtan öte sadece bir siyasi duruş ile bu projeyi eleştirdiler. Projemiz bugün Avrupa’nın birincisi, dünyanın altıncı büyük havalimanlarından. Geçen yıl 78 milyon kişi seyahat ettirmişiz. Hedefimiz 200 milyon ve ona yönelik yeni terminal binası ve pistlerin yapımına devam ediyoruz” dedi. “Bugünü, yarını değil, ileriki yüzyıllar planlıyoruz” Bakan Uraloğlu, İstanbul ile ilgili bir deprem riskinin bulunduğuna da işaret ederek, “İstanbul depremine yönelik ulaştırma yapılarıyla ilgili bütün önlemlerimizi aldık. Eski yapılmış olanları güçlendirdik. Fatih Sultan Mehmet Köprüsü ve 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nün tabliyesini askıya aldık yeniden yaptık. Gece çalıştık, İstanbullu vatandaşlarımızın fark etmemesini sağladık. Bütün viyadüklerdeki deprem takozlarından tutun güçlendirilmesine kadar bütün çalışmalarımızı yaptık. Normal kullanımda ne lazımsa bunu planlarken bir taraftan da deprem durumunda İstanbul’un, öncelikle İstanbul’a acil yardım ekiplerinin ve malzemelerinin nasıl gireceği ve vatandaşların ulaşımı için projeler yapıyoruz. Bugünü, yarını değil, ileriki yüzyıllar planlıyoruz” diye konuştu. Sarıyer-Kilyos Tüneli hakkında bilgi veren Bakan Uraloğlu, ”Projemiz Kilyos’tan başlayıp Karadeniz’den İstanbul’un kuzey noktalarından başlayıp Sarıyer’e oradan Çayırbaşı Tüneli devamında da Beşiktaş’a kadar uzanacak. O güzergahtaki bütün yerleşime hizmet edebilecek. Avrupa Yakasını neredeyse bir boydan bir boya geçebilecek olan ve Murat Kurum Başkanımızın de bahsettiği ‘İki Yakaya İki Tünel’ projesinden bir tanesidir. İlk etapta burayı bitirdiğimizde ciddi bir hizmet görecektir. Devamında Beşiktaş’a kadar uzatılması gündemimizde olan işlerden bir tanesi” ifadelerini kullandı. “Zamandan 30 dakika tasarruf sağlayacağız” Bu projeyle ilgili sahilden başlayarak yaklaşık 8 bin 200 metrelik bir güzergahta yapılan 7 bin metrelik tünelin yaklaşık yüzde 30’unu bitirdiklerini açıklayan Uraloğlu, iki tüpte toplam 3 bin 850 metrelik kazı gerçekleştirdiklerini bildirdi. Çalışmaların 7 gün 24 saat devam ettiğini de belirten Uraloğlu şöyle konuştu: “İnşallah projemizi 2026 yılının sonuna doğru bitirerek hizmete açacağız. Bir kısmını tünel delme makinesi TBM ile bir kısmını ise normal aç kapa yöntemi ile yapacağız. TBM ile yüzde 60’ını geçiyoruz. Onun da imalatı yapılarak Çin’den geldi ve kurulumunu yapacağız. 110 civarında makine ve 550 kadar çalışanımızı 24 saat çalışıyor. Tüneli bitirdiğimiz de 350 bin nüfusa hizmet edecek. Devamını Beşiktaş’a kadar düşündüğümüzde İstanbul’un sahil şeridinin tamamına, Avrupa tarafının tamamına hizmet etmiş olacak. Tamamlandığında Sarıyer’den 35 dakika süren seyahat süresi sadece 5 dakikaya düşecek. Bunu Kilyos’tan Kuzey Marmara Otoyolu’na bağlayacağız. İsterseniz doğu istikametine ister batı istikametine gidin. İstanbul’un kuzeyindeki, Zekeriyaköy, Uskumruköy gibi yerleşimlere bağlantısı kolaylıkla sağlanmış olacak. En kıymetlimiz zamandan 30 dakika tasarruf sağlayacağız. Yakıttan ve karbon emisyonundan da önemli tasarruf sağlayacağız.” “1 Nisan’dan Sonra Daha Verimli Çalışmalara İmza Atacağız” Bakan Uraloğlu, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı olarak İstanbul’da hiçbir yatırıma ara vermediklerini ve çalışmalar devam ettiklerini söyledi. Uraloğlu, “Bildiğiniz gibi İstanbul’da tüm çalışmalarımızı yapıyoruz. Ancak daha iyi hizmet edebilmemiz için tüm belediye başkanlarımızla birlikte çalışabilmek önemli. Bizim için onlarla yapacağımız birliktelik çok kıymetlidir. Bu nedenle biz Cumhur İttifakı olarak gerek Sarıyer’de gerek İstanbul’un tamamında, inşallah 1 Nisan’dan itibaren de daha verimli daha iyi çalışmalara beraberce imza atmış olacağız” dedi. Öte yandan Kilyos Tüneli’ni ziyaretin ardından Bakan Uraloğlu, Sarıyer Merkez Mahallesi’nde esnaf ziyaretinde bulunarak Sarıyerliler ile bir araya geldi.
Mardin Uzmanından "1 milyon varil petrol" iddiası Jeoloji Mühendisi Fahri Çelik, yaptığı araştırmalar sonucunda Türkiye’de 2 sene içinde günlük 1 milyon varil petrol üretimine ulaşılacağını iddia etti. Jeolojik konumuna bakıldığında Türkiye’yi kalkındıracak en büyük projenin petrol olduğunu söyleyen Jeoloji Mühendisi Fahri Çelik, "Güneydoğu bölgemizde ve Türkiye’nin bazı noktalarında yaptığım araştırmalar sonucunda güzel veriler elde ettim. Türkiye’de yaklaşık 80 bin varil petrol üretimi yapılıyor. Geçen haftalarda Cumhurbaşkanı konuşmalarında Şırnak’ta günlük 100 bin varil çıkarmayı hedeflediklerini söyledi. Türkiye yaklaşık olarak kendi ihtiyacını yüzde 10 ve yüzde 15 oranında karşılayabiliyor. Mardin, Batman ve Hakkari bölgelerinde yaptığımız araştırmalar sonucunda 2 sene içinde günde 1 milyon varil petrol çıkabilecek kapasite keşfettik. 4 sene sonra da günlük 1 milyon 500 bin varil petrol üretimi gerçekleşecek imkan var. Bu gerçekleştiği taktirde 1 milyonu ülke için kullanılsa, kalan 500 bin varil de dış ülkelere satılır" dedi. Türkiye’nin en büyük sorununun petrol ve doğalgaz çıkarılmaması olduğunu dile getiren Çelik, ülkenin çok zengin yer altı kaynaklarına sahip olduğunu söyledi. Çelik, "Sondaj kuyuları açılmalı ve petrol noktalarında jeoloji mühendislerinin araştırması ile iyi şekilde çalışmalar yapılarak petrolün hangi formasyonda olduğu belirlenmelidir. Yer altı zenginliklerimizi kullanabilirsek Türk parası değer kazanacaktır" diye konuştu.
Ankara Ülkü Ocakları Genel Başkanı Yıldırım’dan, ABB Başkan Adayı Turgut Altınok’a destek Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Genel Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım, ülkücü hareketin Ankara Büyükşehir Belediyesi (ABB) Başkan adayının Turgut Altınok olduğunu ifade etti. Genel Başkan Ahmet Yiğit Yıldırım, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, 31 Mart Pazar günü yapılacak olan seçimlerin Türkiye’nin istikbali için hayati önemde, stratejik bir seçim olduğunun altını çizdi. Yıldırım, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile Türkiye’nin bölgesinde etken bir ülke olduğunu kaydetti. Yıldırım, Türkiye’nin Cumhur İttifakı ile siyasette yakaladığı güçlü liderlik ve istikrar ile Türk Devleti’ni çağın şartlarına hazır hale getirerek, dosta güven düşmana verir bir yapıya kavuşturduğunu söyledi. “Devlet düşmanlarının ‘kent uzlaşısı’ adı altında kanser hücresi gibi belediyelerimize sızmaya çalıştıklarını görmekteyiz” Türk ve Türkiye düşmanlarının yer aldığını ve adına ‘kent uzlaşı’ denilen oluşumun belediyelere sızma girişimine şahit olduklarını belirten Yıldırım, “Türkiye Cumhuriyeti Devletinin ve milletinizin helal hazinesini; terör örgütü PKK’ya aktaran siyasetçi görünümlü bölücü teröristlerin; vatan, millet, din ve devlet düşmanlarının ‘kent uzlaşısı’ adı altında kanser hücresi gibi belediyelerimize sızmaya çalıştıklarını görmekteyiz. Bu bağlamda kendisini; milliyetçi, vatan sevdalısı gibi pazarlayarak bölücülerin kullanışlı bir aparatı olmuş, ihanetin değirmenine su taşıyan ‘Kent Uzlaşısı’ ürünü olan bu kişilerin kutsal davamızla, ülkümüzle ve Türk milliyetçiliğiyle zerre kadar alakası yoktur, olamaz” ifadelerine yer verdi. Yıldırım açıklamalarının devamında şunları kaydetti: "‘40 yıllık geçmişimi geride bıraktım’ diyerek kendini Kandil’in uzlaşıcısı pozisyonuna düşürmüş, CHP’ye pazarlayan, DEM’cilerle omuz omuza yürüyen, bölücü terör örgütü PKK’nın elebaşı terörist Abdullah Öcalan’dan ’Apo Bey’ diye bahseden, maneviyatsız kişilik Mansur Yavaş ve onun beslemelerinden de asla ’Türk Milliyetçisi’ olmaz olamaz. Bölücülerin oylarıyla seçildikten sonra Ankara’daki 5 yılını hizmetsiz, projesiz tamamlayan Mansur Yavaş olsa olsa Birleşik Krallığın dostu ‘Yoldaş Mansur’ olur. Ankara’da avukat kimliği altında akçeli işler kovalayan, sahte senet, vergi kaçırma, kaset satma, tehdit, şantaj işlerine adı karışan, belediye başkanlığı döneminde adı rüşvet skandalıyla anılan Mansur Yavaş’ın Londra’da görüştüğü siyasilerin genelde terör örgütü PKK’ya destek veren Unmesh Desai, Jeremy Corbyn gibi kişiler olması ve Chatham House’da kurgulanması aslında onun küresel çetenin bir uşağı ve piyonu olduğunun en büyük kanıtıdır ve göstergesidir." Yıldırım, "‘Yerel özerklik şartını getireceğim’ diyen Kemal Kılıçdaroğlu’nun ardından terör örgütü PKK’nın en büyük talebi olan ‘Belediyelerde mali özerklikten yanayım. Yerel yönetimler özerkliğini öncelikle mali özerklik yaparak belirlersiniz’ diyen Mansur Yavaş’tan başkası değildir. Mansur Yavaş, Ankara’ya hiçbir hizmeti ve hayrı dokunmayan, terör örgütlerinin elinde oyuncak olmuş, iradesini bölücü oylar için ipotek vermiş, çapsız, siyasi mankurttan başka biri değildir. Hal böyle iken Mansur Yavaş gibi birine milliyetçi ve vatanperver yakıştırması yapmak, Türk milleti ve devletine hakarettir” dedi. Ahmet Yiğit Yıldırım, Cumhur İttifakı’nın ABB Adayı Turgut Altınok’a desteklerini yineleyerek şunları söyledi: “Milliyetçi Ülkücü Hareketin Ankara’daki adayı bellidir; çalışkan, üretken ve saygın bir kişi olan Cumhur İttifakı’nın Ankara Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Sayın Turgut Altınok’tur. Liderine, davasına ve teşkilatına bağlı Ankaralı her bir ülküdaşımın gönlü de, duası da, oyu da Cumhur İttifakı’nın kıymetli adayı Sayın Turgut Altınok’tan yanadır. İnanıyorum ki; 31 Mart seçimleri Cumhuriyetimizin Başkenti Ankara’mızda, terör örgütleriyle kol kola girmiş, ’Kent Uzlaşısı’ adı altında DEM’lenenlerin değil, Türk ve Türkiye Yüzyılı hedefine inanmış, üretken belediyecilik anlayışına sahip Cumhur’un zaferiyle sonuçlanacaktır."