EKONOMİ - 10 Eylül 2019 Salı 19:35

KARDEMİR’de hedef 3,5 milyon ton üretim

A
A
A
KARDEMİR’de hedef 3,5 milyon ton üretim

Karabük Demir ve Çelik Fabrikaları AŞ.

Karabük Demir ve Çelik Fabrikaları AŞ. (KARDEMİR), üretim kapasitesini 3,5 milyon tona çıkarmayı hedefliyor.


KARDEMİR’den yapılan açıklamada, Cumhuriyet’in kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün başlattığı "ulusal sanayileşme hamlesi" kapsamında 3 Nisan 1937’de dönemin Başbakanı İsmet İnönü tarafından temelleri atılan KARDEMİR’de ilk "Türk demiri"nin "Fatma" isimli ilk yüksek fırında 9 Eylül 1939’da 80 yıl önce üretildiği belirtildi. KARDEMİR’in geride kalan 80 yıllık sıvı ham demir üretiminin 51,5 milyon tona ulaştığı ifade edilen açıklamada, "Dünya ham çelik üretimi, KARDEMİR’in temellerinin atıldığı 1937 yılında 135 milyon ton, KARDEMİR’in üretime başladığı 1939’da ise 137 milyon ton olarak kayıtlara geçerken, 10 Eylül 1939’da ilk Türk demirini üreten şirketimiz, yılın kalan 2,5 aylık bölümünde 13 bin ton sıvı ham demir üretmiş ve bu üretim 1939 yılının Türkiye toplam sıvı ham demir üretimini oluşturmuştur. Geride bıraktığımız 2018 yılında dünya çelik sektörü 1 milyar 808 milyon ton, Türkiye 37,5 milyon ton, KARDEMİR ise 2 milyon 413 bin ton ham çelik üretimi gerçekleştirmiştir. 3 Nisan 1937 tarihinde temeline konan bir kürek harçla hayat bulan KARDEMİR, 82 yıl sonra bugün hepimizin iftihar edeceği büyük bir esere dönüşürken, Türkiye bugün dünyanın 8, Avrupa’nın ise 2. en büyük çelik üreticisi olmuştur. Ülkemizin bu büyük gelişimde şüphesiz ki her Karabüklü’nün emek ve alın teri vardır. Bu vesileyle, ulusal sanayileşme hamlemizin en önemli yapı taşı olarak KARDEMİR’in Karabük’te kurulmasının sağlayan Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere temele ilk harcı koyan merhum Başbakanımız İsmet İnönü’yü, ülkemizin dört bir yanından gelerek Karabük Demir ve Çelik Fabrikaları’nın kurulmasına ve bugüne kadar yaşatılmasına emek ve alın terleriyle katkı veren herkesi minnet ve şükranla yad ediyoruz. Atalarından aldığı bayrağı daha ileriye taşımak için halen alın ve akıl teri döken tüm çalışanlarımızı da içtenlikle selamlıyoruz" denildi.



"Türkiye’nin ray ve ağır profil üretiminde tek milli markası"


KARDEMİR’in bugün Türkiye’nin en büyük sanayi kuruluşları sıralamasında 23. sırada yer aldığı aktarılan açıklamada, şunlar kaydedildi:


"KARDEMİR, özellikle 2010 yılından sonra yaptığı yaklaşık 1,3 milyar doların üzerindeki yatırımlarla hem üretimlerini artırmış, hem ürün çeşitliliği sağlamıştır. Demiryolu rayı ve ağır profil üretiminde Türkiye’nin tek milli markasıdır. Ülkemizin stratejik yatırımlarından biri olan demiryolu tekeri üretim tesislerimiz de önümüzdeki aylarda seri üretime başlanacaktır. Böylelikle KARDEMİR, cevherden mamule kadar entegre tesislerde demiryolu tekeri üreten sadece Türkiye’nin değil, dünyanın sayılı üreticileri arasında yer alacak, rayda olduğu gibi Türkiye’deki demiryolu seferberliğinde TCDD ile olan stratejik işbirliğini daha da pekiştirecektir. Çubuk Kangal tesislerimizde özellikle otomotiv, mobilya, beyaz eşya, savunma sanayi gibi imalat sektörünün ihtiyaç duyduğu yüksek vasıflı çeliklerin üretimi için çalışmalarımız devam etmektedir. KARDEMİR, katma değeri yüksek ürünlerle sadece ülkemiz ekonomisine katkıda bulunmakla kalmayacak, aynı zamanda ihracatımızdaki ileri teknolojik ürünlerin artırılmasına da hizmet edecektir. Yönetim Kurulumuzca belirlenen ana hedefimiz, üretim kapasitemizin 3,5 milyon tona çıkarılmasıdır. Çelikhanede başlattığımız yatırımlarımızı yıl sonunda tamamlayarak 2,9 milyon ton kapasiteye ulaşmış ve hedefimize bir adım daha yaklaşmış olacağız."



KARDEMİR’den çevre yatırımları


Çevre ve Şehircilik Bakanlığına ve Karabük Belediyesine olan taahhütler doğrultusunda başlatılan çevre yatırımlarının da tamamlandığı vurgulanan açıklamada, "Bilindiği gibi şirketimiz toplumsal ihtiyaç ve beklentilerin karşılanmasına yönelik bugüne kadar çok önemli sosyal sorumluluk projelerini hayata geçirmiştir. Yenişehir Mahallesi’nde Mühendisler Kulübü olarak bilinen tesisimizi KARDEMİR Müzesi, Yenişehir Sineması’nın ise restore edilerek tiyatro ve kültür merkezi olarak yeniden toplumun hizmetine sunulmasına yönelik çalışmalarımız devam etmektedir. Her iki tesis için restorasyon projeleri hazırlanmış olup, müze için teşhir tanzim projelerinin hazırlığı devam etmektedir. Yenişehir Sineması’nın tiyatro ve kültür merkezi olarak yapılandırılması ise onay sürecindedir. KARDEMİR, köklü sanayi kültürü ve vizyoner bakışıyla, ekip ruhu içerisinde katma değeri yüksek ürünlerle ürün çeşitliliği sağlayarak, hizmet kalitesi ve verimliliklerini artırarak, iş sağlığı ve güvenliği ve çevre odaklı yaklaşımla mali ve teknik olarak sürdürülebilir bir başarıyı yakalayacak stratejisiyle Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yılı olan 2023 hedeflerine katkı sunmaya devam edecektir" denildi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzurum Rektör Çomaklı, YÖKAK Başkanı Kocabıçak ile İnsan Kaynakları Ofisi Başkanı Atay’ı ziyaret etti Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Çomaklı, Yükseköğretim Kalite Kurulu (YÖKAK) Başkanı Prof. Dr. Ümit Kocabıçak ve Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi Başkanı Doç. Dr. Salim Atay ile bir araya geldi. Başkent Ankara’da gerçekleşen ve kalite süreçlerinden sorumlu Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Atilla Keskin’in de yer aldığı ziyaretler kapsamında Rektör Çomaklı, ilk ziyaretini YÖKAK Başkanı Prof. Dr. Ümit Kocabıçak’a gerçekleştirdi. Rektör Çomaklı, Atatürk Üniversitesinin rol modeli olan ve birçok üniversitenin de örnek aldığı Yeni Nesil Üniversite Tasarım ve Dönüşüm Projesi hakkında Prof. Dr. Kocabıçak ile bilgi paylaşımında bulundu. Rektör Çomaklı: “Kalite Yolculuğunda Atılması Gereken Tüm Adımları Atıyoruz” Atatürk Üniversitesinin eğitim-öğretim, araştırma ve idari faaliyetlerinin kalite standartlarını yükseltmek adına yapılması gereken tüm çalışmaları dikkatle yerine getirdiklerini aktaran Çomaklı, hayatın pek çok alanında olduğu gibi yükseköğretimin farklı parametrelerinde de çeşitli değişimler yaşandığını söyledi. Araştırma, eğitim-öğretim ve idari faaliyetler başta olmak üzere, yaşanan her değişimin kalite standartlarının da yükseldiğini kaydeden Çomaklı: “Üniversite olarak alana dair yaşanan her değişime titizlikle uymaya gayret gösteriyor ve bu manada atılması gereken tüm adımları atıyoruz” dedi. Bu ve benzeri ziyaretleri sık sık gerçekleştirdiklerini, yapılan görüşmelerin de kurumsal faaliyetlerin son durumunu istişare etme açısından önemli olduğunu aktaran Rektör Çomaklı: “Aynı zamanda bir Araştırma üniversitesi de olan Üniversitemizi en ileri seviyelere taşıma kararlılığı içerisinde çalışmalarımıza temel değerlerimizle ve stratejik hedeflerimizle uyumlu olarak devam ediyoruz. Huzur, güven ve başarıyla tüm paydaşlarımızın kurumsal ilkeler ışığında memnuniyet, aidiyet ve bağlılık duygularını geliştirmeye odaklanmış bir kalite kültürü anlayışı ile çıktığımız kalite yolculuğunda bizlere destek olan YÖKAK Başkanı Prof. Dr. Ümit Kocabıçak’a ve tüm YÖKAK ailesine teşekkür ediyor, çalışmalarında kolaylıklar diliyorum” diye konuştu. Başkan Kocabıçak: “Atatürk Üniversitesi Önemli Bir İlerleme Kaydetti” YÖKAK’ın kurulduğu günden bugüne Türkiye’deki yükseköğretim sisteminin belli bir noktaya gelmesine büyük katkı sağladığını, kendilerinin de göreve geldikten sonra bu misyonu yerine getirmek amacıyla yoğun gayret gösterdiklerini aktaran Başkan Kocabıçak ise misafirlerine yükseköğretimi etkileyen süreçler, Kalite Kurulunun çalışma alanları ve değerlendirme yöntemleriyle ilgili bilgiler verdi. Prof. Dr. Kocabıçak: “Üniversitelerin kalite standartlarını yükseltmek için yeni politikalar geliştirerek hayata geçiriyoruz. Sürekli iyileşme ve gelişme bilinciyle yürüttüğümüz çalışmalarımızın Üniversitelerimizi ulusal ve uluslararası düzeyde daha üst seviyelere taşıyacağına inanıyorum. Atatürk Üniversitesi de yapmış olduğu atılımlar ve uygulamaya geçirdiği dönüşüm süreçleri ile önemli bir ilerleme kaydetti. Bu düşüncelerle Rektör Çomaklı’ya nazik ziyareti için teşekkür ediyor, şahsı nezdinde Atatürk Üniversitesi ailesine başarı dileklerimi iletiyorum” dedi. “Kariyer Fuarı, Öğrenci ile Sektör Arasında Köprü Görevi Görüyor” YÖKAK ziyaretinin ardından Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisine konuk olan Rektör Prof. Dr. Ömer Çomaklı, Başkan Doç. Dr. Salim Atay ile bir araya geldi. Kurulduğu günden itibaren İnsan Kaynakları Ofisi ile yakın ilişkiler içerisinde olduklarına dikkat çeken Rektör Çomaklı, özellikle Atatürk Üniversitesi bünyesinde üç kez düzenlenen Bölgesel Kariyer Fuarlarının öğrenciler ile sektör temsilcilerini buluşturma noktasında önemli bir başarı yakaladığını söyledi. Birçok öğrencinin mezun olduktan sonra bu fuarlar aracılığıyla kurdukları bağlantılar ile iş sahibi olduğunu belirten Rektör Çomaklı, böylesine bir imkânın oluşmasına vesile olan İnsan Kaynakları Ofisi Başkanı Doç. Dr. Salim Atay’a teşekkür etti. Başkan Atay: “Atatürk Üniversitesi, Önemli Statüleri Elde Etti” Atatürk Üniversitesinin başta bulunduğu şehir olmak üzere bölgesi ve ülke yükseköğretimi açısından kıymeti ölçülmez bir değere sahip olduğunu vurgulayan Başkan Atay ise Doğu Anadolu Bölgesini kapsayan ve her yıl düzenli olarak gerçekleştirilen Kariyer Fuarının geniş bir kitleye ulaşmasında emeği geçen herkesi yürekten kutladığını söyledi. Bu doğrultuda Atatürk Üniversitesinin “Öğrencilerin En Memnun Olduğu Kariyer Fuarı” ünvanının da sahibi olduğunu hatırlatan Atay: “Öğrencilerin kariyer yolculuklarında onları yalnız bırakmayan ve mezuniyet sonrasında dahi yanlarında olan, hem Araştırma Üniversitesi statüsüne kavuşan hem de kalite sürecine yoğun katkı sunan Atatürk Üniversitesinin bu başarı sürecinin mimari Rektör Çomaklı’ya tüm emek ve gayretleri için teşekkür ediyor, kendisine ve üniversite ailesine çalışmalarında kolaylıklar diliyorum” dedi.
Ordu Sudan bedava elektrik: Fatura 3’te bir düştü Ordu’da yaşayan, Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Meslek Yüksekokulu Elektrik Bölümü’nden mezun emekli imam Ahmet Ergin, dere kenarına hurda malzemeleri de kullanarak kurduğu sistem ile evinin elektrik ihtiyacının büyük bir kısmını bedava karşılıyor. Altınordu ilçesi Kayabaşı Mahallesi’nde ikamet eden 72 yaşındaki emekli imam Ahmet Ergin, 2002 yılında emekli olduktan sonra hobi olarak başladığı elektronik işler ile uğraşısını ilerletti. KTÜ Meslek Yüksekokulu Elektrik Bölümü’nden mezun olan Ergin, elektrik faturalarını düşürmek hedefiyle evinin yaklaşık 150 metre uzağında bulunan dereye bir sistem kurmak için çalışmalara başladı. Sistemi 10 yıldır sorunsuz kullanıyor, faturalar 3’te bir düştü Yaptığı araştırmaların yanı sıra, elektrik mühendislerden de bilgiler alan Ergin, az bir suyu olan derenin kenarına yaklaşık 10 yıl önce elektrik üreten sistemi kurdu. Aralarında, hurdalıktan aldığı ve kullanılmış olan malzemeleri birleştiren Ergin, kurduğu sistem ile elektrik faturalarını 3’te bir oranına kadar düşürdü. “İnsanlar bana olmaz dedi ama elektrik üretimini başardım” Ergin, emekli olduktan sonra evinin yakındaki dereyi kullanarak, elektrik üretimi yapmaya karar verdiğini söyledi. Bu konuda mühendislere de danıştığını ancak olumlu yanıtlar alamadığını ifade eden Ergin, ‘olmaz’ diyenlere rağmen çabalamayı bırakmadığını belirtti. Ergin, “Gördüm ki 500 devirde 2 kw elektrik üretiliyormuş, Alternatör aldım ve bunu çarklara bağladım, bu sayede 750-800 watt elektrik ürettim. Bununla kullanabildiğim kadar 10-15 tane lamba bağladım ve kullanıyorum” diye konuştu. “800 watta kadar olan eşyaları çalıştırıyor” “Tesisatta suyum 50’lik boruyu dolduruyor, 200 metreden geliyor ve 37 metre yükseklikten basıyor. Daha yüksek olsa bir bu kadar da elektrik üreteceğime inanıyorum” diyen Ergin, “Bu haliyle yaklaşık 800 watt üretiyorum. Bu şekilde 800 watt üzerinde olan eşyaları, örneğin elektrik şofbeni çalıştırmaz ancak buzdolabı, soğutucu, televizyon ve lambaları çalıştırıyor” ifadelerine yer verdi. Parçaların hepsi hurdadan, elektrik faturası 3’te 1 oranda düştü Ergin, yaklaşık 10 yıldır elektrik faturalarının 3’te 1 oranda düştüğünü belirterek, “Sabaha kadar da her yer yanıyor. Ben bu kadar az bile olsa dere yakınında suyu olan herkese bu sistemi tavsiye ederim. İnsanlar devletimiz üretecek diye beklemesinler. Kanuni yönden ise 500 wattan aşağısı serbest, insanlara da bu konuda yardımcı olmak isterim. Kimi zaman gelenler oldu, kurmak için bilgi aldılar. Dere ile benim evin arası 150 metre, çoğu parçayı da hurda ve kullanılmış olarak temin ettim. Yani orada kullanılmamış parça yoktur” şeklinde konuştu.