POLİTİKA - 25 Şubat 2019 Pazartesi 12:51

Bakan Kurum: “Karamanımızın, şehirlerimizin 50 yıl sonrasını planlamak zorundayız"

A
A
A
Bakan Kurum: “Karamanımızın, şehirlerimizin 50 yıl sonrasını planlamak zorundayız"

Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Cumhurbaşkanının açıkladığı manifesto çerçevesinde 11 maddenin 8 tanesinin kendi bakanlığını ilgilendirdiğini söyleyerek, "50 yıllık, 100 yıllık planlarımızı yapacağız.

Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Cumhurbaşkanının açıkladığı manifesto çerçevesinde 11 maddenin 8 tanesinin kendi bakanlığını ilgilendirdiğini söyleyerek, "50 yıllık, 100 yıllık planlarımızı yapacağız. Karamanımızın, şehirlerimizin 50 yıl sonrasını planlamak zorundayız" dedi.


Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, yerel seçim çalışmalarına katılmak ve bu kapsamda sivil toplam kuruluşları ile sanayicilerle toplantı yapmak üzere Karaman’a geldi. Bakan Kurum, AK Parti Karaman İl Teşkilatında, AK Parti Karaman İl Başkanı Mehmet Er, AK Parti milletvekilleri Recep Şeker, Selman Oğuzhan Eser, Belediye Başkanı Ertuğrul Çalışkan, AK Parti Belediye Başkan adayı Mahmut Sami Şahin ve partililer tarafından karşılandı.


Bakan Kurum, il teşkilatında yaptığı açıklamada, çevreyi koruyan değer katan, kültür üreten, dünya şehirleriyle yarışan marka şehirler yapmak istediklerini söyledi. Bu manada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın manifestosunu hatırlatan Bakan Kurum, "Bu manifesto çerçevesinde 11 maddelik eylem planı vardı. 11 maddenin baktığınızda 8 tane maddesi de direkt bizim bakanlığımızı ilgilendiriyor. Nedir bunlar? 50 yıllık, 100 yıllık planlarımızı yapacağız. Karamanımızın, şehirlerimizin 50 yıl sonrasını planlamak zorundayız. 50 yıl içerisinde bu şehirdeki tarım alanlarını, bu şehirdeki turizm alanlarını, bu şehirdeki sanayi alanlarını planlamak suretiyle ve bu planı da hakkaniyet çerçevesinde kimseye ayrıcalık tanımadan, kimseye farklılık tanımadan ve sizin de içinizde olduğu bir süreç içerisinde bu planları yapmak zorundayız. Bu planları yaparken bütün ulusal, mekansal strateji planı çerçevesinde ve onun altlığı çerçevesinde inşallah şehrimizin, Karamanımızın 50 yılını planlayacağız. Bu plan altlığı kentsel dönüşüm stratejisi olacak. Kentsel dönüşümle alakalı Karamanımız 5. derece deprem bölgesi. Çok acil dönüşmesi gereken alanları yok. Ancak şehir merkezinde yıkık, çöküntü alanlar var. Bu alanları boşaltmak ve şehir merkezinde bir meydan oluşturmak suretiyle bir çalışmamız var. İnşallah o çalışma Karamanımız için çok önem arz ediyor. O çalışmayı yaptığımız zaman şehirdeki kentsel dönüşümü, şehirdeki tarihsel, kültürsel dönüşümü inşallah gerçekleştirmiş olacağız. Bunun dışında sanayi alanlarını biliyorsunuz şehrin dışına çıkarma projemiz var. Yine Karaman’da da bu tarz projemiz var. Küçük Sanayi Sitesini şehrin dışına çıkaracağız. Hem mevcut yerinde Millet Bahçesi yapmak suretiyle hem de buradaki vatandaşlarımızı mağdur etmeyecek bir şehir planlaması yapmak istiyoruz. Tabii alt yapıdan üst yapıya bu manifestoda birçok madde var. Biz de şehirlerin yaşam kalitesini arttırmak adına bu manifesto çerçevesinde inşallah bütün şehirlerimize gitmek suretiyle de bu çalışmayı yapıyor olacağız" diye konuştu.



“Bu ülke CHP iktidarı döneminde ne zaman bahar gördü ki bu martta görsün”


CHP’nin seçim manifestosunu da açıkladığını anımsatan Bakan Kurum, "Diyorlar ki manifestoda Mart’ın sonunda bahar gelecek. Ya bu ülke CHP iktidarı döneminde ne zaman bahar gördü ki bu Mart’ta görsün. CHP’nin karnesi belli. Pehlivan mindere çıkışından bellidir değerli hemşehrilerim. Bunların belediyecilik karnesi de belli, kariyeri de belli. Biz inşallah bu anlayışı biliyorsunuz Cumhurbaşkanımız 1994 yılında CHP belediyecilik anlayışı Türkiye tarihine şöyle kazınmıştır; çöp, çamur, çukur belediyeciliği. Cumhurbaşkanımız geldiğinde işte bu üç olayla mücadele etti. Baktığınızda İstanbul’da çöp dağları vardı. Bu çöp dağlarını kaldırabilmek adına biz düzen, depolama tesisleri yaptık. Haliç’in temizlenmesi için boğazdan su aktardık ve şu an Haliç’te balıklar yüzüyor. Sokaklarda çöpler toplanmıyordu, su kuyrukları vardı. Çöp dağlarında patlamalar oldu ve kardeşlerimizi kaybettik. O günden bugüne baktığınızda Türkiye’nin çehresi adeta değişti. Şehirleri çehresi değişti. Karaman’a da baktığınız da aslında bu 16 yıllık süreçte şehir, hastanesiyle, yoluyla okullarıyla birçok süreci gelişti. İnşallah gelişmeye de devam edecek" dedi.



"Herkesin gönlüne gireceğiz, herkesin kalbini fethedeceğiz"


Bakan Kurum, "Bizim belediyecilik anlayışımız aslında biz Mevlana’nın torunları olarak, gönüle dokunmak zorundayız. Gönüllere, kalplere girmek zorundayız. Bize yakışan budur. Biz inşallah bunu Karaman’dan tüm Türkiye’ye göstermek zorundayız. Mevlana’nın torunların olarak, Yunus Emre’nin torunları olarak inşallah bunları herkese göstereceğiz. Bizim bu süreçte gerçekten yapacak çok işimiz var. Bilhassa 18 yaşındaki gençlerimize bu 16 yıllık dönemde neler yapıldı, bunları çok iyi anlatmamız gerekiyor. Çünkü onlar hiçbir zaman yokluğu, yoksulluğu bu su kuyruklarını, çöp dağlarını görmediler. 18 yaşındaki vatandaşlarımıza, kardeşlerimize, gençlerimize bunları çok iyi anlatmamız gerekiyor. O noktada size çok iş düşüyor. Bu süreçte 31 Mart’a kadar, 40 günümüz kaldı. Gerçekten tevazu içerisinde, samimiyet içerisinde insanlara dokunmak suretiyle gideceğiz bu projelerimizi anlatacağız. Herkesin gönlüne gireceğiz, herkesin kalbini fethedeceğiz. Bizim belediyecilik anlayışımız bu. Sosyal belediyecilikle gelip şu an gönül belediyeciliği anlayışında önce millet, önce memleket anlayışıyla tevazu içerisinde bu süreci yürüteceğiz" şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Nevşehir Kapadokya Üniversitesi’nden tarihi başarı Kapadokya Üniversitesi İnsansız Hava Aracı Sistemleri Uygulama ve Araştırma Merkezi, havacılık alanında önemli bir başarıya imza attı. Üretilen İHA, +25kg kompozit gövde yapısıyla Türkiye’de ilk kez üretilerek tescil sertifikası alan ilk İHA-2 oldu. Üretilen İnsansız Hava Aracı (İHA), İHA-2 kategorisinde ve +25kg kompozit gövde yapısıyla Türkiye’de ilk kez Kapadokya Üniversitesi tarafından üretilerek tescil sertifikası alan ilk İHA-2 olarak tarihe geçti. Tescil sertifikasını Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nden (SHGM) alan Kapadokya Üniversitesi İnsansız Hava Aracı Sistemleri Uygulama ve Araştırma Merkezi, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından “İnsansız Hava Aracı Üreticisi” resmiyeti kazanarak Sanayi Sicil Belgesi de aldı. Konuyla ilgili bir açıklama yapan Havacılık Programları Koordinatörü Samet Gençağ, “İnsansız Hava Aracı Uygulama ve Araştırma Merkezimiz tarafından üretilen insansız hava aracı İHA-2 kategorisinde yer alan, 27 kilogram maksimum kalkış ağırlığına sahip. Bu hava aracımız tamamen üniversitemiz bünyesinde bulunan araştırma ve uygulama merkezimiz tarafından geliştirilmiştir. Tasarımı, üretimi ve tescillenmesi tamamen üniversitemiz tarafından gerçekleştirilmiştir. Üretmiş olduğumuz bu hava aracı Türkiye’de bir üniversite tarafından üretilmiş ve tescili alınmış ilk İHA-2 sınıfı hava aracı olma özelliğine sahiptir. Üniversitemizin kabiliyetleri ve mevcut imkanları doğrultusunda ürettiğimiz bu hava aracıyla Sanayi ve Teknoloji Bakanlığından üretici belgesi almış bulunmaktayız. İlerleyen süreçlerde seri üretime geçmeyi hedeflemekteyiz. Bu aracımız şu an eğitim amaçlı üretilmiştir, çeşitli varyasyonları bulunmaktadır. Bu varyasyonlar tarımsal alanlarda ilaçlama, görüntü alma ve hava trafik yönetimi gibi eğitim dışında farklı uygulamaları da bulunmaktadır. Şu an İHA-2 sınıfında olan hava aracımızı ilerleterek 150 kilogram ve üstü olan İHA-3 sınıfı bir hava aracı üretmek ve ilerleyen aşamalarda içerisinde kontrol eden bir insanın olmadığı ancak insan taşıyan hava taksi projemiz de bulunmaktadır" dedi. Öğr. Gör. Emin Tugay Kekeç ise, "İHA-2 kategorisinde geliştirdiğimiz insansız hava aracında tasarım, üretim ve montaj kısımlarını da tamamen üniversitemiz uygulama, araştırma merkezimiz imkanları dahilinde öğrencilerimizle birlikte gerçekleştirdik. Dokümantasyon tarafı da tamamen bize ait. İHA’da kullandığımız ekipmanlar, özellikle hafifliği ve dayanma açısından kompozit yani karbonfiber ve alışımı, türevleri, malzemeler kullandık. Bunların tasarımını ve üretimini de tamamen üniversitemiz bünyesinde gerçekleştirdik. İnsansız hava aracımız değişken faydalı yük sistemiyle birlikte farklı uygulama alanlarında kullanımı mümkündür. Ek olarak ilerleyen dönemlerde kargo taşımacılığı gibi alanlarda da değiştirilebilir bir mekanizmayla bu sistemi aktif hale getirebileceğiz" diye konuştu.
Tokat Köylerinde cep telefonu çekmeyen kadınlar boş vakitlerini kurslarda değerlendiriyor Tokat’a 71 kilometre uzaklıkta bulunan Alpudere köyünde, telefon hattı çekmemesi nedeniyle köy halkının isteği üzerine açılan kurs sayesinde kadınlar eğlenceli vakit geçiriyor. Tokat’a 71 Sulusaray ilçesine ise 6 kilometre uzaklıkta bulunan Alpudere köyünde, telefon hattı çekmemesi nedeniyle kadınlar evde sıkılıyordu. Kış aylarında eve kapanan kadınların bu durumuna son vermek isteyen köy muhtarı, kaymakam ve ilçe halk eğitim merkezi ile görüşerek harekete geçti. Yapılan görüşmeler sonucunda dikiş nakış kursu açılmasına karar verildi. Ev işlerini tamamlayan kadınlar, köy konağında açılan dikiş nakış kursuna katılarak vakitlerini değerlendiriyor. Kurs kapsamında, tahta baskılar ile kumaşları boyama, dikiş ve nakış gibi el işleri öğretiliyor. Kursiyerler, istedikleri her türlü ürünü geliştirme imkânı buluyor. “Kursumuzu köy konağımızda açtık” Kursun açılış aşaması hakkında bilgiler veren köy muhtarı Tuncay Algeç, "Yaklaşık 3 ay önce kaymakamımız ve ilçe halk eğitim merkezi müdürüyle yaptığımız görüşmeler neticesinde buraya bir kurs açma gereği gördük. Kış aylarında bayanlarımızın evde kalmalarındansa burada bir şeyler öğrenip aile ekonomilerine katkı sağlayabilirler mi diye düşündük. Bu kapsamda kursumuzu köy konağımızda açtık. Şu anda da faal durumda da çalışıyor" dedi. “Ev ekonomilerine katkıda bulunuyorlar” Nakış kursu öğreticisi Zeynep Kavlak ise, "Halk eğitim merkezi olarak buraya öğrencilerime kurs vermeye geliyorum. 17 tane kursiyerim var. Her sabah Sulusaray ilçesinden Alpudere köyüne geliyorum. Saat 9’dan 3’e kadar burada eğitim veriyorum. Kursiyerlerimle güzel çalışmalar yapıyoruz. Bayanlara tahta baskı, masa örtüsü, dikiş öğretiyoruz. Herkes ailesine, eşine ve çocuklarına dikiş nakıştan ürünler yapıyor. Hem aile bünyesine katkı sağlıyorlar hem de çocuklarının çeyizlerini hazırlıyorlar" şeklinde konuştu. Bir kursiyer, “Artık telefona da ihtiyacımız olmuyor. Nakışlarımızı evlerimize götürüp evimizde de yapıyoruz” diyerek kursun kendilerine sağladığı pratiklikten memnuniyetini dile getirdi. Köy konağında düzenlenen dikiş nakış kursu, köy halkına yeni bir sosyal etkinlik alanı sunmanın yanı sıra, kadınların evde sıkılmadan vakit geçirebilecekleri ve becerilerini geliştirebilecekleri bir ortam sağlıyor.
Manisa Başkan Ergün tedavi gördüğü hastaneden taburcu oldu Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Cengiz Ergün, geçirdiği rahatsızlığın ardından yapılan tedaviye alerjik reaksiyon gösterince Manisa Celal Bayar Üniversitesi Hafsa Sultan Hastanesi’ne yatırıldı. Bugün sabah saatlerinde taburcu olan Başkan Ergün, "Bana dua eden çok insan olduğunu biliyorum. Onlara da şükranlarımı sunuyorum. Sağ olsunlar, var olsunlar. Bugün biraz daha dinleneceğim. Yarın ve cumartesi günü yine vatandaşlarımızla kucaklaşacağız" dedi. Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Cengiz Ergün, salı günü rahatsızlanarak Manisa Celal Bayar Üniversitesi Hafsa Sultan Hastanesine başvurdu. Burada yapılan tedaviye alerjik reaksiyon gösteren Başkan Ergün, hastaneye yatırıldı. Tedavisi tamamlanan Başkan Ergün, bugün sabah saatlerinde taburcu edildi. Evinde istirahat eden Başkan Ergün, yarın itibariyle seçim çalışmalarına kaldığı yerden devam edeceğini bildirdi. Başkan Ergün, “2 gün önce bronşlarla ve ses tellerimdeki sıkıntıyla ilgili bir serum almak için hastaneye geldim. Son 2-3 güne girdiğimiz bu süreçte bir takviye yapalım demiştim. Ancak, serumu alırken ilave bir ilacın verilmesiyle bir alerjik reaksiyon oluştu. Bu alerjinin etkileri vücutta bazı tepkimelere sebebiyet verdi. Çok şükür ilk 24 saat içerisinde hemen doktorlarımız, hemşirelerimiz gerekli muayeneleri, her türlü tedbirleri aldılar ve bizi sağlımıza kavuşturdular. Ancak tedbir amaçlı hastanede kalmaya devam ettik. Hepimize öncelikle geçmiş olsun diyorum. Gerçekten zor bir süreçti. Bu süreci geride bıraktık. Tabiki, dualarımız var, hayırlarımız var. Vatandaşımızın gönül bağıyla bağlılıkları, duaları bizlere ulaştı. Bugün, şu saatte sağlığımın çok iyi olduğunu buradan ifade ediyorum. Herkese çok teşekkür ediyorum. Bana dua eden çok insan olduğunu biliyorum. Onlara da şükranlarımı sunuyorum. Sağ olsunlar, var olsunlar. Bugün biraz daha dinleneceğim. Yarın ve Cumartesi günü yine vatandaşlarımızla kucaklaşacağız inşallah” dedi.