GENEL - 06 Aralık 2019 Cuma 11:15

Şehit Oğuzhan Küçük’ün ismi yeğenine verildi

A
A
A
Şehit Oğuzhan Küçük’ün ismi yeğenine verildi

Hakkari’nin Şemdinli ilçesi Tekeli üs bölgesinde iki yıl önce nöbet tutarken PKK’lı teröristlerce düzenlenen havan saldırısında şehit düşen Piyade Sözleşmeli Er Oğuzhan Küçük’ün ismi yeni dünyaya gelen yeğenine verildi.

Hakkari’nin Şemdinli ilçesi Tekeli üs bölgesinde iki yıl önce nöbet tutarken PKK’lı teröristlerce düzenlenen havan saldırısında şehit düşen Piyade Sözleşmeli Er Oğuzhan Küçük’ün ismi yeni dünyaya gelen yeğenine verildi. Oğlu şehit olduğunda "Ayıp olmasa güler oynarım" diyerek hafızalara kazınan dede Alaaddin Küçük, ezan okuduktan sonra bebeğin kulağına eğilerek senin adın ’Oğuzhan’ dedi.


Kardeşi Oğuzhan Küçük Hakkari’de görev yaptığı zaman kendisi de Hakkari Çukur’dan Kuzey Irak’ta sözleşmeli er olarak görevlendirilen ağabey Mücahit Hamza Küçük, kardeşi şehit olduktan sonra erkek evladı olduğu zaman Oğuzhan ismini vereceği sözünü verdi. Kardeşinin adını yaşatmak ve aynı kaderi paylaşması için böyle bir karar aldığını söyleyen Mücahit Hamza Küçük, kendisi de çatışmalarda yaralanarak gazi oldu. Ardından hayatını Esma Küçük ile birleştiren Mücahit Hamza Küçük, dünyaya gelen oğluna şehit kardeşi Oğuzhan’ın ismini verdi. Oğuzhan Küçük’ün şehadet haberini aldığı zaman "Ben üzülmem buna. Ayıp olmasa güler oynarım. Silahım olsa 3 el havaya ateş ederim" diyerek hafızalarda yer edinen baba Alaaddin Küçük de, ezan okuduktan sonra kulağına senin adın ’Oğuzhan’ dedi.



"Dikkat et ya sen ya ben şehit olacağız"


Şehit olmadan önce kardeşiyle aralarında geçen diyalogları anlatan Mücahit Hamza Küçük, "O zaman 25 Haziran 2017 idi. Oğuzhan ile telefonla sık sık konuşuyorduk. Bayram günü bayramlaştık. Daha sonrasında telefonda 1 hafta sonra bana görevi bırakacağını söyledi. Kız isteyeceğiz, evleneceğiz. Biz de o muhabbetleri yapıyorduk beraber. Ben de ona dedim ki, ’dikkat et, ya sen ya ben ikimizden biri şehit olacağız. Bunlar iyice azıttılar bak’ dedim. O da ’Tamam abi’ dedi. Aradan 24 saat geçti. 3 günlük görevden yeni dönmüştük. İşte gözümüze uyku girmiyordu. Bölük komutanıyla bölük astsubayı beni odasına çağırdı. Yanlarına gittiğimde bana ’kardeşin yaralandı, hemen hazırlan helikopterle Van’a gideceksin refakatçi olacaksın’ dediler. ’Bana şehit olduysa şehit oldu deyin sonradan sürpriz olmasın’ dedim. Ondan sonra ’yok yaralı’ dediler. Hemen hazırlandım Kuzey Irak’tan bizi alıp Çukurca’ya Tugay’a götürdüler. Oradan da helikopterle Hakkari merkeze götürüldüm. Zaten o anda anladım şehit olduğunu. ’Allah şehadetini kabul etsin’ diye söyledim. 15 dakika sonra bir helikopter iniş yaptı. Helikopterin kapısını açtıklarında içinde bayrağa sarılmış bir tabut vardı. Helikopterin içine giremedim. Sonra arkamdan iteklediler kapıyı örttüler. Diz çöktüm ben de. Diğer herkes helikopterin içerisinde taburelerde oturuyordu. Ondan sonra ’bu şehit kim’ dedim. ’Nereli bu şehit dedim. Çünkü bizim için normaldi şehit görmek. Ondan sonra ’Şemdinli Tekeli Taburundan’ dediler. ’Yoksa bu çocuğun adı Oğuzhan Küçük mü?’ dedim. Arkamdan astsubay üst çavuş, omuzlarımdan tuttu ’sen Mücahit misin? dedi. ’Evet’ dedim. ’Sen kimsin dedim?’. ’Oğuzhan şehit oldu vatan sağ olsun, Allah şehadetini kabul etsin’ dedi. Ben de o anda bir on saniyelik falan isyan ettim ’ben sana dikkat et demedim mi?’ diye. Ondan sonrasında ’Allah şehadetini kabul etsin’ dedim. 2015’in Kasım ayından itibaren izinlerim denk gelmedi. Eşimle tanıştıktan sonra Allah dualarımızı kabul etti evlendikten 2 ay sonra çocuk olacağının haberini aldık. Cinsiyetine hiç bakmadık ne verirse Allah verir doğumda öğreniriz dedik. Allah’ta doğumda bize bir erkek evlat nasip etti. Çok şükür yeni bir Oğuzhan Küçük verdi. Biz kulağına ezanı okuduk. Babam okudu, babam verdi adını Allah versin yaşını işte. İnşallah kardeşimle aynı kaderi yaşar. Nasipse oda şehadet şerbeti içsin. Bize gazilik yakıştı ona da şehadet, amcası gibi olsun tek duamız o. Vatana millete hayırlı bir evlat olsun" dedi.



“Bu milleti kimse bölemeyecek ve parçalayamayacak”


Torununu kucağına almanın mutluluğunu yaşadığını belirten dede Alaaddin Küçük, "2 yıl önce vatan için Oğuzhan Küçük oğlum şehit oldu. Allah öyle büyük ki, 2 yıl sonra tekrar şehidin ismiyle beraber bir Oğuzhan Küçük adında torunumuz dünyaya geldi. Şu andan itibaren bizim görevimiz ona Allah’ı öğretmek, bayrak sevgisini öğretmek, şehadeti öğretmek, ismini aldığı şehit Oğuzhan Küçük amcası gibi onun hayatını örnek almak. Yani biz bebeklerimizi bile doğar doğmaz bu şekilde yetiştiriyoruz. Evvela Allah’ın izniyle. Bu milleti kimse bölemeyecek ve parçalayamayacak. Babadan oğula, oğuldan toruna vatan için, hilal için şehit olmayı nesilden nesile aktaran bir milletiz. Bu böyle ilelebet sürecek. Bu böyle sürdüğü sürece de bu millete asla kimse boyun büktüremeyecek. Biz Allah’a ve şehadete inandığımız sürece birlik beraberlik içinde, kimse bizi yıkamayacak Allah’ın izniyle. Düşmanlarda, hainlerde bunu böyle bilsin" diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aksaray Ruhsatsız tabanca ile yakalandı, “Taşımıyorum bozuk” diyerek tüfek ruhsatı gösterdi Aksaray’da ruhsatsız tabanca ile yakalanmasına rağmen önce “Taşımıyorum” deyip inkar eden, sonra da “Bozuk” diyen sürücü bir de “Ruhsatım var” diyerek tabanca yerine tüfek ruhsatı gösterdi. Olay Gülağaç Yolu Kireçlik Mevkiinde yaşandı. Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde gece yarısı bekçilerin de katıldığı asayiş ve trafik uygulaması yapan İl Emniyet Müdürlüğü asayiş ile trafik şubesi ekipleri şüphe üzerine Gülağaç ilçesinden Aksaray merkez istikametine seyreden Ali B. (38) idaresindeki 51 ACV 230 plakalı otomobile "dur" ihtarında bulundu. Sürücüsü ehliyet ve ruhsat kontrolünden geçirildikten sonra araçta arama yapan bekçiler araç içerisine gizlenmiş bir adet tabanca buldu. Kullandığı araçta tabancayla birlikte yakalanmasına rağmen “Taşımıyorum” diyen sürücü Ali B. daha sonra tabancanın bozuk olduğunu belirterek işlem yapılmasından kaçmak istedi. 2 ayrı bahanesiyle başarılı olamayan sürücü bu kez de “Ruhsatım var” diyerek yakalattığı tabanca yerine tüfek ruhsatı gösterdi. 3 ayrı bahanesiyle işlemden kaçamayan sürücü son olarak tabancayı kabullenerek “Benim, tamir için taşıyorum” dedi. Tabancaya bekçiler tarafından dolu boş kontrolü yapıldıktan sonra el konulurken ruhsatsız tabanca taşımaktan gözaltına alınan sürücü adli işlemler için polis merkezine götürüldü.
Bartın Bartın’daki feci yangının tanıkları yaşanan dehşeti anlattı Bartın’da 1 kişinin öldüğü, 2 kişinin yaralandığı yangında şok detaylar ortaya çıkarken, olayın tanıkları ise yaşanan dehşeti anlattı. Bartın’ın Kayadibikavlak Köyü Örencik Mahallesi’nde bulunan tek katlı bir evde saat 20.30 sıralarında kesin sebebi henüz bilinmeyen bir nedenle yangın çıktı. Bitişiğindeki eve de sıçrayan yangında Tevfik Çetinbağ hayatını kaybederken, eşi Seher Çetinbağ, ile kardeşi Selim Çetinbağ ağır şekilde yaralandı. Olay yerine itfaiye, jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. İtfaiye ekiplerinin yaklaşık 2 saat süren çalışmalarının ardından yangın söndürülürken, iki ev de kullanılamaz hale geldi. Yaralılar ambulansla hastaneye kaldırılırken, durumlarının ağır olduğu belirtildi. Boş tüpü itfaiye evden uzaklaştırdı Yangın esnasında Bartın Merkez İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri, bölgede geniş güvenlik tedbirleri alındı. Yangının tamamen söndürülmesinin ardından nöbetçi savcı ve olay yeri inceleme ekipleri, evin içerisinde, çevresinde detaylı inceleme yaptı. Evin kapısının önündeki boş tüp ise, ekiplerin incelemesinin ardından bir itfaiye eri tarafından kapının önünden alınarak, yola çıkartıldı Faciada şok detaylar Facianın ardından olayla ilgili sır perdesi de aralanmaya başladı. Yanarak ölen Tevfik Çetinbağ’ın yatalak hasta olduğu ve yangından kaçamadığı öğrenildi. Patlama esnasında kocasıyla birlikte evde bulunan Seher Çetinbağ’ın patlamanın hemen ardından yardım istemek için dışarı çıktığı ve kocasının kardeşi olan Selim Çetinbağ ile birlikte yatalak eşini kurtarmak için alevlerin arasına girdiği belirtildi. Alevlerin arasında kalan Seher Çetinbağ ve kaynı Selim Çetinbağ, Tevfik Çetinbağ’ı kurtarmayı başaramazken, kendileri de ağır bir şekilde yaralandı. "Gaz sızıntısı" iddiası Yapılan ilk incelemelerde, Seher Çetinbağ’ın olaydan birkaç saat önce tüp değişimi yaptığı belirlendi. Dolu tüpü kendisini ocağa monte ettiği ileri sürülen Seher Çetinbağ’ın, yemek yapmak için tüpü açtıktan bir süre sonra tüpten sızan gazın alev aldığı ve patlamanın meydana geldiği tahmin ediliyor. Yangının kesin sebebinin ise itfaiye ve olay yeri inceleme ekiplerinin hazırladığı raporların tamamlanmasının ardından ortaya çıkacağı kaydedildi. Patlama sesine irkildiler Alevlerin kül ettiği evlerin yaklaşık 5 metre uzağındaki evde oturan Belma Çetinbağ ve yengesi Fatma Çetinbağ, o anlarda yaşanan dehşeti anlattı. Yangında amcasını kaybeden ve babası yaralanan Belma Çetinbağ, yemek yerken patlama sesi ile irkildiklerini kaydetti. Patlama sesinin ardından dışarı çıktıklarında ise amcasının kaldığı evin alevlerin arasında kaldığını gördüğünü kaydeden Belma Çetinbağ, “Akşam yemeği yiyorduk. Ben yan evdeki üst kattaydım. Bir yerde bir patlama gibi bir ses oldu. Ben yengeme, soba gibi bir şey patladı dedim. Yengem dışarı çıktı. Ev yanıyor diye bağırmaya başladı. Dışarı çıktım ben de, baktım ahşap ev birden alev almış” dedi. Kurtarmak isterken alevlerin arasında kaldılar Babası ve yengesinin yatalak amcasını kurtarmak için alevlerin sardığı eve girince yaralandığını söyleyen Belma Çetinbağ, “Babamla yengem de, sakat amcamı kurtarmak için eve girmişler ama kurtaramamışlar. Zaten ev bir anda alev aldı. Evde 2 kişi vardı, amcamla yengem vardı. Tüp patlayınca yengem, dışarı çıkıp bizimkileri mi çağırdı, ne olduğunu tam olarak bilmiyorum. Babamla, yengem tekrar amcamı kurtarmak için girmişler içeri. Sonuç olarak ikisi de yandı. Onlar da şu an hastanede. Amcam tamamen yandı. Yengem de yanmış olarak içeriden çıktı. Ambulans hastaneye götürdü. Amcam sakattı, sol tarafı hiç tutmuyordu, yatalaktı, yatağa bağlıydı” diye konuştu. “Yengem büyük ihtimal tüpü tam takamadı” Patlamanın ve yangının tüp değişiminden sonra olduğunu kaydeden Belma Çetinbağ, “Yengemin bu akşam tüpü değiştirdiği söylenmişti. Büyük ihtimal tüpü tak takamadı, çakmağı çakınca öyle patlama oldu. Zaten yengem tüpü yeni değiştirmiş. Büyük ihtimal tüpten oldu. Tüpü tam takamadı herhalde” diye konuştu. ‘Emmi yanıyor’ diye bağırma sesi duydum” Emmi yanıyor diye bağırma sesi üzerine alevlerin arasında kalan amcası Tevfik Çetinbağ’ı kurtarmaya çalıştığını anlatan Fatma Çetinbağ ise, “Akşam yemeğini yiyorduk, o anda aniden bir dinamit patlaması gibi bir patlama oldu. Ben merdivenden aşağıya inerken baktım emminin evi alev almış. ‘Emmi yanıyor’ diye bağırma duydum. Kurtarmaya çalıştım, camı falan açtım ama kurtaramadık. Bir şey yapamadık, çok üzgünüm. Yemek yaparken mi olmuş bilmiyoruz. Tüp mü patladı bilmiyoruz. Ama akşamüstü, boş tüpü kapının ağzına koydu. Galiba tüpten oldu” diye konuştu. Olay yerinde yapılan incelemelerin tamamlanmasından sonra ise Tevfik Çetinbağ’ın yanan bedeni, ceset torbasına konularak, evden çıkartıldı. Çetinbağ’ın cesedi, evin önüne getirilen tabutun içerisine yerleştirildi. Tabuta konulan Tevfik Çetinbağ’ın cesedi jandarma, itfaiye ekipleri ve vatandaşlar tarafından cenaze aracına taşındı.