ÇEVRE - 21 Mart 2019 Perşembe 17:38

180 fidan 180 öğrencinin eliyle toprağa dikildi

A
A
A
180 fidan 180 öğrencinin eliyle toprağa dikildi

Ahşabın başkenti olan Kastamonu’da Orman Genel Müdürlüğünün 180.

Ahşabın başkenti olan Kastamonu’da Orman Genel Müdürlüğünün 180. kuruluş yıl dönümü ve Orman Haftası etkinlikleri kapsamında etkinlikler düzenlendi. Etkinlikte 180 öğrenci fidan dikti.


Yüzde 65’i ormanlarla kaplı olan Kastamonu’da Orman Genel Müdürlüğünün 180. kuruluş yıl dönümü ve Orman Haftası etkinlikleri kapsamında ilkokul öğrencileri fidan dikti. Programın açılışında konuşan Kastamonu Valisi Yaşar Karadeniz, “Dolayısıyla bugün burada yapacağımız etkinliklerle özellikle Kastamonu’nun en iddialı olduğu alan olan ormancılığı konuşurken ormanlarımızın da konuşmak durumundayız. Hemen her meslek mensubu konuşurken bu memleketin dağında, taşında emeğimiz var diye konuşur. Elbette ki bu bir deyimdir, özdeyiştir. Ormancılarımızın hakikaten bu memleketin dağında, taşında emeği vardır. Çünkü onlar ülkenin her alanında şehir dışında, yerleşim alanlarında arazinin en zor olduğu şartlarda çalışan meslek mensuplarıdır. Bundan dolayı tüm ormancılarımıza teşekkür ediyorum, tebrik ediyorum. Ormancılık ilimiz açısından elbette çok önemli. Birincisi ormanın ilimize vermiş olduğu güzellik Kastamonu’nun birkaç yönden öne çıkmasını sağlıyor. Ve doğa turizmi başta olmak üzere birçok alanında da ilimize katkı sağlıyor” dedi.



“Orman şehri Kastamonumuzu her zaman korumalıyız”


Kastamonu Belediye Başkanı Tahsin Babaş, ormanların korunması gerektiğini ifade ederek, “Şöyle baktığımızda her tarafımız ormanlarla dolu. Özellikle milli parklarımız hakeza Kastamonu ve yöresini ciddi manada bir düzenlik ve özellik göstermektedir. Bakın Küre ve Ilgaz Milli Parklarının yanı sıra İstiklal Yolu Milli Parkı da bir milli park olarak yakın tarihimizde Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından ilan edilmiştir. Kastamonu, ormanı ile bütünleşen, ormanı seven, ağacı seven insanların oluşturduğu bir topluluktur. Özellikle orman köylülerimiz, ormanlarına bu zamana kadar çok değer vermişler, bunları korumuşlar ve onları yücelterek kendilerine yararlı hale getirmişlerdir. Bakın bugün Kastamonumuzda orman konusunda sunta, levha üretim açısından Türkiye’nin yüzde 10’ununu Kastamonu’dan karşılamaktayız. O nedenle orman şehri Kastamonumuzu her zaman korumalıyız, ormanlarımızı korumalıyız. Bu çocuklarımıza, gelecek nesillerimize orman sevgisini aşılamalıyız” şeklinde konuştu.



“Günümüze kadar 4 buçuk milyar fidan toprakla buluşturulmuştur”


Programda konuşan Kastamonu Orman Bölge Müdür Yardımcısı Mahmut Şentürk, “Doğal kaynaklarımızın vazgeçilmez bir noktası olan ormanlar ürettikleri oksijenle kalmayıp odun ve dışı ürünleri ile tıbbi ve hoş kokulu bitkileri ile canlıların ihtiyaçlarını karşılayan cefalı bir dosttur. İnsanlara huzur veren, havasıyla çağımızın yeşil olması, ormanların bizlerden beklentisi ormanları temiz tutmaktır" dedi.


Düzenlenen ağaç bayramı etkinlikleri kapsamında günümüze kadar 4 buçuk milyar fidanın toprakla buluşturulduğunu söyleyen Şentürk, "Milletçe peygamberimizin yarın kıyamet kopacağını bilseniz elinizdeki fidanı dikin hadisi şeriflerine yakışır bir şekilde yaşamanın gururu ve onuru içerisindeyiz” ifadelerini kullandı.


Okulundan fidan dikmeye gelen Beraysu Kurnaz, “Ben bugün ağaç dikmeye geldim. Ormanın önemini öğrendik. Şiirler okundu, konuşmalar yapıldı. Ormanımızı lütfen koruyalım” dedi.


Büyüklerine ağaç dikmeyi tavsiye ettiğini ifade eden Begüm İrem Beyazoğlu ise, “Ben okulda hep fidan dikmek istiyordum. Bugün de bu hayalimi gerçekleştirdim ve çok eğleniyorum. İki tane fidan diktim. Sonra buraya gelip bakacağım. Ormana zarar vermemeliyiz. Orman bizim yaşamımız için çok önemli. Bize oksijen gibi bir sürü ihtiyacımızı karşılıyor. Bende size ağaç dikmeyi tavsiye ederim” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Şehit oğlunun hasretini böyle gideriyor, odasını anı evine çevirdi 2018 yılında Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) Suriye’nin Afrin kentinde gerçekleştirdiği Zeytin Dalı Harekatı’nda şehit düşen İzmirli Piyade Uzman Çavuş Ali Akdoğan’ın annesi, oğlunun doğumundan şehit oluncaya kadar kullandığı eşyalarıyla anı odası oluşturdu. Şehit oğlunun eşyalarını koklayıp öperek özlem gideren annenin evi, minik ziyaretçilerle doluyor. Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) tarafından Suriye’nin Afrin bölgesinde yürütülen Zeytin Dalı Harekatı’nda, 10 Şubat 2018 tarihinde şehit olan Piyade Uzman Çavuş Ali Akdoğan’ın İzmir Bayraklı’daki evi, adeta müzeye çevrildi. Şehidin annesi Fatma Akdoğan, oğlunun şehit olmasının ardından odasında hatıralarını sergilemeye karar verdi. Şehit Ali Akdoğan’ın evdeki odası, bebeklik döneminde giydiği kıyafetler, eğitim hayatında aldığı karneler, askeri eşyaları, üniformaları, başarı belgeleri, fotoğrafları ve kişisel eşyalarının bulunduğu bir anı odasına dönüştürüldü. Oğlunun hayali olan tespih koleksiyonuna da odada ayrı bir yer tutan anne Akdoğan, 6 senedir özlemini yaşadığı oğlunun bebeklik kıyafetleri ve eşyalarını öpüp koklayarak hasret gideriyor. Eşyalarıyla hasret gideriyor Şehit düşen oğlunun 7 yıla yaklaşan hasretini eşyalarını koklayarak hasret gideren anne Fatma Akdoğan, şehidin odasını nasıl anı evine çevirdiğini anlattı. Akdoğan, "Oğlumun 2018 yılında Suriye Afrin’de yürütülen harekatta şehit olduğu haberini almıştık. Çok üzücü ancak bizim için aynı zamanda gurur verici bir durum. Onun yokluğunda evde hep onun eşyalarını bir yerlerden bulup duygusal anlar yaşıyordum. Ali, tespihlere çok düşkündü ve hep bir tespih koleksiyonu olsun istiyordu. Ben de bebeklikten bu yana onun kullandığı eşyaları, odasını müzeye dönüştürerek sergi yapmak istedim. Eşyalarını düzenleyip bir camekan yaptırıp buraya koydum. Oğlumun mayına bastığı botlardan tut, kundağı, zıbını, çorapları, bebeklikten beri her şeyini biriktirmişim. Buraya kurduğum ses sitemiyle de sürekli Kur’an okunuyor onun ruhu için. Onun kokusunu, hasretini eşyalarıyla gideriyorum" dedi. Minik ziyaretçilerle doluyor Şehidin anı evine dönüştürülen odasını ziyaret etmek, şehidin hatıralarını görmek için özellikle çocukların eve geldiğini söyleyen Fatma Akdoğan, ziyaretçiler geldikçe mutlu olduğunu söyledi. Akdoğan, "Buraya küçük öğrenciler geliyor, 5 yaşındaki çocuklar, lise öğrencileri, veliler, sürekli gelenler oluyor. Onlar geldikçe ben de mutlu oluyorum, tüm ziyaret etmek isteyenlere kapım açık" diye konuştu. Amcasının adını aldı Diğer oğlunun bebeğine de şehit amcası Ali Akdoğan’ın adını verdiklerini söyleyen Fatma Akdoğan, "Diğer oğlum, yeni doğan bebeğine ağabeyinin ismini koydu. Ali koydu ismini. Torunum da inşallah öyle cesur bir kahraman delikanlı olur. Ben de sevindim ve duygulandım. O da büyüdüğünde bu anı odasına gelerek amcasının nasıl bir kahraman olduğunu görür" sözlerine yer verdi. "Telefonla konuştuk, 2 saat sonra şehit oldu" Oğluyla yaptığı son telefon konuşmasından 2 saat sonra oğlunun şehit düştüğünü söyleyen anne Akdoğan, "Acısı çok büyük, gururu da büyük. Her zaman gurur duydum iki oğlumdan da. Ali Suriye’deydi şehit olduğunda ama bilmiyordum. Ben tedirgin olmayayım diye Kars’ta olduğunu söyledi. Ben yanına gitmek için Kars’a gelmek istediğimi söylediğimde gelmememi söyledi. Son telefon konuşmamızdan 2 saat sonra şehit oldu. Bugün 2 bin 228 gün oldu Ali şehit olalı. Yani 6 yıl 3 ay 8 gün oldu. Her gün sayıyorum. Bıkmadan, usanmadan ve gururla da her gün yanına gidiyorum Kadifekale Şehitliğine... Çok şükür metanetliyim. Eşim ve oğlum sürekli en büyük destekçilerim. Bu odada sürekli Kur’an-ı Kerim okunuyor. Gelen arkadaşlardan da Allah razı olsun. Hep inançlı insanlarımız buraya gelip ziyaret etmek istiyorlar; odasını görmek istiyorlar. Onlar da büyük tabi moral oluyor. Herkes saygı duyuyor şehit ailesi diye bize ve biz de saygı duyuyoruz. Çok teşekkür ediyorum herkese, gelen öğrencilere. Rabbim herkesin evladını bağışlasın" dedi. "Allah devletimize, milletimize zeval vermesin; hayat cesurları sever" Oğlunun her zaman söylediği ’Hayat cesurları sever’ sözünü de dilinden düşürmeyen Fatma Akdoğan, "Oğlumun yokluğu 7’inci seneye girdi. Biz iman gücümüzle, Kur’an, bayrak ve vatan sevgimizle ayakta dururuz. En büyük gururumuz şehitlerimizin mertebeleri. Ömür boyu gurur duymaya devam edeceğiz. Allah devletimize, milletimize, askerimize zeval vermesin. Ali ’Hayat cesurları sever’ derdi. Çünkü Ali’de hiç korku yok. Ne bir korku ne bir çekinme... Biz şehitlerimizle hep gurur duyuyoruz. Gazilerimizle de öyle. Rabbim düşmanlara fırsat vermesin. Terör destekçilerini, terör belasını Allah ’Kahhar’ adıyla kahretsin. Ali’nin anı odası herkese açık, herkes buraya gelip ziyaret edebilir" açıklamasında bulundu.