ÇEVRE - 31 Ekim 2024 Perşembe 15:53

2 bin 587 rakımlı dağın zirvesinde İstiklal Marşı’nı okuyup Cumhuriyet’in kuruluş yıldönümünü kutladılar

A
A
A
2 bin 587 rakımlı dağın zirvesinde İstiklal Marşı’nı okuyup Cumhuriyet’in kuruluş yıldönümünü kutladılar

Kastamonu’da, 101 üniversite öğrencisi 12 saat boyunca yürüyerek Ilgaz Dağı’nın 2 bin 587 rakımdaki zirvesinde İstiklal Marşı’nı okuyup Cumhuriyet’in ilan edilmesinin 101’inci yılını kutladı.


Kastamonu Valiliği koordinesinde Kastamonu Üniversitesi Turizm Fakültesi tarafından 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı etkinlikleri çerçevesinde Ilgaz Dağı’nın Büyük Hacet Zirvesi’ne Cumhuriyet tırmanışı gerçekleştirildi. Kastamonu Üniversitesi tarafından düzenlenen tırmanışa üniversitesinin çeşitli fakültelerinde eğitim gören 101 öğrenci katıldı. Tırmanışa katılan öğrenciler, ilk olarak otobüslerle Ilgaz Dağı’nın eteklerine kadar getirildi. Buradan tırmanışa geçen öğrenciler, yaklaşık 20 kilometre boyunca zirveye tırmandı. 12 saatlik bir yürüyüşün ardından 2 bin 587 rakımlı Ilgaz Dağı’nın Büyük Hacet Tepesi’nin zirvesine ulaşan öğrenciler, burada saygı duruşunda bulunup İstiklal Marşı’nı okudu. Etkinlik sonunda öğrencilere çeşitli ikramlarda bulunuldu.


“20 kilometre boyunca 2 bin 587 rakımda bulunan Büyük Hacet Zirvesine tırmandık”


Yürüyüşü koordine eden Kastamonu Üniversitesi Turizm Fakültesi Öğretim Görevlisi Hikmet Haberal, “Kastamonu’nun en yüksek dağı Ilgaz’ın en yüksek zirvesi olan 2 bin 587 rakımdaki Büyük Hacet Zirvesine Cumhuriyet Bayramı sebebiyle tırmandık. Bugün burada Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarıyla, bu vatan topraklarında hayatlarını kaybeden bütün şehitlerimizi anmak için zirve tırmanışı yaptık. Büyük Hacet Zirvesinden bütün şehitlerimizin ruhları şad olsun, mekanları cennet olsun, gazilerimize de sağlıklı uzun ömürler diliyorum” dedi.


20 kilometre boyunca yürüdüklerini belirten Haberal, “Büyük Hacet Zirvesine 12 saatlik bir yolculuk sonunda toplamda 20 kilometrelik bir güzergahtan çıkarak ulaştık. Şanlı Türk Bayrağımızı göndere çektik. 2 bin 587 metre yükseklikteki Cumhuriyet Bayramı kutlamamızı yaptık, bundan dolayı da gururluyuz. Etkinliğimize katılan öğrencilerimize de çeşitli ikramlarda bulunarak, salep içirdik” diye konuştu.


Büyük Hacet Tepesi zirvesine yaptıkları tırmanışla 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı kutladıklarını söyleyen Haberal, “Faaliyetimiz sabah 07.00 başlayıp akşam 20.00’ye kadar sürmüştür. Cumhuriyetimizin 101. yılı olması sebebiyle 101 öğrenci ile tırmanışımızı gerçekleştirdik. Günün anlamı ve önemi hakkında öğrencilerimize bilgiler verdik. Ilgaz Dağları ve coğrafi konumunda hakkında öğrencilerimize bilimsel bilgiler anlattık. Zirveye ulaştığımızda saygı duruşunda bulunup İstiklal Marşını okuduk. Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları, bu vatan için bu topraklar için şehit olan bütün şehitlerimizi burada rahmet ve minnetle andık. Onlar için burada zirve etkinliğini gerçekleştirdik. Cumhuriyeti onlar kurdu, bizler yaşatacağız” ifadelerini kullandı.


Haberal, kendilerine zirve tırmanışında destekle bulunan Kastamonu Üniversitesi ile Turizm Fakültesi başta olmak üzere Doğa Koruma ve Milli Parklar Kastamonu Şube Müdürlüğü ile özel dil kursuna destekleri için teşekkür etti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aydın EKODOSD’un konuğu sanat tarihçisi Serçek, Kuşadası müzelerini anlattı Kuşadası’nda Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği (EKODOSD) tarafından düzenlenen ’Çarşamba Söyleşileri’nin bu haftaki konuğu sanat tarihçisi Ersin Serçek oldu. Serçek, Kuşadası’nın tarihî dokusunu ve kentin kültürel mirasına katkı sağlayan müzeleri anlattı. Kent belleğini koruma amacıyla gerçekleştirilen söyleşide, sunuma Kuşadası’nın eski mahallelerinden Dağ Mahallesi ile başlandı. Kentsel sit alanı içinde yer alan, ödüllü cephe projeleriyle dikkat çeken Yıldırım Caddesi üzerindeki müzelerin tanıtıldığı etkinlikte, Serçek, her müzenin kentin geçmişine ışık tuttuğunu ifade etti. KUAKMER’in karşısında açılacak olan Oyuncak Müzesi’nin, geçmişin izlerini taşıyan oyuncaklarla çocuklara ve yetişkinlere nostaljik bir yolculuk sunacağı belirtilirken, aynı cadde üzerinde yer alan Reşat Nuri Güntekin’in ’Çalıkuşu’ romanında Feride öğretmenin kaldığı evin, Kuşadası’nın edebiyatla kesiştiği simge yapılardan biri olduğu vurgulandı. Tarihi dokusunu koruyan Efe Suphi Konuk Evi’nin misafirlere geçmişle bugünü bir arada yaşattığını dile getiren Serçek, karşısında yer alan Mineral Fosil Müzesi’nin milyonlarca yıl öncesine ait örneklerle doğanın tarihini sergilediğini söyledi. Yıldırım Caddesi’nin sonunda ise sanatçı Necati Korkmaz’a ait eserlerin yer aldığı Mikro Minyatür Müzesi’nin, dünyada yalnızca üç örneği bulunan bir sanat türünü temsil ettiğini aktardı. Sunumda ayrıca Sadrazam Öküz Mehmet Paşa Kervansarayı ve içerisinde yer alan Porselen Bebek Müzesi hakkında bilgi verildi. Dilek Yarımadası Büyük Menderes Deltası Milli Parkı ve Bafa Gölü Tabiat Parkı’nın korunması için çalışmalar yürüten Lady Rosemary Baldwin’in anısına düzenlenen anı evi ile üst katında yer alan Haluk Perk Kahve Evi de anlatılan diğer önemli kültürel mekânlar arasında yer aldı. Kuşadası’nın simgelerinden Güvercinada Açık Hava Müzesi’nde yer alan Haluk Perk Koleksiyonuna ait eserlerin yanı sıra, dünyanın ilk tematik müzesi olarak kabul edilen Deniz Ticaret Tarihi Müzesi’nin denizcilik ve ticaretin kültürel etkilerini çarpıcı biçimde sergilediği belirtildi. Ayrıca, iç kalede sergilenecek olan ve 1998 yılında Dilek Yarımadası’na vuran Fin Balinasına ait iskeletin de Kuşadası’nın doğa tarihine katkı sağlayacağı ifade edildi. Etkinlikte, Kuşadası’nın sadece bir turizm merkezi değil, aynı zamanda kültür ve sanat kenti olduğuna dikkat çekilirken, sanat tarihçisi Ersin Serçek’e teşekkür belgesi sanat tarihçisi Seren Erdil Serçek tarafından takdim edildi. Serçek, kentlerin kendi kimliğini yaşatmasında müzelerin önemli rol oynadığını vurgulayarak, Oleatrium Zeytin ve Zeytinyağı Tarihi Müzesi’nin bu anlamda özel bir yere sahip olduğunu dile getirdi. Türkiye’nin ilk rafine zeytinyağı fabrikasının kurulduğu Kuşadası’nda zeytin kültürünün geçmişten bugüne taşındığını belirten Serçek, doğa tarihi müzesinin de kentin zengin ekosistemini geleceğe aktarmak için önemli bir ihtiyaç olduğunu ifade etti. Kuşadası’nda hem mevcut müzelerin yaşatılması hem de yeni müzelerin kazandırılması için yerel yönetimler, üniversiteler ve sivil toplum kuruluşlarının işbirliği yapmasının önemine dikkat çekildi.