ASAYİŞ - 06 Aralık 2018 Perşembe 16:57

5 kişilik aileyi yakarak öldüren 3 sanık mahkemede suçlamaları reddetti:

A
A
A
5 kişilik aileyi yakarak öldüren 3 sanık mahkemede suçlamaları reddetti:

Kastamonu’da hayvan hırsızlığı sırasında silahla öldürüldükten sonra ev ile birlikte yakılarak yok edilmek istenilen 5 kişilik Çataloğlu Ailesi cinayetinde yargılanan sanıklar, duruşmada Kur’an-ı Kerim’in üzerine yemin ederek suçlamaları reddettiler.

Kastamonu’da hayvan hırsızlığı sırasında silahla öldürüldükten sonra ev ile birlikte yakılarak yok edilmek istenilen 5 kişilik Çataloğlu Ailesi cinayetinde yargılanan sanıklar, duruşmada Kur’an-ı Kerim’in üzerine yemin ederek suçlamaları reddettiler.



Kastamonu’da merkeze bağlı Bürme köyü Kuzören Mahallesi’nde 29 Kasım 2017’de çıkan yangında, Çataloğlu Ailesi’ne ait iki ev yandı. Evlerden birinde oturan Fazıl Çataloğlu ile eşi Sebahat, oğlu Emin, gelini Şengül ve torunu Serdar Çataloğlu’na yangından sonra ulaşılamadı. Kastamonu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında 5 kişilik Çataloğlu Ailesi’nin, 42 gün sonra ev ile birlikte yakıldıkları ortaya çıktı. Yürütülen soruşturma kapsamında Erkan K. ile kardeşi Ersan K. ve kardeşlerin kayınpederi Ali Ş. tutuklanırken Ali Ş.’nin diğer damadı Hüseyin D. ise serbest bırakıldı. Tutuklu yargılanan sanıklar Erkan K. ile kardeşi Ersan K. ve kardeşlerin kayınpederi Ali Ş. ile Ali Ş’nin damadı Hüseyin D. hakkında Kastamonu Ağır Ceza Mahkemesinde ‘hırsızlık, bir suçu gizlemek veya başka bir suçun delillerini gizlemek ya da yakalanmamak amacıyla öldürme, canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme, kasten yangın çıkarma, kasten öldürme’suçlarından dava açıldı.



“Biz, böyle bir olaya karışmadık”


Duruşmaya Karabük’ten SEGBİS sistemiyle katılan Erkan K., geçtiğimiz yıl Kurban Bayramında maktul Fazıl Çataloğlu ile tanıştıklarını belirterek, “Hayvan alım satımı için kendisiyle görüştük. Bana, Salı günü hayvanları almaya gelmemi söyledi. Bende Salı günü kardeşim Ersan işten çıktıktan sonra yemek yiyip yola çıktık. Biz, böyle bir olaya karışmadık. Biz, böyle bir olay işlemedik. Hayvanları alıp, hayvan pazarında sattık. Güvenlik kameralarından da görünebilir. Biz, köye gittiğimizde Fazıl abi vardı. Koyun yüklüyorlardı traktöre. 4 tane inek vardı Fazıl abide. 17 bin liraya pazarlığını yaptık, 2 bin lira peşin parasını verdik, geri kalan 15 bin lirayı da hayvanları sattıktan sonra ödeyecektik. Hayvanlar ahırdan çıkartırken kaçtı. Hayvanları yakalamamız biraz zaman aldı. 2 saat falan sürdü. Sonra hayvanları kamyona bindirip köyden ayrıldık. Cinayetle ilgili hiçbir şey olmadı. Biz de olayı Perşembe günü duyduk” dedi.



“Üç evladım var, Kur’an-ı Kerim çarpsın bu olayla bir ilgimiz yok”


Fazıl Çataloğlu’nun evine olay gecesi gittiklerini anlatan Erkan K., “Kayınpederim köye gittiğimizde yanımızda yoktu. Cinayet gecesi köyde yaşananların bizimle ilgisi yok. Biz, bilmiyoruz. Bu yüzden üzerimize atılan suçlamaları kabul etmek zorunda kaldık. Bu olay başımıza kalmasın diye yalan beyanlarım oldu. Pişmanın böyle söylediğim için” diye konuştu.



Cesette silahına ait kurşun çıkmasına rağmen suçsuz olduğunu söyledi


Mahkeme heyetinin çocuğun başından çıkan kurşunun Erkan K’ya ait silahtan çıktığını hatırlatması üzerine Erkan K., kendisine ait silahın Daday’da köyünde durduğunu ve evden çıkarmadığını söyledi. Fazıl Çataloğlu’ndan 4 büyükbaş hayvan satın aldıklarını ve hırsızlık yapmadıklarını anlatan Erkan K, “Çocuklarımızın üzerine yemin ederim kayınpederim yoktu. Kardeşimle birlikte gittik. Hayvanları normal bir şekilde alıp sattık. Kur’an çarpsın bizim bu olayla ilgili bir alakamız yok. Üç evladım var, Kur’an-ı Kerim çarpsın bu olayla bir ilgimiz yok. Bu olaydan sonra bütün hırsızlık olayını bizim üzerimize yıktılar” şeklinde konuştu.



“İşkence yaparak bu suçu kabul ettirdiler bizlere”


Çorum’dan duruşmaya SEGBİS sistemiyle katılan, işkence ile suçlamalarını kendilerine kabul ettirildiğini iddia Ersan K. ise, “Abimin ehliyeti yoktu. Yolda çevirme oluyordu, bende kamyonu kullanmak için abimle köye gittim. Ben, rahatsızdım bu yüzden kamyonda kaldım. Abim, eve gidip hayvanları alıp geldi. Abimin eve gidip gelmesi 2-3 saat sürdü. Döndüğünde bana hayvanların kaçtığını ve pazarlık yaptığını söyledi. Bildiğim her şeyi anlattım. Bize işkence yaptılar. Bu suçu kabul ettirdiler bizlere. Silah köydeydi, silahı yanımızda taşımıyorduk. Silahtan çıktığını söylenen merminin çocuğun kafasından nasıl çıktığını bilmiyorum. Ben, silah sesi falanda duymadım. Avukatım gelmeden bize suç attılar. Biz, böyle bir suç işlemedik. Ben, bir aylık evliyim. Ben, neden böyle bir şey yapayım. Ben, yangın görmedim. Görseydim, ihbarda bulunurdum. Bizim üzerimize suç atıldı” ifadelerini kullandı.



“Ne ifade verdiğimi bilmiyorum, kendimi tanıyamaz hale gelmiştim”


Duruşmaya Çankırı’dan SEGBİS sistemiyle katılan ve olayın olduğu gece evinde olduğunu iddia eden Ali Ş. de, şunları kaydetti: “Sabah kalkınca Kastamonu’ya geldim. Biraz kahvehanede oturdum. Bende olayı öğleden sonra duydum. Benim, yaşanan bu olayla ilgili bir alakam yok. Karakolda bana baskı yaptılar. Dövdükleri için şuurumu kaybettim. Ne ifade verdiğimi bilmiyorum, kendimi tanıyamaz hale gelmiştim.”



“Cesetler tespit edilemediği için 5 kişi öldürüldü denilemez”


Tutuklu sanık Ali Ş’nin avukatı da, savunmasında mevcut delillerle 5 kişinin öldürüldüğünün söylenemeyeceğini belirterek şöyle konuştu: “5 kişi öldürüldüğü demek için bunların cesetlerinin tespit edilmesi gerekiyor. Ali Ş’nin alınan savunmasında baskı olmuştur. Şuurunu kaybettiği için bütün damatlarının ismini vermiştir. Önce savcının, daha sonra kolluk kuvvetleri tarafından sanığın ifadesi alınmıştır. Sanıkların ifadelerinden yola çıkılarak deliller oluşturulmuştur. Bu yüzden baskıyla ifade alınmıştır sonucu ortaya çıkıyor.



“Bin 200 derece yakılan cesetlerin bulunması tabii ki de mümkün değil”


Bunun üzerine söz alan müşteki tarafından avukatı ise, Yargıtay Ceza Dairesinin bazı kararlarından örnekler vererek, cesetler bulunamazsa dahi bulunamayan cesetler için cezalar verildiğini söyledi. 1200 derecede bir sıcaklıkta vahşice yakılarak yok edilmek istenilen cesetlerin bulunmasının tabii ki de mümkün olmadığını savunan müşteki avukatı, ama diğer bulunan delillerle cesetlerin yakıldığının kanıtlandığını ifade etti.



Çataloğlu’nun abi ve ablası davaya katılma talebinde bulundu


Fazıl Çataloğlu’nun ağabeyi Emin Çataloğlu ile ablası Nuriye Kabuloğluise, sanıklardan şikayetçi olduğunu ve davaya katılmak istediklerini kaydetti. Mahkeme heyeti, sanıkların tutukluluğunun devamına karar vererek, Cumhuriyet Savcısının mütalaa hazırlayabilmesi için duruşmayı 31 Ocak tarihine erteledi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Ünlü yazar Erdem Koleji’nde imza gününe katıldı Okur-Yazar Buluşmaları kapsamında çocuk kitapları yazarı Anıl Basılı, Erdem Koleji’nde söyleşi ve imza gününe katılarak öğrencilerle buluştu. Gaziantep Erdem Koleji, okuma kültürünü geliştirmek amacıyla düzenlediği ‘Okur- Yazar Buluşmaları’ etkinliğinin konuğu okulun kitap okuma listesinde yer alan çocuk edebiyatı yazarı Anıl Basılı oldu. Okul etkinlik salonunda ilkokul öğrencileri ile bir araya gelen yazar Anıl Basılı, öğrencilerle kitaplar üzerine oldukça keyifli bir etkinlik ve söyleşi gerçekleştirdi. Yazar Anıl Basılı, yazarlık deneyimlerini öğrencilerimizle paylaşırken, kitapların yazım hikayesi ve hayal gücü gibi bir çok konu hakkında bilgiler verdi. Söyleşi sonunda 2., 3., 4. ve 5. sınıflar, okudukları kitaplar ile ilgili yazara merak ettikleri soruları sormayı ihmal etmediler. Yazar Anıl Basılı, söyleşi akabinde okulda imza günü etkinliğine katıldı. Coşkulu bir okur kitlesi ile karşılaşan Basılı, yeni çıkan kitabı Dadanık ile öğrencilerin okuma listelerinde bulunan kitaplarını imzalayarak onlarla birebir ilgilendi. Okul yöneticileri, Bu anlamlı etkinliğe katılım gösteren yazar Anıl Basılı’ya teşekkürlerini ileterek çiçek takdim etti. Okulu her yönüyle beğendiğini ifade eden yazar öğrencilerle kitaplar üzerine oldukça keyifli anlar yaşadığını dile getirdi. Erdem Koleji Genel Müdürü Mehmet Örfi Sönmez, kitap okumanın önemine vurgu yapan buluşmalar ve etkinlikler ile öğrencilerin edebi dünyalarını genişletmeye devam edeceklerini kaydetti.
Tunceli Doğu ve Güneydoğuyu Karadeniz’e bağlayan yolda kaya düşmesi ve heyelan tehlikesi Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesini Karadeniz’e bağlayan Tunceli-Pülümür-Erzincan karayolu, kaya düşmesi ve heyelan tehlikesi nedeniyle ciddi risk oluşturuyor. Vatandaşlar, muhtemel bir depremde karayolunun kapanabileceğini belirterek bir an önce önlem alınması çağrısında bulundu. Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesini Karadeniz Bölgesine bağlayan en kısa karayolu olan Tunceli-Pülümür-Erzincan karayolu, yılda on binleri aşan sürücü tarafından kullanılıyor. Karayolunun bazı bölgelerinde bariyer olmaması, kaya düşme ve heyelan tehlikesi nedeniyle sürücüler endişeli yolculuk yapmak zorunda kalıyor. Karayolları ekipleri tarafından tehlike oluşturan kayalar zaman zaman alınırken vatandaşlar güzergah boyunca ciddi bir çalışma yapılması gerektiğini belirtti. Karayolunu sık sık kullandığını aktaran Ahmet Yıldız, kayaların yol yapım çalışmalarından dolayı sarsıntıya uğrayıp tehlike oluşturduğunu kaydederek, ’’Kayalar birbirinden ayrılmış, emaneten duruyorlar. Bölgemizdeki yol şu anda çok hareketli. Doğu Anadolu’yu Karadeniz’e bağlayan en kısa güzergah. Ovacık karayolunda kaya düşmesi sonucu bir vatandaşımız hayatını kaybetmişti. Doğu Anadolu’dan Karadeniz’e geçen bütün araçlar bu yolu kullanmaktadır. Bu yol üzerinde bulunan kayaların hepsini ivedi şekilde müdahale edilmesi gerekmektedir” dedi. Bölgede deprem beklendiğini hatırlatan Yıldız, “Depremde bu yolların kapanacağı aşikardır. Kesinlikle kayalar düşebilir, tehlike arz edebilir. Bir an önce önlem alınmalı. Zamanında bazı noktalara bariyerler çekilmişti, genişletme çalışmaları yapılmıştı. Şu an bu yolda kayalarla ilgili bir çalıma yapılması gerekmektedir. Asrın felaketi dediğimiz depremde, deprem illerine Erzincan, Erzurum, Sivas’tan ulaşmak için bu yol kullanılmıştı. Bu yol, bölgemiz için çok önemlidir. Deprem anında bu yol kapalı olsaydı araçlar ve kurtarma ekipleri deprem bölgesine ulaşamayacaktı” diye konuştu.
Samsun Hastane otoparkına GES kuruldu Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin açık otoparkına ve çatısına kurulan güneş enerji santrali (GES) ile hastanenin enerji giderlerinden aylık 7,3 milyon, yıllık ise 88 milyon TL tasarruf edilecek. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından yürütülen Kamu Binalarında Enerji Verimliliği Projesi (KABEV) kapsamında Sağlık Bakanlığı Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesine GES kuruldu. Konuyla ilgili bilgi veren İl Sağlık Müdürü Dr. Mustafa Uras, "Ülkemizin enerji ihtiyacı, gelişen ekonomiye bağlı olarak şehirleşme ve nüfus artışının da etkisi ile her geçen gün artmaktadır. Artan ihtiyacın paydaşlarına bakıldığında ülkemizde binalar enerji tüketiminde sanayiden sonra ikinci sırada gelmektedir. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımızın KABEV Projesi’nin genel hedefi de; kamunun sektöre öncülük ederek enerji tüketiminin azaltılmasını sağlamak, enerji verimliliği çalışmaları kapsamında karbon salınımını azaltarak çevre dostu enerji sistemlerinin aktif edilmesini sağlayarak, farklı sektörlere örnek olmaktır. Bu çalışmalar çerçevesinde ilimizde de Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanemiz projeye dahil edilmiş ve 7 aydır süren altyapı çalışmaları tamamlanarak, hastanemizde ‘Akıllı Enerji Tasarruf Sistemi’ uygulamaya girmiştir. Uygulama çerçevesinde hastane açık otoparkımızın üstü ve bina çatı üstünde uygun noktalar ‘güneş enerjisi santralleri’ ile donatılmış, otopark ve bu açık alanlar bir enerji santraline çevrilmiş; bina içi aydınlatma sistemleri elden geçirilmiş, kullanılan materyaller enerji tasarrufuna uygun olanlarla değiştirilmiş, ısıtma ve soğutma sistemlerimizde iyileştirmeler yapılmıştır. Enerji kullanımını artıran tüm bağlantı ekipmanları yenilenmiş ve bina enerji sistemi otomasyon üzerinden takip edilerek anlık verimlilik takibinin yapılması sağlanmıştır" dedi. "Enerji giderleri aylık 20 milyondan 7,3 milyon düşecek" Hastanenin tasarruf edeceğini ifade eden Müdür Uras, "Sistem sayesinde elektrik, ısıtma, soğutma gibi enerji giderlerine aylık olarak yaklaşık 20 milyon TL harcayan hastanemiz, uygulamaya giren sistem sayesinde yüzde 36,8 tasarruf sağlayacak, bu da aylık 7,3 milyon, yıllık ise 88 milyon TL tasarruf elde edilmesini sağlayacak. Enerjide dışa bağımlığın önlenmesine katkı sağlanmasını da hedefleyen bu çalışma sonucunda hastanemize ait binalarda yıllık ortalama enerji tüketiminden 8 milyon 536 bin 422,28 kilovatsaat tasarruf edilecek ve CO2 emisyonunda yıllık 3 bin 47,09 ton azaltma sağlanarak hastanemiz ‘çevre dostu hastane’ haline gelecek. Bu örnek uygulamasının başarıyla sonuçlanmasından dolayı hem proje kapsamında bize destek olan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımıza hem de süreci yakından takip ederek hızla tamamlanmasını sağlayan hastane yönetimimize teşekkür ediyorum. Örnek enerji tasarrufu uygulamalarımız diğer sağlık tesislerimizde de 2024 yılında adım adım devam edecektir" diye konuştu.