EĞİTİM - 23 Eylül 2019 Pazartesi 16:23

Aydın Ilgaz, “Hababam Sınıfını okuyun”

A
A
A
Aydın Ilgaz, “Hababam Sınıfını okuyun”

Hababam Sınıfı’nın yazarı Rıfat Ilgaz’ın oğlu Aydın Ilgaz, Hababam Sınıfı filminin orijinal romanından farklı olduğunu belirterek, kitabın namusunu korumak için mahkemelerde mücadele verdiklerini söyledi.

Hababam Sınıfı’nın yazarı Rıfat Ilgaz’ın oğlu Aydın Ilgaz, Hababam Sınıfı filminin orijinal romanından farklı olduğunu belirterek, kitabın namusunu korumak için mahkemelerde mücadele verdiklerini söyledi.


Çınar Yayın Evi Sahibi Aydın Ilgaz, 13. İstanbul Kastamonu Tanıtım Günleri’nde babası Rıfat Ilgaz’ın yaşamından kesitler paylaştı.


Hababam Sınıfı filminin orijinal romanından farklı olduğunu vurgulayan Aydın Ilgaz, “Hababam Sınıfı romanını okuyanlar o günkü eğitim sistemiyle günümüzdeki eğitim sistemi arasındaki farkları görürler. Hababam Sınıfı romanı Kastamonu’nun tarihini, eğitim düzenini ve mizah anlayışını anlatıyor. Kitabın namusunu korumak adına patent başvuruları yapıp, mahkemelerde mücadele veriyoruz” dedi.


Hababam Sınıfı romanın kurgusunda babasıyla birlikte kendi eğitim hayatından da örnekler olduğunu anlatan Aydın Ilgaz, “Babam Abdurrahmanpaşa Lisesinde başlayan eğitimine dedemin vefatıyla parasız yatılı olan Kastamonu Muallim Mektebinde devam ediyor. Şimdilerde Kastamonu Rektörlük Binası olan Abdurrahmanpaşa Lisesi’nin paralelindeki anıt heykellerin olduğu yerde Kastamonu Muallim Mektebi bulunuyordu. Kitapta yer alan karakterler öğretmenlik ve öğrencilik dönemlerinde tanıdığı insanlardı. Hatta benim Kabataş Lisesinde yatılı okuduğum dönemdeki öğretmenlerimden bazıları da o karakterler arasında yer alıyor. Kitaba karakterleri farklı yansıttığı oluyordu. Sorduğumda ise ’Ben öğretmen olarak da öğrenci olarak da anılarımı da seninkiyle pekiştirdim bir prototip yaptım’ derdi. Rıfat Ilgaz, hem öğretmen hem de edebiyatçı olarak kendini bilen, öğretmen öğrenci arasındaki saygı sınırını hiçbir zaman aşmayan biriydi. Kitabında da ne öğretmeni ne de öğrenciyi küçük düşürücü ifadeler kullanmamıştır. Ne yazık ki filmlerde farklı yorumlar yapılıp, farklı karakterler eklenerek aslından uzaklaşıldı. Hababam Sınıfı romanı okunursa o yıllardaki ve bugünkü eğitim sistemi arasındaki farklılıklar görünür” dedi.


“Mesele kitabın namusunu korumak”


Kitabın namusunu korumak için patent başvurusunda bulunduklarını ve mahkemelerde mücadele ettiklerini söyleyen Aydın Ilgaz, şöyle devam etti: “Hababam sınıfı birçok bakımdan hep farklı yorumlanıyor. Popülaritesi artsın diye filmdeki roller daha abartılı, saygısız öğrenciler olarak aktarılıyor. Günümüzde de köfteci dükkanı Hababam, eğlence mekanı ismi Kel Mahmut konulabiliyor. Gerek patentlerle gerek hukuksal mücadelemizle bunları durdurabilmek için elimizden geleni yapıyoruz. Hababam Sınıfı romanı Kastamonu’nun eğitim düzenini, deyimlerini ve mizah anlayışını anlatıyor. Bütün mesele kitabın namusunu korumak, bu sebeple hukuksal mücadelemiz devam ediyor. Kastamonulu hemşerilerimizden de bu konuda destek bekliyoruz” diye konuştu.


Cide’de sarı yazmayı konu olan özel projelerinin olduğundan da bahseden Aydın Ilgaz, “Sarı yazma Cide’nin simgesi olmadan önce ilk olarak Rıfat Ilgaz Sarı Yazma Kitabında orada yaşayan kadınların mücadelesini, kendi hayatından kesitleri, Birinci ve İkinci Dünya Savaşına dair politik adımları anlatıyor. Cide ve Sarıyer Belediyesinin de girişimleriyle bu alanda özel projeler hazırlayacağız” şeklinde konuştu.


Aydın Ilgaz, Rıfat Ilgaz’ın bölge ekonomisini canlandırmak için girişimleri olduğuna da değinerek, şöyle konuştu: “Babam üretim olmadan kalkınmanın olamayacağını savunurdu. Cide’nin kentleşmesi için birçok adımı olmuştu bunlardan biri de defne yaprağının değerlendirilmesiydi. Cide’nin defne yaprağı Ege ve civarındakiler gibi ince ve esansız değildir. Mevsim şartlarının çetin olması, Cide’nin defne yaprağını daha dayanıklı ve aromalı yapıyor. Defne yaprağı ilaç sektöründe ve sabun sektöründe değerli bir ürün. Özellikle bölge kadınlarının toplayıp, yağını çıkartması konusunda bilgilendirmeler yapmıştır. Maalesef günümüzde defne yaprağı Kastamonu’da endüstriyelleşemedi. Dışarıdan gelen tüccarlar, gayri resmi yollarla yabancı işçilere toplatıp Ege’nin defne yaprağı olarak satıyorlar. Babamın arzusu Kastamonu ve Cide’nin gelir elde ederek göçü engellemesiydi. Hemşerilerimizin bu noktadaki adımları çok önemli.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Balıkesir Karesi Belediye Başkanı Mesut Akbıyık belediyenin borç bilançosunu açıkladı Balıkesir’de AK Parti’den Cumhuriyet Halk Partisi’ne (CHP) geçen Karesi Belediyesi’nin yeni Belediye Başkanı Mesut Akbıyık, belediyenin devam eden işleri hariç 474 milyon 465 bin 117 lira 43 kuruş borcu olduğunu açıkladı. Karesi Belediye Başkanı Mesut Akbıyık, resmi sosyal medya hesabından belediyenin 1 Nisan tarihinde devraldığı borç miktarını açıkladı. Başkan Akbıyık yaptığı açıklamada, “Karesi Belediyesi’nin devraldığımız tarih itibarıyla devam eden işler hariç 474 milyon 465 bin 117 lira 43 kuruş borcu bulunmaktadır. Bu borç tablosuna belediyeye gelen vatandaşlarımız bu bilgilere kolaylıkla ulaşıp erişebileceklerdir. Şu hususu da belirtmek istiyorum; seçime 10 gün kala yapılan üç ihale var ve bu üç ihalenin toplam bedeli 117 milyon 408 bin TL. Bunu hemşehrilerimin takdirine bırakıyorum. Son olarak şunu belirtmek istiyorum; ihalesi devam eden işlerle alakalı da 99 milyon 798 bin 866 lira 77 kuruşluk bir rakam karşımıza çıkıyor. Yani toplam olarak kısa vadede ödememiz gereken para Karesili hemşehrilerime üzülerek söylemek istiyorum ama 574 milyon 263 bin 984 lira 20 kuruş. Bu çok ciddi bir rakam. Bunu sizlerle paylaşmak, bunu sizlerin takdirine bırakmak istedim. Yarın iki önemli husus hakkında da sizi bilgilendireceğim. Karesi Belediyesi’nden basına ödenen aylık tutarları sizinle paylaşacağım. Türkiye’de 926 belediye içerisinde bu hususun birinci olduğuna eminim. Bir diğer konu da şudur; makam araçlarında yaptığımız eksiltmelerden size bahsedeceğim” ifadelerine yer verdi.
Edirne Doktoru darp etmişti: Mahkeme yurtdışına çıkışını yasakladı Edirne’de daha önce darp ettiği doktora yönelik sosyal medya hesabı üzerinden tehdit paylaşımları gerekçesiyle ikinci kez tutuklanan şüpheli, çıkarıldığı hakimlikçe yurt dışına çıkış yasağı ve adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Edirne’de darp ettiği doktoru sosyal medya hesabı üzerinden tehdit ettiği gerekçesiyle tutuklanan Volkan Kuşçu isimli sanığın yargılanmasına başlandı. Edirne Adliyesi 5. Asliye Caza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya, asistan doktor B.B.Ö’nün annesi ve tutuklu sanık Volkan Kuşçu katıldı. Sanık savunmasında, annesini kaybetmenin verdiği bir anlık öfkeyle doktoru darp ettiğini ve yaşanan olaydan pişmanlık duyduğunu ifade etti. Tahliyesinin ardından sosyal medya hesabında bir filmden kesit paylaştığını ifade eden sanık, paylaşımıyla kimseyi tehdit etmediğini iddia etti. Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Yoğun Bakım Servisi’nde kanser tedavisi gören ve hastalığına yenik düşen Nazife Kuşçu, çoklu organ yetmezliği nedeniyle hayatını kaybetmişti. Annesinin ölüm haberini veren asistan doktor B.B.Ö., hastanın oğlu Volkan Kuşçu tarafından darp edilmişti. Asistan doktor B.B.Ö.’nün "Beyaz kod" bildiriminin ardından zanlı polis ekipleri tarafından gözaltına alınmıştı. Yapılan ölçümde 1.30 promil alkollü olduğu belirlenen Kuşçu’ya ev hapsi cezası verilmiş, yapılan itiraz üzerine daha sonra tutuklanmıştı. İlk duruşmada tahliye edilen Volkan Kuşçu’nun daha sonra darp ettiği doktora yönelik sosyal medya üzerinden ’Ne olursa olsun, cezaevine giren insan bir süre sonra katile dönüşür’ repliğinin geçtiği bir dizi sahnesini anlatan tehdit paylaşımları yaptığı gerekçesiyle dava açılmış ve tekrar tutuklanmıştı. Sanık hakkında darp davasının yanı sıra tehditle ilgili açılan ikinci davanın ilk duruşması Edirne 5’inci Asliye Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmaya doktor B.B.Ö. katılmazken avukatları ile B.B.Ö’nün annesi, yakınları avukatlar ve çok sayıda meslektaşı ile sanık Volkan Kuşçu katıldı. Sanık, çıkarıldığı hakimlikçe yurt dışına çıkış yasağı ve haftada 1 gün imza verme zorunluluğu ile adli kontrol şartıyla tahliyesine karar verilerek, duruşma ileri bir tarihine ertelendi.