ASAYİŞ - 17 Nisan 2019 Çarşamba 16:59

İki gencin öldüğü cinayetin nedeni ‘dedikodu’ çıktı

A
A
A
İki gencin öldüğü cinayetin nedeni ‘dedikodu’ çıktı

Kastamonu’nun Tosya ilçesinde geçtiğimiz Ağustos ayında iki gencin hayatını kaybettiği, 1 gencinde ağır yaralandığı olayın ‘dedikodu’ yüzünden işlendiği ortaya çıktı.

Kastamonu’nun Tosya ilçesinde geçtiğimiz Ağustos ayında iki gencin hayatını kaybettiği, 1 gencinde ağır yaralandığı olayın ‘dedikodu’ yüzünden işlendiği ortaya çıktı. Duruşmada savunma yapan katil zanlısı, "Geç kalsaydım belki onlar bizi vuracaktı” dedi.



Kastamonu Ağır Ceza Mahkemesinde “kasten öldürme, ruhsatsız ateşli silahlarla mermileri satın alma veya taşıma” iddiasıyla tutuklu sanık Hüseyin Özkan ile ‘suçluyu kayırma” iddiasıyla tutuksuz yargılanan İsmail S, Remzi D, İzzet T ve Hüseyin Davut S. hakkında dava açıldı. Duruşmaya tutuklu sanık Hüseyin Özkan ile tutuksuz sanık Hüseyin Davut S. ve başka suçtan tutuklu müşteki Volkan Karakoyun ile aile yakınları ve avukatlar katıldı.



"Mermiler, oğlunun beynine boşalmadan bu iş kapanmaz"


Duruşmada savunma yapan 56 yaşındaki Hüseyin Özkan, oğlunun düğününün olduğunu ve bu yüzden borç ödemek için köyden ilçe merkezine gittiğini belirterek, “Ev kalabalıktı, bu yüzden tabancayı da yanıma almıştım. Oğlum Abdurrahman, arkadaşı olan İsmail Düzgün ile konuşmuş ve Volkan Karakoyun ile yanındakilerden uzak durmasını söylemiş. Onların uyuşturucu kullandığını, ‘Onlara bir şey olmaz. Sonra senin başın yanar, engelli babanda var. Arkanda kimse yok’ gibi sözler söylemiş. İsmail Düzgün’de gidip Volkan ile arkadaşlarını bunu anlatmış. Sonra Volkan, oğlum Abdurrahman’ı aramış ve telefonda küfürleşip tartışmışlar. Sonra oğlumu aramaya başlamışlar. Ben bunu öğrenince Volkan’ın telefonunu alıp konuşmak için yanlarına gittim. O sırada İsmail Düzgün’de vardı. Bende İsmail’e dönüp ’Bunları neden gelip anlattın’ dedim. Bana, ’Gelecek söyleyecek tabii’ dediler. Ben, oğlumla konuşup olayı tatlıya bağlarız dedim. Mehmet, o sırada silahını belinden çıkartıp masanın üzerine koydu. ’Bu silahtaki mermiler, oğlunun beynine boşalmadan bu iş kapanmaz’ dedi. Bende silahlık mevzu olmadığını konunun kapanmasını söyledim. O esnada oğlum Bayram’ın yanımıza doğru geldiğini gördüm. Kalkıp oğlumu durdurmaya çalıştım. Oğluma bir şey yapacaklarını sandım, çünkü sürekli ellerini beline atıyorlardı. Bize en son silah çekince bende silahımı çekip ateşledim. O sırada oğlum elimi tuttu ve ateş etme dedi. Ben yaralı olduklarını sanıyordum, öldüklerini sonradan öğrendim. Benim öldürme kastım olsaydı diğerlerini de öldürürdüm” dedi.



"Geç kalsaydım belki onlar bizi vuracaktı”


Daha sonra olay yerinden ayrıldığını anlatan Hüseyin Özkan, “Şok içerisindeydim. Evime yakın bir yere kendimi bıraktırdım ve çocuklarımın durumu öğrendikten üç gün sonra gidip teslim oldum. Benim, bunlarla bir kavgam olsaydı iki oğlumu da bırakıp tek başıma yanlarına gitmezdim. Konuşmazdım. Direk kavga ederdim. Bizim, bunlarla daha önceden de bir husumetimiz olmadı. Nerelerine ateş ettiğini bilmiyorum. Çünkü Mehmet bize doğru ateş etmişti. Geç kalsaydım belki onlar bizi vuracaktı” diye konuştu.



"Vurulunca yere düşmüşüm, bir şey hatırlamıyorum”


Başka suçtan tutuklu müşteki Volkan Karakoyun ise, olay günü İsmail Düzgün’ün kendisine gelerek hakkında uyuşturucu kullandığı yönünde söylentiler olduğunu anlattığını ve bu konuyu konuşmak içinde Abdurrahman’ı aradığını belirtti. Konuşma sırasında tartışma çıktığını belirten Karakoyun, “Sonra Abdurrahman’ın babası aradı ve yanımıza geldi. Yanımıza gelirken belinde silahı gördüm. Mehmet’te ‘Dayı, hem oğlun beşikteki çocuğuma kadar küfür etti hem de sen beline silahı takıp bizi öldürmeye gelmişsin’ dedi ve silahı çıkarıp al o zaman bununla öldür diye masaya koydu. Bende, Mehmet silahı al beline koy dedim. Otururken Hüseyin’in oğlu Bayram yanımıza yaklaştı. Ben, ne olduğunu anlamadım. Biranda silahla ateş etmeye başladı. Ben kimin ateş ettiğini de görmedim. Vurulunca yere düşmüşüm, bir şey hatırlamıyorum. Biz, konuşmuştuk hatta olayı tatlıya bile bağlamıştık. Fakat Bayram geldikten sonra ne olduysa o zaman oldu” şeklinde konuştu.



Duruşma ertelendi


Tutuksuz sanık Hüseyin Davut S. de, hakkındaki iddiaları kabul etmedi ve suçsuz olduğunu söyledi. Duruşmada, mahkeme heyeti güvenlik kamerası görüntülerine izledi. Mahkeme heyeti, Hüseyin Özkan’ın tutukluluğunun devamına karar verirken, duruşmayı dosyadaki diğer eksikliklerin giderilmesi için 10 Temmuz tarihine erteledi.



Olayın geçmişi


Olay, 27 Ağustos 2018 tarihinde Tosya ilçesi Cumhuriyet Mahallesi’ndeki kahvehanede meydana geldi. Kahvehanede oturanlar arasında tartışma çıkmış, tartışmanın büyümesi üzerine Hüseyin Özkan, yanında bulunan silahla ateş etmiş ve Mehmet Karaoğlu (28) ile Murat Pehlivan (27) olay yerinde hayatını kaybetmişti, Volkan Karakoyun ise saldırıyı ağır yaralı olarak atlatmıştı. Silahlı saldırının ardından Hüseyin Özkan, üç gün sonra kolluk kuvvetlerine teslim olmuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep GAÜN’lü akademisyen Tunus’ta sergi açtı Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Cevat Atalay Tunus’ta sergi açtı. Başkent Tunus’un 150 kilometre güneyinde yer alan Monastir kentinde düzenlenen resim sergisinin açılışına GAÜN Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Cevat Atalay yanı sıra Bülent Ecevit Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şemsettin Ziya Dağlı, Türkiye’nin Tunus Büyükelçisi Ahmet Misbah Demircan, Tunuslu yetkililer, sanatçılar ve sanatseverler katıldı. Marina’da İlkbahar Festivali kapsamında kişisel resim sergi açan Prof. Dr. Mustafa Cevat Atalay, Tunus’ta açtığı sergiyle birlikte yurt dışındaki 9’uncu sergisi olduğunu söyledi. Sergi hakkında bilgi veren Prof. Dr. Atalay konuşmasında, “Mevlana Celaleddin-i Rumi’nin vefatının 750. yılının anıldığı 2023’te düzenlenen çevrim içi sergideki eserleri fiziksel sergiye dönüştürdük. 400 eser arasından seçerek 38 sanat çalışmasını bu sergi için hazırladım. Sergideki eserlerim Hazreti Mevlana’nın felsefesi ve tasavvuf kültürünü anlatıyor. Aynı zamanda Hazreti Mevlana’nın dünyaya vermek istediği sevgiyi, barışı ve herkesi kendi toplumunda barış içerisinde yaşamasını çağıran bir iklimi barındırıyor. Sergide, Hazreti Mevlana’nın felsefesi, dervişin evreni temalı bir betimleme içinde sema ritüeli çok önemli bir ortak özellik, bu özelliğe bağlı olarak sema gösterisini tanımlayan ve onun felsefi duruşunu sevgi düşüncesini ele alan çalışmalarım yer alıyor” diye konuştu.