GENEL - 07 Kasım 2019 Perşembe 14:00

Kastamonu’da 11 Kasım’da 200 bin fidan toprakla buluşacak

A
A
A
Kastamonu’da 11 Kasım’da 200 bin fidan toprakla buluşacak

Kastamonu Orman Bölge Müdürü Fahri Sönmezoğlu, Kastamonu’da 11 Kasım’da 200 bin fidanın toprakla buluşturulacağını belirterek, hem iç piyasaya verdiklerini hem de yurtdışına fidan ihraç ettiklerini söyledi.

Kastamonu Orman Bölge Müdürü Fahri Sönmezoğlu, Kastamonu’da 11 Kasım’da 200 bin fidanın toprakla buluşturulacağını belirterek, hem iç piyasaya verdiklerini hem de yurtdışına fidan ihraç ettiklerini söyledi.


Kastamonu Orman Bölge Müdürlüğü, Daday Orman İşletme Müdürlüğüne bağlı Daday Fidanlık Şefliğinde Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından 11 Kasım’da gerçekleştirilecek olan “11 Milyon Fidan Dikim Etkinliği” öncesinde bilgilendirme toplantısı düzenledi. Toplantıya Vali Yaşar Karadeniz, Garnizon Komutanı Albay Gamze Erdoğdu, Daday Kaymakamı Kemal Balaban, Daday Belediye Başkanı Hasan Fehmi Taş, Kastamonu Orman Bölge Müdürü Fahri Sönmezoğlu, İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Tahir Zafer Karahasan ile kamu kurum ve kuruluş temsilcileri ile şeflik personeli katıldı.


Vali Karadeniz, beraberindeki heyet ile birlikte Daday Orman Şefliğini gezerek Kastamonu Orman Bölge Müdürü Fahri Sönmezoğlu ile Daday Orman İşletme Müdürü Levent Keloğlu’ndan şeflikte yürütülen çalışmalar hakkında bilgiler aldı. Vali Karadeniz, fidan üretiminde çalışan personelleri de ziyaret ederek bir süre sohbet etti ve yaptıkları çalışmalar hakkında bilgiler aldı.



“11 Kasım’da 200 bin fidanı toprakla buluşturacağız”


11 Kasım’da 200 bin fidanı toprakla buluşturacaklarını belirten Kastamonu Orman Bölge Müdürü Fahri Sönmezoğlu, “11 Kasım’da yapacağımız etkinliğine tüm halkımız davetli. Kamu kurumlarımız, sivil toplum kuruluşlarımızın katılımıyla programımız gerçekleşecek. Kastamonu’da 2 ayrı noktada ama tüm ilçelerimizde 128 bin adet fidanı toprakla buluşturacağız. Etkinliğimiz 11.11 ile 14.00 arasında olacak. Kastamonu, bölge olarak Sinop ili de bize bağlı. Bölge olarak 200 bin fidan dikecek. Tüm hazırlıkları yaptık. Cumhurbaşkanımızın genelgesiyle birlikte 11 Kasım’da Milli Ağaçlandırama Günü ilan edildi. Bu etkinlikle inşallah dünya da örnek olmuş olacağız” dedi.



“Hem iç piyasaya fidan veriyoruz, hem de yurtdışına fidan ihraç ediyoruz”


Hem iç piyasaya fidan verdiklerini hem de yurt dışına fidan ihraç ettiklerine dikkat çeken Sönmezoğlu, “Orman genel Müdürlüğü bize her yıl bir program veriyor. Her ağaç türüyle ilgili miktar belli. Bizde fidan üretiyoruz. Üretilen fidanlar ise Türkiye’nin her yerine gönderiliyor. Bir kısmı piyasa süs bitkileri olarak kullanılıyor. Belediyelere ve diğer kuruluşlara veriyoruz. İhraç ettiğimiz fidanlarda var. Kastamonu Bölge Müdürlüğü’nde 4 adet fidanlığımız var. En büyüğü Daday’dadır. Daday’da 1 milyon fidan dikiyoruz. Taşköprü, Kastamonu-Merkez ve Sinop’ta fidanlığımız var. Toplamda ise 2 buçuk milyonun üstünde fidan üretiyoruz. Kapasitemiz daha da büyük, daha da fazla üretebiliriz. Bu tamamen ülkenin fidan ihtiyacıyla ilgili durumdur. Bize verilen talimatlar doğrultusunda bu üretimi yapıyoruz. 2 buçuk milyon fidanının, 1 milyonu Türkiye’nin başka bölgelerine veriyoruz. 1 buçuk milyonunu ise buralarda ağaçlandıracağımız yerlerde, yeşillendirmek istediğimiz şehirlerde kullanıyoruz. Yetiştirdiğimiz karaçamlarının bir bölümünü boylu ve formlu olanları, yurt dışına da ihraç ediyoruz” diye konuştu.



“11 Kasım’da 11 milyon fidan toprakla kavuşturulacak”


11 Kasım’da 11 milyon fidanın toprakla buluşturulacağını söyleyen Vali Yaşar Karadeniz ise, ’’Burası oldukça da geniş bir alan ve bir milyon fidan kapasitesi olan bir tesisteyiz. Bu tesiste bir milyon fidan üretiliyor, burada üretilen, yetiştirilen fidanlar ihtiyacı olan yerlere de buradan gönderiliyor. Ülkemizin doğal güzelliğinin geliştirilmesi, iyileştirilmesine katkıda bulunan önemli kurumlarımızdan birisi buradaki fidanlık. Burada emeği geçen tüm arkadaşlarımıza, başta Orman Bölge Müdürümüz ve buradaki fidanlık şefimiz ile tüm görevli arkadaşlarımıza da gayretlerinden dolayı teşekkür ediyorum. 11 Kasım’da yapılacak olan etkinliğimize de tüm vatandaşlarımızı bekliyorum” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aydın Son siparişini jandarmaya teslim etti, 20 yıl sonra yakalandı Aydın’ın Koçarlı ilçesinde 20 sene önce işlediği cinayet sonrası firar ederek izini kaybettiren ve yemek siparişi yapan bir işletmede kurye olarak çalıştığı öğrenilen firari zanlı, iki aylık çalışmanın ardından jandarmanın verdiği yemek siparişi sonrası yakalanarak cezaevine gönderildi. Edinilen bilgiye göre, Koçarlı ilçesinde 23 Haziran 2004 tarihinde A.B. isimli şahıs, aralarında husumet bulunduğu iddia edilen baba ve iki oğlunun ateşli silahla saldırısında öldü. Olaydan sonra şahıslardan biri yakalanırken, baba ve diğer oğlu K.Ü. kayıplara karışarak izini kaybettirdi. Jandarma özel ekip kurdu A.B.’nin öldürülmesi olayı ile ilgili olarak dosya yeniden ele alınarak İstihbarat Şube Müdürlüğü ve Aydın İl jandarma Komutanlığı Suç Araştırma Timi (JASAT) ekiplerinden oluşan özel ekip kuruldu. Ekipler dava dosyası üzerinde 06 Şubat 2024 tarihinden itibaren çalışmaya başladı. Ekipler davanın zaman aşım süresinin dolmasına az bir süre kala çalışmalarını yoğunlaştırdı. “Son siparişi jandarmaya teslim edince yakalandı” Aydın jandarmasının özel ekibinin titizlikle çalışmasının ardından A.B. isimli şahsın öldürülmesi olayının firari şüphelisi K.Ü.’nün İzmir’in Bornova ilçesinde yemek siparişi verilen bir firmada kurye olarak çalıştığı, olayın diğer failleri olan babası A.Ü.’nün 2018 yılında vefat ettiği, kardeşi A.Ü.’nün ise olayın ardından yakalanarak tutuklandığı belirlendi. Jandarmanın planı başarıya ulaştı Aydın’dan İzmir’e giden özel ekip olayın firarisi K.Ü.’yü yakalamak için hazırladığı planı devreye koydu. Jandarma müşteri olarak şahsın çalıştığı yemek işletmesinden sipariş verdi. Olaydan habersiz K.Ü. hazırlanan siparişi getirerek, jandarma ekiplerine teslim edince 20 yıl sonra yakalandı. 20 yıl sonra tutuklandı İzmir’de özel ekip tarafından yakalanan şahıs, Aydın’a getirildi. Jandarmadaki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen K.Ü. mahkeme tarafından tutuklanarak cezaevine teslim edildi.
Ankara Deprem uzmanından uyarı: “Tokat’ın üzerinde bulunduğu fay hattında beklenen büyük şiddetli deprem hala olmadı” Gazi Üniversitesi DEMAR (Deprem Mühendisliği Uygulama ve Araştırma Merkezi) Müdürü Prof. Dr. Abdussamet Arslan, Tokat’ın da üzerinde bulunduğu Kuzey Anadolu Fay Hattı’nda beklenen büyük şiddetli depremin hala olmadığını kaydetti. Prof. Dr. Abdussamet Arslan, Tokat’ta meydana gelen ve Samsun, Yozgat, Çankırı ve Çorum gibi çevre illerde de hissedilen 5.6 büyüklüğündeki depreme ilişkin açıklamalarda bulundu. Arslan, İHA muhabirine yaptığı açıklamada, Bingöl çevresinde birleşen Doğu Anadolu Fay Hattı ve Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın birbirleri üzerinde sürekli hareket halinde olduğunu kaydederek, “Son 1 ayda özellikle Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın her iki ucunda hareketlenmeler mevcut. 4’ün üzerinde çok fazla sayıda deprem oldu. Hem Doğu bölgesinde özellikle Adıyaman’ın biraz daha ilerisinde depremler oldu hem de hattın batı ucunda yani Yunanistan’da 4’ün üzerinde depremler oldu. Dolayısıyla bu fay hattının üzerinde bir hareketlenmenin olduğu çok net bir şekilde ortaya çıkıyor” ifadelerini kullandı. Kahramanmaraş merkezli depremler sonrası Doğu Anadolu Fay Hattı’nın, Kuzey Anadolu Fay Hattı’na doğru 9 metre kaydığını kaydeden Arslan, yukarıya doğru meydana gelen hareket sonucu Kuzey Anadolu Fay Hattı’nda kırılmalar meydana geldiğini ve Tokat’ın da bu hat üzerinde olduğunu kaydetti. Arslan, iki hattın birleştiği noktalarda bulunan Bingöl, Erzincan, Bitlis ve Muş çevresinde stres birikimi yaşandığını kaydetti. Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerinde ortaya çıkan jeolojik verilere değinen Arslan, 10 yıl içerisinde bu hat üzerinde 7.0 ila 7.5 büyüklüğünde bir deprem olma ihtimalinin yüzde 90 olduğuna dikkati çekti. "Deprem olan bir bölgede bir kırılmanın tekrar yaşanma ihtimalinin neredeyse sıfır" Deprem olan bir bölgede bir kırılmanın tekrar yaşanma ihtimalinin neredeyse sıfır olduğunu belirten Arslan, sözlerine şöyle devam etti: “Ne zamana kadar? Periyodu doluncaya kadar. Kahramanmaraş depreminin periyodu 450 ila 500 yıl civarındadır. Dolayısıyla da Pazarcık bölgesinde fayın tekrar kırılması için 450 yıla daha ihtiyacımız var ancak buradaki kırık meydana geldiğinde hem Elazığ ve Bingöl’e doğru olan bir bölgede hem de Hatay’ın daha güneyinde olan bölgelerde gerilme birikmesi meydana geldi. 9 metreye ileriye doğru giden hareket, Malatya civarında durdu. Sonra bu hareket bir türlü devam edecek, kırılmayı tamamlayacak.” “Önümüzdeki 10 yılda Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerinde 7.0 ila 7.5 civarında deprem beklemek yanlış olmaz” Bingöl civarında büyük şiddetli depremin hala olmadığını ifade eden Arslan, “İki fay hattının buluştuğu kavşak nokta olan Bingöl’de henüz beklediğimiz deprem olmadı. Bu depremi de hakikaten bekliyoruz. Kuzey Anadolu Fay Hattı boyunca 7.0 ila 7.5 büyüklüğündeki depremi beklememek çok hata değil ama zamanlamasını söyleyebilmek çok zor. Önümüzdeki 10 yıl içerisinde kesinlikle 7.0 ila 7.5 civarında deprem beklemek yanlış olmaz” değerlendirmesinde bulundu.
Ankara Atılım Üniversitesi sağlık turizmi alanında sertifikalı program başlattı Ticaret Bakanlığı ile protokol imzalayan Atılım Üniversitesi, sağlık turizminde faaliyet gösterecek olan ve sektöre yeni gireceklere yönelik sertifikalı bir program başlattı. Atılım Üniversitesi tarafından sağlık turizmi alanında sertifikalı program Ticaret Bakanlığı ile iş birliği çerçevesinde başlatıldı. Atılım Üniversitesi İşletme Fakültesi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Dilaver Tengilimoğlu, Sağlık turizmi hakkında İhlas Haber Ajansı’na (İHA) özel açıklamalarda bulundu. Tengilimoğlu, sağlık turizminin son yıllarda büyüyen alanlardan biri olduğunu belirterek, "Sağlık turizmin de birkaç alt boyut var. Medikal turizm, termal turizm, yaşlı ve engelli turizmi gibi turizm türleri var. Diğer turizm türünde yüzde 4’lerde 5’lerde büyüme varsa sağlık turizminde daha büyük bir büyüme var. Bunda ülkelerin insanların bulundukları ülkelerdeki sağlık, tedavi, rehabilitasyon ve koruyucu sağlık hizmetleri gibi sağlığın iyileştirmesi ile ilgili hizmetlerle ilgili bulundukları ülkelerdeki imkanların kısıtlı olması veya pahalı olması çeşitli nedenlerden dolayı veya gizli tutmak için kendi ülkesinde bilinmesini istemediği için başka ülkelere yönelmekte. Sınır ötesi hasta hareketliliği dediğimiz sağlık turizminde birçok ülke pazardan pay almaya çalışıyor. Pazar payını 3,5 trilyon dolar üzerinde olduğu söyleniyor. Geçmiş yıllarda daha çok gelişmiş ülkeler pay alırken, son yıllarda gelişmekte olan ülkeler, özellikle Türkiye, Hindistan, Malezya, Singapur, diğer Polonya gibi ülkelerinde pazardan almaya çalıştığını görüyoruz" diye konuştu. "Merdiven atlı uygulamaların sıkı denetlenmesi gerekiyor" "Son 15-20 yıl içerisinde gerçekten Türkiye bu alanda büyük bir ivme kazandı, sağlık turizmi alanında büyük bir gelişme katetti" diye konuşan Tengilimoğlu, şunları kaydetti: "Hala da katetmeye devam etmekte. Burada biraz daha planlı programlı ve koordinasyon içerisinde bu sağlık turizmine yönelmemiz gerekiyor. Kontrol dahilinde yönelmemiz gerekiyor. Ülkeye döviz girdisi sağlasın mantığıyla değil de uzun vadeli düşünmek lazım bu alanı. Bu alandaki denetimlerin sıklaştırılması lazım. Merdiven altı uygulamaları özellikle kozmetik cerrahide saç ekimi gibi diğer alanlardaki uygulamaların sıkı denetlenmesi gerekiyor. Her ne kadar Sağlık Bakanlığı sağlık turizm faaliyetinde bulunacak olan kurumlara, kuruluşlara sağlık turizm yetki belgesi verse de bu belgenin de çok kolay verilmemesi gerekiyor. Türkiye’de kozmetik cerrahi son yıllarda çok arttı. Diş yine sağlık turizmiyle ilgili hastaların tercih ettiği alan. Kanser tedavileriyle ilgili, kalp damar hastalıklarıyla ilgili çeşitli branşlarda enfeksiyon hastalıkları hatta obezite, tüp bebek uygulamaları gibi birçok alanda sağlık turizm konusunda Türkiye tercih edilen bir ülke haline geldi." Prof. Dr. Dilaver Tengilimoğlu, Türkiye’nin sağlık turizmi alanında dünyada ilk 10 arasında yer aldığını söyledi. "Eğitimimiz yaklaşık bir buçuk ay sürecek " Geçtiğimiz yıl sağlık turizminde ve yabancı dil eğitiminde sertifikalı bir eğitim programının başlatılması amacıyla Ticaret Bakanlığı ile bir protokol imzaladıklarını ifade eden Tengilimoğlu, şunları söyledi: "Sağlık turizminin gelişmesi konusunda Ticaret Bakanlığının çok büyük destekleri var. Sağlık turizminde faaliyet gösterecek olan, sektöre yeni girecek olanlara yönelik, sektörde halihazırda sağlık turizmi yetki belgesi almış olan kurum ve kuruluşlarda görev olan personelin sertifikalanmasıyla ilgili bir destek bu. Bakanlık sertifika programının yüzde 60’ına destek vermekte, yüzde 40’ına da adaylar veya kurumlar kendi ceplerinden karşılamakta. Bu büyük bir imkân, gerçekten zengin bir program. Bu eğitimlerin ciddi bir şekilde yürütülmesi, bu belge sertifikasyonların sektöre de gerçekten ayırt edicilik bir özelliğinin bulunması bizim için önemli. 24 Nisan’da başlayacak olan eğitimimiz yaklaşık bir buçuk ay sürecek. Online olarak verilecek eğitime Türkiye’nin herhangi bir yerinde kendini bu alanlarda geliştirmek isteyenler katılabilir. Kayıtlar halihazırda devam etmekte. Bu eğitimler Atılım Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi tarafından verilecek. Bu eğitimi başarıyla tamamlayan adaylara sertifikalarını veririz, sektörde de bunun meyvelerini alırız diye ümit ediyorum."