EKONOMİ - 13 Temmuz 2019 Cumartesi 10:51

(Özel) Bileziğini sattı, bir kovan arı aldı, şimdi paraya para demiyor

A
A
A
(Özel) Bileziğini sattı, bir kovan arı aldı, şimdi paraya para demiyor

İstanbul’da 35 yıl boyunca çeşitli mesleklerde çalışan girişimci kadın, Kastamonu’daki köyüne dönerek kolundaki tek bileziğini sattı ve bir kovan arı aldı.

İstanbul’da 35 yıl boyunca çeşitli mesleklerde çalışan girişimci kadın, Kastamonu’daki köyüne dönerek kolundaki tek bileziğini sattı ve bir kovan arı aldı. Her geçen yıl işlerini ilerleten girişimci kadın, 10 yıl sonra 200 kovan arıya ulaşırken şimdi paraya da para demiyor.


İstanbul’da 35 yıl boyunca çeşitli mesleklerde çalışarak birikim yapmaya çalışan girişimci Mürüvvet Pay, şehir ve iş hayatından bıkarak Kastamonu’nun Doğanyurt ilçesine bağlı Gözalan Köyüne dönüş yapma kararı aldı. Köyünde arı yetiştirmeyi kafasına koyan Mürüvvet Pay, kendisine destek olması için ablası Kezban Çalışkan’dan borç olarak bir adet bilezik aldı ve bunu bozdurdu. Bileziğin parasıyla bir kovan arı alan Mürüvvet Pay, işlerinin iyi gitmesiyle ikinci yıl bir kovan daha arı aldı. Bu şekilde her geçen yıl işlerini ilerleten Mürüvvet Pay, 10 yıl sonra 200 kovan arıya ulaştı. Bu zaman zarfında çeşitli kurslara giden ve televizyon kanalından da arıcılık ile ilgili bilgiler öğrenen Mürüvvet Pay, Doğanyurt’ta düzenlenen Kestane Balı Festivali’nde yapılan yarışmada ikinci seçilerek büyük bir başarıya da imza attı.


“Tek kovan arıyla başladım, şimdi 200 kovan arım var”


Tamamen geçimini arıcılıkla sağlayan Mürüvvet Pay, “Bu arıcılığı çevremde akrabalarımın yapmış olduğunu gördüm, bende heveslendim ablamı aradım, abla dedim benim arı alacak durumum yok sende varsa bana gönder. O da bana dedi ki bileziğim var satarım sana gönderirim dedi bana gönderdi. Bende onunla bir arı aldım. O sene güzel bal aldık, yarısını ablama gönderdim. Ondan sonra ertesi sene arımı çoğalttım. Sonra baktım ki güzel oluyor verimi var arımı çoğalttım. 2 sene bunu devam ettirdim ablamla ortak şekilde. Ablamın var 70 arısı var, benim 200 arım var, ablamda devam ediyor bu işe bende devam ediyorum. O da alıştı, o bana yardım ediyor ben ona yardım ediyorum” dedi.


“İstanbul’da konfeksiyondaki işimi bıraktım, köyde arıcılığa başladım”


10 yıldır Doğanyurt’ta Gözalan köyünde arıcılığı devam ettirdiğini söyleyen Pay, “İstanbul’da konfeksiyonda çalışıyordum. Biz, 10 seneden beri arıcılığa devam ediyoruz, para da kazanıyoruz, işimiz de güzel ikimiz kafa kafaya biz bunu abla kardeş beyim abim yapıyoruz. Biz işimizi profesyonel yapmaya alıştık, para kazanmaya da alıştık. Buradan da ayrılmanın yolu yok” diye konuştu.


“Arı bakmayı kendi kendime öğrendim”


Arı bakmayı kendi kendine öğrendiğini söyleyen Pay, “Yıllık 600 ila 800 kilo arasında kestane balı alıyorum. Bu yal daha güzel olacağını tahmin ediyorum. Havalar çok güzel gidiyor. Arıya bakmayı konusunda kendi kendimi yetiştirdim. Çevrem de gördüklerimden örnek aldım, köyümüze gelen arıcılardan bilgi aldım. Televizyondaki programları izledim. Bunları da kendi arılarımda uyguladım. Arılarla aram çok iyi, arılar bana aşık ben arılara aşığım, duramam arısız o kadar” şeklinde konuştu.


“Kestane Balı Festivalinde ikinci seçildim”


Arıcılığı her kadının kolaylıkla yapabileceğini vurgulayan Pay, şöyle konuştu: “Doğanyurt’ta düzenlenen Kestane Balı Festivalinde gelip kovanlarımdan numune aldılar. Bizlerden birer kavanoz bal aldılar. Bir hafta sonra bizleri festivale çağırdılar ve orada bizlere plaket verdiler. Ben, önce inanmadım şoka girdim. Orada plaket alınca sevinçten oynadım, inanamadım. Sanki kalbim yerinden fırlayacak gibiydi. Asla ben olurum dememiştim. Bana vermezler diye düşünüyordum. Çünkü benden daha fazla orada büyük arıcılar vardı. İkinci oldum, buna çok sevindim. O heyecanımı hiç unutamam”



“Arıcılığı kızlarıma dahil tavsiye ediyorum”


“Kadınların elinin değdiği her yerde her şey olur” diyen Pay, şunları kaydetti: “Kadınlar yeter ki arıdan korkmasın yapacağım diye söz versin, her kadın yapabilir, bu işi ben yapıyorsam her kadın yapar cesaretli olsun yeter. Ben kendi kızlarıma öneriyorum, emekli olmadan gelin diyorum, bu işle ilgili diplomanızı alın, benden kalan size yeter diyorum başka bir şey yapmanıza gerek yok diyorum”



Sattığı bileziğiyle bir kovan arı aldı, şimdi 200 kovan arıya ulaştı


35 yıl boyunca İstanbul’da çeşitli meslek dallarında çalıştığını anlatan Pay, şöyle devam etti: “35 yıl gurbette kaldım, köye geldim arı almak için düşündüm düşündüm bir bileziğim vardı, onu sattım bir arı aldım, bir arı da ablama aldırdım, onunla beraber iki arımız oldu ablamla beraber. İstanbul’da durup da kendimi heba etmektense arılara bakmak daha iyi dedim köyde. Hakikaten de iyi bir mesleğe yönelmişim. Parada kazanıyoruz, durumumuz da iyi, üç dört yere evde yaptım bu kazancımla. Allah’ı şükürler olsun, evimizde var, arabamızda var, arımızda var. 200 kovan arımda var, çok mutluyum”



“Bir arı kovan ile başladık, her yıl geliştirdik”


Mürüvvet Pay’ın ablası olan ve Gözalan köyünde 70 arısı bulunan Kezban Çalışkan ise, şunları kaydetti: “Abla gel bana bir arı al dedi bende aldım o da aldı, bir arı ben aldım bir arı da o aldı. Ertesi yıl da 4 arı daha aldık. Ondan sonra arılarımız kendileri çoğaldı. Biz daha sonra arıcılığı devam ettirdik, seven insan gelsin bir arıdan başlasın devam ettikte artık ayrılamaz, balından şifasından her şeyinden”


“Arıcılığı sadece erkekler yapabilir kanısı yanlıştır”


Geçimlerini arıcılıktan sağladıklarını belirten Nevin Yılmaz da, şunları söyledi: “Hem vakit geçiriyoruz hem de tabiat güzel. O yüzden arıcılık yapıyoruz. Biraz zor oluyor ama arıcılığı erkek işi diye genel bir düşünce var. Baktık ki bu, bizim yapabileceğimiz bir iş. Şimdi arıcılığı bizler yapıyoruz. Sabah gidiyoruz akşam geliyoruz. Biraz zorlukları var ama tatlı zorluklar yani. Doğamız güzel bizim, burası hep kestane ağaçları, arılarımız da kestanelerden ballarını alıyorlar. Günümüz arılarla geçiyor, çocuklarımız kadar seviyoruz. Çocuklar artık arka planda kaldı. Burası Doğanyurt’un Gözalan köyü, biz burada üç kardeş arıcı olarak çalışıyoruz. Geçimimizi de arıcılıktan sağlıyoruz. Ballarımız da kestane balıdır”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa İnegöl’ün geçmişi ile geleceği aynı iftarda buluştu İnegöl Belediye Başkanı Alper Taban, Huzurevi sakinleriyle lise öğrencilerini aynı iftar sofrasında misafir etti. Gastro İnegöl’de düzenlenen iftarda, öğrenciler ve yaşlılar birbirleriyle kaynaşma fırsatı buldu. İnegöl Belediyesi, Gastro İnegöl’de özel bir iftar programına imza attı. 18-24 Mart tarihleri arasında kutlanan Yaşlılar Haftasında program yoğunluğundan dolayı Huzurevi sakinleriyle bir araya gelemeyen Belediye Başkanı Alper Taban, Perşembe akşamı Huzurevi sakinleri için iftar programı düzenledi. İftara Halil İnalcık Sosyal Bilimler Lisesi öğrencileri de davet edildi. Özel gecede, şehrin gençleriyle yaşlıları birlikte oruç açıp kaynaşma fırsatı buldu. Huzurevi idarecileri ile Halil İnalcık Sosyal Bilimler Lisesi idarecilerinin de katıldığı iftara ilişkin konuşan Belediye Başkanı Alper Taban, “Geçtiğimiz hafta yoğun programlar dolayısıyla Huzur Evi sakinlerimizin Yaşlılar Haftasını kutlayamadık. Bu akşam Halil İnalcık Sosyal Bilimler Lisesi öğrencilerimizi de davet ederek istedik ki hem yaşlılarımız hem gençlerimizle aynı sofrada oruçlarımızı açalım. İnegöl’ümüzün geçmişi ile geleceğinin buluştuğu kıymetli bir iftar sofrası oldu. Gençlerimiz büyüklerimizin tecrübesinden, yaşlılarımız da öğrencilerimizin enerjisinden istifade ettiğini görmek bizleri mutlu etti. Bu özel buluşmayı da şehrimizin yeni değeri Gastro İnegöl’de gerçekleştirmek istedik. Davetimize katılıp soframızı bereketlendiren kıymetli büyüklerimize ve değerli gençlerimize teşekkür ediyorum” dedi.
Muğla Toprak havuz balık yetiştiriciliğine GEKA’dan destek Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Kalkınma Ajansları Genel Müdürlüğü koordinasyonunda faaliyetlerini yürüten Güney Ege Kalkınma Ajansı (GEKA), Milas’ta toprak havuzlarda yetişen balığın depolanması ve paketlenmesi tesisinin fizibilite projesine destek verdi. GEKA’nın 2023 yılı Fizibilite Desteği Programı kapsamında desteklenen Milas İlçesi İç Su Ürünleri Yetiştirici Üreticileri Birliği’nin başvuru sahibi olduğu ‘Topraktan Fışkıran Balığın Depolanması ve Paketlenmesi Tesisinin Fizibilite Raporu’ projesinin sözleşmesi imzalandı. Böylece, toprak havuzlarda balık yetiştiriciliğinin Türkiye’deki tek örneği olan Muğla Milas’ta sektörün gelişimine yönelik önemli bir adım atılmış oldu. Milas ilçesi Su Ürünleri Üreticileri Birliği Başkanı Muhammed Toğuç sektöre ve projeye yönelik yaptığı açıklamada, “Tarıma uygun olmayan arazilere kazdırılan toprak havuzlarda iç pazarda yüksek talep gören çipura, levrek, granyöz, karides ve yengeç gibi türlerin üretimini yapıyoruz. Son yıllarda bölge ve ülke ekonomisine önemli katkılar sağlayan balık üretimine yönelik 86 adet toprak havuz işletmesi bulunuyor ve bu işletmelerde yılda 6 bin ton balık üretimi gerçekleştiriliyor. Ayrıca yaklaşık bin kişinin istihdam edildiği Milas Toprak Havuzları bölgesi, ülkede üretilen çipura ve levrek yavrularının yüzde 60’ından fazlasını üretmesiyle de öne çıkıyor. Milas ilçesi Su Ürünleri Üreticileri Birliği’mize ait arazide depolama ve paketleme tesisi kurmayı planlıyoruz. Bu tesisin hayata geçmesiyle önümüzdeki yıllarda üretimimizi yüzde 50 artırmayı ve böylece ihracat çalışmalarına da başlamayı hedefliyoruz” dedi. Planladıkları yatırımın uygunluğunu tespit edebilmek amacıyla öncelikle tesisin fizibilite raporunun hazırlanması gerektiğini söyleyen Toğuç, bu sebeple GEKA’nın Fizibilite Desteği Programı’na proje başvurusu yaptıklarını ve destek almaya hak kazandıklarını söyledi. Proje ile bahsi geçen tesisin kurulumunun fizibil olup olmadığı belirleneceğini söyleyen Toğuç, proje kapsamında yapılacak çalışmalarla bölgenin su kaynakları, çevresel şartlar, toprak yapısı ve üretimin sürdürülebilirliği vb. açılardan uygunluğu tespit edilecek ve tesisin kurulum maliyetleri belirlenecektir” dedi. Son olarak proje fikrinin oluşmasından geliştirilmesine kadar birçok süreçte desteklerini sunan Güney Ege Kalkınma Ajansı’na teşekkür etti. GEKA Genel Sekreteri Özgür Akdoğan, “2023 yılı Fizibilite Desteği Programımız kapsamında üç projemiz destek almaya hak kazandı. Bu projelerimiz Güney Ege Bölgesi’nin kalkınmasına, ekonomisinin ve sosyal yapısının güçlendirilmesine katkı sağlayacaktır. Projelerin olumlu sonuçlanmasıyla hayata geçecek yatırımlarla bölgede tarım ve sanayi sektörlerinin rekabet gücü artacak, çevresel sürdürülebilirlik sağlanacak, lojistik kapasitesi ve ulaşım altyapısı geliştirilecektir. Uzun yıllardır yürüttüğümüz Fizibilite Desteğini önümüzdeki günlerde 2024 yılı için de ilan edeceğiz” dedi.
Afyon Aile ve Gençlik Fonu’na 6 binden fazla başvuru yapıldı Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Aile ve Gençlik Fonu’na bugün itibarıyla 6 bin 299 çiftin başvurduğunu belirterek, “Değerlendirmesi yapılan ve olumlu sonuçlanan çiftleri bu hafta evlilik öncesi eğitimlere aldık” dedi. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Afyonkarahisar’ın Dinar ve Sandıklı ilçelerini ziyaret etti. Vatandaşlarla bir araya gelen, esnafı ziyaret eden Göktaş’a halk yoğun ilgi gösterdi. Sandıklı ilçesinde seraları da ziyaret ederek, buralarda çalışan kadınlarla bir araya gelen Bakan Göktaş, ziyaretinin ardından gazetecilerin sorularını cevapladı. Bakan Göktaş, Aile ve Gençlik Fonu başvurularına ilişkin soru üzerine, “Bugün itibarıyla 6 bin 299 çiftimiz fondan yararlanabilmek için başvuruda bulundu” dedi. Başvuruların titizlikle değerlendirildiğini aktaran Göktaş, “Şu ana kadar en çok başvuruyu Hatay’dan aldık. Değerlendirmesi yapılan ve olumlu sonuçlanan çiftleri bu hafta evlilik öncesi eğitimlere aldık. Resmi nikahın ardından da krediler hesaplarına yatmaya başlayacak” diye konuştu. Projenin öncelikli olarak deprem bölgesinde pilot olarak uygulanmaya başladığını hatırlatan Göktaş, “Depremden etkilenen gençlerimize öncelik veriyoruz. Pilot bölge Adıyaman, Gaziantep’in İslahiye ve Nurdağı ilçeleri ile Hatay, Kahramanmaraş ve Malatya olarak belirlenmişti. Fonu deprem bölgesinin ardından Türkiye geneline yaygınlaştırmayı hedefliyoruz. Ülkemizin gençleri her şeyin en iyisini hak ediyor” ifadelerini kullandı. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına 8 bin personel alımıyla ilgili takvime yönelik soru üzerine Bakan Göktaş, şunları kaydetti: “Başvuru süreci tamamlandı. Bakanlık tarihimizdeki tek seferde en büyük personel alımını yapıyoruz. Nisan ayı içerisinde atamaları gerçekleştireceğiz. Değişen ihtiyaçlara göre hizmetlerimizin niteliği ve kalitesi her geçen gün artıyor. Yeni mesai arkadaşlarımızla milletimize en iyi hizmeti sunmak için çalışmaya devam edeceğiz.”
Trabzon Avrasya Üniversitesi’nin Mock-Up Sınıfında eğitim başladı Avrasya Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Sivil Havacılık ve Kabin Hizmetleri Programı Mock-Up sınıfında eğitim başladı. Düzenlenen açılış programına Avrasya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Füsun Terzioğlu, akademisyenler ve öğrencilerin yanı sıra Pelitli Ahmet Can Bali Anadolu Lisesi Müdürü Ahmet Mezereli, Maçka Kayalar Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdürü Ayhan Demirbaş Trabzon Sınav Koleji Kurucu Müdürü Mehmet Şal, Yönetim Kurulu Üyesi Rafet Kazaz ve Kurs Merkezi Müdürü Halil Uzun katıldı. Sivil Havacılık ve Kabin Hizmetleri Programı 1. Sınıf öğrencisi Berkay İleli, yaptığı açıklamada “Buraya gelirken acaba bir Mock-Up sınıfı var mıdır diye düşünüyordum. Geldiğimde bu alanın hazırladığını gördüm ve kısa bir zamanda açılışını yapıyoruz. Buraya her girdiğimde kendimi bir öğrenci gibi değil havacılık sektöründe aktif görev alan bir kişi gibi hissediyorum. Hayallerim beni buraya getirdi, inşallah alanımdan başarıyla mezun olacağım ve en kısa sürede havacılık sektöründe görevime başlayacağım. Emeği geçen ve özellikle bu uygulama alanının çok kısa sürede hazırlanmasını sağlayan başta üniversitemizin kurucusu, Mütevelli Heyet Başkanımız Sayın Ömer Yıldız’a ve tüm yöneticilerimize teşekkür ediyoruz” dedi. Avrasya Üniversitesi Mock-Up sınıfında öğrenciler, acil durum, emniyet, tıbbi konular, tehlikeli maddeler, yolcu hizmeti, anons, ikram ve servis gibi eğitimleri uygulamalı olarak alabilecek.