GENEL - 15 Temmuz 2019 Pazartesi 19:02

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Ahmet Selim Köroğlu: “15 Temmuz bir süreç ve bir anda olan bir şey değil”

A
A
A
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Ahmet Selim Köroğlu: “15 Temmuz bir süreç ve bir anda olan bir şey değil”

‘Türkiye’nin Demokrasi Mücadelesi Tarihinde 15 Temmuz’un Yeri’ panelinde konuşan Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Ahmet Selim Köroğlu, 15 Temmuz’un bir anda olan bir kalkışma olmadığını söyledi.

‘Türkiye’nin Demokrasi Mücadelesi Tarihinde 15 Temmuz’un Yeri’ panelinde konuşan Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Ahmet Selim Köroğlu, 15 Temmuz’un bir anda olan bir kalkışma olmadığını söyledi.


Erciyes Üniversitesi Turizm Fakültesi Konferans Salonu’nda Düzenlenen panele Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Ahmet Selim Köroğlu, Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Üyesi Ayşe Nur Bahçekapılı, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum, Kayseri Valisi Şehmus Günaydın, Ak Parti Kayseri Milletvekili Taner Yıldız Sivil Toplum Destek Platformu Başkanı Ayhan Oğan ve protokol katıldı.


‘Türkiye’nin Demokrasi Mücadelesi Tarihinde 15 Temmuz’un Yeri’ kayseri İl Müftüsü Prof. Dr. Şahin Güven’in dua etmesinden sonra başladı. Salondaki dinleyicilere 15 Temmuz günü yaşananların anlatıldığı kısa film izletildikten sonra Sivil Toplum Destek Platformu Başkanı Ayhan Oğan’ın yapacağı sunuma geçildi. Sunumunda 15 Temmuz sürecine nasıl gelindiği hakkında bilgiler veren Sivil Alan Platformu Başkanı Ayhan Oğan, “Kuklaya bakarak meselenin tamamını göremeyiz. Arkasındaki kuklacıyı çözmeden ve onun planlarını deşifre etmeden tekrar bu tür saldırılara maruz kalabiliriz. Öncelikle şu kavramı tanımamız lazım emperyalizm nedir? Emperyalizm nasıl çalışır metot çok basit böl, parçala ve yönet. Sadece toprak manasında algılamayın. Hakimiyetle hegemonya kurmak istediği toplumlar üzerinde dini ve etnik farklılıkları ayrıştırarak yönetilebilir bir kaos ortamı oluşturur. Bu güç insanların başını döndürür ve sarhoş eder. Bütün yaşadığımız sıkıntılarda bu meseleye bakmamız gerekiyor. 15 Temmuzu anlamak için dünya yakın tarihine 40-50 yıl geriye gidip çevremizde, bölgemizde ve ülkemizde yaşananlara bakmamız gerekiyor” dedi.


Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Ahmet Selim Köroğlu, 15 Temmuz’un aniden gelişen bir olay değil bir süreç olduğunu ve milletin meydanlara o süreçte devlete sahip çıktığını söyleyerek sözlerine şu şekilde devam etti:


“15 Temmuz gecesi başlayan 16 Temmuz öğlen vakitlerinde bastırılan hain darbe girişiminde şehit olanlara rahmet diliyorum. Sonuç itibariyle bu koyduğu perspektif içerisinde hem ülkemizde emperyalizm ve üst akıl hem de bizim gibi halkı Müslüman olan ülkelerde bu metodu hep uygulamış. FETÖ tipi yapılanmaları beslemiş ve önünü açmış. Irak’ta Saddam’ın devrilmesinde bir tarikatı aynı FETÖ’yü kullandığı gibi kullanmış askeriyeye sızan bu tarikat mensupları ABD işgali sırasında silahlarını bırakıp ABD tarafına geçmiş ve Irak’ın bir kurşun bile atmadan teslimiyetine sebebiyet vermiştir. 15 Temmuz bir süreç, bir anda olmadı gezi hadiseleriyle başladı, 8 Ekim Kobani hadiselerinde bir sürü vatandaşımız şehit oldu. Demokratik vesayetten bahsetmiştik. Bu yapının çok ince bir çalışmayla bütün demokratik merkezlere sızmasının kolay olduğunu sizlere anlatmıştık. 80 darbesinden bu yana askeriyeye emniyete ve devlete sızdılar. Bu sızmanın neticesinde 15 Temmuzda devletin demokratik merkezlerini tahrip etmek için son hamleyi yaptılar. Bu son hamlede de hepimiz meydanlardaydık. Darbeye direnmenin içindeydik. O gece devlet yoktu devletin demokratik merkezi çökmüştü millet o gece sabaha kadar devleti sokaktan topladı ve tekrar meşru temsilcilerine teslim etti. “

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.