KÜLTÜR SANAT - 17 Nisan 2018 Salı 15:45

‘Kayseri ‘de İslami Düşünce ve Hayat Sempozyumu’ Yapılacak

A
A
A
‘Kayseri ‘de İslami Düşünce ve Hayat Sempozyumu’ Yapılacak

İlim Hikmet Vakfı (İHV) tarafından 28 Nisan, 5 ve 12 Mayıs Cumartesi günleri, Melikgazi Belediyesi Konferans Salonu’nda ‘Kayseri İslami Düşünce ve Hayat Sempozyumu’ düzenlenecek.

İlim Hikmet Vakfı (İHV) tarafından 28 Nisan, 5 ve 12 Mayıs Cumartesi günleri, Melikgazi Belediyesi Konferans Salonu’nda ‘Kayseri İslami Düşünce ve Hayat Sempozyumu’ düzenlenecek.


Kayseri kent yerelinde İslami Düşünce ve Hayata dair ortaya konan tecrübe ve birikimlerin müzakere edileceği sempozyumda, İslâmi düşünce ve hayatın; sosyal, siyasal, ekonomik, sanatsal ve mimari yönden yansımalarının ele alınacak. Çıktıları kitap haline getirilecek olan sempozyum 6 oturumdan oluşacak sempozyumda 19 konuşmacı yer alacak.


28 Nisan Cumartesi günü moderatörlüğünü Prof. Dr. Veysel Aslantaş’ın yapacağı 1. oturumda saat 10.00’da; İl Müftüsü Doç. Dr. Şahin Güven, ‘Kayseri’deki İslami Hayata Diyanet’in Etkisi’; Gönüllü Kültür Kuruluşları Başkanı Ahmet Taş, ‘Kayseri’de Gönüllü Birliktelik Tecrübesi’ ve Taşcıoğlu Kuran Kursu Başkan Yardımcısı Ahmet Şenaltun da, ‘İslami Düşünce ve Hayatta Kuran Kurslarının Katkısı’ konularını ele alacak.


Aynı gün moderatörlüğünü Prof. Dr. Murat Doğan’ın yapacağı 2. oturum saat 14.00’da başlayacak. Yaşar Karayel, ‘Sivil İslami Düşünce ve Siyaset’; Şaban Bayrak, ‘Kayseri’de Milli Görüş Tecrübesi’; İHH Şube Başkanı Ali Tokluman, ’Kayseri’de Yardımlaşma Deneyimi’; KİMDER Başkanı Ali Şahan ise ‘Kayseri’de İslami Düşünceye İmam Hatip katkısı’ konularını anlatacak.


5 Mayıs 2018 Cumartesi günü saat 10.00’da sempozyumun 1. oturumunda; Melikgazi Belediyesi Başkan Yardımcısı Serdar Öztürk’ün moderatörlüğünde, Prof. Dr. Nurettin Kaldırımcı, ‘Hakikate Kısa Yoldan Gitmek ya da Sağlıklı Düşüncenin Engelleri’; Doç. Dr. Mustafa Işık, ‘Kayseri’nin Geçmişten Günümüze İslami Düşünce Mimarları’; İHV Başkan Yardımcısı Şükrü Karaosmanoğlu, ‘Kayseri’de Geleneksel Din Algısı’ üzerine konuşacak.


Aynı Gün Saat 14.00’de Pancar Kooperatifi Müdürü Ahmet Uğur Metiner’in moderatörlüğünde yapılacak 2. oturumun konuları ve konuşmacıları ise şöyle:


Prof. Dr. Yunus Apaydın, ‘Akademinin Dini Düşünceye ve Din Yaşayışa Etkisi’; Mustafa Tekelli ‘Kayseri Ekonomisinde Müsiad Deneyimi’; İlim Yayma Cemiyeti Şube Başkanı Oğuz Memiş, ‘Kayseri’nin İslami Medya Tecrübesi’.


12 Mayıs Cumartesi günkü sempozyumun Ahmet Özer’in Moderatörlüğünde gerçekleştirilecek 1. oturumunda Prof. Dr. İlhan Özkeçeci, ‘Kayseri’de İslami Düşüncenin Sanata Yansıması; Kadir Seçmeler, ‘Dünyevileşmeye Karşı Ahlaki Onarım’; Faruk Hasetçi, ‘Kayseri’de Akıncılık Tecrübesi’; moderatörlüğünü Prof. Dr. Hakkı Büyükbaş’ın yaptığı 2. oturumda ise Prof. Dr. Şükrü Karatepe, ‘Kayseri’de Dindarlığın Dönüşümü’; Av. Fevzi Konaç, ‘Kayseri’de Toplumsal Çözülme Örnekleri’; Mustafa Doğu, ‘Modernizmin Yerel Tahribatı ve Sivil Direniş’ konuları ele alınacak.


Birbirini takip eden üç Cumartesi günü devam edecek olan sempozyum, son oturumda okunacak kapanış bildirisiyle sona erecek.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Dağlarda çiriş otu bereketi Doğu Anadolu Bölgesinde ve Erzincan’da bu günlerde çarşı pazarda sıkça görülen çiriş otu dağlarda yaban hayvanlarının da ilgisini çekiyor. Bahar ayları ile birlikte Erzincan’ın yüksek kesimlerinde ortaya çıkan çiriş otu vatandaşlar tarafından toplanmaya başlandı. Munzur Dağlarında yerli ve yabancı birçok kişiye rehberlik yapan Murat Aydemir, yaptığı gözlemlerde dağ keçilerinin de çirişi yediğini ifade etti. Dağlarda doğal olarak yetişen çirişten birçok yemek yapıldığını anlatan Aydemir, çirişten yapılan turşunun ayrı bir lezzet olduğunu söyledi. İnsanlar yüzyıllardır yaşamın neredeyse her alanında bitkilerden faydalanıyor. Bazı bitkiler tıbbi faydaları sebebiyle sağlık alanında kullanılırken bazı bitkiler besin bazıları ise boya ya da süs bitkileri olarak kullanılıyor. Çiriş otu da bu bitkilerden bir tanesi. Latincede Asphodelus aestivus L. olarak bilinen ve Zambakgiller familyasına ait olan çiriş otu, çoğu bölgede güllük, dağ pırasası, kirkiş otu, sarı zambak, yabani pırasa ve yeling otu olarak biliniyor. Toplumun büyük bir kısmı bazı hastalıkların tedavisinde tıbbi bitkilere başvuruyor. Bitkisel tedavi yöntemlerinin yan etkilerinin olmadığı ya da daha az olduğu düşünülmesi buna büyük bir etken olarak gösteriliyor. Çiriş otu da bölgede halkın tercih edilen bitkilerin başında yer alır. Çirişten birçok yemek yapılıyor Meryem Badayman, Ekin Dinçel ve Ayla Ünver Alçay tarafından yapılan bir araştırmada çirişin; yabani bir ot olup yenilebilmesinin yanında vitamin, antioksidan, lif ve mineral içerikleri ile vücudu besleyen özelliğe sahip olması sebebiyle yaygın olarak tüketildiği belirtildi. Çiriş otu, Afrika, Arap ülkeleri, Türkiye, Mısır ve Avrupa’nın bazı bölgelerinde görülen bir bitki türü. Türkiye’de Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu, İç Anadolu Ege ve Akdeniz bölgelerinde yetişiyor. Çiriş otu genel olarak zararsız ve faydaları ile ön planda olan bir bitki olarak biliniyor. Bunun yanında çirişin yaprakları henüz tazeyken de yenilebiliyor. Ayrıca çirişten çorba ve birçok yemek de yapılıyor. Haşlandıktan sonra yumurta ile kavrulması ya da peynirle de karıştırılarak yufka ekmek içinde yeniliyor. Ayrıca kaşila diye adlandırılan bir yemeği de yapılıyor. Sevilen yemeklerden biri olan kaşila, çirişin kaynatılıp, içerisine bulgur katılarak, katılaşıncaya kadar pişirilmesiyle yapılıyor. Katılaştıktan sonra içi çukurlaştırılarak yağ dökülüp ve servis edilip yeniliyor.