GENEL - 25 Mayıs 2019 Cumartesi 16:40

Kayseri’de 60 kişi itikafa girdi

A
A
A
Kayseri’de 60 kişi itikafa girdi

Kayseri’de 60 kişi, Ramazan ayının son 10 gününü ibadetle geçirmek için itikafa girdi.

Kayseri’de 60 kişi, Ramazan ayının son 10 gününü ibadetle geçirmek için itikafa girdi.


Hacı Kılıç Camii’nde gece saatlerini ibadete ayıran vatandaşlar, gündüz vakit namazları haricinde uyuyarak dinleniyor.


İtikafa giren vatandaşlardan 50 yaşındaki Ayhan Yeşilöz, “Bu senenin itikafına katıldık. Bu peygamber efendimizin sünnetidir. Peygamber efendimiz, itikafın son 10 gününde mescide girmiştir ve 10 gün boyunca hiç çıkmamıştır. İbadetle meşgul olmuştur. Bizde peygamber efendimize uymak için, camiye 10 gün kendimizi nezdettik. Dışarıyla bütün irtibatımız kesiktir ve 10 gündür bu caminin içerisindeyiz. İçeride, akşam namazından sabah namazına kadar uyunmaz. Kur’an okunur, sohbet edilir, teveccüh namazı kılınır, teravih namazı kılınır ve ibadetle geçirilir. Peygamber efendimiz, son 10 günü ibadeti hiç terk etmemiş. Her sene ramazanın son 10 gününü mescitte geçirmiştir. Şehr-i Ramazan’da Kur’an-ı Kerim inmiştir ama itikaf onun için değildir. Biliyorsunuz ki son 10 gün Kadir gecesidir. Maksat onu aramak değildir. O 10 günün içinde gizlidir 27. gecesinde diye bir rivayet vardır ama çoğu alim son 10 günde geçtiğini söyler. Sahur, iftar hepsini burada yapıyoruz ve yemekleri burada kendimiz yapıp yiyoruz. Burada yaş ortalaması olarak 20 yaşından tutun, 85 yaşına kadar ağabeylerimiz var” ifadelerini kullandı.



İtikaf nedir?


Dini bir terim olarak itikaf, akıl sağlığı yerinde ve ergenlik çağına gelmiş bir Müslümanın beş vakit namaz kılınan bir mescitte ibadet ederek Allah’a yakınlık elde etme niyetiyle bir süre durması demektir. İtikafa giren kimse, camide yer, içer, uyur ve ihtiyacı olan şeyleri mümkün olduğu takdirde camide tedarik eder. Tuvalete gitmek, abdest almak ve gerekli olduğunda gusletmek gibi tabi ihtiyaçları için ise camiden dışarı çıkabilir. Bulunduğu camide cuma namazı kılınmıyorsa, cuma namazını kılmak üzere başka bir camiye gidebilir. Cenaze namazı için ise dışarı çıkamaz. Kendisine veya malına bir zarar geleceği korkusuna kapılması ya da zorla çıkarılması halinde başka bir camiye gitmek üzere içerisinde bulunduğu cami veya mescitten çıkabilir. Bu zorunlu hallerin dışında camiden çıkarsa itikafı bozulur.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.