GENEL - 23 Mayıs 2020 Cumartesi 12:55

(Özel) Bayramdan sonra vaka kalmayabilir

A
A
A
(Özel) Bayramdan sonra vaka kalmayabilir

Korona virüs Bilim Kurulu Üyesi Prof.

Korona virüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. İlhami Çelik, hem başvuru hem yatan hasta hem de pozitif çıkan hasta sayısında son derece azalma olduğunu söyleyerek; "Umarım ’bayramdan sonraya vaka kalmayabilir’ diye düşünmeye ve umut etmeye başladık" dedi.


Çelik ayrıca el öpmelerin ve temasın yoğun olduğu bayramda alınan sokağa çıkma kısıtlamasının oldukça yerinde bir karar olduğunu kaydederek, "Yapacağımız en iyi şey bu günlerde görüntülü konuşmak olmak herhalde. Harçlıkları da artık büyüklerimiz küçüklere havale eder diye düşünüyorum" ifadelerini kullandı.


Bayram öncesi rakamların son derece umut verdiğini, ölüm, hastanede yatan ve poizitif çıkan vaka sayılarında son derece azalma olduğunu kaydeden Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. İlhami Çelik, "Bayram öncesi hakikaten en iyi günlerimizi yaşıyoruz. Umut verici rakamlar var. Türkiye’de en düşük ölüm sayısını gördük. Hastanelerimizde de vaka sayımız son derece azaldı, hem başvuru sayımız hem yatan hasta sayımız. hem de pozitif çıkan hastalarımızda son derece azalma var. Umarım ’bayramdan sonraya vaka kalmayabilir’ diye düşünmeye ve umut etmeye başladık. Bunu görmeyi bekliyoruz açıkçası" dedi.


Bayramların; temasın yoğun olduğu dönemler olduğunu, bu nedenle alınan sokağa çıkma kısıtlamasının son derece yerinde bir karar olduğunu aktaran Prof. Dr. Çelik; "Yapacağımız en iyi şey bu günlerde görüntülü konuşmak olmak herhalde. Harçlıkları da artık büyüklerimiz küçüklere havale eder diye düşünüyorum" dedi. Çelik; "Bayramda alınan sokağa çıkma kısıtlaması çok yerinde bir karar. Çünkü hakikaten bizim bayramlarımız büyüklerimizle, küçüklerimizle, akrabalarımızla, komşularımızla hasret giderdiğimiz ve en yoğun duyguları yaşadığımız anlar. Bayramda yine o yoğunluğu yaşayacağız ancak maalesef birbirimizden uzak kalmamız gerekiyor. Sosyal ve kişisel mesafemizi korumamız lazım. Yapacağımız en iyi şey bu günlerde görüntülü konuşmak olmak herhalde. Harçlıkları da artık büyüklerimiz küçüklere havale eder diye düşünüyorum. Temasın yoğun olduğu dönemlerdir bayramlar, büyüklerimizin elini öpeceğiz, çocuklarımızın yanaklarından öpeceğiz. Bunlar gerçekten de bir risktir. Bayramda tüm Türkiye’de sokağa çıkma kısıtlamasının açıklanması hepimiz tarafından sevinçle karşılanmış durumda" ifadelerini kullandı.



"Alışverişte kart banknottan daha riskli. Ancak bulaş olacağı kanaatinde değiliz"


Alışverişte kart kullanımının para kullanımından daha riskli olduğunu belirten Çelik, kartın ıslak mendille silinmesi önerisinde bulundu. Ancak bunlardan bulaş olacağı kanaatinde olmadıklarını da sözlerine ekleyen Prof. Dr. Çelik; "Parada, banknotlarda bulaşla alakalı çok çalışma yapıldı, korona virüs ile değil ama diğer bakterilerle alakalı. Ciddi şekilde bulaş olduğu görülmüş değil. Dolayısıyla korkmaya veya endişe etmeye gerek yok. Kart banknota göre daha riskli açıkçası. Kartta daha fazla banknotlara göre bulaş riski. Ancak onun dışında majör temasın olmayacağını biliyoruz. Ama kartları kullandıktan sonra ıslak mendille silmekte fayda var diye düşünüyorum. Yine de bu konuda endişe etmesinler, hiçbir şey yapmasalar bile bulaş olacağı kanaatinde değiliz. Bu konuda kanıtlanmış, bilimsel bir veri yok" şeklinde konuştu.


Tatil döneminde deniz ve havuzdan bulaşın mümkün olmayacağını, bilim kurulu tarafından alınacak önlem ve tedbirler için rehberler hazırlandığını dile getiren Prof. Dr. İlhami Çelik, tatil bölgelerinde maske kullanılması ve fiziki mesafeye dikkat edilmesi gerektiğini söyledi. Çelik; "Bilim Kurulu çalışma grupları bu konuda rehberlerini hazırladı. Tatilde neler yapmalısınız, nasıl oturmalısınız, oteller nasıl hazırlanmalı? Bununla alakalı hepsinin rehberi hazır. Bir tek endişe edilen konu şu; deniz veya havuzdan bulaşır mı? Hayır, deniz veya havuzdan virüs bulaşmaz. Deniz suyundan bulaş pratik ve teorik olarak mümkün gözükmüyor, havuzda da klorlama olduğu için burada da bulaş söz konusu değil. Bu konuda endişe etmeye gerek yok. Virüs; hem güneş ışığından, hem radyasyondan hem de sıcaklıktan etkilenir. O yüzden buradan bulaşın mümkün olmadığını, olmayacağını bilmeleri gerekiyor. Tek dikkat edeceğimiz husus, havuzun yeteri kadar klorlanığı mı. Bir başka konu da tanımadığımız insanlarla fiziki mesafeyi korumamız lazım. Maskemizi yine o alanlarda takmamız gerekiyor. Bu konuda endişe duymalarına gerek olmadığını düşünüyoruz" dedi.



"Anne sütünden virüs bulaşması mümkün değil"


Virüsün bulunması ile bulaşmasının farklı şeyler olduğunu, o yüzden anne sütünden bulaş olmasının teorik olarak mümkün olmadığını ifade eden Çelik; "Virüsün kanda bulunmasıyla alakalı veriler çok az. Kanda bulunan bir virüs değil açıkçası. Spermde bulunması ayrı şey, oradan virüsün bulaşması ayrı şey. Miktarına bakmanız gerekiyor, Bir insana enfekte etmek için ortalama 10 üzeri 8 civarında virüs gerekiyorsa orada 10 üzeri 1 civarında virüs vardır ya da yoktur. Buradan bulaş teorik ve pratik olarak mümkün değildir" diye konuştu.



"Sonbahara dikkat"


Yaz aylarında bulaşların ve vakaların son derece az olacağını ancak sonbaharın ikinci dalgaya yol açabileceği endişesi içerisinde olduklarını da sözlerine ekleyen Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. İlhami Çelik açıklamalarını şöyle sürdürdü:


"Yaz ayında ikinci dalgayı beklemiyoruz. Birinci dalgayı yaşadık ve parabolimizi çizdik. Yaz aylarında en alt düzeyde seyredeceğini, bulaşların ve vakaların son derece az olacağını düşünüyoruz. Ancak sonbaharla beraber mevsim dönüşü olması hem de soğukların gelmesi hem de insanların artık kapalı ortamlarda yaşamalarıyla beraber bu bulaşın artacağı görüşündeyiz. Umarız olmaz. virüsün vürülansyla alakalı henüz elimizde net bir şey yok. Mutasyon geçirmiştir, ciddi vaka sayısı azalmıştır. Klinik gözlem olarak bunları görebiliyoruz, çok daha az yayıldığını, bulaştığını veya insanda çok daha az ciddiyette hastalık yaptığını görüyoruz. Ancak bunun ne olacağını ileride göreceğiz. Ama sonbaharda dikkatli olmamız gerekiyor. Virüsün ikinci dalgaya yol açabileceği endişesi taşımaktayız."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aksaray Ruhsatsız tabanca ile yakalandı, “Taşımıyorum bozuk” diyerek tüfek ruhsatı gösterdi Aksaray’da ruhsatsız tabanca ile yakalanmasına rağmen önce “Taşımıyorum” deyip inkar eden, sonra da “Bozuk” diyen sürücü bir de “Ruhsatım var” diyerek tabanca yerine tüfek ruhsatı gösterdi. Olay Gülağaç Yolu Kireçlik Mevkiinde yaşandı. Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde gece yarısı bekçilerin de katıldığı asayiş ve trafik uygulaması yapan İl Emniyet Müdürlüğü asayiş ile trafik şubesi ekipleri şüphe üzerine Gülağaç ilçesinden Aksaray merkez istikametine seyreden Ali B. (38) idaresindeki 51 ACV 230 plakalı otomobile "dur" ihtarında bulundu. Sürücüsü ehliyet ve ruhsat kontrolünden geçirildikten sonra araçta arama yapan bekçiler araç içerisine gizlenmiş bir adet tabanca buldu. Kullandığı araçta tabancayla birlikte yakalanmasına rağmen “Taşımıyorum” diyen sürücü Ali B. daha sonra tabancanın bozuk olduğunu belirterek işlem yapılmasından kaçmak istedi. 2 ayrı bahanesiyle başarılı olamayan sürücü bu kez de “Ruhsatım var” diyerek yakalattığı tabanca yerine tüfek ruhsatı gösterdi. 3 ayrı bahanesiyle işlemden kaçamayan sürücü son olarak tabancayı kabullenerek “Benim, tamir için taşıyorum” dedi. Tabancaya bekçiler tarafından dolu boş kontrolü yapıldıktan sonra el konulurken ruhsatsız tabanca taşımaktan gözaltına alınan sürücü adli işlemler için polis merkezine götürüldü.
Bartın Bartın’daki feci yangının tanıkları yaşanan dehşeti anlattı Bartın’da 1 kişinin öldüğü, 2 kişinin yaralandığı yangında şok detaylar ortaya çıkarken, olayın tanıkları ise yaşanan dehşeti anlattı. Bartın’ın Kayadibikavlak Köyü Örencik Mahallesi’nde bulunan tek katlı bir evde saat 20.30 sıralarında kesin sebebi henüz bilinmeyen bir nedenle yangın çıktı. Bitişiğindeki eve de sıçrayan yangında Tevfik Çetinbağ hayatını kaybederken, eşi Seher Çetinbağ, ile kardeşi Selim Çetinbağ ağır şekilde yaralandı. Olay yerine itfaiye, jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. İtfaiye ekiplerinin yaklaşık 2 saat süren çalışmalarının ardından yangın söndürülürken, iki ev de kullanılamaz hale geldi. Yaralılar ambulansla hastaneye kaldırılırken, durumlarının ağır olduğu belirtildi. Boş tüpü itfaiye evden uzaklaştırdı Yangın esnasında Bartın Merkez İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri, bölgede geniş güvenlik tedbirleri alındı. Yangının tamamen söndürülmesinin ardından nöbetçi savcı ve olay yeri inceleme ekipleri, evin içerisinde, çevresinde detaylı inceleme yaptı. Evin kapısının önündeki boş tüp ise, ekiplerin incelemesinin ardından bir itfaiye eri tarafından kapının önünden alınarak, yola çıkartıldı Faciada şok detaylar Facianın ardından olayla ilgili sır perdesi de aralanmaya başladı. Yanarak ölen Tevfik Çetinbağ’ın yatalak hasta olduğu ve yangından kaçamadığı öğrenildi. Patlama esnasında kocasıyla birlikte evde bulunan Seher Çetinbağ’ın patlamanın hemen ardından yardım istemek için dışarı çıktığı ve kocasının kardeşi olan Selim Çetinbağ ile birlikte yatalak eşini kurtarmak için alevlerin arasına girdiği belirtildi. Alevlerin arasında kalan Seher Çetinbağ ve kaynı Selim Çetinbağ, Tevfik Çetinbağ’ı kurtarmayı başaramazken, kendileri de ağır bir şekilde yaralandı. "Gaz sızıntısı" iddiası Yapılan ilk incelemelerde, Seher Çetinbağ’ın olaydan birkaç saat önce tüp değişimi yaptığı belirlendi. Dolu tüpü kendisini ocağa monte ettiği ileri sürülen Seher Çetinbağ’ın, yemek yapmak için tüpü açtıktan bir süre sonra tüpten sızan gazın alev aldığı ve patlamanın meydana geldiği tahmin ediliyor. Yangının kesin sebebinin ise itfaiye ve olay yeri inceleme ekiplerinin hazırladığı raporların tamamlanmasının ardından ortaya çıkacağı kaydedildi. Patlama sesine irkildiler Alevlerin kül ettiği evlerin yaklaşık 5 metre uzağındaki evde oturan Belma Çetinbağ ve yengesi Fatma Çetinbağ, o anlarda yaşanan dehşeti anlattı. Yangında amcasını kaybeden ve babası yaralanan Belma Çetinbağ, yemek yerken patlama sesi ile irkildiklerini kaydetti. Patlama sesinin ardından dışarı çıktıklarında ise amcasının kaldığı evin alevlerin arasında kaldığını gördüğünü kaydeden Belma Çetinbağ, “Akşam yemeği yiyorduk. Ben yan evdeki üst kattaydım. Bir yerde bir patlama gibi bir ses oldu. Ben yengeme, soba gibi bir şey patladı dedim. Yengem dışarı çıktı. Ev yanıyor diye bağırmaya başladı. Dışarı çıktım ben de, baktım ahşap ev birden alev almış” dedi. Kurtarmak isterken alevlerin arasında kaldılar Babası ve yengesinin yatalak amcasını kurtarmak için alevlerin sardığı eve girince yaralandığını söyleyen Belma Çetinbağ, “Babamla yengem de, sakat amcamı kurtarmak için eve girmişler ama kurtaramamışlar. Zaten ev bir anda alev aldı. Evde 2 kişi vardı, amcamla yengem vardı. Tüp patlayınca yengem, dışarı çıkıp bizimkileri mi çağırdı, ne olduğunu tam olarak bilmiyorum. Babamla, yengem tekrar amcamı kurtarmak için girmişler içeri. Sonuç olarak ikisi de yandı. Onlar da şu an hastanede. Amcam tamamen yandı. Yengem de yanmış olarak içeriden çıktı. Ambulans hastaneye götürdü. Amcam sakattı, sol tarafı hiç tutmuyordu, yatalaktı, yatağa bağlıydı” diye konuştu. “Yengem büyük ihtimal tüpü tam takamadı” Patlamanın ve yangının tüp değişiminden sonra olduğunu kaydeden Belma Çetinbağ, “Yengemin bu akşam tüpü değiştirdiği söylenmişti. Büyük ihtimal tüpü tak takamadı, çakmağı çakınca öyle patlama oldu. Zaten yengem tüpü yeni değiştirmiş. Büyük ihtimal tüpten oldu. Tüpü tam takamadı herhalde” diye konuştu. ‘Emmi yanıyor’ diye bağırma sesi duydum” Emmi yanıyor diye bağırma sesi üzerine alevlerin arasında kalan amcası Tevfik Çetinbağ’ı kurtarmaya çalıştığını anlatan Fatma Çetinbağ ise, “Akşam yemeğini yiyorduk, o anda aniden bir dinamit patlaması gibi bir patlama oldu. Ben merdivenden aşağıya inerken baktım emminin evi alev almış. ‘Emmi yanıyor’ diye bağırma duydum. Kurtarmaya çalıştım, camı falan açtım ama kurtaramadık. Bir şey yapamadık, çok üzgünüm. Yemek yaparken mi olmuş bilmiyoruz. Tüp mü patladı bilmiyoruz. Ama akşamüstü, boş tüpü kapının ağzına koydu. Galiba tüpten oldu” diye konuştu. Olay yerinde yapılan incelemelerin tamamlanmasından sonra ise Tevfik Çetinbağ’ın yanan bedeni, ceset torbasına konularak, evden çıkartıldı. Çetinbağ’ın cesedi, evin önüne getirilen tabutun içerisine yerleştirildi. Tabuta konulan Tevfik Çetinbağ’ın cesedi jandarma, itfaiye ekipleri ve vatandaşlar tarafından cenaze aracına taşındı.