MAGAZİN - 18 Temmuz 2022 Pazartesi 12:29

Musul’da DEAŞ’ın esir aldığı 49 konsolosluk çalışanın kurtarılması film oldu

A
A
A
Musul’da DEAŞ’ın esir aldığı 49 konsolosluk çalışanın kurtarılması film oldu

Irak’ın Musul kentinde 2014 yılında DEAŞ’n esir aldığı 49 konsolosluk çalışanın MİT Başkanlığı tarafından düzenlenen operasyonla kurtarılmasının konu alındığı 49 filmi çekimleri Kilis’te başladı.

Irak’ın Musul kentinde 2014 yılında DEAŞ’n esir aldığı 49 konsolosluk çalışanın MİT Başkanlığı tarafından düzenlenen operasyonla kurtarılmasının konu alındığı 49 filmi çekimleri Kilis’te başladı. Filmin yapımcısı Mehmet Canpolat, neler yaşandığını anlatmak amacıyla yola çıktıklarını söyledi.


Film yapımcısı Mehmet Canpolat, 1 yıldır üzerine çalıştıkları ve 49 adını verdikleri filmin çekimleri 1 hafta önce Kilis’te başladığını ifade etti. Filmde gerçekte yaşananları anlatmak için yola çıktıklarını belirten Canpolat, ’’Bazı destanlar anlatılmayı hak eder. Türk tarihi böyle destanlarla doludur. Bazıları anlatılırken, bazıları ise Devletin kayıtlarında gizli kalmış, aslında neler yaşandığı halk tarafından öğrenilememiştir. İşte biz, bu destanlardan birinin üzerindeki giz perdesini aralamak ve ‘aslında neler yaşandığını’ hem Türk halkına hem de tüm dünyaya anlatmak için yola çıktık. 49 adını verdiğimiz sinema filmimizde; Türk devlet hayatının en önemli operasyonlarından birine ışık tuttuk. 49, 1 yıldan fazladır üzerinde çalıştığımız bir projedir. Filmin çekimi için gerekli şartları oluşturduk ve 5 Temmuz 2022 tarihinde İstanbul’da “motor!” dedik. İstanbul’daki üç günlük çekimlerin ardından ekiplerimiz Kilis’e geldi. Çekimlerimiz Kilis ve Gaziantep’te 5 hafta boyunca devam edecektir. Filmimizin yapımını CNP Film yapımcılığını ise ben, Mehmet Canpolat ve Sadi Canpolat üstlendik” dedi.


Başrollerde 5 oyuncu var


Yapımcı Canpolat, yönetmen koltuğunda Hakan İnan oturduğu filmin başrollerini ise İsmail Hacıoğlu, Hande Doğandemir, Sinan Tuzcu, Doğukan Polat, Hasan Küçükçetin paylaştığını da kaydetti. Canpolat, ’’Senaryosunda Barış Erdoğan ve İlker Arslan’ın imzası var. Başrollerde ise; İsmail Hacıoğlu, Hande Doğandemir, Sinan Tuzcu, Doğukan Polat, Hasan Küçükçetin ile dostu olmaktan her zaman gurur duyduğum, Türk dizi ve sinema sektörünün en önemli isimlerinden usta oyuncu Kerem Alışık bulunuyor. Filmimizin konusuna gelince; 11 Haziran 2014 tarihinde Musul’u ele geçiren DEAŞ Militanları, şehirde faaliyetini devam ettiren tek yabancı misyon konumundaki Türkiye Cumhuriyeti’nin Musul Başkonsolosluğu’nu basar ve içeride bulunan 49 Türk vatandaşını rehin alır. Bunun üzerine harekete geçen Türk Devleti, rehinelerin kurtarılması görevini Milli İstihbarat Teşkilatı’na verir. Ve hemen ardından, Milli İstihbarat Teşkilatı’nın kahraman mensuplarının ince ince dokuduğu bir operasyon planı hayata geçirilir. Bu başarılı operasyon neticesinde 49 Türk rehine 100 gün sonra, burunları dahi kanamadan kurtarılır. Bu plan neydi? 100 günlük süreçte neler yaşandı? Türk rehineler, son anda infaz edilmekten nasıl kurtarıldı? DEAŞ’ın bölgedeki en önemli ismi MİT tarafından nasıl etkisiz hale getirildi? Bu gerçeklerden esinlenerek, süreci farklı bir dille sinema izleyicisinin beğenisine sunacağız. Filmimiz; Ocak 2023’te sinemalarda vizyona girecektir. Filmimizle ilgili bu kısa bilgileri aktardıktan sonra; bir konuyu daha sizinle paylaşmak istiyorum: Ben ve tüm ekip arkadaşlarım, oyuncu arkadaşlarım, reji ekibimiz, kısacası bu filmin yapımında emeği olan herkes adına Kilis ve Gaziantep halkına şükranlarımı iletmeyi bir borç biliyorum. Filmimizin hazırlık dönemi için geldiğimiz andan itibaren hem kapılarını, hem de gönüllerini bize açtılar. Bizi adeta evimizdeymişiz gibi hissettirdiler. Onların verdiği bu manevi destek sayesinde mükemmel bir çalışma ortamı yakaladık. Bunun için Gaziantep ve Kilis halkı ile yetkililerine minnettarız. Filmin burada çekilmesinde bizlere katkı ve destek olan eski Belediye Başkanı Hasan Kara’ya teşekkür ederim” şeklinde konuştu.


Basın toplantısında yer alan Kilis eski Belediye Başkanı Hasan Kara ise bakir keşfedilmemiş bir alanda CNP Film Kilis’te çekilmesinden dolayı filmin yapımcılarına teşekkür ederek, ’’Türkiye Cumhuriyeti Devletinin güçlendiğinin bizim halkımız tarafından ve düşmanlar tarafından farkına varılmasıdır. Kilis’te filmin çekilmesi CNP film açısından küçük bir şey olabilir, Kilis açısından çok büyük bir adamdır. İstanbul’dan bakıldığı zaman ben bir filim çekeceğim dediğiniz zaman Hatay, Gaziantep, Şanlıurfa ve Mardin gözüküyor. Ama Kilis gözükmüyor. Kilis açısından bu filmin burada çekilmesi çok önemlidir. İnşallah bundan sonrada Kilis’in tabi bir filim platosu ortaya çıkacaktır. Devamı da gelecektir” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli 5 kişiyi ölüme götüren 17 kişinin yaralanmasına sebep olan şoförün tahliyesi talep edildi Kocaeli’nin Gebze ilçesinde bir kadın ve 4 öğrencinin hayatını kaybettiği, 17 öğrencinin yaralandığı servis kazasına ilişkin biri tutuklu 7 sanığın yargılanmasına devam edildi. Sanık şoför Mehmet Ö’nün avukatı, müvekkilinin bir bacağını kaybettiğini ve bu nedenle sağlık sorunları yaşadığını, tutuklu kaldığı süre göz önünde bulundurularak ev hapsi veya tahliyesini talep etti. Yavuz Selim Mahallesi Fikri Altıok Caddesi’nde 9 Kasım 2021’de meydana gelen kazada, Emlak Konutları Anadolu Lisesi öğrencilerini taşıyan Mehmet Ö. idaresindeki 41 P 0860 plakalı servis midibüsü önce Birsen Giriş (51) isimli yayaya çarpıp, ardından takla atarak dere yatağına uçmuştu. Kazanın ardından Mehmet Ö., serviste bulunan 20 kişi ve Birsen Giriş yaralanarak hastaneye kaldırılmıştı. Hastaneye kaldırılan yaralılardan Birsen Giriş, öğrencilerden Mert Efe Akıllı (14), Rabia Üst (14), Esma Nur Avcı (13) ve Ege Yılmaz (15) tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetmişti. Şoförün kanında 3 çeşit uyuşturucu madde çıkmıştı Sürücü Mehmet Ö., hastanede yapılan tedavisinin ardından çıkarıldığı mahkemece, "taksirle birden fazla kişinin ölüme ve yaralanmasına sebep olma" suçundan tutuklanarak cezaevine gönderilmiş ve sürücü Mehmet Ö.’nün öğrenci servisi kullanabilmesi için belgelerinin yeterli olmadığı ortaya çıkmıştı. Sanığın kanında ise metamfetamin, amfetamin isimli uyuşturucu maddelere ve narkotik benzeri bir ağrı kesiciye rastlanmıştı. Mahkeme için oluşturulan heyet tarafından, uyarıcı madde etkisi altındaki sürücü Mehmet Ö.’nün emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edemeyeceği kanaatine varılmıştı. Kazaya karışan midibüsün ikiz plaka olduğu tespit edilmişti. Servis sürücüsü Mehmet Ö. ile araç sahiplerinden İ.A. ve C.A., okul servis firması sahiplerinden C.Ö. ve H.Ö. ile firmanın servis sorumlusu S.D. ve okul müdürü Z.A.Y. hakkında dava açılmıştı. Davanın ardından hazırlanan Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin raporunda ise servis aracında emniyet kemeri olmadığı bilgisine yer verilmişti. Yargılamaya devam edildi Olaya ilişkin açılan davanın duruşması, Gebze 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülmeye devam etti. Salonda müştekiler, yakınları ve taraf avukatları ile lisede servis denetimi için oluşturulan kuruldan sorumlu 2 öğretmen hazır bulundu; şoförü tutuklu sanık Mehmet Ö. ise Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı. “İlk imzayı da Soner öğretmenimiz attığı için onun bu araca baktığını tahmin ediyorum” 11 servis aracını 3 öğretmenin 3’er araç şeklinde pay ederek denetlediklerini ifade eden tanık öğretmen Şenol B. mahkeme salonunda yaptığı konuşmada, “Aracı kim denetlediyse ilk imzayı o öğretmenimiz atıyordu. Bu aracın denetimini Soner hocamız yaptı. Bir aracı aynı anda 3 öğretmen denetleyemiyorduk. Biz sadece araçlarda gördüğümüz detayları formda işaretleyip okul müdürümüze teslim ediyorduk. Bu yüzden bana sorup göstermiş olduğunuz denetim formundaki imza bana aittir. İlk imzayı da Soner öğretmenimiz attığı için onun bu araca baktığını tahmin ediyorum. Ayrıca benim bildiğim kadarıyla da araçları denetledikten sonra bizim işlem yapma hükümlülüğümüz yoktur" dedi. “Cihan isimli şoförün değiştiğinden haberim yoktu bize bildirilmemişti” Servis şoförlerinin ve araç plakalarını Gebze İlçe Jandarma Komutanlığı personeli astsubaya attığını ifade eden tanık Müdür Yardımcısı İbrahim Ali Ç., "Okul Müdürü benden astsubaya servis araçlarının plakalarını, şoförlerini ve kimlik bilgilerini öğrenmemi ardından da astsubaya göndermemi istedi. Bende servis firmasının okuldaki temsilcisi Seyfettin beyden listeleri aldım. Astsubaya gönderdim. Ancak gönderdikten sonra jandarmanın herhangi bir denetim yaptığını görmedim. Olay günü başka bir şoförün aracı kullandığından da haberimiz yoktu. Cihan isimli şoförün değiştiğinden haberim yoktu bize bildirilmemişti. Ayrıca idarecilikte ikinci yılımdı. İlk yıl pandemiyle geçildiği için okullar kapalıydı. Denetimlerle ilgili çok fazla bilgim yoktu. Denetimleri biz 1 ay arayla yapmayı planlamıştık. İlk denetimin ardından kaza oldu. Şu anda okulda müdür yardımcısı değilim ayrıldım” diye konuştu. Sanığın avukatı tahliye talep etti Sadece sanık Mehmet Ö’nün suçlu olmadığını dile getiren Mehmet Ö’nün avukatı Beste Aslan ise müvekkilinin bir bacağını kaybettiğini ve bu nedenle sağlık sorunları yaşadığını, tutuklu kaldığı süre göz önünde bulundurularak ev hapsi veya tahliyesini talep etti. Gözyaşlarını tutamayan sanık Mehmet Ö’de çocuklar için üzgün olduğunu ve avukatının söylediklerine katıldığını ifade etti. Mahkeme heyeti, gerekli bilgilerin mesaj atılarak iletildiği astsubayın tanık sıfatıyla dinlenmesi için gerekli makamlara yazı yazılmasına, Okul Müdürü Z.A.Y.’nin avukatının gösterdiği mesajların mahkeme zaptına eklenmesi, Ali Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin hazırladığı raporda sadece sürücünün kusurlu olduğu, hayatını kaybeden yayanının kendi ölümü neticesinde kusurlu belirtildiği, olaya sebep olan diğer kusurlar için kimlerin sorumlu olduğunun belirtilmediği, sanığın uyuşturucunun etkisinde olduğu fakat sanık avukatının söylediği araçta oluşan problemin kusuru böldüğü kanında uyuşturucu olmasa bile aracı durduramayacağını savunduğu, aracın bakımıyla ilgilenen kişiler ve aracın kullanılmasına müsaade eden denetim yetkisindeki kişilerin yetki mekanizmasını çalıştırmadığı, diğer kusurluların kimler olduğu, hangi nedenlerle kusurlu olduğu rapor haline getirilerek dosyaya sunulmasına, İlçe Milli Eğitim Müdürü’nün duruşmaya getirilmesiyle ilgili talebin değerlendirmesine ve sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı erteledi.
İstanbul ’Mukaddes Emanetler’ ona emanet: Peygamber Efendimiz’in Sakal-ı Şerifi İstanbul’da restore ediliyor Şişli’de Bilgisayar Mühendisi Özer Celep, 15 yıldır Peygamber Efendimiz’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) Mukaddes Emanetlerinin bakım ve onarımını gerçekleştirerek gelecek nesillere ulaşmasını sağlıyor. Ayrıca restorasyon işlemlerini gerçekleştirdiği yerde Celep, "Peygamber Efendimiz’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) yattığı, mübarek kokusunun sindiği hurma ağacının lifinden olan yatağa, ayak izlerine, Sakal-ı ve Saç-ı Şerifi’nden, Ravza-i Şerifi’nin örtüsüne kadar birçok kutsal emanet sergileniyor." Şişli’de Bilgisayar Mühendisi Özer Celep, Peygamber Efendimiz’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) Mukaddes Emanetlerinin bakım ve onarımını gerçekleştiriyor. Özer Celep, 15 yıl önce Kadir Gecesi’nde gittiği bir camideki Peygamber Efendimiz’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) Sakal-ı Şerifi’nin muhafaza edildiği sandığın yıprandığını görünce hayatı değişti. O tarihten itibaren Peygamber Efendimiz’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) Mukaddes Emanetleri nesilden nesle bugüne kadar aktarılarak gelenleri, gelecek nesillere ulaştırmak için çalışmaya başladı. Bin 400 yıldan fazladır var olan emanetlerin birçoğu günümüze kadar sağ salim ulaştı. Emanetlerin gelecek nesillere aktarılması için çalışan Özer Celep, büyük bir titizlikle kendisine getirilen emanetleri restore ediyor. Kutsal emaneti eski muhafazasından çıkaran Celep, bakımlarını ve temizliğini yaptıktan sonra bal mumunu değiştiriyor. Ardından da emanet yeni muhafaza içerisine yerleştirilerek gelecek nesillere ulaşması için hazırlıyor. Öte yandan, Celep restorasyonunu yaptığı Kutsal emanetleri dairesinde sergiliyor. Peygamber Efendimiz’in (sallallâhu aleyhi ve sellem)yattığı, mübarek kokusunun sindiği hurma ağacının lifinden olan yatağa, ayak izlerine, Sakal-ı ve Saç-ı Şerifi’nden, Ravza-i Şerifi’nin örtüsüne kadar birçok kutsal emanet yer alıyor. Ayrıca Peygamber Efendimiz’in, Saç-ı Şerifi’nin de sergilendiği alanı ziyaret edenler gözyaşlarını tutamıyor. Kutsal emaneti restore ettirmek isteyen kurumlar ve şahıslar, mukaddesemanetler.com.tr ve kutsalemanetler.com.tr web siteleri üzerinden Özer Celep ile iletişime geçebiliyor. “Kadir Gecesi’nde gittiğim bir camide Sakal-ı Şerif’i gördüğümde yıpranmış hali beni çok hüzünlendirmişti” Mukaddes Emanetlerin bakım ve onarımı yapan Özer Celep, "Burası Peygamber Efendimiz’in mukaddes emanetlerinin restorasyon yapıldığı bir yer. Özel bir yerdeyiz. Takribi 15 yılı aşkındır Efendimiz’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) emanetlerinin restorasyonunu yapıyorum. Nasıl başladık? Aslında bu gönlümüzde var olan bir şeyin vakti, zamanı geldiğinde vuku bulmuş hali. 15 sene öncesinde, Kadir Gecesi’nde gittiğim bir camide Sakal-ı Şerif’i gördüğümde o günün şartlarında belki en iyisi oydu ama zaman içerisinde deforme olmuş bohçaları, sandığını, muhafazasını görmek beni çok hüzünlendirmişti. Sonrasında hocamız bize, ’Bu tarz sanatsal çalışmalarınız var. Efendimizin Sakal-ı Şerif’i içinde çalışma yapar mısınız’ dedi. Bunun üzerine fiziki olarak başlayan bir çalışma bugün dünyaya yayıldı. Bize artık alıştıkları için kolay ulaşılıyor. Benimsenmiş olan bir yer. Kutsal emanetlerin restorasyonunun yapıldığı bir yer olarak biliniyor. Resmi kurumlardan veya şahıslardan olsun, elinde Efendimiz’e (sallallâhu aleyhi ve sellem) ait veya diğer mübarek büyüklerimize ait bir emanet varsa onların bizden sonraki nesillere ulaşmasıyla alakalı olarak muhafaza çalışmalarını yapıyoruz. Bunlar çok fazla bilindiği ve insanlar tarafından vakıf olunduğu için vesilelerle bize ulaşıyorlar" dedi. “Efendimiz’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) yattığı mübarek kokusunun sindiği yatak” Restorasyonun yapıldığı dairede Mukaddes Emanetleri’nde bulunduğunu belirten Celep, “Efendimiz’e (sallallâhu aleyhi ve sellem) ait bereketler mevcut. Ümmetin ortak bereketleridir. Şu an bizde, bizden sonra da başkalarında olacak. Biz bir köprüyüz. El yazısı, Kuran-ı Kerim mezura gibi deriye yazılmış. Bu şekilde saklanmış. Efendimiz’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) ayak izleri, ahşaba yapılmış Kadem-i Şerif örneği. Efendimiz’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) yattığı mübarek kokusunun sindiği yatak. Bu hurma ağacının lifi. Bu koku dünyada başka hiçbir şeye benzemiyor. Ağaçtaki parçada böyle kokunun olması akılla anlaşılabilir bir şey değil. Benim anlayabildiğim bir şey değil. Efendimiz’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) Ravza-ı Şerifi’nin örtüsü. Ziyaret ettiğinizde duvarda asılı olan mübarek örtü. Hacerül Esved taşından bir parça. Şahitlik yapıyor ya bizlere de şahitlik etsin. Kabe-i Muazzama’nın kapısının örtüsü. Eski zamanlara ait ve çok kıymetli. Peygamber Efendimiz’in Saç-ı Şerifleri. Mucizelerini anlatmakla bitiremeyiz. İnan ki, biz bundan eminiz. Efendimiz’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) bizzat huzurundayız” ifadelerini kullandı. “Bizden sonra ümmetlere ulaşabilmesi için bazı sorumluluklarımız var” Kutsal emanetlerin gelecek nesillere aktarılması için sorumlulukları olduğunu ifade eden Celep, “Peygamber Efendimiz’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) mübarek Sakal-ı Şerifleri. Böyle bir muhafaza içerisinde. Bizden sonra ümmetlere ulaşabilmesi için bazı sorumluluklarımız var. Sorumluluklar neticesinde bizim bu emaneti daha sağlıklı, konforlu ve daha güvenli bir muhafaza içerisine almamız gerekiyor. Göstermiş olduğumuz aşkı, muhabbeti kendisine sunmamız gerekir. Buradaki muhafaza, eski muhafaza. Örneklendirecek olursak, o emaneti buradan çıkarıp bakımlarını ve temizliğini yapıp, bal mumunu değiştirdikten sonra yeni muhafaza içerisine koyuyoruz. Bu muhafaza içerisinde yenilenmiş oluyor” şeklinde konuştu.