EKONOMİ - 01 Nisan 2021 Perşembe 09:00

Türkiye’nin en küçük ilçesi Çelebi’ye büyük yatırım: Hedef, ilçe nüfusunu artırmak

A
A
A
Türkiye’nin en küçük ilçesi Çelebi’ye büyük yatırım: Hedef, ilçe nüfusunu artırmak

Türkiye’nin en küçük yerleşim yerlerinden biri olan Çelebi’de bu yıl yapılması planlanan doğalgaz, hastane ve süt fabrikası gibi milyon liralık yatırımlar sayesinde ilçe nüfusunun artırılması hedefleniyor.

Türkiye’nin en küçük yerleşim yerlerinden biri olan Çelebi’de bu yıl yapılması planlanan doğalgaz, hastane ve süt fabrikası gibi milyon liralık yatırımlar sayesinde ilçe nüfusunun artırılması hedefleniyor.


Türkiye’nin en küçük yerleşim yeri olarak bilinen Kırıkkale’nin Çelebi ilçesinde, 805 vatandaş ikamet ediyor. Kent merkezine 60 kilometre uzaklıktaki Çelebi’de, iki yıl öncesine kadar market, lokanta, çay ocağı ve berber gibi işletmeler bulunmuyordu. Vatandaşlar, kilometrelerce uzaklıktaki il merkezinden temel ihtiyaçlarını karşılamak zorunda kalıyordu. 31 Mart 2019 yerel seçimlerde AK Parti’den belediye başkanı seçilen Yaşar Erdemir’in ilk işi, ilçede olmayan işletmelere yer tahsisini gerçekleştirip vatandaşların hizmetine sunmak oldu. Başkan Erdemir’in girişimleri neticesinde, bu yıl yapılması planlanan doğalgaz, hastane ve süt fabrikası gibi milyon liralık yatırımlar sayesinde ilçe nüfusunun büyütülmesi hedefleniyor.


İlçede küçük ve büyükbaş hayvan yetiştiriciliğinin artması için de projeler hayata geçiriliyor. Yıllardır atıl durumda olan Çelebi Süt İşletmesi bu yıl içerisinde faaliyete geçmesi planlanıyor. Kısa zaman içerisinde ilçede; kilit parke ve asfalt kaplamaları, mezarlık alanında peyzaj çalışmaları, park, ışıklandırma, kamelya ve hizmet araçları gibi birçok yatırım yapıldı. Vatandaşların spor aktivitelerinin yapabileceği alanların çalışmaları da sürüyor. İlçede daha önce olmayan kapalı futbol halı sahasının da yapımı tamamladı.



"Bir ilçe havasını kazandıracağız"


Çelebi Belediye Başkanı Yaşar Erdemir, İHA muhabirine yaptığı açıklamada, 10 yılda yapılacak hizmetleri 2 yılda yaptıklarını ifade ederek, “Biz 10 senede yapılacak işleri 2 senede yaptık. Gece-gündüz demeden çalıştık, gayret ettik. Rabbim de bizlere nasip etti böyle bir çalışmayı. Seçildikten sonra Çelebi dört yol arasındaki yolumuzu genişlettik. Güzel olması için elimizden gelen gayreti gösterdik. Yolumuzu da yaptık. Allah nasip ederse de yolumuza da sıcak asfalt atarak bunu daha da güzelleştireceğiz. Çelebi dört yol arasındaki ışıklandırmayı da yapacağız. Yani bir ilçe havasını kazandıracağız” dedi.



"Göç veren değil, göç alan ilçe olacağız"


Kapalı halı sahayı vatandaşlara kazandırdıklarını belirten Erdemir, “Önüne parkını yaptık. İçerisine bütün jimnastik aletlerini koyaraktan gençlerimize ve yaşlılara da hizmet etmek amacımız. Çok güzel bir eser meydana çıktı. Onun yanında inşallah 20 yataklı devlet hastanesini buraya kazandıracağız. Bu sene inşallah o da yapılacak. Daha önemlisi doğal gazımız. Çelebi devamlı göç veren bir ilçeydi ama bundan sonra Allah nasip ederse göç alan bir ilçe olacağız” diye konuştu.



"Fabrikamız da mayıs, haziran gibi de inşallah faaliyete geçecek"


Erdemir, “Süt fabrikamız 12-13 senedir atıl durumda duran bir fabrikaydı. Bize burada başta valim, milletvekilimiz, parti yönetimimiz destek oldu. Ahiler Kalkınma Ajansı’ndan da bir proje yaparak 2,5 milyon lira bir para çıkarttık. Sanayi Bakanımıza da buradan teşekkür ediyorum. O para şu anda harcanacak. Fabrikamız da mayıs, haziran gibi de inşallah faaliyete geçecek. Fabrikamızın açılması ilçemiz açısından da çok önemli. Buraya getirisi olacak bunun. Burada 80 tane mahkum çalışacak. İnşallah buraya açık cezaevinin de sözünü aldık. Burada halkımıza da hayvancılıkla ilgili yatırımlar geliyor” şeklinde konuştu.



"Bir ilçede ne gerekiyorsa hepsini getireceğiz"


İlçede yapılan hizmetlerden bahseden Erdemir, “İlçemizde lokantamız yoktu, oturup çay içeceğimiz çay ocağımız yoktu ilçemize kazandırdık. Bir marketimiz yoktu onu ilçemize kazandırdık. Kuaförümüzü ilçemize kazandırdık. Mezarlığımız da epey bir sıkıntılıydı. 8 dönümlük yer genişleterek duvarlarını da beton yaptık ve 2 bin 500 metrekare de oraya kilit parke döşedik. Çok şahane bir mezarlık haline getirdik. İlçemiz bundan sonra devamlı yatırımlar alacak. Ayrıca geçen sene Çevre ve Şehircilik Bakanlığından bir çöp kamyonu aldık. Belediyeler Birliğinden bir kepçe hibe olaraktan aldık. İnşallah vatandaşlarımıza daha çok sürprizlerimiz olacak. İlçemizin gelişmesi için elimizden gelen gayret neyse yapacağız. Daha önemlisi de sıcak su termal su ile ilgili de çalışmamız olacak. Biz ruhsatı valiliğe devrettik. Şu anda önümüzdeki haftalarda da sıcak su ile ilgili de etüt çalışmasına başlıyoruz. İnşallah en yakın zamanda da kuyumuzu açacağız. Evet, Çelebi küçük bir ilçe. İnşallah büyüyeceğiz. Bir ilçede ne gerekiyorsa hepsini getireceğiz” ifadesini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana Uzm. Dr. Kocabaş: “Keneler patlatılmamalı” Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Ece Ertürk Kocabaş, Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığının başlıca bulaştırıcısı olan kenelerin aktifleştiği dönemden başlayarak ülkemizde bahar ve yaz aylarında görüldüğünü belirterek, “Keneler patlatılmamalı” dedi. Medical Park Adana Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Ece Ertürk Kocabaş, Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi’nin (KKKA) kenelerden bulaşan, ateş, halsizlik, iştahsızlık, kas ve baş ağrısı, bulantı, kusma, ishal ve ağır vakalarda kanama gibi bulgular ile seyrederek ölümlere neden olabilen zoonotik (hayvanlardan insanlara bulaşan) bir enfeksiyon hastalığı olduğunu ifade etti. “Kene tutunmasından sonra bulguların ortaya çıkma süresi genellikle 1-3 gün” Hastalığın Türkiye’de başlıca hastalık etkenini taşıyan kenenin tutunması veya bununla temas sonucunda bulaştığını belirten Uzm. Dr. Ece Ertürk Kocabaş, “Bunun yanı sıra, hastalık viremik dönemdeki hayvanların veya hasta kişilerin kan, doku, vücut çıkartılarına korunmasız temas sonucunda da bulaşabilmektedir. Bulguların ortaya çıkma süresi kene tutunmasından sonra genellikle 1-3 gün, en fazla 9 gün sonra olabilmektedir. Enfekte kan, vücut sıvısı ve diğer dokularla temas sonrasında 5-6 gün; en fazla ise 13 gün olabilmektedir” diye konuştu. “Kene evde ya da kendi başına çıkarılmamalı” Günümüzde KKKA hastalığından korunmaya yönelik etkinliği kanıtlanmış bir aşı veya etkene spesifik bir ilaç bulunmadığına değinen Uzm. Dr. Kocabaş, “Hastalığın tedavisinin temelini destek tedavisi seçenekleri oluşturmaktadır. Ağrı kesici, ateş düşürücü ya da kanama durumlarında kan transfüzyonu gibi destek tedaviler verilmekte olup, ayaktan ya da yatarak takip gerekebilir. Ülkemizde hastalığa karşı aşı geliştirme çalışmaları devam etmektedir. Beraberinde hasta kişilerle bulaş riski oluşturan temaslı kişilere de etkinliği tam olarak kanıtlanmamış olsa dahi profilaktik ilaç başlanabilmektedir. Şüpheli kene temasında kene evde ya da kendi başına çıkarılmamalı, mutlaka bir acil servise başvurularak hekim tarafından çıkarılmalı ve temas sonrası takip için değerlendirilmelidir” ifadelerini kullandı. Uzm. Dr. Kocabaş, “Tarla, bağ, bahçe, orman ve piknik alanları gibi kene yönünden riskli alanlara gidilirken kenelerin vücuda girmesini engellemek maksadıyla mümkün olduğu kadar vücudu örten giysiler giyilmeli, pantolon paçaları çorapların içerisine sokulmalı ve ayrıca kenelerin elbise üzerinde rahat görülebilmesi için açık renkli kıyafetler tercih edilmelidir” dedi. “Ne kadar erken çıkarılırsa hastalığın bulaşma riski de o kadar az olur” Uzm. Dr. Kocabaş, dikkat edilmesi gereken diğer önlemleri ise şöyle sıraladı: “Kene yönünden riskli alanlardan dönüldüğünde kişi kendisinin ve çocuklarının vücudunda (kulak arkası, koltuk altları, kasıklar ve diz arkası dahil) kene olup olmadığını kontrol etmeli, kene tutunmuş ise hiç vakit kaybetmeden çıplak elle dokunmamak şartıyla vücuda tutunduğu en yakın yerden tutarak uygun bir malzeme ile (bez, naylon poşet, eldiven gibi) çıkarmalıdır. Kişi keneyi kendisi çıkaramadığı durumlarda en yakın sağlık kuruluşuna başvurmalıdır. Kene ne kadar erken çıkarılırsa hastalığın bulaşma riskinin de o kadar azalacağı unutulmamalıdır” dedi. “Hasta ile temas eden kişiler de gerekli korunma önlemlerini almalı” KKKA hayvanlarda belirti göstermeden seyrettiğinden hastalığın sık görüldüğü bölgelerde bulunan hayvanların sağlıklı görünseler bile hastalığı bulaştırabileceğinin unutulmaması gerektiğini işaret eden Kocabaş, bu yüzden hayvanların kanlarına, vücut sıvılarına veya dokularına çıplak elle temas edilmemesi gerektiğinin altını çizdi. Uzm. Dr. Kocabaş, hastalığa yakalanan kişilerin kan, vücut sıvıları ve çıkartıları ile de hastalık bulaşabildiğinden hasta ile temas eden kişilerin de gerekli korunma önlemlerini (eldiven, önlük, maske vb.) almaları gerektiğini ifade etti. “Keneler kesinlikle çıplak elle öldürülmemeli ve patlatılmamalı” Kenenin tutunduğu kişilerin kendilerini 10 gün süreyle halsizlik, iştahsızlık, ateş, kas ağrısı, baş ağrısı, bulantı, kusma veya ishal gibi belirtiler yönünden izlemesi ve bu belirtilerden bir veya birkaçının ortaya çıkması halinde derhal en yakın sağlık kuruluşuna müracaat etmesi gerektiğine dikkat çeken Uzm. Dr. Kocabaş, “Hastalığa sebep olan mikrobun taşıyıcısı, saklayıcısı ve bulaştırıcısı olan keneler uçmayan, zıplamayan, yerden yürüyerek vücuda tırmanan eklem bacaklı hayvanlardır. Vücuda tutunan veya hayvanların üzerinde bulunan keneler, kesinlikle çıplak el ile öldürülmemeli ve patlatılmamalıdır. Keneler üzerine sigara basmak, kolonya, gaz yağı gibi maddeler dökmek kenenin kasılmasına sebep olarak vücut içeriğini kanını emdiği kişiye aktarmasına sebep olacağı için bunlar gibi kulaktan dolma yanlış yöntemlere kesinlikle başvurulmamalıdır” diye konuştu.
İstanbul İstanbul’da hırsızlık anları kamerada: Biri oyun konsolu, biri çanta diğeri bisiklet çaldı Şişli’de bir mağazaya gelen bir kadın, masada duran çantayı ikinci denemesinde kaşla göz arasında çalarak dükkandan uzaklaştı. Beyoğlu’nda da çocuklar apartmandaki bisikleti hiçbir şey olmamış gibi çalarak yollarına devam etti. Beşiktaş’ta ise ev eşyası satan dükkana müşteri gibi gelen bir kadın, kaşla göz arasında 25 bin liralık oyun konsolunu çaldı. Yaşananlar güvenlik kameralarına saniye saniye yansıdı. İstanbul’da geçtiğimiz günlerde birçok farklı noktada hırsızlıklar yaşandı. Yaşanan olaylarda hırsızların rahat tavırları ise izleyenlere adeta ‘pes’ dedirtti. Beşiktaş Ortabahçe Caddesi’nde geçtiğimiz aylarda yaşanan olayda, genç bir kadın elindeki çantalarla müşteri kılığında dükkana geldi. Uzun süre ürünleri inceleyen kadın, bir süre sonra koltuklara oturarak dinlenmeye başladı. O esnada yerde duran oyun konsolunu çalmak için doğru zamanı bekleyen kadın, yavaş hareketlerle oyun konsolunun yanına geldi. Ardından bir süre daha diğer ürünleri inceleyerek 25 bin lira değerindeki oyun konsolunu eline aldı. Soğukkanlılığıyla dikkat çeken genç kadın, hiçbir şey olmamış gibi iş yerinden elini kolunu sallayarak çıktı. Yaşananlar dükkanın güvenlik kamerasına yansıdı. Dakikalarca doğru anı kolladı Şişli Nişantaşı Mahallesi’nde geçtiğimiz ay meydana gelen olayda ise mağazaya gelen bir kadın, dakikalarca kıyafetleri inceledi. Ardından kadın, yavaş hareketlerle gelerek masanın üzerinde duran çantayı çalmak istedi. Birinci hamlesinde cesaret edemeyen kadın, bir süre daha insanları kollayarak mağazayı gezmeye devam etti. Ardından, cesaretini toplayarak gelen kadın, ikinci denemesinde masada duran çantayı alarak ceketinin içine sokarak gözden kayboldu. Yaşananlar mağazanın güvenlik kamerasına yansıdı. Saniyeler içinde bisikleti çaldılar Beyoğlu Kulaksız Caddesi’nde ise geçtiğimiz gün iki çocuk, apartman önüne geldi. Çocuklardan birisi apartmana girerken, diğer çocuk gözlem için dışarıda kaldı. Ardından kapı girişinde bulunan bisikleti çalan çocuklar yavaş hareketlerle gözden kayboldu. O ablar sokağın güvenlik kamerasına anbean yansıdı.