GENEL - 15 Ağustos 2019 Perşembe 09:24

Biyonik kol için kampanya başlattılar

A
A
A
Biyonik kol için kampanya başlattılar

Kırklareli’nin Lüleburgaz ilçesinde geçtiğimiz yıl çalıştığı tekstil fabrikasında kolunu 190 derece sıcaklığında makineye kaptırarak dirsek altından kaybeden Ahmet Çapan için Kırklareli Valiliği ve Kırklareli İl Sağlık Müdürlüğü biyonik kol alınması için kampanya başlattı.

Kırklareli’nin Lüleburgaz ilçesinde geçtiğimiz yıl çalıştığı tekstil fabrikasında kolunu 190 derece sıcaklığında makineye kaptırarak dirsek altından kaybeden Ahmet Çapan için Kırklareli Valiliği ve Kırklareli İl Sağlık Müdürlüğü biyonik kol alınması için kampanya başlattı. Çapan, "Benim iki hedefim var. Kolumu almak ve çocuklarıma bir parça ekmek getirebilmek" dedi.


Lüleburgazlı Ahmet Çapan geçtiğimiz yıl çalıştığı bir tekstil fabrikasında iddiaya göre uzmanı olmadığı sanfor denilen bir makinede çalıştırılmaya başlandı. Burada 190 derecelik ütü makinesinde kumaşları ütüleyen Çapan, bir kumaşın üzerine gelen kiri eliyle temizlemek isterken kolunu 190 derecedeki makineye kaptırdı. Çapan kendini makineden kurtarırken, sağ kolu dirsek altından koparak makinenin içinde sıkıştı.



"Hastanede işsiz kaldım"


Çapan yaşanan acı olay sonrası Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne kaldırıldı. Burada kaldığı 38 gün boyunca 3 büyük ameliyat geçiren genç adam, hastanedeyken işten çıkarıldığını öne sürdü. Çapan, "Ben işten çıkarıldığımı avukat tarafından öğrendim. Fabrika yetkilileri bir geçmiş olsun bile demedi. Tazminat davası açtık. Lüleburgaz İş Mahkemesi’nde dava görülüyor. 500 bin liralık manevi, 500 bin liralık toplam 1 milyonluk dava açtık. Onlar bize 200 bin TL teklifle geldiler. Ancak o para zaten bana takılması planlanan biyonik kol ve tedavi masraflarımı bile karşılamıyor" dedi.



Valilikten kampanya


Çapan, yaşadığı olay sonrası Kırklareli Valiliği ve İl Sağlık Müdürlüğü tarafından kendisine biyonik kol alınması için kampanya başlatıldığını söyleyerek, "Kırklareli Valisi Osman Bilgin ve Kırklareli İl Sağlık Müdürümüz benim için biyonik kol alınması amacıyla kampanya başlattı. Devlet bunu karşılamıyor. Bu nedenle kampanya başlatıldı. Biyonik kol alınabilirse ben tekrar çalışmak istiyorum. Kimseden mal mülk talep etmiyorum" diye konuştu.



"Çalışmak istiyorum"


Tek isteğinin biyonik kola kavuşup bir işte çalışmak olduğunu söyleyen Çapan, "Kolumu almak ve çoluğuma çocuğuma bir parça ekmek getirebilmek istiyorum. Çalışamadığım için gerçekten psikolojim bozuk. Benim bedenimden bir parça gitti. Ama hayat devam ediyor. Benim iki tane çocuğum var. Onların geleceğini düşünmek zorundayım. İş görmezlik maaşı alıyorum. Allah korkusu olan bir insanım ben. Bin 460 TL iş görmezlik maaşı alıyorum. Kira vermeyelim diye babam emekli maaşıyla kredi çekip bu evi aldı bize. Babam emekli maaşının büyük bir kısmını krediye ödüyor" şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.