GENEL - 08 Kasım 2019 Cuma 14:23

Kız Kardeşim Eğitim Tırı Kırklarelili kadınlarla buluştu

A
A
A
Kız Kardeşim Eğitim Tırı Kırklarelili kadınlarla buluştu

TOBB, Habitat Derneği, İTÜ ve Coca-Cola Türkiye işbirliği ile yürütülen Kız Kardeşim Projesi, Eğitim Tırı ile Türkiye’nin farklı illerinde kadınların ekonomik hayata katılımlarına destek oluyor.

TOBB, Habitat Derneği, İTÜ ve Coca-Cola Türkiye işbirliği ile yürütülen Kız Kardeşim Projesi, Eğitim Tırı ile Türkiye’nin farklı illerinde kadınların ekonomik hayata katılımlarına destek oluyor. Bu yıl sonuna kadar 12 ile ulaşması hedeflenen Eğitim Tırı 8 Kasım’da Kırklarelili kadınlarla buluştu.


Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), Habitat Derneği, İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) ve Coca-Cola Türkiye işbirliği ile kadınların ekonomik hayata katılımlarına destek olmak amacıyla yürütülen Kız Kardeşim Projesi, Eğitim Tırı ile Türkiye’nin farklı illerindeki kadınlara ulaşarak kadınların ekonomik hayata katılımlarına destek oluyor.


Bu kapsamda 8 Kasım tarihinde Kırklarelili kadınlara misafir olan Eğitim Tırı ile 15-55 yaş arası kadınlara Bilişim ve Finansal Bilinç başlıkları altında eğitimler verildi. Kırklarelili kadınlar tarafından büyük ilgi gören eğitim programında; Bireyler İçin Finansal Bilinç ve Uygulamalı Temel Finans, Dijital Okur-Yazarlık, Ebeveyn ve Bilgi Güvenliği alanına ilişkin konular aktarıldı.


Kırklareli’nde 233 kadın Kız Kardeşim eğitimlerinden faydalandı


Coca-Cola’nın 2020 yılına kadar dünya genelinde 5 milyon kadının ekonomik hayatta etkin bir şekilde yer almasını destekleme hedefinin bulunduğunu belirten Coca-Cola Türkiye Sürdürülebilirlik ve Kurumsal Sorumluluk Müdürü Tülin Kara Özger, “Bu amaç doğrultusunda, Türkiye’de 2015 yılında hayata geçirdiğimiz Kız Kardeşim Projesi kapsamında sunulan eğitimler ile kadınların ekonomik hayatta etkin bir şekilde yer alması için çalışıyoruz. Projemiz bugüne kadar 30 ilde 11 binden fazla kadının kendini geliştirerek toplum içinde daha aktif rol almasına destek oldu. 2019 yılında ise 9 bin kadına ulaşmayı hedefliyoruz. Kırklareli’nde bugüne kadar 233 kadın Kız Kardeşim eğitimlerinden faydalandı. Coca-Cola Türkiye olarak, kadınların ekonomik kalkınmada etkin rol almalarını ve ekonomik hayata katılım konusunda gerekli bilgi ve becerilerle donatılarak toplumsal ve ekonomik konumlarının güçlenmesini desteklemeye devam edeceğiz” şeklinde konuştu.


Kırklareli TOBB Kadın Girişimciler Kurulu Başkanı Ruhan Uzunlar Altınel, “Kırklareli Kadın Girişimciler Kurulu olarak Kız Kardeşim Projesi’nin içerisinde yer almaktan onur duyuyoruz. Bizler eğitimler, kurslar ve kurum destekleri ile üreten, istihdam yaratan, katma değer kazandıran, kendi evine ve aynı zamanda yaşadığı bölgeye ekonomik açıdan değer katan girişimci kadınları artırmayı hedefliyoruz. Bir diğer deyişle kadınının gücünü harekete geçirmeyi amaçlıyoruz. Bu kapsamda Kız Kardeşim Projesi’ne katılarak yetenek, birikim ve cesaret özelliklerini bir arada kullanan, aynı zamanda risk alan ve ekonomik bir değer üreten kadınlarımızın yanındayız. Bütün katılımcı kadınlarımıza başarılar diliyoruz” değerlendirmesinde bulundu.


Habitat Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Sezai Hazır, “Kendi potansiyelini açığa çıkaran kadınların ekonomik hayata ve dolayısıyla topluma katkıları artıyor. Teknolojinin her geçen gün daha da geliştiği ve yeni olanaklar sunduğu günümüz dünyasında, yenilikçi teknolojilere ayak uydurmak hem kişisel gelişim hem de çağın gerisinde kalmamak adına büyük önem arz ediyor. Bilgiye ulaşmanın kolaylaştığı bu dijital dünyada kuşkusuz ki bilgi güvenliği de ciddi bir önem taşıyor. Ebeveyn ve bilgi güvenliğine ilişkin sunduğumuz eğitim ile katılımcıların internet kullanımlarında bu alandaki donanımlarının artırılmasını amaçlıyoruz” dedi. 16 Eylül 2019 tarihinden bu yana yollarda olan Kız Kardeşim Eğitim Tırı, Kasım sonuna kadar kadınlara eğitim desteği vermeye devam edecek. Kız Kardeşim Eğitim Tırı 2019 yılı çalışmaları kapsamında Ordu, Trabzon, Kayseri, Elazığ, Gaziantep, Adana, Nevşehir, Isparta, Denizli, Aydın, Bursa ve Kırklareli olmak üzere toplam 12 proje iline ulaşacak.


Proje yıl sonuna kadar 9 bin kadına ulaşacak


2015 yılında hayata geçirilen Kız Kardeşim Projesi bugüne kadar 11 bini aşkın kadına ulaştı. Proje, Türkiye’de bugüne kadar 30 ilde 11 binden fazla kadının kendini geliştirerek toplum içinde daha aktif rol almasına destek oldu. Kadınların ekonomik kalkınmada etkin rol almalarının sağlanması, ekonomik hayata katılım konusunda gerekli bilgi-becerilerle donatılarak toplumsal ve ekonomik konumlarının güçlenmesinin amaçlandığı Kız Kardeşim Projesi ile 2019 yılında 9 bin kadına ulaşmak hedefleniyor. Kız Kardeşim projesi kapsamında Türkiye genelinde 30 ilde kadınlara dijital okuryazarlık, ebeveyn ve bilgi güvenliği, bireyler için finansal bilinç ve uygulamalı temel finans eğitimleri veriliyor. Yıl boyunca süren eğitimlerle kadınların kişisel mali kaynaklarını doğru yönetebilmeleri ve temel finansal hizmetleri tanımaları, girişimci ve girişimci adaylarının küçük ve orta ölçekli işletmelerde temel finansal operasyonlarını verimli yönetebilmeleri, dijital okuryazarlık ve internet güvenliği konularında farkındalıklarının artması ve internet kullanımındaki bilgi güvenliği donanımlarının güçlenmesi amaçlanıyor.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Mersin 23 Nisan Uluslararası Çocuk Festivali gala yemeği ile sona erdi Mersin Büyükşehir Belediyesince bu yıl ilk kez düzenlenen ve 4 gün boyunca hem çocukların hem de çocukluğundaki bayramları özleyen Mersinlilerin doyasıya eğlendiği Uluslararası Çocuk Festivali, düzenlenen gala yemeği ile sona erdi. Dünyanın 14 farklı ülkesinden gelen dans toplulukları, 23 Nisan’ın kendi bayramları olduğunu festival sayesinde öğrenirken, Mersinliler de özlediği coşkulu bayram günlerini yeniden yaşadı. Türkiye’den deprem bölgesi olan Hatay ve Adıyaman’dan gelen dans toplulukları da Mersin’i tanırken, farklı dünya kültürleriyle tanışma ve kaynaşma fırsatı buldu. Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı tarafından organize edilen ve birçok daire başkanlığının destekleriyle yapılan festivalin son gününde düzenlenen gala yemeğinde, Mersin Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Serdal Gökayaz, Belediye Başkan Danışmanı İbrahim Evrim ile Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı Koordinatörü, Opera Sanatçısı Bengi İspir Özdülger katılımcılarla bir araya geldi. Dans toplulukları son kez gösterilerini sergilediler. Gala yemeğinin sonunda katılımcılara Mersin’i ve festivali unutmamaları için plaket ve hediyeler verildi. Konuklar Mersin’i, kültürünü ve insanlarını yakından tanıdı 20 Nisan’da başlayan festival kapsamında merkezin yanı sıra Anamur, Silifke ve Tarsus’ta gösterilerini sergileyen yabancı dans toplulukları, Mersin’i, kültürünü, tarihini ve insanlarını yakından tanıma fırsatı buldu. Mersinlilerin cana yakın misafirperverliğinden son derece etkilenen dans toplulukları, dünyada çocuklara bayramın armağan edildiği tek ülke olan Türkiye’de dolu dolu festival yaşadı. “Hatıralarda kalacağına inandığımız güzel bir festival oldu” Uluslararası Çocuk Festivali’nin bitişi gününde gerçekleştiren gala yemeğinde değerlendirmelerde bulunan Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Koordinatörü, Opera Sanatçısı Bengi İspir Özdülger, “Çok mutluyuz, harika bir festivalin sonuna geldik. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımızı bir festivalle taçlandıralım istemiştik ve onun da verdiği mutluluk ve gururu yaşıyoruz. Atatürk’ün açtığı o aydınlık yolda yürüyen nesillerin gerçekten hatıralarında kalacağına inandığımız güzel bir festival oldu” dedi. 20 Nisan’da başlayan festival kapsamında yapılan etkinliklerden kısaca bahseden Özdülger, “14 ülkeden 350 misafirimiz geldi. Aynı zamanda ülkemizden Hatay, Adıyaman ve Ankara’dan misafirlerimiz vardı ve ilimizde yarışmada ilk üçe girmiş olan okullarımız da festivalimizin gösteri ekibinde yer aldı. Bugün 23 Nisan’da büyük bir gururla, bu güzel bayramda sabahtan itibaren yapılmaya başlanan etkinliklerle birlikte saat 15.00’te Özgecan Aslan Meydanı’nda bahsettiğim bütün misafirlerimizin gösterilerini sevgili vatandaşlarımızla, güzel çocuklarımızla buluşturduk” diye konuştu. “Dolu dolu geçen 3 gün yaşadık” Özdülger, gala yemeği ile festivali taçlandırmak istediklerini kaydederek, “Bu mutluluğu hep beraber bir yemekle birleştirelim ve kendilerine anı bırakacak hediyelerimizi sunalım dedik” ifadelerini kullandı. Özdülger, birçok daire başkanlığının atölyelerinin olduğu festival kapsamında ayrıca sportif etkinliklerin de yapıldığını belirterek, “Çocuklar için hazırlanan etkinlik ve oyun alanlarında çocuklarla bütünleşildi. Daire başkanlıklarımızın çocuklara atölye çalışmaları oldu. Gerçekten dolu dolu geçen bir üç gün yaşadık. Birleştirici gücü olduğu ve halkı bütünleştirdiği için biz bu festivalleri çok önemsiyoruz” şeklinde konuştu. “Tüm dünyaya bu güzel bayramı yaşatalım istiyoruz” Mersin’in tanıtımının da festivalin bir diğer artısı olduğunu söyleyen Özgülger, “Mersin’i, Akdeniz’in incisi olarak görüyoruz. Güzel mersinimizi ve güzel insanımızı da tüm dünyaya tanıtmak istiyoruz. İşte bu festivalde onlardan bir tanesi. Bu yıl ilkini gerçekleştirdik ve bundan sonra devamı gelecek. Bunu da büyük bir keyifle ve mutlulukla gururla söylüyoruz. Güzel şehrimizi, yurtdışından gelen sevgili çocuklarımıza, davetlilerimize tanıttık aynı zamanda ülkemizden katılan sevgili çocuklarımıza da şehrimizi gösterdik. Çok mutlu ve gururluyuz" dedi.
İstanbul İstanbul’da çöl tozları hayatı olumsuz etkiliyor Türkiye’ye Afrika Üzerinden gelen çöl tozları ve sıcak hava dalgası yaşlı ve çocukları etkiliyor. Çocuklar ve yaşlılar çok daha fazla etkilenirken, uzmanlar maskesiz dışarı çıkılmaması, pencereleri kapalı tutma konusunda uyarılarda bulundu. Yunanistan’ın başkenti Atina’yı turuncuya boyadı. Türkiye’de etkisini çöl tozları İstanbul’da da hayatı olumsuz etkiliyor. Meteoroloji Genel Müdürlüğü, Türkiye’de de etkili olan toz taşınımı ile ilgili uyarılarda bulundu. Libya üzerinden gelen çöl tozu Yunanistan’da gökyüzü kızıla bürünmesine neden olmuştu. Tekirdağ üzerinden Türkiye’ye giriş yaparak yurdun batı kesimini etkisi altına alan çöl tozunun etkisinin İstanbul’da 3 gün daha süreceği tahmin ediliyor. “Sağlık açısından çok zararlı” Birkaç sene önce yoğun olarak çöl tozlarının geldiğini hatırladığını ifade eden Mustafa Baran, “ Sabah kalktığımızda arabalarımızın üzeri görünmez oluyordu. Sağlık açısından çok zararlı olduğunu biliyorum. Gelince evden çıkmayacağız herhalde. Kesinlikle maske takılması gerekiyor. Sadece çöl tozları ile alakalı değil günlük hayatımızın içinde insanların yoğun olduğu yerlerde takılması gerekiyor. Ben etkilenmedim ama etkilenen dostlarımız oldu” diye konuştu. “Misafirliğe gelenler nefes alamıyorlar geri dönüyorlar” Sahilde bisikleti ile gezerken çöl tozlarından etkilendiğinin belirten Fahrettin Güden, “Ben her sabah bisiklet ile 50 kilometre yol yaparım. Akşam eve gittiğim zaman saçlarım toz içerisinde olur. İçki ve sigara kullanmadığım için öksürük problemim yok ama benim hanımımda var. Anadolu tarafından buraya misafirliğe gelenler nefes alamıyorlar geri dönüyorlar. Kızımın arabalarının üzeri bembeyaz oluyordu. İstanbul’un kirliliği çok kötü” dedi. “Sildikten sonra bende merak ettim ne olduğunu” Çöl tozlarının ne olduğunu bilmediğini ifade eden Halil Hayırlıoğlu, “Arabaların üzerinde sapsarı toz olduğunu gördüm. Ne olduğunu bilmiyorum. Arabanın üzerinde sildikten sonra bende merak ettim ne olduğunu. Benimde oldukça dikkatimi çekti” diyerek sözlerini tamamladı. “Herkesi etkiliyor, bazen nefes alırken bile zorlanıyorsun” Ailesi ile birlikte sahilde gezdiklerini çocuğunun çöl tozlarından etkilendiğini söyleyen Naim Uludağ, “Arabanın üzerinde kolaca belli oluyor. Her yıl oluyor alıştık artık. Beni fazla etkilemiyor ama çocukları etkiliyor. Çocuklarımın burnu tıkanıyor. Burnundan nefes alamıyor, ağzından alıyor. İkisini de etkiliyor zor bur durum. Kimse maske ile dışarı çıkmak istemez. Herkesi etkiliyor, bazen nefes alırken bile zorlanıyorsun” dedi.
Antalya Prof. Dr. İbrahim Şahin: "Genç nüfusta obezite ve diyabet hastalığı artıyor" TEMD Araştırma Sekreteri Prof. Dr. İbrahim Şahin, obezitenin basite indirgenmeyecek kadar zor bir hastalık olduğuna işaret ederek, "Gençlerimiz şişmanlıyor, 15-20 yaş grubu arasında obezite ve diyabet hastalığı çok artıyor. O yaşlarda eskiden Tip 2 diyabet görmezdik, artık o yaşlarda görmeye başladık" ifadelerine yer verdi. Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği (TEMD) Araştırma Sekreteri Prof. Dr. İbrahim Şahin, Antalya’da katıldığı 45. Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Kongresi’nde obezitenin nedenlerini ve tedavi yöntemlerini aktardı. Obeziteyi tanımlayan Şahin, Türkiye’nin obezite sıralamasında Avrupa’da birinci olduğunu açıkladı. Türkiye, obezite sıralamasında Avrupa’da birinci Prof. Dr. İbrahim Şahin, şöyle konuştu: "Obezite, basit bir irade eksikliği değil. Obezite, yağ dokusunun normalden fazla olması, sağlığımızı etkileyecek kadar fazla olması ile karakterize olan bir hastalık. Çünkü, yağ dokusu arttığında bununla ilgili birçok hastalık artıyor. Bunun sonucunda, bizim hem yaşam süremizi kısıtlıyor, hem birçok hastalığa neden oluyor. Sağlıksız, yanlış beslendiğimiz için artıyor, ayrıca bunu bir hastalık olarak görmeyip basite almamız nedeniyle oluyor. Psikolojik, metabolik, hormonal, bazı ilaçlara bağlı farklı nedenleri de var. Türkiye’nin, obezite sıralamasında neden Avrupa’da birinci olduğuna gelecek olursak, şehirleşmenin artması, sağlıksız beslenme daha önemli rol oynuyor, dünyada ekmek tüketiminde en yüksek ülkelerden bir tanesiyiz. Sebze tüketimimiz az, spor açısından herhangi bir düzenli egzersiz yapma alışkanlığımız çok az. Bu da bizi Avrupa’da birinci hale getiriyor." "Gençlerimiz şişmanlıyor" Prof. Dr. İbrahim Şahin, genç nüfusta da obezitenin artışına vurgu yaparak, tedavi yöntemlerini anlattı. Şahin, "Gençlerimiz şişmanlıyor, 15-20 yaş grubu arasında obezite ve diyabet hastalığı çok artıyor. O yaşlarda eskiden Tip 2 diyabet görmezdik, artık o yaşlarda görmeye başladık. Altta yatan bir nedeni var mı, sadece yanlış beslenmeden mi kaynaklanıyor. Bunun değerlendirilmesi lazım. Önce tespit etmek gerekiyor. Çözümü çok faktörlü; beslenme açısından diyetisyene başvurmak gerekiyor, profesyonel hoca kontrolünde mutlaka spor yapılmalı, gerekirse ilaç tedavisinin endokrin kontrolünde olması lazım" dedi. Zayıflama iğnesi, doktor kontrolünde yapılmalı Birçok mecrada tanıtımı yapılan zayıflama iğneleri hakkında da değerlendirmede bulunan Prof. Dr. İbrahim Şahin, tüm tedavi yöntemlerinin doktor kontrolü altında uygulanması gerektiğinin altını çizdi. Şahin, "Son birkaç yıldır, yeni ilaç isimleri duyuyoruz. Zayıflama iğneleri diye de geçiyor. Bunları kullanmadan önce belirli koşullar var, örneğin pankreas bezine bakılması gerekiyor. Safra taşı gibi bazı durumların kontrol altında olması lazım. Endokrin olarak, öncelikle bu ilacı kullanıp kullanmayacağının değerlendirilmesi gerekiyor. Çünkü faydadan çok zarar verir. Yine son yıllarda cerrahi tedaviler var. Bunların birçoğu bakanlık ve sağlık otoriterleri tarafından kabul edildi. Uygun kişiye uygun zamanda yapılırsa, sonrasında da takipleri iyi yapılırsa uygulanabilir" diye konuştu.