GENEL - 24 Mart 2020 Salı 14:48

Müşteri kısıtlamasına, dezenfektan ve eldivenli önlem

A
A
A
Müşteri kısıtlamasına, dezenfektan ve eldivenli önlem

İçişleri Bakanlığından korona virüs tedbirleri kapsamında ek genelge yayınlanması sonrası Kırşehir’de, marketler, hizmet saatlerine uydukları gibi müşteri kısıtlamalarına da sınırlama getirdi.

İçişleri Bakanlığından korona virüs tedbirleri kapsamında ek genelge yayınlanması sonrası Kırşehir’de, marketler, hizmet saatlerine uydukları gibi müşteri kısıtlamalarına da sınırlama getirdi.


Market girişlerine el dezenfektanları koyan işletmelerde müşterilerin kurallara uymaları isteniyor. Dezenfektan kullanan müşteri içeri girdikten sonrada manav reyonu ile birlikte ekmek alırken de eldiven takıyor.


Yapılan uygulamayı doğru bulduğunu ifade eden Faruk Türedi, “Tedbirler biz insanlar için olması gerekenler oluyor. İnsanların daha duyarlı olması gerekir. İtalya ve İspanya’da yapılan hatalar bizlerde yapılmamalı. Özelliklede Sağlık Bakanı Fahretin Koca’nın söylediği kurallara uymamız gerekir. İş, işten geçmeden tedbir almak lazım" dedi.


Sağlık Bakanlığının aldığı tedbirlere uyduğunu söyleyen ve evde kalınmalı çağrısını yenileyen Ömer Yaylagül, “Yapılan her tedbir ve işlemler biz insanlar için bizler tedbirimizi aldıktan sonra hastalık zannetmiyorum ki kapımızı çalsın. Milletimizi ayakta tutabilmemiz için de elimizden gelen ne varsa yapmamız gerekir. Bize denen ise evde kal evde kal” diye düşüncelerini açıkladı.


Özellikle market girişinde dezenfektan uygulamasını doğru bulduğunu anlatan Fatma Öztekin ise insan sağlığı için yapılan her uygulamayı doğru bulduğunu belirterek insanların da kurallara uyması gerektiğini söyledi.



İnsan sağlığı için her şeyde sınırlamalar yapıldı


Yapılan her uygulamanın insan sağlığı için önem arz ettiğini belirten ve bakanlıklar tarafından alınan her kurala uymaya çalıştıklarını anlatan işletme sahibi Burhan Soylu, ise düşüncelerini şöyle açıkladı:


“Yapılan her şey tamamen insanların sağlıkları için, Sağlık Bakanlığı ve bakanlıklar tarafından yapılan uygulamalar gerçekçidir. İş yerimizde dezenfektan cihazımızı işletmemizde metrekaremize göre alışveriş yapılmasını sınırlandırdık. Yığılma ve toplu alış verişler için bilgilendirme yapıyoruz. Sağlık kurallarına daha fazla dikkat ediyoruz. Her adımızı da kurallara uygun yapıyoruz. Kalabalık için ise bekletme yapıyoruz. Personelimiz ise maskeli ve eldivenli şekilde çalışıyor.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul İstanbul’da çöl tozları hayatı olumsuz etkiliyor Türkiye’ye Afrika Üzerinden gelen çöl tozları ve sıcak hava dalgası yaşlı ve çocukları etkiliyor. Çocuklar ve yaşlılar çok daha fazla etkilenirken, uzmanlar maskesiz dışarı çıkılmaması, pencereleri kapalı tutma konusunda uyarılarda bulundu. Yunanistan’ın başkenti Atina’yı turuncuya boyadı. Türkiye’de etkisini çöl tozları İstanbul’da da hayatı olumsuz etkiliyor. Meteoroloji Genel Müdürlüğü, Türkiye’de de etkili olan toz taşınımı ile ilgili uyarılarda bulundu. Libya üzerinden gelen çöl tozu Yunanistan’da gökyüzü kızıla bürünmesine neden olmuştu. Tekirdağ üzerinden Türkiye’ye giriş yaparak yurdun batı kesimini etkisi altına alan çöl tozunun etkisinin İstanbul’da 3 gün daha süreceği tahmin ediliyor. “Sağlık açısından çok zararlı” Birkaç sene önce yoğun olarak çöl tozlarının geldiğini hatırladığını ifade eden Mustafa Baran, “ Sabah kalktığımızda arabalarımızın üzeri görünmez oluyordu. Sağlık açısından çok zararlı olduğunu biliyorum. Gelince evden çıkmayacağız herhalde. Kesinlikle maske takılması gerekiyor. Sadece çöl tozları ile alakalı değil günlük hayatımızın içinde insanların yoğun olduğu yerlerde takılması gerekiyor. Ben etkilenmedim ama etkilenen dostlarımız oldu” diye konuştu. “Misafirliğe gelenler nefes alamıyorlar geri dönüyorlar” Sahilde bisikleti ile gezerken çöl tozlarından etkilendiğinin belirten Fahrettin Güden, “Ben her sabah bisiklet ile 50 kilometre yol yaparım. Akşam eve gittiğim zaman saçlarım toz içerisinde olur. İçki ve sigara kullanmadığım için öksürük problemim yok ama benim hanımımda var. Anadolu tarafından buraya misafirliğe gelenler nefes alamıyorlar geri dönüyorlar. Kızımın arabalarının üzeri bembeyaz oluyordu. İstanbul’un kirliliği çok kötü” dedi. “Sildikten sonra bende merak ettim ne olduğunu” Çöl tozlarının ne olduğunu bilmediğini ifade eden Halil Hayırlıoğlu, “Arabaların üzerinde sapsarı toz olduğunu gördüm. Ne olduğunu bilmiyorum. Arabanın üzerinde sildikten sonra bende merak ettim ne olduğunu. Benimde oldukça dikkatimi çekti” diyerek sözlerini tamamladı. “Herkesi etkiliyor, bazen nefes alırken bile zorlanıyorsun” Ailesi ile birlikte sahilde gezdiklerini çocuğunun çöl tozlarından etkilendiğini söyleyen Naim Uludağ, “Arabanın üzerinde kolaca belli oluyor. Her yıl oluyor alıştık artık. Beni fazla etkilemiyor ama çocukları etkiliyor. Çocuklarımın burnu tıkanıyor. Burnundan nefes alamıyor, ağzından alıyor. İkisini de etkiliyor zor bur durum. Kimse maske ile dışarı çıkmak istemez. Herkesi etkiliyor, bazen nefes alırken bile zorlanıyorsun” dedi.
Antalya Prof. Dr. İbrahim Şahin: "Genç nüfusta obezite ve diyabet hastalığı artıyor" TEMD Araştırma Sekreteri Prof. Dr. İbrahim Şahin, obezitenin basite indirgenmeyecek kadar zor bir hastalık olduğuna işaret ederek, "Gençlerimiz şişmanlıyor, 15-20 yaş grubu arasında obezite ve diyabet hastalığı çok artıyor. O yaşlarda eskiden Tip 2 diyabet görmezdik, artık o yaşlarda görmeye başladık" ifadelerine yer verdi. Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği (TEMD) Araştırma Sekreteri Prof. Dr. İbrahim Şahin, Antalya’da katıldığı 45. Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Kongresi’nde obezitenin nedenlerini ve tedavi yöntemlerini aktardı. Obeziteyi tanımlayan Şahin, Türkiye’nin obezite sıralamasında Avrupa’da birinci olduğunu açıkladı. Türkiye, obezite sıralamasında Avrupa’da birinci Prof. Dr. İbrahim Şahin, şöyle konuştu: "Obezite, basit bir irade eksikliği değil. Obezite, yağ dokusunun normalden fazla olması, sağlığımızı etkileyecek kadar fazla olması ile karakterize olan bir hastalık. Çünkü, yağ dokusu arttığında bununla ilgili birçok hastalık artıyor. Bunun sonucunda, bizim hem yaşam süremizi kısıtlıyor, hem birçok hastalığa neden oluyor. Sağlıksız, yanlış beslendiğimiz için artıyor, ayrıca bunu bir hastalık olarak görmeyip basite almamız nedeniyle oluyor. Psikolojik, metabolik, hormonal, bazı ilaçlara bağlı farklı nedenleri de var. Türkiye’nin, obezite sıralamasında neden Avrupa’da birinci olduğuna gelecek olursak, şehirleşmenin artması, sağlıksız beslenme daha önemli rol oynuyor, dünyada ekmek tüketiminde en yüksek ülkelerden bir tanesiyiz. Sebze tüketimimiz az, spor açısından herhangi bir düzenli egzersiz yapma alışkanlığımız çok az. Bu da bizi Avrupa’da birinci hale getiriyor." "Gençlerimiz şişmanlıyor" Prof. Dr. İbrahim Şahin, genç nüfusta da obezitenin artışına vurgu yaparak, tedavi yöntemlerini anlattı. Şahin, "Gençlerimiz şişmanlıyor, 15-20 yaş grubu arasında obezite ve diyabet hastalığı çok artıyor. O yaşlarda eskiden Tip 2 diyabet görmezdik, artık o yaşlarda görmeye başladık. Altta yatan bir nedeni var mı, sadece yanlış beslenmeden mi kaynaklanıyor. Bunun değerlendirilmesi lazım. Önce tespit etmek gerekiyor. Çözümü çok faktörlü; beslenme açısından diyetisyene başvurmak gerekiyor, profesyonel hoca kontrolünde mutlaka spor yapılmalı, gerekirse ilaç tedavisinin endokrin kontrolünde olması lazım" dedi. Zayıflama iğnesi, doktor kontrolünde yapılmalı Birçok mecrada tanıtımı yapılan zayıflama iğneleri hakkında da değerlendirmede bulunan Prof. Dr. İbrahim Şahin, tüm tedavi yöntemlerinin doktor kontrolü altında uygulanması gerektiğinin altını çizdi. Şahin, "Son birkaç yıldır, yeni ilaç isimleri duyuyoruz. Zayıflama iğneleri diye de geçiyor. Bunları kullanmadan önce belirli koşullar var, örneğin pankreas bezine bakılması gerekiyor. Safra taşı gibi bazı durumların kontrol altında olması lazım. Endokrin olarak, öncelikle bu ilacı kullanıp kullanmayacağının değerlendirilmesi gerekiyor. Çünkü faydadan çok zarar verir. Yine son yıllarda cerrahi tedaviler var. Bunların birçoğu bakanlık ve sağlık otoriterleri tarafından kabul edildi. Uygun kişiye uygun zamanda yapılırsa, sonrasında da takipleri iyi yapılırsa uygulanabilir" diye konuştu.
Ankara Başkent Gençlik Meclisi’nden “Ah Tiyatro Vah Tiyatro” oyunu Ankara Kent Konseyi Başkent Gençlik Meclisi Kent Sahne Ekibi’nin “Ah Tiyatro Vah Tiyatro” adlı oyunu başkentlilerle buluştu. Müzikal komediye 7’den 70’e başkentliler yoğun ilgi gösterdi. Gençlik Parkı Tiyatro Salonu’nda sahnelenen müzikal oyunu Ankara Kent Konseyi Başkanı Halil İbrahim Yılmaz, Kent Konseyi Kale Meclisi Başkanı Şevket Bülent Yahnici, Kent Konseyi Yürütme Kurulu Üyesi Ceren Anadol ile çok sayıda seyirci izledi. Ankara Kent Konseyi Gençlik Meclisi Başkanı Halil Ecer yaptığı konuşmada, “Başkent Gençlik Meclisi tarafından geliştirilen tamamen gönüllü bir topluluk olan Kent Sahne Ekibi’nin aylardır emek verdiği ve çalışarak ortaya koyduğu oyunu burada sergileyeceğiz. Gençlerin karar alma mekanizmasına dâhil olması hem de Ankara’nın gençlik başkenti olması için birikimlerimizi kullanmak istiyoruz. Bugün Ah Tiyatro Vah Tiyatro oyununu izledik. Hem tiyatro emekçilerine bir saygı hem de gençler ve yetişkinler arasında diyaloğun geliştirilmesini hedefliyoruz” ifadelerini kullandı. Oyunu izleyen İsa Fidan, “3 yıl önce Gençlik Meclisi ile tanıştım. Gençlerin bu paydada söz sahibi olması önemli. Bu akşamki oyunda arkadaşlarımız oynadı. Sanata, kültüre önem vermemiz gerekiyor. Heyecanlıyım, bunca zamandır biriktirilen emeğin karşılığını izledik” ifadesini kullandı. Nisa Geredelioğlu ise, “İki yıldır tiyatro ekibini takip ediyorum. Özverili çalışmalarını bekliyorduk. Oyunu keyifle izledik ve heyecanlıyız burada olmaktan” dedi.